ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kezbanot
-
uzaya giden ilk kezban da olabilir. ay'a inince atacağı ilk adım onun için küçük insanlık için büyük olsa da adımı atmaz. ilk adımı karşıdan bekler.
birini tanımanın en iyi yolu
-
ne birlikte tatile gitmektir, ne birlikte çok vakit geçirmektir, ne de aynı evi paylaşmaktır.
ne yaparsan yap, birini tanıdığını sanarsın, ama günün biri geldiğinde yanıldığını en acı şekilde anlarsın, en sevdiğin en güvendiğin insan bile bir bakmışsın hiç tanımadığın bir insan olmuş çıkmıştır. acı ama gerçek.
türkiye'de sığınak olmaması
-
afet toplanma alanlarını avm yapan zihniyet sığınakları ne yapardı kim bilir? iyi ki yok!
(bkz: afet toplanma alanlarında avm yapılması)
edit: şu entarime bile sözlüğün katıksız bilinen trolleri savunmaya geçiyor ya daha ne yazayım? kendisine yazdığım mesajın sonunu buraya da yazayım hepsine cevap olsun.
" umarım bir gün o toplanma yerlerine ihtiyacın olur da gittiğin zaman yerine avm yapmış olsunlar. olmadı cami de olur. ne de olsa ikisinden de çok var. "
çılgın dondurmacı'da dans eden aşırı alımlı kadın
-
benim daha çok dikkatimi çeken, dondurmacının 3 milyon abonesinin olması... algoritma ikide bir karşıma çıkarmasın diye videolara bakmadım ama bu insanlar ne izliyor da 3 milyon abone topluyor? cevap belki de başlığı açanda gizli...
tecavüz iftirası yüzünden ölen genç adam
-
allah belanızı versin. hiçbir suçu günahı olmayan bir gencin başını yediniz. herkes cezasını kendi vermeye kalkarsa işte bu olur. suçlama ne kadar büyük olursa olsun. suçun cezasını devlet vermeli şahıslar değil.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"her söze verilecek bir cevabım var' lakin; olay anında değil de, gece yatağa yattığımda aklıma geliyor"
20 nisan 2019 selçuk bayraktar'ın attığı tweet
-
ayıptır.
https://www.dw.com/…48397760/ibbfaaliyet-raporu.pdf
https://eksiup.com/6c6508cff600
https://eksiup.com/05a92399b772
https://eksiup.com/a8a08f092218
https://eksiup.com/cb3f590eb354
başarılarını takdir etsem de ya ibb tarafından yayımlanan rapor yanlış ya da selçuk bayraktar yalan söylüyor.
yurt dışından türkiye'ye dönüp pişman olmayan kişi
-
abd'den veya avrupa'dan donenler arasinda gercekten boyle biri yok saniyordum. yazilanlardan gordugum kadariyla var oldugu soyleniyor ama var olan kisiyi/kisileri anlatirken kullanirken tek sifat zengin olmasi. yani cok parasinin olmasi yani turkiye'nin onbin'de biri icinde olmak gerekiyormus. turkiye'nin geri kalan cok buyuk cogunluguyla muhattap olmayip, onlarin buyuk sorunlarini onemsemeyip, bana dokunmayan bin yasasin mantigiyla kendi hayatini yasamasi gerekiyormus.
"istanbul hicbir yerden geri degil" demis bir zengin. bunu demek icin cidden etiler ve bebek'ten disari adim atmamak gerekiyor. ben de istanbul'da 10 yil yasadim, baya cok eglendigim, istanbul'u cok sevdigim zamanlar da oldu ama "geri degil" demek baska birsey. sehirde bu kadar buyuk gelir adaletsizligi varken, bu kadar cok suc istatistikleri yuksekken, toplu tasima denen olay 2013 yilinda bile halen yari yariya bile cozulmemisken, bir yagmurda/karda tum sehir iptal olurken, trafik kaza orani bu kadar yuksekken, trafikte bir yere gidip gelmek icin 3 saatlik sureyi normal goruyorken, surekli kesilen sorunlu bir internet altyapisina sahipken, elektrik kesilmeleri halen cok sik yasaniyorken, insanlari halen sokaklara bu kadar cop atiyorken, trafik kurallarina hic uyulmuyorken, herkes digerini nasil ezerim derdindeyken ve daha sayilabilecek binlerce etmen varken geri degil demek icin cidden polyanna'nin soyundan gelmek gerekiyor.
guzel diyebilirsin, cok eglenceli diyebilirsin, 24 saat canli diyebilirsin, iki kitayi birlestiriyor, bogazi var diyebilirsin, insanlari yardimsever diyebilirsin de geri degil demek cidden bambaska bir olay.
göğüs çatalına bakmayacak olgunluğa erişmek
-
ollgunluk değil de, doygunluk denilse daha doğru ifade edilebilecek olgu. zira o olgunluğa erişmişseniz mezardan bir kaç yıl uzaktasınız demektir.
dördüncü murat
-
iv. murat koydugu yasaklara uyulup uyulmadigini bizzat kendisi kontrol etmeye merakli bir padisah oldugu için yine bir gün kiyafet degistirerek bir sandala biner. amaci sahil seridinde içki içilip içilmedigini kontrol etmektir. iv. murat'i tanimayan sandalci arada bir cebinden bir sise çikartip yudumlamaya baslayinca padisah sorar :
- "nedir o içtigin ? "
sandalci bekri mustafa'nin ta kendisidir; kendini kolay ele vermez.
- "kuvvet surubu" der. "ben bundan iki yudum çekince kendimi aslan gibi hissediyorum. kürek çekmek viz geliyor".
padisah tadina bakmak isteyince, bekri mustafa, nasilsa denizin ortasindayiz, bizi kim yakalayacak, diye düsünüp siseyi uzatir. padisah iki yudum alir almaz kükrer :
- "bre zindik ! bu sarap. sarap içmeyi yasakladigimi bilmiyor musun ?
bekri mustafa sasirir :
- "sen kimsin ki içkiyi yasakliyorsun ?" der.
- "ben iv. murat'im !.." yanitini alinca bekri mustafa küregi kaptigi gibi ayaga firlar
- "simdi atarim seni denize, daha iki yudum aldin, kendini iv. murat sanmaya basladin. iki yudum daha alsan, dünyayi ben yarattim diyeceksin".