hesabın var mı? giriş yap

  • "adamın hizmetinin bedeli bu. aşağı yukarı giden bunu bilerek gidiyor."

    kardeşim klavyelerinizde böyle bir tuş mu var? her başlıkta bundan görüyorum aq. nerede satılıyorsa söyleyin ben de alayım.

  • unit 731 gibi bir manyaklıkla tarihe geçen bir milletle şaka olmaz. maalesef türk merhametli olduğundan rahat rahat burada bölücülük yapabiliyorsunuz, elin samurayı acımaz.

  • törensel olandaki şiirselliği verebilen ender şeylerden biri. baştan sona bir ritüeldir pipo ve siz sadece bu ritüelin bir parçasısınızdır.
    size bu ritüeli sıfırdan alıp anlatmak istiyorum. belki yazılanları tekrar edeceğim ama ahengi bozmaması için yapacağım bunu, affeyleyin..

    piponun öyküsü

    iyi bir piponun öyküsü korsika veya küçük asya'da kayalık arazide yetişen bodur ağaçların kökünde bir yumru olarak başlar. iyi bir piponun ağacı sert, gözenekli ve ısıya dayanıklı olmalıdır. ağaç ne kadar yaşlıysa, ondan yapılacak pipo o kadar iyi olacaktır.

    yüz yaşını geçmiş ağaç yumrularından yapılan pipolar en iyileridir. çünkü ağaç kökleri artık yaşlanmış ve olgunlaşmıştır. kayaların içine girmiş olan bu kökler, çıkarıldıktan sonra suda kaynatılarak bitki özünden ve etrafındaki kaya ve toprak parçacıklarından arındırılırlar. bundan sonra kuruması ve yaşlanması için 4-6 yıl saklanır. ustalar, ancak bu işlemlerden sonra pipo yapımına geçerler.

    dikkat, yetenek ve zaman piponun yapımında vazgeçilmeyen öğelerdir. kaliteli pipo için iyi işlenmiş ağaç kullanılması zorunludur. avrupa'daki en iyi pipo yapımcıları ağacı işlerken şu işlemlerden birini kullanırlar:

    1. kalmış olabilecek acı bitki özünü tamamen arıtmak için ağacı kontrollü bir ısı altında fırınlamak.
    2. ağacı bitkisel yağlar içinde kaynatarak tekrar 12 ay kurutmak.
    3. ağacı ısı kontrollü sıcak kum içinde fırınlamak.
    4. ısıtılmış ağaca 2.5 cm kareye 50 kg'lık basınç altında kum püskürterek ağacın yumuşak kısımlarını temizlemek ve piponun dış yüzeyini genişletmek.
    5. ağacı roma yatırarak, özünü ve reçinesini eritmek.

    bu işlemlerden sonra pipoya son şekli elde verilerek cilalanır, parlatılır ve sizin yıllar boyunca keyifle içebileceğiniz pipo hazırlanmış olur. kişinin birkaç iyi pipoya sahip olmasından duyacağı haz kuşkusuz çok büyüktür. pipo içmeye karar verenler işe iyi bir pipoyla başlamalıdırlar.

    yeni bir piponun seçimi

    normal olarak simetrik damar düzeni ve minimal sayıda kum çukurları bulunan, doğanın verebildiğince mükemmel, 1. kalitede bir pipoya ancak yüzde bir oranında rastlanır. arta kalanların tümü 2. kalitedir. bunlarda yüzeysel lekeler ve kum çukurları bulunur. bu çukurcukların bazılarının çok belirsiz olmalarına karşın, bazıları dolgu gerektirecek şekilde büyük olabilirler. ancak bunlar hiçbir şekilde içim kalitesini etkilemezler.

    işlenme yöntemleri aynı mıdır? pek çok firmanın 2. kalitede pipolar için komplike yöntemleri kullanmadıkları doğrudur. zaman içinde 2. kalitede pipolar kırılma açısından daha dayanıklı olmaktadır. ancak avrupa'daki bazı firmalar ağaçların tümünü bir arada işleyip sonra kalite ayırımı yapmaktadırlar. ne kadar fazla para ödersem o denli iyi pipo alabilirim varsayımından hareket etmek son derece sakıncalıdır. önemli olan iyi markaları aramaktır. tütün satan yerler genellikle bu konuda yardımcı olabilirler. bizim görüşümüze göre, doğal veya balmumuyla cilalanmış olanlar vernikli veya boyanmış olanlardan çok daha iyidir. aynı zamanda seçim yaparken piponun hafif olmasına ve filtre sistemi bulunmasına dikkat edilmelidir. ağaç pipoyu elinize alıp tartın, piponun içimini güzelleştiren ağacın yaşlanmış ve iyi işlenmiş olmasıdır. yaşlı ağaç, genç ve yeşil olandan daha hafiftir.

    pipo içimi

    pipo üstatlarının belli başlı tekniklerini öğrenmek pipo içiminden duyulan hazzı arttıracaktır. bu çabalar yinelenen, serin ve kuru içimle ödüllendirilecektir. pipoyu doldurma, yakma ve sıkıştırma inceliklerini kavramak sadece tütünün zevkle içilmesini değil, aynı zamanda piponun da daha iyi yanmasını ve yanık kalmasını sağlayacaktır.

    yeni bir piponun kullanıma hazırlanması

    piponun haznesi su ve bal karışımı ile ıslatılır. bundan sonra yapılan ilk doldurma işlemi kısmi veya tam olabilir. the tinder box, ilk yakışta haznenin çakmak veya kibritten yanma olasılığını ortadan kaldırma açısından, tam doldurmayı önerir. bunun yerine piponuzu içime üç aşamada da hazırlayabilirsiniz. genel olarak ilk beş gün 1/3 oranında, ikinci beş gün 2/3 oranında, daha sonra ise tamamen doldurularak içilebilir. ancak bu beş günlük süreyi ne kadar uzatırsanız, piponuzun uzun ömürlü olmasını sağlarsınız. en önemli nokta tütünün dibine kadar içilmesidir. pipo içimi ağır ağır olmalıdır. gerektiği zamanlarda sıkıştırılıp tekrar yakılmalıdır. pipo çok ısınınca dinlendirilmeli, ancak bundan sonra külü temizleyip, yeniden yakılabilir. piponun ısınıp ısınmadığını yanağınıza değdirerek anlayabilirsiniz. yanağa rahatsızlık veren ısıdaki bir pipo soğuması için kenara bırakılmalıdır. haznenin dibinde oluşan karbon tabakası hedefiniz olmalıdır. bu şöminedeki bacanın daha iyi çekmesini ve tam yanmayı sağlayan ızgaranın işini görür.

    pipo doldurmadaki üç bölüm

    1. tütünü hazneye koyun. tütün seviyesi piponun ağzını geçmemelidir. tütünü hafifçe bastırarak haznenin 2/3 ünü boş bırakacak şekilde sıkıştırın.
    2. hazneyi tekrar doldurun ve biraz kuvvetli bastırarak haznenin 1/3 ünü boş bırakacak şekilde bastırın.
    3. hazneyi tepeleme doldurun ve kuvvetle bastırın. tütünde hafif bir esneklik kalmalıdır. tütünü haznenin seviyesine getirin.

    yakma

    uzun ve ağır ağır çekerek yakın. kibriti ağır ağır tütünün dış kenarlarında gezdirin. bu işleme tüm üst alan yanana dek devam edin, pipoyu ağzınızdan çıkarın ve yanan tütünü hafifçe yanmamış tütünlerin üstüne doğru bastırın.

    tekrar yakış

    ilk yakış, yalancı veya ateşleme yakışı olarak bilinir. bu çeşit bir yanışı güvence altına alır. pipo içiminde nefes alışverişleri ritmik olmalıdır. pipo içiminde küçük bir balonu şişiriyormuş gibi içine üfleyin. bu yöntem piponun dibine tıpkı körüğün demirci ocağına verdiği gibi hava verir. pipoyu ağır ağır için ve yeni piponuzun çok ıslanmamasına özen gösterin.

    önemli not

    ilk yakışta meydana gelen külleri atmayın. bunun yerine gevşek külleri hafifçe alın. bunlara eşlik eden yanmamış tütün, piponuzu yeterince içmediğiniz anlamını taşır. piponun dibinde kalan kül kalıntılarının gri olmasına dikkat edilmeli ve karbon tabakasının önce piponun dibine yerleşmesi sağlanmalıdır. karbonlaşan kısım piponun içini kapladıkça eşitliği kaybolabilir. bu durumda konik bir karıştırıcıyla bu tabaka üst kısımdan inceltilip dip kısmında biraz daha kalınlaştırılır.

    yeni bir piponun temizlenmesi

    yeni bir pipoyu temizlerken, pipo temizleyicisinin kullanımına çok dikkat edilmelidir. bunu haznenin dibine kadar iterseniz, karbon tabakası daha oluşmadan sıyrılır.

    piponuzla rahat olun ve keyiflenin

    pipo içiminden duyulan zevkin bir bölümü de kişiye verdiği keyif ve gevşemedir. ağır ağır için ve iyi tütünün tam tadını çıkarmak için acele etmeyin.

    piponun bakımı

    pipoyu en az bir gün dinlendirip birikmiş zift ve nemin kurumasını sağlayın. pipo temizleyicisini nemi emmesi için sapın gövdesi içine yerleştirip bırakmayı alışkanlık haline getirin. pipoyu bıraktığınızda hazne saptan alçakta olmalı, böylece pisliğin akışı sağlanır. iyi, kuru bir pipo daha serin ve tatlı bir içim verir.
    pipolarınızın bakımına aşırı özen gösteriniz.
    piponun sapı veya ucu okside olup grimsi bir renk alınca ağızda acı bir tat bırakır. o zaman '400' lük ıslak bir zımparayla temizlenip tekrar eski rengini alıp parlayıncaya kadar ovulmalıdır. sertleşen, kokulu ve acılaşan pipoları bazı firmalar, kanala kaynamış alkol döküp, birikmiş ziftleri temizleyerek eski haline dönüştürürler.

    pipo içimindeki yaygın problemler

    dil ısırma duygunu yaratan nedir? aşağıdaki nedenlerden bir veya birkaçı bu sonucu yaratmaktadır.

    1. hazne dibinde yeterli veya hiç karbon tabakası bulunmaması, bu piponun ısınmasına, ısınmada dil ısırmasına neden olur.
    2. işlenmemiş, verniklenmemiş veya boyanmamış pipolar. böyle pipolar nefes alamaz.
    3. hazne dibindeki tütünün çok sıkıştırılması. böylece tütünde yanma süresi için gerekli hava boşluğu kalmaz.
    4. meyan, çikolata ve vanilya ile yapay olarak aromatize edilmiş tütünün kullanılması, bunlar piponun dibinde nemli bir kütle bırakarak donarlar.
    5. eşit ve yeterince sık bastırılıp sıkıştırılması.
    6. çok hızlı içilmesi.

    pipo tütünü hakkında unutulmaması gereken noktalar

    tütün zevki kişiye göre değişir. size en uygun olanı bulana dek değişik tütünleri deneyin. yeni bir tütünü denerken, eski tütünün ziftini yakmak için piponun en az 6 kere doldurulması gerektiğini unutmayın. ancak bu aşamadan sonra yeni tütünün gerçek tadını alabilirsiniz.

    tütününüzü rutubetlendirmek için göstereceğiniz özenin karşılığını mutlaka göreceksiniz. çok kuru tütün hızlı ve sıcak içim verir. çok rutubetli olan ise sulu ve acı. tütün torbanıza bir nemlendirici tablet koymanızı öneririz. bu tablet haftada bir suya sokularak ıslatılıp, tütünün içine konur. bu arada sık sık karıştırmak rutubetin eşit olarak yayılması açısından önemlidir.

    tütününüzü nemlendirmek için elma ve patates kullanmayın. bunlar küflenip tütünün acılaşmasına neden olurlar.

  • elindeki en güçlü franchise olan james bond serisi, aslında en büyük zayıflığı da olan film yapım şirketi. daha önce de iflas etti, el değiştirdi, çeşitli yatırım gruplarının ve bankacıların elinden geçti. en son amazon 9 milyar doları çıkarıp masaya koydu. adlı alacak gibi ama özellikle james bond'un hakları ile ilgili kısıtlamalar satış sürecini yavaşlatıyor.

    peki ne sıkıntı var james bond serisinde? sıkıntı şu ki, metro goldwyn mayer james bond filmlerini finanse etme ve dağıtma haklarını elinde bulundurmakla birlikte, bu franchise ile ilgili sanatsal ve teknik haklar ilk filmden beri broccoli ailesi ve onların şirketi olan eon productions'da. taa rahmetli başkan kennedy başta iken jb'nin haklarını mgm'e satan albert broccoli, çok sıkı bir antlaşma imzalıyor mgm ile. bu antlaşmaya göre filmlerin senaryosu, oyuncu seçimleri, teknik detayları ve bir sürü konu ile ilgili nihai karar hakkı broccoli ailesinin elinde. geçen neredeyse 60 seneye, mgm'in onca kez el değiştirmesine rağmen bu antlaşma zamana direndi ve yürürlükte. albert broccoli'nin kızı barbara broccoli ve oğlu michael g. wilson onay vermeden daniel craig'den sonraki bond'u bile belirleyemiyor yani mgm.

    bu noktada amazon james bond serisini muhtemelen amazon prime video'da bir dizi, düzenli olarak 1-2 senede bir çekilen film haline getirmek, sinemada gösterime sokmadan direk stream etmek istiyor. kendi evreni olan bir bond, bu evrende çeşitli zaman dilimlerinde dizi, film, prequel, sequel falan şeklinde sömürmek istiyor amazon bu markayı. broccoli ailesi buna şiddetle karşı çıkıyor. zaten en son film no time to die'i mgm apple tv'ye 600 milyon dolara satacaktı, anlaşma tamamdı yine broccoliler karşı çıkınca iş yattı.

    keza dişi bond, siyahi bond gibi bir tartışma olacak olursa yine son söz broccoli ailesinde olacak. dişi bond'a sıcak bakmıyorlar, bunu da açıkça söylüyor. amazon 9 milyar doları çıkarıp masaya vurmasına, mgm'e ederinin neredeyse iki katını ödemesine rağmen antlaşmanın bir türlü imzalanmamasının nedenlerinden biri, mgm'in altın yumurtlayan tavuğunun horozunun başka kümeste olması yani.

    bir diğer sebepse mgm'in devasa kütüphanesinin adeta yağmalanmış olması. yüzlerce dizi ve filmin hakları zaten çeşitli kablolu kanallara ve streaming servislerine satılmış/kiralanmış durumda ve bu antlaşmaların süresi dolana kadar amazon'un bunları kullanma hakkı olmayacak.

    kaynaklar:

    https://variety.com/…on-james-bond-sale-1234979005/

    https://variety.com/…oli-michael-wilson-1203466601/
    ----------------------------------------------------------

    debe edit: (bkz: sma tip 1 hastası eda'ya yardım kampanyası)

  • bu kadinligi annelikle butunlestirme cabasindan bana gina ve tiksinme geliyor. annelik denen kavramin toplumdaki yuksek mertebesi sebebi ile de kadinlar bu ustlerine yapisan annelik olgusu tarafindan belirlenen degerlerle yargilaniyor. (bkz: cocugunun yuzune nasil bakarsin), (ithal versiyonu she is gonna be somebody's mom).

    ayni dusunce yapisi da erkekleri sorumluluktan kurtarmak icin kullaniliyor. adam cocugunu terkediyor, 'baba iste bir anne degil' oluyor. adam yasli anne ve babasina bakmiyor 'kizi olsaydi boyle olmazdi' deniliyor. aslinda hayvan oglu hayvan ve bencil bir it olmasaydi denmesi gerekiyor. bunlar annelikten degil, insanliktan gelen kavramlar.

    ben anne degilim. anne olmak gibi bir istegim, amacim yok. evet, arada sirada hormonal sebeplerle ureme durtusu ve istegi hissediyorum, cogu kadin da hissediyor, fakat bu beni anne yapmiyor. kimsenin ogluna anne sefkati ile yaklasmadim diye de yargilanmak istemiyorum. ben de en az erkekler kadar durtuleri ve hedonist istekleri ile yasayan bir birey olmak, ve bunun sonucunda abuk subuk sosyal baskilarla ugrasmak zorunda kalmamak istiyorum. anne olmak isteyip olamayan kadinlara sempatim sonsuz. fakat hayatinizdaki bu eksigin faturasini hepimize kesiyorsunuz boyle laflarla.

  • emre belözoğlu ve selçuk inan gibi formunun zirvesinde iki maestro sahadayken adı çalhanoğlan mı hakan mı ne, acayip bi çocuğun oyuna girmesiyle kopan maç.

    almanya'da mı ne oynuyomuş. ben tanımıyorum şahsen. ne gerek var be hocam selçuk inan gibi bi lokomotif, bi dinamo, bi makine varken.. maçın gittiği an o andı. bi de o emre çok istekli çocuk. daha 35 yaşında mı neymiş? gider o daha en az 3-4 maç oynar. geleceği parlak. olcan da iyi keşif. henüz 30 yaşındaymış o da. güçlü, istekli. feci ısırıyo rakibi.

    bi de burak yılmaz yeterince beslenemiyor.. senin elinde burak yılmaz varsa önce tahtaya onun adını yazarsın ve geri kalan yerleri doldurursun bu iş bu kadar basittir. gerisini zaten burak yılmaz halleder. ama adam bugün beslenemedi. bakıyorum, adama bir pas veriyolar topu alıyo ama hala karşısında kaleci var. arkadaşım sen geçsene kaleciyi de, sonra bırak topu burak'a. gör bakalım golü yapıyo mu yapamıyor mu? oooh ne güzel valla at topu burak'a, sonra gol bekle. iyi de kaleci var adamın karşısında kardeşim o da karpuz korkuluğu değil ya. burak'a daha çok boş kale hazırlayacak şablonlar çizilmeli. bu şablonlarda da takımın dinamoları emre ve selçuk ön planda olmalıdır.

    her şey için teşekkürler hocam ve futbolcular. izlanda taş gibi bi takım. 3-0'lık yenilgi bizim için güzel bi uyarı oldu. ne demişler bi hezimet bin nasihat. bu takım hollanda ve çek cumhuriyeti ile çok çok rahat berabere kalır. göreceksiniz. seri beraberlikler bile gelebilir olumlu yönde. biz bu izlanda'yı istanbul'da kitleriz çok rahat 0-0.

    bu takım bu ligi çok rahat 4. bitirir. en kötü diyorum. avrupa ligi oynarız yani her türlü avrupa'da devam ederiz.

  • mustafa kemal atatürk yemen türküsünü dinlediği bir gün şöyle bir söz etmiş,

    "türk çocuğu, artık arap çölleri için kanını dökmeyecektir."

    suriye'deki her şehit haberinde aklıma direkt bu söz geliyor, üzülüyorum. şimdi kim bilir hangi eve ateş düşecek, hangi ana ağlayacak.

  • bir entrym o kadar begenildi ki, takip ettim basamaklari birer birer cikti, diger entrylerimi birer birer solladi ve sonunda bir numarayi da gecerek listeden kayboldu. nereye gittigini cok merak ediyorum ama olsun performansindan dolayi entrymi kutluyorum.