hesabın var mı? giriş yap

  • yıllardır çok isteyip de bir türlü izleyemediğim filmdi truman show, nihayet bu akşam her saniyesini ağzım açık kalarak seyrettim. ed harris ve jim carrey'nin oyunculukları, senaryo, yönetim, tüm yapım harika. izlediğim en tam filmlerden, hiçbir yeri için şu şöyle olsaydı keşke demedim, ben uzman değilim tabii ama tahmin ediyorum hayatını sinemadan kazananlar da takdir etmişlerdir.

    sonra acaba dedim oscar almış mıydı bu muhteşem film, imdb'ye baktım ki a dostlar, aday bile olamamış en iyi film için, ve o yıl kazanan da shakespeare in love. hey maşallah deyip geçtim. gönlümün akademisinin bütün ödüllerini verdim gitti sana truman. canım benim.

  • bir yorgunluk vardi uzerimde. arka arkaya bir kac gun surunce, "doktora gideyim" dedim kendime, "bu yogun tempoda bu sekilde dayanmak zor". bir hafta kadar oyalandim, ve sonra, bir gun girdim o lanet pahali hastaneye..

    bir kac test yaptirdi doktor, sonra bir kac tane daha. ben "kimbilir ne bulacaklar?" diye dusunuyordum. ama daha cok, bir sonraki hafta yapacagim yurtdisi seyahatteydi aklim. zaten yorgundum, 5 gun toplanti, sonra geri donus, ve bir sonraki seyahat.

    geldi doktor, elinde bir dosyayla, ben kapinin onunde, "buyrun" dedi, "konusalim".

    sonrasi biraz bulanik. "soyleyebilirsiniz" diye cevap verdigimi hatirliyorum, "aileniz gelene kadar bekleyelim" dediginde. bir de "pankreas kanseri" dedigini. cok dinlemedim anlattiklarini, biraz da kacarcasina disari attim kendimi.

    tanidigim bir hastalik degildi, ama okumustum daha once neler yapabildigini, ne kadar hizli etkiledigini. ailem sehir disindaydi, kardesim yurtdisinda.. kimseyi arayamazdim, aramak istedigime de emin degildim zaten. 4 gun evden hic cikmadim, televizyon acmadan, kitap okumadan, muzik dinlemeden, sadece camdan disari bakarak gecen 4 gun. isyerinden ariyorlardi, acmiyordum. (kovmus zaten patron beni, 3 gunun sonunda). ne yapacagimi bilmezce yurudugum 3-4 gun geldi sonra. butun gun, yavas bir tempoyla yuruyup, eve sizacak kadar yorgun dondugum gunler.. baska turlu uyuyamiyordum cunku.

    sonra ne mi oldu? bir gun yururken, bir hastane gordum yolda, "ne yapabilirim?" diye sormak icin girdim, doktor soruyu yonelttigim anda "kocaman kanli canli adamsin sen, nasil olur, olmaz boyle sey" dedi, yeni testler, ve sonunda ortaya cikan bir enzim problemi. 3 ay hap kullandim, gecti. yilda bir kontrol dediler, onu bile yapmadim.

    tanim mi lazim? vereyim: doktor dovduren hastalik

  • anneyi üzen davranışlar normalden farklıdır.

    okulu altı seneye uzatırsınız, kiraya da zam gelir. ama anne bir koli yiyecekle size ev ziyaretine gelir. gülerek evi temizler, alışverişinizi yapar. -olsun- der, -sen mutlu ol da- der.
    sonra yaptığı karnıbaharı yemezsiniz anne çok üzülür. bir çatalla biraz ucundan tırtarsanız gene sevinir. bu sevinç bazen mezuniyetinizdeki ile aynı bile olabilir.

    anne en çok olmayan şeylere üzülür, olanlara değil;

    çalmayan telefonuna, olmayan evlilik hazırlığına, giyilmeyen terliğe, çözülmeyen buzluğa...

    olan şeyleri hep atlatır anneler;
    ayrılığa alışır, emeklilik hayallerini uzayan okul yüzünden ertelemeye, başta zırtapoz dediği sevgililere.

    ayrılık rutine biner. ilk gidiş gözyaşları iledir, sonrakiler otobüse yollanan öpücükle. daha çalışıp kazanması gerekirse önce gider üzülerek kaydını sildirir ahşap boyama kursundan, sonra sevinir daha gencim çalışırım diye. tasvip etmediği sevgiliye bir hafta sonra kaşkollar örmüştür rengarenk.

    anneler olmayana üzülür, ya da olmamış gibi yapılana.
    hiç kucağında ağlanmamış, hiç saçları yana ayrılmış çocuk bayramda elini öpmemiş, onun cocuğundan iyi matematik bildiği günler hiç olmamış, bu yaşlı adamcağız ona aşık bir filinta asla değilmiş gibi davranılırsa üzülür.

    anneyi üzmek, kemalettin tuğcu romanı yazmak kadar zordur, mutlu etmek ise numarasını ezbere bilmek kadar kolay.

  • yıl olmuş 2021 hâlâ yok mehdi yok seçilmiş kişiyim, pokemon musun lan kim seçiyor seni?

    dizide racon kesip posta koyan adam kafasına takke takıp beyblade gibi dönüyor, vay abw çok değişik kafalar.

  • kullandığı araç 350 bin euro civarı. onu o hayatından kurtaralım derken, o bizden 20 kişiyi falan işe alıp, ırgat olarak çalıştırabilir.

  • virüsle, pandemiyle alakası olmayan ve tamamen insanların yaşam tarzına müdahale etmek amacıyla alınmış olan karardır. rüzgar ekmekten başka bir şey değildir.

  • -sanayi devriminin temel yakıtı kömürdü. petrolün keşfi hem teknolojinin gelişimini hem de devletlerin politikalarını değiştirdi. osmanlı devleti de değişen politikaların merkezindeydi. bildiğiniz gibi, petrol pek çok ülkenin kaderini değiştirdi. peki osmanlılar petrol çıkarmak için neler yapmışlardır? hangi şehirlerde petrol aramışlardır? anadolu’da petrol var mı?

    -binlerce yıldır petrol insanlar tarafından biliniyordu. yüzeye çıkan yerlerden ya da birkaç metrelik kuyulardan petrol çıkarılıp çeşitli amaçlar için kullanılmıştır. gazyağı olarak aydınlatmada, mozaik yapıştırmada, boya hazırlarken ya da ilaç olarak kullanılmıştır. sümer tabletlerinden anladığımıza göre o dönem de petrol bilinen bir madendi (bir tablette “kayıkçı için fırın kurarım, onun için zift eritirim” yazıyor).

    -osmanlı devleti’nde petrol üzerine bilinen ilk belge ıv. murat zamanına tarihleniyor. 1639 yılında kerkük – baba gurgur petrol bölgesi neftçizadeler’e iltizam olarak verilmiştir. neftçizadeler petrol gelirleriyle bölgenin vakıf işlerini yürütme sorumluluğunu almıştır. bu arada, osmanlı’da neft, zift kelimeleri petrol anlamında kullanılmıştır.

    -yine o yıllarda osmanlı coğrafyasını gezen evliya çelebi, van’da kayalardan çıkan neft yağından bahseder. dağlarda bulunan mağaralarda neft yağının biriktiğini, zamanı gelince van defterdarı tarafından satıldığını yazmıştır.

    -dünyada petrole olan talep on dokuzuncu yüzyılda artar. modern petrol tesisleriyle günlük çıkarılan petrol miktarı artar. 1850li yıllarda amerika’da kurulmuş onlarca tesis vardır. ruslar tarafından bakü’de de aynı yıllarda tesisler kurulur. buralardan çıkarılan petrol dünyaya satılır. osmanlılar da genelde amerika’dan gelen petrolü satın almışlardır.

    -on dokuzuncu yüzyılın sonuna kadar -ıı. abdülhamit dönemine kadar- petrol çıkarmak için ciddi bir girişim yapılmamıştır. kendiliğinden yüzeye çıkan petrol kovalarla taşınmış, ilkel yöntemlerle işlenmiş, çıkarılan gaz yağı satılmıştır.

    -on dokuzuncu yüzyılda yapılan saha araştırmaları ve hazırlanan raporlarla özellikle musul, kerkük ve bağdat bölgelerinde ciddi petrol rezervi olduğu tespit edilmiştir (ingiliz diplomat morier raporu(1809), mehmet arif bey raporu(1888), fransız mühendis jacquarez raporu(1894), ingiliz albay maunsell raporu(1897), osmanlı fen müşaviri arslan efendi raporu (1898)). raporlarda osmanlı devleti’nin petrol üretmesini engelleyen birkaç sorun şunlardır;
    • modern tesisleri kuracak teknoloji eksikliği
    • tesis kurulsa bile onu işletecek ve yönetecek nitelikli personel bulunmaması
    • petrol çıkarılsa bile nakliye edecek vasıta olmaması.

    -bu sebeplerden dolayı petrol çıkarma girişimi yapılmamıştır. günümüzden yapılan bir eleştiriye göre osmanlı sınırında bulunan bakü’de ki tesislerin örnek alınabileceği ya da bazı ülkelere imtiyaz verilerek tesis kurulabileceği söyleniyor. yabancı ülkelerden mühendis ve işçi getirilerek personel sağlanabileceği eleştiriler arasında.

    -uzun yıllar herhangi bir girişim yapılmazken, 1871 yılında bağdat valisi mithat paşa petrol tesisi kurmak için çalışmalar yapmıştır. bölgeden toplanan petrol örnekleri londra’ya gönderilmiş. yapılan incelemeler sonucunda bulunan petrolün çok kaliteli olduğu tespit edilmiş. ancak nakliye sorunu yüzünden çıkarılacak petrolün amerikan petrolüyle rekabet edemeyeceği belirtilmiştir.

    -ikinci abdülhamit dönemi petrol çalışmaları
    -devletin pek çok açıdan zayıfladığı bir dönemde ıı. abdülhamit pek çok sorunla baş başa tahta çıkmıştır. devlet ekonomik olarak da sıkıntılı bir dönemdedir. kapitülasyonlar ile ülke ithalat cennetine dönmüş, yerli üretici çok zor durumdadır. avrupa devletlerine olan borç ödenemeyecek durumda ve borcu kapatmak için yine borç alınmıştır. borçların bir sonucu olarak 1881’de düyun-ı umumiye kurulmuş, bildiğiniz gibi devletin gelirlerine el koyulmuştur.

    -ıı. abdülhamit, devletin savaş ve çatışmayla ayakta kalamayacağını görmüş, bu sebeple güçlü devletler arasında denge politikası izlemiştir.

    -ıı. abdülhamit petrol bulunan arazileri hazine-i hassa denilen kendi hazinesine (saltanatın hazinesine) geçirmiştir. neden petrol bölgelerini kendi hazinesine devretmiştir?

    -maliye nezareti o dönem düyun-ı umumiye elindedir. devletin gelirleri doğrudan borç ödemeleri için alıkonulmaktadır. petrol üzerinden elde edilecek geliri düyun-i umumiye’den korumak için böyle yapmıştır. bir başka sebep ise petrol arazilerini tek bir elde toplamaktır. büyük miktardaki petrol arazisinde imtiyaz elde etmek isteyen güçlü devletler arasında bunu koz olarak kullanma niyetindedir. gerçekten çok zekice! ancak bu politika devam ettikçe petrolden yararlanılamamıştır!

    -ilk petrol arama izinleri (imtiyaz) ıı. abdülhamit döneminde verilir. biraz sonra bahsedeceğim izinler bugün ki anadolu topraklarından. petrol cenneti olan mezopotamya’da uzun yıllar tesis kurulması için bir çalışma yapılmamıştır!

    -ilk arama izni(imtiyaz) 1887 yılında iskenderun - çengen bölgesinde ahmet necati bey’e verilir. ahmet necati bey’e 75 yıllığına verilen imtiyaz sonucu yapılan aramada petrol bulunur. bulunan petrol çok karlı görünmediğinden seri üretime geçilmez. daha sonrasında bu imtiyazı alman-ingiliz bir şirkete devretmiştir. şirket de birkaç kuyu daha açmış ancak daha fazla devam etmemiştir.

    -1888 yılında erzurum, tercan kazasında neft madeni aranması için sarıca osman bey’e izin verilmiştir. izin verildikten sonra yapılan incelemede osman bey'in hiçbir çalışma yapmadığı, rus ve ermeni iki kişiye kuyu açtırdığı tespit edilmiştir.

    -1896 yılında van belediye başkanı galip paşa van’da petrol aramak için izin istemiştir. evliya çelebi’nin de bahsettiği van’da, 1877-78 osmanlı-rus savaşı’nda tayfur paşa tarafından yüz deve yükü petrol çıkarılıp savaşta kullanılmıştır. izin istenilen bölge daha önce petrol çıkarılan bir yerdir.

    -1898 yılında tekirdağ şarköy’de, halil rıfat paşa’ya petrol arama izni verilmiştir. 99 yıllığına verilen imtiyaz ile bölgede sondaj çalışmaları yapılmıştır. yapılan sondajla petrol bulunmuştur ancak bulunan petrol önemli miktarda olmadığı için vazgeçilmiştir.

    -1911 yılında sinop – boyabat ekinveren köyünde süleyman reşad bey’e arama izni verilmiştir. ekinveren köyü için başka izin talepleri de olmuştur. yapılan incelemeler ve soruşturmalar sonucunda altunoğlu yevan isimli kişiye de izin verilmiştir. bu bölgede günlük 25 litre petrol üretildiği belgelerde geçmektedir.

    -1913 yılında arşiv belgelerine göre aydın vilayetinde çal kazası baklan köyü, nazilli-kuyucak'ta ortakçı köyü, bolvadin kazası yenice köyü, denizli-sarayköy'deki kumluca ve tarkaz köylerindeki petrol ve diğer madenler için izin verilmiştir.

    -anadolu’da yapılan çalışmalarda ciddi miktarda petrole rastlanmamıştır!

    -3b projesi ve bağdat demiryolu
    -ıı. abdülhamit ingiltere, fransa ve rusya’ya karşı sömürgeci amaçları olmaması sebebiyle almanya ile yakınlık kurmuştur. almanlar’la bağdat demiryolu yapılması için anlaşma yapılmıştır. 1889’da anadolu demiryolları şirketi kurulmuş. şirket haydarpaşa-ankara arasında tren hattı yapmayı kabul etmiştir. 1896’da konya’ya kadar tren hatları döşenmişti.

    -bağdat demiryolu ise 1903 yılında yapılan anlaşma ile planlanmıştır. anlaşma ile bağdat demiryolu şirketi kurulmuştur. yapılan anlaşma ile musul ve bağdat’ta 40 yıllık petrol imtiyazı verilmiştir. ayrıca demiryolunun geçeceği devlet arazilerinin bedava verilmesi, kum ve taş ocakları ile devlet ormanlarından kesilecek kerestelerin bedelsiz kullanılması, hattın iki yanında 20 km genişliğindeki alanda bulunan madenler nafia nezareti ile antlaşma yapılarak işletilmesi izni de bağdat demiryolu şirketi’ne verilmiştir.

    -yapılan anlaşma ile haydarpaşa- izmit – eskişehir – konya – basra tren hattı 1911 yılında tamamlanacaktı. 1908’de ıı. meşrutiyet’in ilanı, ıı. abdülhamit’in tahttan indirilmesi demiryolu çalışmalarını sekteye uğratsa da 1918’de demiryolu bitirilmiştir.

    -ıı. abdülhamit tahttan indirilince hazinei hassa’ya geçirilen araziler devlet hazinesine devredilmiştir. sonraki yıllarda çıkan savaşlar ve 1914’te başlayan birinci dünya savaşı’ndan mondros mütarekesi’ne kadar olan dönemde petrol araştırmaları yapılamamıştır.

    -birinci dünya savaşı sonrası, petrol zengini toprakları kaybettik. hem devletin zayıflığı hem de izlenen politika gereği osmanlı devleti petrolden gelir elde edememiştir.

    tarih ve genel kültür içerikli videolar hazırlıyorum. amacım güzel vakit geçirirken bir şeyler öğrenmek/öğretmek. youtube kanalıma bakmak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.

    kaynakça
    • sefa sekin, türkiye’de petrol.
    • fatih başgül, osmanlı coğrafyasında petrol alanları, çıkartılması, işletilmesi, imtiyazları ve ekonomide değerlendirilmesi (1876- 1914).
    • ferah çark, 19. yüzyıl osmanlı devleti’nde neft ve petrol üretimi ve imtiyazları.
    https://islamansiklopedisi.org.tr/bagdat-demiryolu
    • derviş başa ,uluslararası petrol politikasının osmanlı devleti’nin yıkılmasına etkisi.