hesabın var mı? giriş yap

  • -lık eki türkiye türkçesine özgü yapım eki, -dan ise farsça bir ek ve taşıyan, muhafaza eden anlamına geliyor. çayı muhafaza eden nesne çaydan oluyor yani. mesela hanedan var bir de, bu da haneyi muhafaza eden, taşıyan anlamı ihtiva ediyor. cüz ise belge ya da kitap parçaları demektir ki cüzdan olunca bunları taşıyan nesne anlamına ulaşıyor.
    zindan var öte yandan, bu kelimenin de hikayesi de bunlara benzer ama bunları bana öğreten kişinin* şu anda bulunduğu yer olmasından ötürü anlatmaya dilim varmıyor.

  • sahne sanatlarında seyirciler arasında/seyirciden kaynaklı bir sorun olursa sahnedeki kişi/kişiler sahne arkasına geçer, gösteri olay bittikten sonra devam eder.

    prosedür budur zaten.

    ne kadar embesil sanat engelli tip varsa yorum yapmış.
    bayılıyorum bu ülke insanının bilgisi olmayan her konuda fikir sahibi olan insanına.

    biri de sold-out gösteri için ''cem yılmaz "bitmemiş" olsaydı o kadını susturacak lafı söylerdi'' yazmış...

    ne söylesem gg.

  • ne zaman uyuduğu belli olmayan biyonik bakkaldır.

    20 seneden beri gözlemlerim.

    bir fiil, 365 gün bu şekilde çalışır.

    arasıra, bazı bazı, oturdğu yerde uyukladığını gördüysemde, biri içeri girer girmez doğrulur.

    ulan ben kafayı yicem, beni uykususuz bıraktı. sabah kalkıyorum bunun için bakıyorum. orada akşam uzatıyorum kafamı, bazı zaman 3'leri buluyor kapatması.

    bir insan günde 2.5 saat uykuyla 20 seneden beri yaşar mı?

    enyştayn mı bu amk.?

    2 tane çocuğu var bide. ne ara o çocukları yaptı anlamış değilim.

    edit; bir fiil değil bilfiilimiş..

    yeter ulan debe editi; anladık bir fiil deil. siz büyük resme bakın? kimden ulan bu çocuklar?

    debe editi; hepbirlikte bir fiil bi el atalım

    (bkz: taşlıdere ilköğretim okulu yardım kampanyası)

  • çiftçinin yüzünü güldüren oyun. sürekli yağmur yağıyor anasını satayım...

  • siz deyin gençlik heyecanı, ben diyeyim derginin bir türlü doğru eleştirilmediği hissi, ya da psikologlar desin başka bir şey; zamanında nahoş şeyler yazdım ben bu dergiyle ilgili. şimdi arasanız bulamazsınız, bir yıl kadar önce çöp tenekeme yollanmıştı zaten. ama şimdi en azından kendi adıma bir iade-i itibar zamanı roll için, kendilerinin buna hiç ihtiyacı yok, orası kesin, ama benim yapmam şart.

    sırtını büyük bir sponsora veya medya tröstüne dayamamış bir müzik dergisinin 100 sayısını, arada tökezlese bile bunu hissettirmeden yayınlamış olması nereden baksanız büyük başarı. dahası gerçekten ülkede bir kuşağı etkilemiş olduklarını, internet sayesinde neredeyse her şeyin erişilebilir olduğu dönemde röportajlardaki, ufacık yorumlardaki, ajans sayfalarında üstlerde geçen küçücük alıntılardaki üslubun tadına varmak için onların takip edildiklerini düşününce takdirim artıyor.

    evet, dergi elbet eleştirilebilir, les inrocks çevirilerinin kimi zaman fazla abarmasıyla, bazen dünya görüşlerini müzikalitenin önüne koymalarıyla, son dönemde derginin bazı kısımlarının zayıflamasıyla... ama yine de bunlar bile roll'un önce samimi, sonra da ne dersek diyelim, olabildiğince tutarlı çizgisi sayesinde göz ardı edildi. en çok da kendilerine özgü tarzları sayesinde. evet, bugün bir gerçek var yadsınamayacak olan, roll sadece roll'la açıklanabilecek bir tarza sahip. ikinci sayfaya kimin sözlerini koyduklarından, "acaba x'e ne sormuşlar" merakını uyandırmalarına, özellikle 100. sayıdaki ekleriyle de belli ettikleri gibi "bağırmayan ama anlatan" görselliğine kadar uzanan bir kendine özgülük bu. şimdi 100 kapağın yan yana durduğu postere bakıp da iç geçiriyorum, üzerindeki sanatçıyı sevip sevmemek bir yana, kapağını bu kadar güzel, sakin yapabilen kaç dergi var dünya üzerinde? tamam, galiba 100. sayıyı, tüm kapakları görünce anılar da depreşti, hangi kapağı neredeyken almıştım; kimleydim, ne yaptım, ne ettim, ne dinledim o zamanlar diye düşünmek de etkili oldu, duygusal baktım olaya. nazan öncel'i mor ve ötesi'nin üstüne koymalarından tutun, "binaural" zamanı pearl jam'i babalamalarına, roll disko'daki hakan taşıyan'a kadar bir dolu kızgınlık da unutuldu. insanların türlere karşı 9 yıl öncesine göre daha az önyargılı olmalarındaki küçücük fıçıcık da olsa paylarını hesaba katarak tabii...

    hepsi geride kaldıysa bir şey baki. iyi ki varsın roll, nice 100 sayılara!

  • az once cnn turkte bir muhabir ve bir koylu (ya da olay yerine yasayan bir kisi bilemiyorum) olay yerine dogru yurumekteydi. bu koylu arkadas dediki; "eskiden bu raylari kontrol eden kisiler vardi. metre metre yuruyup bunlari kontrol ederlerdi. simdi bu is taseronlasti. yol yaptik, kopru yaptik demekle..." dedigi anda cnn turk muhabiri adamin sozunu kesti ve " bu raylar yenilenmis" dedi. ustune "devlet butun imkanlarini seferber etti helikopter goruyorum" dedi. muhabirin ismi fulya ozturk'mus. sana lafim yok sayin ozturk, emekcisin sen ama yaptigin is dalkavukluk degil gazetecilik umarim farkina varirsin.