hesabın var mı? giriş yap

  • yine bir basın dangalaklığı ile sunulmuş; "bilim adamları yanıt veremedi"...

    la zibidi, zaten ampülü yapanlar bilim adamları. adam flamanı biraz kalın tutmuş, dolayısıyla bu güne kadar bir yanma/kopma söz konusu olmamış. zaten verdiği ışık da, bir elektrik sobasından hallice. hani daha önce o ampulü görmemiş olsak, ışıl ışıl yanan bir şey sanacağı ama, öyle değil.

    tabi, bilim adamları bu işin sırrını çözemedi, hatta hepsi birden şaşkınlar... hay sizin habercilik anlayışınızı zikeyim...

  • "her ailede aileyi mahveden, iflas ettiren, kavga çıkaran, haksızlık yapan, ortalığı birbirine katan, huzur vermeyen, hak ettiğinden fazla malı üstüne alan en az bir amca veya bir dayı vardır. bizde yok diyosanız bu kişi babanızdır!"

  • haksız protestodur.

    fakiriz arkadaşlar, şunu artık kafanıza sokun.

    “oturup bir kahve de mi içemeyeceğiz?” diye soracaklara peşinen cevap vereyim: içecekseniz böyle şikayet etmeyeceksiniz. paranızı biriktirip gidip öyle içeceğiz ya da başka yerden kısıp denkleştireceğiz.

    zira 48 lira denen paranın bugünkü kurla karşılığı yaklaşık 2.5 dolar.

    girin bakın amerika’daki starbucks fiyatlarına. bir sürü ürün hala daha amerika fiyatlarından daha ucuz.

    fakirlik, gelişmemiş bir ülke vatandaşı olmak böyle bi şey.

    sahte zenginlik bitti arkadaşlar. dilerim bunlar iyi günler değildir.

    alışsanız iyi olur, yoksa çok ağlar durursunuz.

    editbucks: arkadaşlar bana neden çemkiriyorsunuz? sanki zamları ben yaptım, sanki ben çok memnunum.

    ok, keşke bölgeye göre fiyatlandırsa, keşke burda da 2.5 lira olsa. hepsine ok diyorum. hepiniz haklısınız.

    merciler kontrol etsin diyen arkadaşlar: kontrolünü umduğunuz mercilerde en baştan sağlıklı işleyen bi kontrol sistemi olsa, zaten böyle fakir olmazdınız diye tahmin ediyorum. ama siz daha iyi bilirsiniz tabii.

    lütfen kabul edemediğiniz fakirliğinizden alevlenen ateşli hırslarınızı fakirliğinizin sorumlusu olanlardan çıkarın; ben de siz gibi fakirim.

    editté macchiato: sevgili arkadaşlar, iyi niyetlisiniz anlıyorum. buyrun, edin protestonuzu; ben kimse protesto etmesin demedim. hepinizi destekliyorum gönülden.

    alçak kahve sektörünü yola getirince eliniz değmişken elektronik eşya, et süt gibi temel gıda ve araba/taşıt satıcılarını da protesto etmekten geri durmayın.

    onlar kim köpek de bu millete 40-50bine telefon satmaya kalkıyor?

    kahve sevdasına kapılıp, etin fiyatından daha pahalıya peynir satan alçaklara da bi protesto ayırmadan geçmezsiniz umarım.

    fındık da çok pahallandı bence; hatta duyduğum kadarıyla almanya’ya burdan giden fındık orda daha ucuz(muş). fisko birlik mi kimse sorumlusu o da bi zılgıtı hak ediyor diye düşünüyorum; onu da sakın boş vermeyin.

    ayrıca şahsi ricam, selpak’a da el atmanız. 10 tane selpak mendili 38 liraya aldım dün. tuvalet kağıdını da söyleyecektim de bir an fakir olduğumu hatırlayıp selpak tuvalet kağıdı benim neyime diyerek vaz geçtim.

    böyle böyle teeek tek hepsini yola getirip, o pis iç ve dış güçlerin oyununu da bozmuş olursunuz.

    hadi bakalım; aslansınız, kaplansınız.

    şimdi müsaade ederseniz zar zor aldığım ristretto biancomu içmem gerek daha fazla soğuyup tadı kaçıp param boşa gitmeden.

    siz bir ristretto bianco kaç lira biliyor musunuz?

  • neden takılmasın amk? insanlar cidden delirdi bu salak yerde ya.
    herifin teki gelmiş milletin yazılarını çalıyo insanlar ne var ki abi takılıyo diyolar.

    cidden hastalıklı bi ortam.

    edit: ben bu entriyi yazmadan önce 5 6 kişi falan vardı burda ne var abi yaa hasta mısın asıl sen neden bunla uğraşıyosun işin mi yok falan yazmışlardı başlığı açan arkadaşa. tabi tepki gelince oldukları birer yavşak gibi kaçışmışlar entrilerini silip. keşke ss alsaydım.

  • ben böyle damsız girilmez muhabbetine maruz kaldığımda genelde mekandan uzaklaşıp bir kaç dakika sonra polisi arayıp içeride uyuşturucu kullanıldığını söylüyorum baskın yapıyorlar mıdır bilemem gidip izlemedim

  • işsizlik yüzünden kendini yakan insanların olduğu bir ülkede siyasiler saraylarda yaşıyor. diyecek bir şey yok...

  • yılmaz erdoğan andropoz'da anlaşılan.

    gerisi spoiler.

    kendine öyle bir karakter yazmış ki yaşlısı genci herkes aşık oluyor.

    pavyondaki borderline konsomatris aşık oldu buna.

    sonra ders verdiği kızın evindeki 21 yaşındaki hizmetçi kızın bi anda kanı kaynadı buna.

    en son da ders verdiği kızın anası rolündeki selma ergeç buna vuruldu.

    dudağını ısırıyor falan.

    of senaryo zaten sıkıntılı ama yönetmen de yönetememiş.

    yılmaz'ım rambo okan gibi o daracık omuzlarıyla vurduğunu deviriyor boyuna posuna bakmadan.

    testesteron falan alıp biraz kas yapsaydı da hapisteyken çalışmış kas yapmış derdik.

    ulan andropoz sen neler yapıyorsun insana.

  • bu başlık altında sık sık "nerede yesek, kahvaltı neresi iyidir, uygun neresi var" vs gibi soruları gördüğümden, tam bir eskişehirli olarak, ama işin profesyoneli olarak değil de sıradan bir vatandaş gözüyle, kendi tercihlerim ve bilgili olduğum yerler odaklı bir kaç şey söylemek isterim;

    ---- kahvaltı ----

    doyuran kahvaltı salonu ya da doyuran:
    gerçekten bir eskişehir klasiğidir. gününe ve saatine göre sıra beklemeniz olasıdır. bol kepçeden koyduğu ve direkt üreticiden alınan halis kahvaltılıklarla şahane kahvaltı yaparsınız. esnaf lokantası havasında çalışır. o tarz bir salaşlık bekleyebilirsiniz.
    kötü yönü: sokak arası, sıfır çevre/görüntü, kapalı sıkışık ortam, açık hava bölümü yok.
    çok uzun zamandır gitmedim, ücretler yıllar önce çok makul idi, şu sıralar nasıl bilmiyorum (bilenler mesaj atarak bu maddeye destek verebilir)
    harita

    g'ce cafe bistro sazova (eski adı kocatepe kahvecisi): şehrin en güzel parkı eskişehir sazova parkının tam ortasında yer alıyor. dolayısıyla manzaranız bir gölet ve yanında şato. evet şato :) kahvaltı harici gün içi yemek seçenekleri de çok çeşitlidir. tek sıkıntısı yaya olarak gidemeyeceğiniz bir yerde, araç gerekir, merkeze 5-10 dk uzaklıkta. harita

    acıktım kafedeyiz
    biraz daha kalburüstü ortam denebilir, servisi ve ürünleri çok iyidir. fiyatları abartı olmasa da eskişehir'e göre "ucuz" denemez. şehrin popüler mekanlarından biri diyebiliriz. bahçe bölümü olması ve şehrim tam göbeğinde olması büyük avantaj.
    harita

    titanik 4
    benim şahsi favorimdir. porsuk çayının kalabalık olmayan tarafında, ferah, sakin bir bölümdedir, malzemelerinin çoğu direkt üreticiden ya da ev yapımıdır. fiyatları da tam orta skaladadır, ne az ne çok. porsuk manzaralı açık hava/bahçe bölümünde iyi bir kahvaltı olur. tren garına çok yakındır.
    harita

    bunların dışında eskişehir barlar sokağında çoğu mekan sabah kahvaltı veriyor, hiç denemedim. ayrıca porsuk kenarında da çoğu cafe kahvaltı servisi veriyor, burada bir kaç yere gitmiştim ama tavsiye etmek istemiyorum.

    ---- gün içi ----

    çibörek: eskişehir'e gelince çoğu kişinin denemek istediği gibi siz de çibörek yemek isterseniz;
    - popüler olan papağan çibörek salonu için sıradan diyebiliriz. şehir merkezinde, eski çarşı içinde. sıkışık bir ortam. harita
    - eskişehir çibörek evi. geleneksel çibörek ve diğer tatar mutfağı mevcut. harita
    - ama gelmişken kentparkı da görelim diyecekseniz ferah bir ortam ve iyi bir çibörek için kırım çibörekçisini tavsiye ederim.
    - sıradan esnaf lokantası gibi olan daha salaş alpu çibörek evi ise bence en lezzetlisidir.

    - pino: eskişehirliler için çok anlamlı olsa da dışarıdan gelenler için ne ifade edeceğini bilmiyorum ama, hamburger/fast food için çoğumuzun asıl tercihidir. kaliteli bir işletme ve 80lerden kalan klasik hamburgeri yapar. buraya her girdiğimde a-ha'dan hunting high and low gelir aklıma, ilk çıktığında burada dinlemiştim, hey gidi 80ler. bir çok şubesi olmasına rağmen tam şehir merkezindekini veriyorum haritada

    - karakedi bozacısı: bunu pas geçmeyin. hem geleneksel bir işletmedir hem de çok lezzetli bozası vardır. harita

    ---- akşam ----

    şehirde bu konuda çok fazla mekan ve seçenek var.
    meyhanesinden, restoranına, barına, pubına kadar onlarca yeri yazmak mümkün değil tabii, ben kendimce aklımdakileri yazmaya çalışacağım.

    drunken duck: baştan söylemek lazım, restoran değildir, yemek yoktur. pek küçük bir irish pub olmasına rağmen şehirdeki en kaliteli mekan olduğunu söyleyebilirim. ister iş çıkışı birer bira içilen yer edasında ister tüm geceyi kaliteli müzik eşliğinde geçirebileceğiniz, şehirde hiç bir yerde olmayan içki yelpazesi, bira ve viski seçenekleri buradadır. başlığını okuduğunuzda zaten yeterince bilgi alacaksınız. sahibi ve işletmecisi de sözlük yazarıdır ;) harita

    kör kamil: bence şehirdeki en iyi gerçek anlamdaki meyhanelerden biridir. eski sistem meyhanedir, yüzü gülmeyen ciddi garson abileri, çok standart yiyecek ve mezeleri vardır ama şehirdeki en kaliteli mezesi olan yer diyebiliriz. özellikle mart/nisan aylarında rakının yanında ayıklanmış temizlenmiş bir kuzu kelle için telefon edip sıraya girmeniz gerekebilir. fiyatları normaldir. salaşın bir tık üstü bir ortamdır. canlı müzik yoktur.
    harita

    sempre: nezih bir italyan mutfağı restoranıdır. kaliteli ve iyi hizmet alırsınız. çok uzun yıllardır kalitesini hiç bozmamıştır, zira çok müşteriye/ciroya vs ihtiyacı yoktur*, kalitesinden ödün vermez. fiyatları normalin bir tık üstündedir. bazı günler canlı müzik olarak hafif müzik ve caz vardı, halâ var mı bilmiyorum. güzel de bahçesi vardır. şehrin tam merkezinde porsuk çayı yanındadır. harita
    chinatown:sempre ile aynı gruba ait ve üst katında yer alan çin lokantasıdır. sempre'nin tüm kalite özelliklerine sahiptir.

    mezze: deniz ürünleri ağırlıklı, ayvalık tarzı restorandır. çok kaliteli mezeleri vardır. ortam nezih, havadardır.
    istanbul'daki mezze houseun orijinal çıkış noktasıdır. fiyatları normalin bir tık üstüdür. canlı müzik yoktur. harita

    afilli: yine nezih bir restorandır. ailece rahatça gidebileceğiniz yerlerden biridir. fiyatları normal diyebiliriz. canlı müzik yoktur. harita

    noon ve piraye: hem kaliteli bir yer olsun hem de müzik/eğlence/program olsun derseniz noon ve piraye size uygun olur. fiyatlar normalin bir tık üstündedir. noon harita, piraye harita

    harbiye restoran: hatay mutfağı. mekan nezih ve havadar. fiyatlar normalin bir tık üzerindedir. rakıyı soğutmazlar, hatay'da öyle olurmuş. canlı müzik yoktur. harita
    üst katında da black fish restoran var. aynı grubun kaliteli balık restoranıdır.

    fosforlu cevriye: eski hayal kahvesinin yerine açılan, kendince "bir başka meyhane" olarak adlandıran mekan. hiç gitmedim ama çok popüler olduğu kesin. daha üst tabaka bir mekan, fiyatlar yüksek, içeride vur patlasın çal oynasın ortam olduğunu duyuyoruz. harita

    alkollu cafe/bistro tarzında dublin cafe iyi bir mekan, gündüz de gece de gidebileceğiniz, bahçeli bir ortama kurulmuş şehrin göbeğinde iyi mekan.
    hangover da barlar sokağında gidilebilecek bir yer.

    tabi bunların dışında bir çok yer, hatta kendi gittiğimiz daha yerel, daha iddasız mekanlar var ama onlar bu yazının konusu değil. bu yazı zaten eskişehirliler için değil, başka şehirden gelenler için hızlı bir rehber olsun diye yazıldı.

    eskişehir barlar sokağı: eskisi gibi değil evet. ibis otel tarafından girişte bir kaç mekan ortalamayı tutmaya çalışsa da bölgenin ortamı çok da gitmeye değmez. genç yaş ortalamasına hitap eden mekanlar ağırlıkta, artık onlar da ne kadar olursa. neyzen ve mayday burada rum meyhanesi tarzında yerler, canlı müzik fasıl vs ihtiva ederler.

    ayrıca eskişehirdeki mekanların adisyonlarını yayınlayan bir instagram hesabı var, güncel fiyatları görebilirsiniz.

    unuttuğum ya da eklemek istediğim yerler olursa sonra editlerim

  • otobüs kaldırıp o ibne müdürü dövmek için kampanya başlatmaya ne dersiniz ?

    edit: mesaj üstüne mesaj geldi beni de yazın diye. çıldırttın milleti yurtiçi kargo , ibne müdür.

    edit 2 : millet sokağa döküldü , başlığı açan arkadaş isterse 1 otobüs adam var. bir mesaja bakar . bana mesaj atan arkadaşlar için tanım yapmak gerekirse .. (bkz: adamın dibi)

    edit3: arkadaşla iletişime geçtik , yurtiçi kargo tarafında bir yaptırım olmaz ise destek olacağımızı bildirdim.mesaj atan arkadaşlara dönüş yapmadım herkesi listeye yazdığımı belirteyim.(bir de avukatımız mevcut )