hesabın var mı? giriş yap

  • bizim köpek biz yemek yerken yanımızda bekler. yemeğe falan sulanmaz ama başka bir yere de gitmez. çünkü bilir ki yemeğin sonunda bir ihtimal bir şeyler ona da atarız. çoğu zaman bundan kaçınıyoruz malum bizim yediğimiz yemekler köpeklere pek faydalı değil. bakmayın sokak köpeklerine onlar açlıktan tahta bulsalar yiyecek durumdalar. yoksa çerçöpten bulup yedikleri yemek artıkları da onlara son derece zararlı.

    bizim köpeğin bu yemek sonunu bekleme huyunu bildiğimizden, bir şey verecek olursak öncesinde iki üç hareket yaptırıyoruz. emir komuta zinciri talimi yapsın, eğitimini pekiştirsin diye. mesela "otur, pati ver, afferin" deyip yemeğini veriyoruz. onun da en itaatkar zamanı o zaman oluyor. normalde üç kere tekrarladığın emri çat diye yapıyor. hatta öyle ki patiyi sen istemeden veriyor o kadar alıştı o rutine. ekmeğini patiden çıkarıyor.

    geçenlerde bir şey deneyelim dedik. yemek sonunda artan bir et parçası için sevgilim bana döndü, "sedat otur" dedi, oturur gibi bi kaykıldım. köpek şaşkın şaşkın baktı "noluyo lan?" dercesine. olayı anlamaya çalışıyor. "pati ver" dedi, pati verdim ve...

    havlaya havlaya üstüme koştu. "napıyosun yaaa sen!!? ne ekmeğimle oynuyorsun!!!" der gibi. normalde bize böyle tepkisel havlamışlığı hiç olmamıştı. kırk yılda bir havlasa da bu "hadi gel oyun oynayalım" diye olurdu. hayvan ilk defa adalet için isyan etti. ne de olsa yemeğin başından sonuna bekleyen oydu. halbuki ben sonunda iki üç hareketle ete konmuştum. aklıma bir anda bilim adamının suratına hıyar fırlatan gelir eşitsizliğine tepki veren kapuçin maymunu geldi. (bkz: kapuçin maymununun eşitsizliği reddetmesi)

    gerçi adaletten mi yaptı yoksa bencil bir tekelcilikten mi bilemiyorum onu bak. otopark mafyası gibi yemek sonu artıklarına çöreklenmiş de olabilir. belki arkadaşları olsaydı onlar da ellerinde sopalarla dalardı bana. bak o da olabilir.

    yine de her gün bizi şaşırtıyor adi köpek.

  • delikanli los ortamda kiza iyice yaklasir ve sorar . izin verdigin ilk erkek miyim?
    kiz biraz cekilip dikkatle bakar "olabilir , yuzun hic yabanci gelmedi"

  • hukuk diplomasını manavdan alan birinin söylemesi muhtemel söz. bu nasıl savunma lan ? madem herkes birbirini öldürsün sonra nasıl olsa adam öldü ceza versek geri mi gelecek sanki diye salalım bütün katilleri.

  • (bkz: lord eddard stark)

    ıhlamur marmara, batı karadeniz, orta toroslar ve kuzey anadolu'da yayılış gösterir. özellikle kuzey ve batı bölgelerimizdeki ormanlarda rastlanan sık dallı, geniş tepeli ağaçlardır.

    boyları 20-30 m'ye kadar ulaşabilir. büyüklüğü 5-10 cm arasında değişen yaprakları genellikle yürek şeklinde ve çarpık, kenarları dişli ve uzun saplıdır. sarkık çiçek demetleri sarımsı bir renge ve karakteristik bir kokuya sahiptir. çok geç açan bu çiçekler (haziran-temmuz) kurutularak çay gibi içilir.

  • 1 yıldır kullandığım hayat kurtarıcısı. süpürgeyi en verimli haliyle kullanmak için bazı tavsiyeler vereceğim. zira robotun verimi bir kaç aylık kullanımdan sonra ciddi derecede düşüyor ve pek de hissedilmiyor. ben de robotu sağlam bir bakımdan geçirdikten sonra aradaki farkı görüp anladım meğerse alet can çekişiyormuş da haberimiz yokmuş. evde uzun tüylü kedi var, her gün çalıştırıyoruz. her gün de sağolsun bir hazne dolusu pislik çıkarıyor. gelelim tavsiyelerime. zira robotun verimi bakımıyla doğru orantılı.

    benim kullandığım robotun filtresini, fırçasını değiştirmeme rağmen her açılışta motoru devir almaya çalışırmış gibi sesler çıkarıyordu sanki tam güç çalışmıyor gibiydi. arkasında çektiği havayı tahliye ettiği bir çıkış var oradan da doğru dürüst hava çıkmıyordu. evdeki klasik süpürgeyle içindeki motor bölümünü iyice temizledim. bilenler bilir bilgisayar fanı temizlerken fan da şiddetli döner, öyle bir temizlik yaptım. motor bölümünü bir bez yardımıyla kapatıp sadece süpürgenin ucu kadar bir alan bırakıp temizliği oradan yaptım. muazzam bir vakum oldu tabi.

    robotu çalıştırdığımda sesi normale dönmüştü ve bingo arkasındaki hava çıkışından neredeyse bir fön makinesi kadar hava geliyordu. meğersem motoru da tıkanmış. süpürgenin performansı inanılmaz arttı. aylardır gırgır gibi evde takılıyormuş. ona rağmen yine de iyi temizlemiş.

    robotun temizliğinden şüpheniz varsa arkasındaki çektiği havayı tahliye ettiği çıkışı elinizle kontrol edin, şiddetli bir şekilde hava üflemesi lazım, hava üflemiyorsa tıkanmıştır.

    benim kullandığım model xiaomi mi robot vacuum-mop p her marka ve model için aynı durum geçerli olmayabilir.

    önemli edit: xsekox uyardı, hava girişinden verdiğim vakumun şiddetli motoru döndürünce motor devreye elektrik vererek aleti bozabilir, robotu temizleyin ama çok asılmayın derim.

    edit 2: çok fazla soru gelince tam olarak nerenin temizleneceğiyle ilgili görseli paylaşmak istedim

    görsel

    robotun içini açmadan bu bölümü herhangi bir nesne ile temizlemek mümkün değil. filtresi de olsa içini de temizleseniz dahi bir süre sonra bu kısım da tıkanıyor. ben çareyi başka bir süpürge ile çekmekte buldum. görselde görünen bölgeden temizliğini yapmanız gerekiyor.

  • benim bir kedim var. öyle kaprisli ev kedilerinden değildir. sizi görür görmez yere atar kendini, açar karnını ve bekler. ister ki sevilsin, okşansın.
    bazı günler bakar ki gelip onu yerde seven yok, kalkar oturduğum koltuğa gelir. önce boynumun arkasına burnunu sürter, saçlarımı koklar ve hoppp diye kucağıma atlar. çok da güzel mırlar, açar motoru tor tor tor...
    severim ben de kedimi, o kadar zahmet etmiş, ayıp olmasın derim. ama o sırada başka bir odaya gitmek isterim. karnım açtır mutfağa gitmek isterim, hava sıcaktır duş almak için banyoya gitmek isterim. isterim de isterim!
    peki kediyi o mutlu, huzurlu ortamdan çıkarmak onu üzmeyecek mi derim içimden. daralırım, kalbim sıkışır.
    düşünürüm ve sonra yavaş yavaş sevginin şiddetini arttırırım. dokunulmasını sevmediği yerlerine dokunur, koltuktaki yerini daraltırım.
    önce bir afallar, sonra bana kızar, bazen pati atar hatta dişlerini de kullanıp şiddetin dozunu kaçırır ve bir hışımla kucağımdan atlatıp kaçar.
    "gitme" derim ama gider.
    ilişkileri bu tek kelimelik cümle ile bitiririm ve benim bitirdiğimi kimse anlamaz. bana kızan olmaz.
    bu yöntemi ben keşfetmedim, bir zamanlar keşfedenin kedisiydim.

  • haber

    iddiaya göre çağlar baltacı'nın epilepsi hastası olması nedeniyle; doktoru yanlız yaşamaması gerektiğini belirtti.baltacı'nın talebi üzerine bakanlık da ''tayin olmalı'' dedi.ancak bakanlığı onay verdiği tayine kars defterdarı bilgehan alım bir türlü onay vermedi.başka memurların tayini onaylanırken çağlar baltacı'nın tayini sürekli olarak ertelendi.1,5 yıl boyunca tayin bekleyen baltacı, evinde epilepsi krizi geçirdi.yanında kimse bulunmayan talihsiz genç hayatını kaybetti.

  • black mirror'ın 1. sezon 3. bölümünün ismidir.

    the entire history of you adlı bölümde, en yakın iki insanın dahi teknoloji yüzünden hayatlarının paramparça olabileceğini görüyoruz. teknolojinin hissizleştirdiği insanların ve onların hayatının yıkılışına tanıklık ediyoruz.

    sevdiğimiz adamın/kadının hayatını yeterince iyi biliyor muyuz? onunla aramızda yaşanan ilişkinin doğruluğuna ne kadar eminiz? teknolojinin getirdiği yeniliklerin günün birinde hayatımızı alt üst edeceğine hazır mıyız peki?

    gelecekte insanların beyinlerine eklenen çipler vasıtasıyla geçmişimizin her anını kayıt altına alma ve istenildiği an gözler vasıtasıyla ya da herhangi bir video izleme aygıtı aracılığıyla yeniden izleme mümkün bir hale getirilmiştir. liam ve fifion adlı çift de bu teknolojiyi kullanan kişiler listesindedir.

    eşini jonas adlı başka bir adamla aldatan fifion, gelecekte yaşanması muhtemel bir aldatma hikayesi sunuyor bizlere. geçmiş anları eşelemeye başlayan liam’ın acı sonla yüzleşmesi geç olmayacaktır. o güne dek hayatlarını kolaylaştıran teknolojinin o andan sonra onları geri dönüşü olmayan bir yola sürüklediğinin farkına varacaklardır. gerçeklerin aydınlanmasını sağlayan teknoloji, birden fazla insanın hayatını heba edecektir.

    bu bölümü izledikten sonra aklımıza hemen her anımızı kaydettiğimiz twitter, facebook, ınstagram gibi sosyal medya hesaplarımız geliyor. çünkü izlediğimiz şey tam olarak bu “iletişim araçlarının” bir adım ilerisi. mevcut dünyamızda insanlar anılarını bu tür sitelerin geçmişlerine bakarak tekrar görebiliyorlar, dizide ise o anılar boynumuza takılan ve “grain” adlı verilen bir teknoloji sayesinde eksiksiz kaydedilebilmekte.

    dizinin anlatmak istediği ise tam olarak bu. bu bölüm, hayatımızın her anının eksiksiz kaydedilebildiği cihazlara sahip olmanın bir ilişkiyi nerelere sürükleyebileceğinin altını çiziyor. teknolojinin gelecekte insanları nasıl yozlaştırabileceğinin somut kanıtı bu senaryoda saklı.

    teknolojinin insanı paranoyaklaştırması, duygusuzlaştırması, insanlar arası ilişkilere verdiği zarar gibi konuların ustaca işlendiği bir bölüm olan the entire history of you, dizinin etkileyicilik dozu yüksek bölümlerinden ve aynı zamanda da ilk sezonun bittiğine dair bir uyarı.

  • 3 yaşındaki dünya yakışıklısı kardeşim, artık yaşının da getirdiği olgunlukla annelerimizin farklı olduğunu kavramış, lakin babalarımızın aynı olup olmadığı konusunda sıkıntılar yaşamaktadır. ve sonunda kaçınılmaz soru gelir:

    -abla *bu benim annem, senin annen kim?
    +tatlım benim annem başka biri, burda değil şimdi başka bi yerde.
    -peki senin baban kim?
    +benim babam bu*, senin de baban benim de. babamız aynı yani.
    -*senin baban kim?
    +canım bu işte benim babam?

    kardeş bi süre sessiz kalır. minik kafasında durumu anlamaya çalışmaktadır. ve sonunda:

    -senin baban benim!

    der. sonra da cebinden demin babamın ona verdiği bi milyonu çıkarıp bana verir.

    -al sana para. ben büyüycem, işe giricem çalışıcam. o zaman daha çok para vericem sana. ben senin babanım.