hesabın var mı? giriş yap

  • imar affı, ehliyet affı, genel af falan filan derken sokakta ölsek, suçlusu yine biz olacağız artık ülkede. öyle bir aflar cenneti.

  • kedi sahiplenmek isteyenlerden ricam ve onlara tavsiyem, önceliği engelli hayvanlara versinler.

    - öncelikle ne kadar engelli olursa olsun, kedi kedidir. kediliğini yapar. sizi kendisine aşık eder.
    - insanların aksine, kediler engellerini dert edinmezler. kendilerini eksik görmezler, kendilerini diğer kedilerle ya da sizle kıyaslamazlar. içiniz rahat olsun.
    - tek bacakları bile olsa, o bacakla hayata tutunurlar. bacakları yoksa, hayata tutunacak başka bir şey bulurlar. yeter ki yanlarında olun. bir kap mama, biraz sevgi, sıcak bir kucak onlara yeter.
    - engellerine bağlı olarak, bu kediler genelde daha ağırbaşlı ve uslu olurlar. özellikle apartmanda yaşayanlar için, geniş alan ihtiyacı görece az olan ve sokakta hayatta kalmaları çok zor, bazen imkansız olan bu kedileri sahiplenmek daha doğru bir seçim olacaktır.
    - sakat, kimsesiz, yapayalnız, korkmuş, hasta ve mutsuz bir canı evinize alıp, onun serpilip güzelleşmesini, sizinle oyunlar oynamasını, sizi gördüğünde sakat haliyle heyecanla size doğru atılmasını ve en çok da güvende ve huzurlu halini görmek gerçekten şu dünyada yaşanacak en güzel duygulardan, alınacak en büyük mükafatlardan biri olsa gerek.

  • adamlar barcelona'daki euroleague merkezinde bulunan toplantı salonlarından birisine zeljko obradovic adını vermişler ama gel gör ki; oturduğu evin kapı zilinde hala babasının adı yazan gençler bu insana loser demekteler.
    keşke bu adam gibi kaybetsem hep.

  • hentbol, bir takımın 6’sı saha, 1’i kalede olmak üzere 7’şer oyuncu ile iki takım halinde oynadığı bir spor oyunudur. çok eski yıllarda, domuzların sidik torbalarının şişirilerek top olarak kullanıldığı belirtilmektedir. tarih öncesi zamanlarda bugünkü kurallarla olmasa da iki takım halinde oynandığı bilinmektedir.
    hentbol, ilk yıllarda, futbol sahasına benzer ölçülerde olarak açık sahalarda oynanmıştır. dünya şampiyonaları ve ülkeler arasında dostluk karşılaşmaları şeklinde organize edilmiştir. bu zamanlarda özellikle, almanya, macaristan, danimarka, isveç, norveç, polonya, bulgaristan, yugoslavya, çekoslovakya, sovyetler birliği gibi, bugün bazılarının isimlerinin değiştiği bu ülkelerde çok yaygın bir biçimde oynanmıştır.
    olimpiyat oyunlarına baktığımızda, 1936 yılındaki berlin olimpiyat oyunlarında yer aldığını görüyoruz. yaz olimpiyat oyunlarında ilk kez 1972 yılındaki münih olimpiyat oyunları programına alınan hentbolun ilk olimpiyat madalyasını yugoslavya erkek hentbol milli takımı kazanmıştır. bayanların olimpiyatlara katılması 1976 yılındaki montreal olimpiyat oyunlarıdır.
    hentbol, öncelikle avrupa kıtasında taraftar kazanmış ve bu kıtadaki bir çok ülke tarafından oynatılan bir spor oyunu olmuştur.açık sahalarda oynanmasına rağmen özellikle soğuk kış aylarında bu sporun oynanması zor hale gelince kuzey avrupa’da yer alan ülkeler, oyun kurallarında bazı değişiklikler yaparak işi salona taşımışlardır. böylelikle hentbol yılın 12 ayında oynanabilen bir spor haline gelmiştir.
    bu çabaların yanında hentbolun uluslararası bir boyut kazanmasını görüyoruz. 1946 yılında kısa adı ile ihf olan uluslararası hentbol federasyonu 8 kurucu ülkenin katılımı ile kurulmuştur. bu federasyonun oluşumundan sonra, oyun kuralları, oyun sahası ölçüleri, oyuncu sayıları, oyuncu süreleri gibi konular daha netlik kazanmıştır. kuruluş sonrası üye olan her ülke federasyonu bu oyun kurallarına göre kendi ülkelerinde hentbolun oynanmasını sağlamışlardır.
    bunlardan başka, uluslararası şampiyonaların düzenlenmesi ve maç yönetmelikleri hazırlanmış, geliştirilen maç sistemlerine göre, kıta şampiyonaları, olimpiyat oyunları ve dünya şampiyonalarının kural ve uygulamalarına açıklık getirilmiştir.
    hentbol türkiye’de 04 şubat 1976 yılında kurulmuştur. o günkü sayı ile türk spor teşkilatı içerisinde 22. federasyon olmuştur. federasyon başkanlığına atanan ilk kişi yaşar sevim olmuştur. thf’nin kurulmasından iki sene sonrasında türkiye hentbol federasyonu uluslararası hentbol federasyonu’na üye olmuştur.
    avrupa hentbol federasyonu ise 1991 yılında aralarında türkiye’nin de bulunduğu ülkeler tarafında berlin’de yapılan kuruluş kongresinde kurulmuştur. bu oluşum öncesinde isviçre’de, portekiz’de ve almanya’da birkaç yıl süren hazırlık çalışmaları sonrası ortaya çıkan bu federasyon bugün avrupa kıtasındaki 46 üye ile çalışmalarını sürdürmektedir.
    hentbol maçı büyük bayanlar ve erkeklerde 30’ar dakikalık 2 devre halinde oynanır. arada 10 dk süren bir mola verilir. ikinci devrede takımlar sahalarını değişirler. hentbol oyun sahası 20 x 40 m ölçülerinde, bir çizgi ile ortadan ikiye ayrılmış ve atışın yapılabilmesinin 6 metrelik birer çeyrek yarım dairenin önünden gerçekleştiği kale sahalarından oluşur. serbest atışlar için kale çizgisinde 9 m uzaklıkta 15’er cm’lik aralıklı çizgilerden oluşmuş serbest atış çizgisi bulunur. ceza atışlarının yapıldığı yer ise kaleden 7 m uzaklıktaki ve boyu 1 m olan yedi metre çizgisidir. bir takım 12 oyuncu ile sahaya çıkabilmektedir. son yıllarda 14 oyuncunun sahaya çıkmasına izin verilmektedir. oyuncular forma şort giyerek ve üzerlerinde forma numarası taşıyarak oynarlar. forma numaraları 1’den 100’e kadar olabilmektedir. eskiden 1, 12 ve 16 nolu formaları yalnızca kaleciler kullanabilirdi. şimdi bu zorunluluk kalkmıştır. maç esnasında oyuncularla kalecilerin forma renklerinin farklı olmak zorundadır.
    hentbol maçları, iki saha ve iki masa hakemi tarafından yönetilir. saha hakemleri maç esnasında oyun ve kale sahası hakemi olarak eşit koşullarda görev yaparlar. hakemler maç esnasında bu pozisyonları değişirler. maç esnasında her takımda kaleci dahil 7 oyuncu bulunur. kenardaki değişme bankında toplam 5 adet oyuncu bekler. bu oyuncular hakeme haber vermeden, oyun sahasındaki oyuncu değişme koridorundan serbestçe oyun sahasına girip çıkabilirler. ancak bu değişme için önce oyun sahası içerisindeki oyuncunun dışarıya çıkması gerekir.

  • 2 tane kanatlı kuşun sesleri elbet değildir.

    insanların araba park edişleri, yayalara saygı duyması, selamlaşması çöplerini kapılarının önüne koymamaları bazı detaylardır.

    işimiz kuşlara kaldıysa sabahları balata gelin amk martı sesinden geçilmiyor.

  • çomaristanda yine boktan bir olay..

    “bu çocuğa el kaldıramazsın” diyen arkadaşın/abinin tepkisi gerçekten takdire şayan.. helal olsun..

  • verdiğiniz an ağzını beş karış açık bırakması gereken hediyedir. örnek vermek gerekirse;

    radyo programlarını kayıt edecek bir düzenek kurun. kız arkadaşınız ile beraber dinlediğiniz veya onun çok sevdiği şarkıları listeleyin. burası için kolay kısmı.

    oturun radyo başına geceden. istek çalan radyoları bulun. yerel radyolardan başlayın, ulaşması daha kolay olur. mehmet'ten zeynep'e diye isteyin ve kaydedin. farklı programcılar sizin hediyenizi anons etsin her şarkı başında. doldurun böyle bir cd.

    gerçi bunu en güzel kaset ile yapardınız. onla daha kolay oluyor. olmadı evde kayıt yapan teyp varsa kaset ile yapın kaseti cd'ye çevirtmek 5 lira.

    bonus: buda yapılabilecek bir süpriz. kız arkadaşınız eve film izlemeye gelecek olsun. önce filmi indirin. sonra divxplanetten altyazısını indirin. altyazı dosyasını notepat ile açın. karşınızda konuşmaları göreceksiniz. filmin en uygun olan diyalog sahnesine hayal gücünüzüde kullanarak ona olan sevginizi yazın. al pacino karşısındaki oyuncuya mehmet'in zeynep'i ne kadar sevdiğini falan söylesin.

    muhtemelen o film yarıda kalır.

  • sevgili yazarlar,

    arama kurtarma alanında 10 yıllık tecrübesi olan ve birçok afette görev almış bir yazar olarak bilgi eksikliği olan bu konuda sizlerle birşeyler paylaşmak istedim.

    malum şu sıralar deprem konusu ülkemizde hayli gündemde. ancak bir çoğumuz bu konuda pasif agresif tutum sergileyerek sadece endişe ediyoruz. öncelikle devlet eliyle alınacak önleyici tedbirler en önemli faktör olsa da bizlere de bu konuda çok iş düşmekte. özellikle sizleri bu konuda aktif birşeyler yapmaya davet ediyorum. afad veya ilgili derneklere gönüllü olarak bu konudaki çalışmalara katılmanız siz ve çevreniz için afet öncesi, sırası ve sonrasında büyük fark yaratacaktır.

    anlatacak söylenecek çok şey var ama çok uzatmadan konuya geçeyim.

    afet sonrası enkaz altında kalırsanız;

    - öncelikle panik yapmayın,durumumuzun farkına varın ve nefes alışverişinizi kontrol edin.

    - rastgele hareket etmeyin. güvenli bir çıkış görüyorsanız ve yaralı değilseniz sakin bir şekilde, ufak hareketlerle dışarıya çıkmaya çalışın.

    - dışarı çıkamıyorsanız olduğunuz yerde kalın. sakin ve sabırlı olun, paniğe kapılmayın. size ulaşılmasının günler sürebileceğini göz önünde bulundurarak enerjinizi verimli kullanın.

    - rastgele bağırmayın. enkaz altında rastgele bağırdığınızda toz, duman yutup nefes alışverişinizi zora sokabilirsiniz.

    - dışarıyı dinleyin,gelen tepkilere cevap verin. dışarıda gürültü varsa bağırmak bir işe yaramayacak ve gücünüzü kaybetmenize sebep olacaktır.

    - dışarıda gürültü azaldığında bağırarak veya elinize aldığınız taş vb. bir cisimle ritmik bir şekilde betona vurarak kendinizi farkettirmeye çalışın. şuanda teknoloji sayesinde arama kurtarma ekipleri parmağınızı betona vurma sesinizi bile algılayıp,yerinizi tespit edebiliyor.

    - kendinizi ve varsa etrafınızdaki diğer kişileri telkin edin. gelecek ile ilgili güzel hayaller kurun. güzel anılarınızı zihninizde canlandırın.

    daha fazla bilgi için bir yeşil uzağınızdayım.

    hepinize afetsiz günler dilerim.

  • birbirine benzeyen, bir cok insanin, hatta ana dili ingilizce olan bircoklarinin da, birbiri yerine kullandiklari bu iki ingilizce sozcugun aslinda farkli anlamlari oldugunu biliyor muydunuz? benim yillarca once cok unlu bir yazarin bir yazisi araciligi ile haberim olmustu (abd dogumlu olmasina ragmen bilmiyormus ta kitabini duzelten yayinevi gorevlilerinden ogrenmis) ama arastirmamistim. bir sure once ise ugrasip farki buldum. restrictive clause ve nonrestrictive clause denilen seyler var ve that'in restrictive olanlarla which'in ise (bir virgulden sonra) nonrestrictive olanlarla kullanilmasi gerekli aslinda. bunlar icin defining ve nondefining de deniyor. kolay hatirlamak icin soyle dusunun, eger bir cumlecik cumlenin butunlugu icin gerekliyse o zaman that kullanmak gerek. yok, o cumlecik olmadan da cumle anlamini tasiyabiliyorsa, o zaman which kullanmak gerek (yineleyerek, bir virgulden sonra). su orneklere bakin:

    dogs that bark scare me.
    dogs, which can be valuable pets, are expensive.

    birinci cumlede "that bark" olmadigi takdirde butun kopeklerden korktugum anlami cikar. oysa ben sadece havlayan kopeklerden korkuyorum. birinci cumle de bunu ifade ediyor. eger

    dogs, which bark, scare me

    diye soylense idi benim butun kopeklerden korktugum ama, bu arada, kopeklerin de havladiklari anlami cikacakti.

    ikinci cumlede ise kopeklerin pahali oldugu soyleniyor, kopeklerin degerli ev hayvanlari olabildikleri ise asil bilgiyi iletmeye katkisi olmayan bir ek bilgi ve aslinda gereksiz. eger birisi ozellikle degerli olabilen kopeklerin pahali oldugunu soylemek isteseydi o zaman

    dogs that can be valuable pets are expensive

    demesi gerekecekti. kisacasi, which ile eklenen bir cumlecik bir cesit "by the way" anlamina geliyor.

    yani soyle: birinci cumlede "that" denilince "havlayan kopekler beni korkuturlar" oluyor, "which" ile ise "kopekler ki havlarlar, beni korkuturlar" anlami cikiyor. ikinci cumlede ise "that" ile degerli ev hayvani olan kopeklerin pahali oldugu soyleniyor, halbuki "which" ile ise kopeklerin pahali oldugu ve degerli ev hayvani olabildikleri soyleniyor.

    bu yazdigimi hatirlamasaniz bile bir fark oldugunu hatirlayin yeter. gerisini, malum, arayarak kolayca bulabilirsiniz.

    meraklisi icin not: internet'te bir cok kaynak konuyu yukarida yazdigim gibi ifade ediyor. ancak bir yerde rastladigim bir aciklama bence daha makul ve gundelik kullanima da daha yakin. o da su: that yalnizca restrictive clause'lar icin kullaniliyor ve oncesinde virgule gerek yok. which nonrestrictive clause'lar ile kullanildiginda oncesinde (ve muhtemelen clause'in sonunda da) virgul olmasi gerekiyor. bunlari yukarida yazdim zaten. ote yandan, which'i de that gibi restrictive clause'lar icin kullanmak ta mumkun, ama o durumda bu clause'i virgulle ayirmamak gerek.

    tanim: var olan farklilik.