hesabın var mı? giriş yap

  • çakı attık, meşale attık, kapıyı kırıp attık, direği söküp attık, bir büyük rakı attık, üstüne sabri'yi saldık, melo çükületosuyla gol attı, sneijder ile iki tarafa selam verdirdik. ne dedin de ayının zoruna gitti söyle bağıralım.

  • ölüm cezasını gerektiren bir davada suçsuzluğunu bildiğiniz bir sanık hakkında hiç bir şey yapamamaktır.

    hâkkâride işlenen bir cinayette ,baba-oğul sanıkların karşı aşiretten iki kişiyi öldürdükleri iddiası ile dava açılır.dava ,kamu güvenliği nedeniyle iç anadoluda bir ağır ceza mahkemesine nakledilir.
    duruşma boyunca sanık baba suçsuzluğunu savunur. sanık oğul suçun tamamını üstlenir.suç,pusu kurularak işlendiğinden cezası (şimdi kaldırılmış bulunan) idamdır.toplanan delillere göre sanık oğulun yarı otomatik tüfekle iki kişiyi ölürmesi mümkündür.mermiler vücudu delip geçtiği için balistik inceleme yapma olanağı kalmamıştır.ancak görgü tanıkları baba-oğulun birlikte ateş ettiğini söylemişlerdir.sanık müdafii,ifadeleri türkçeye çeviren tercümanın karşı aşirete mensup olup tanık anlatımlarını kasıtlı olarak yanlış ve suçlayıcı şekilde çevirdiğini iddia etmiştir.tanıklar hâkkâridedir.iç anadoluya gelme olanakları yoktur.yeniden istinabe yazısı gönderilir ve "her iki aşirete de mensup olmayan bir tercüman bulunarak,tanık ifadelerinin yeniden alınması"istenir.bir süre sonra tanık ifadeleri gelir.tercüman tarafsız biri diye bildirilmiştir.ancak tanıklardan ,sanık babanın karısı dahi eski ifadesini tekrar ile her iki sanığın da ateş ettiğini bildirmiştir.ifadeler yasa gereği okunur.baba duruşma salonunda -ifadeyi duyunca-bayılır...
    bu delillere göre baba-oğul sanığa idam cezası vermek gerekir.mahkeme kurulundaki yargıçlar,(hiç olmazsa birisi)
    sanık babanın suçsuz olduğuna inanmaktadır.karar hazırlanır.tck.59 .maddesi uyarınca ceza müebbet ağır hapis cezasına çevrilir.karar açıklanırken önce temel ceza idam,sonra indirim sebebi söylenerek ömür boyu hapis denecektir.fakat sanık baba "idam" sözünü işitince tekrar bayılır.
    15 yıldan yukarı hapis cezaları kendiliğinden yargıtay'a gideceğinden ve sanık avukatı da esasen kararı temyiz edeceğinden , umutlar yargıtaya bağlanır. yargıç bile kararın bozulmasını istemektedir.çünkü o babanın suçsuzluğuna inanmıştır.
    sonuçta dosya yargıtaydan döner.karar tasdik edilmiştir.bu çaresizliği anlatmak imkânsızdır.bir insan ömür boyu hapis yatacaktır.yargıcın saçları o gece bembeyaz olur.yargıç o tarihte 39 yaşındadır...

  • graffitiyi kısaca açıklamak gerekirse duvarlara yapılan resim sanatıdır.geçmişin askine günümüzde çok gelişmiş bi seviyededir,kendi ticari sektörü,kendi giyim tarzı,kendi yaşam tarzı ve kendi literatürü vardır.graffiti
    çıkışı almanyada gerçekleimiştir, 2.dünya savaşından sonra dogu bloku belirlemek için yapılan duvar,uzun süre insanlar üzerinde özellikle dogu almanya halkı için bi baskı olmuştur.1970lerin basında protest amacıyla ghetto insanları çeşitli yazılar yazmaya başladı.yazıların amacı sadece mevcut düzene başkaldırma idi,yani hiç bi sanat ruhu taşımıyodu.80'lerde graffiti kültürü gelişmeye devam etti,artık insanlar sadece mesaj vermek verine görselligede onem veriolardı,berlin ve münih graffiti sanatçıları(writer) bu konuda cok uzmanlaştılar.

  • babaannesi namaz kılarken ege (4,5 yaş) odaya girer, namazın sonlarına doğru:

    ege: babaanne bu şekerleri yiyebilir miyim?
    babaanne: ....
    ege: babaanne cevap versene! yiyebilir miyim?
    babaanne: ...
    ege: (sesini yüksetir) duymuyor musun, görmüyor musun beni? bana baksana babaanne!
    babaanne: (sağına doğru selam verir)
    ege: orada değilim, buradayım!
    babaanne: (soluna doğru selam verir)
    ege: ya o tarafta da değilim, tam karşındayım baksana!!!!

  • altı üstü birkaç dakikadan ibaret olan video, hayatım boyunca izlediğim tüm dram filmlerini bir kenara fırlattı adeta. nasıl her şeyi sığdırdın şu yaşına çocuk? tam da oturduğum yerden, "ülke bitti yeaa" dediğim zamanlarda ne güzel çıktın öyle karşıma?

    bu ülke mert'in, mertlerin yüzü suyu hürmetine bitmeyecek.

    gün olacak, tek soruyu sekiz defada anlamayan kazık kadar adamlar, sefa sürdükleri saraydan tıpış tıpış çıkacak. yerlerine mert gelecek!

  • ev partisi gibi bir organizasyonun ilerleyen saatlerinde sıkılınmış ve oradan ayrılmak istenmektedir. şarja takılan telefonun bulunduğu odada kapasitesinin üzerinde sayıda insan olduğundan, telefonun bulunduğu sehpaya zor varılır. sehpanın önünde oturan kızla diyalog:

    - pardon, ben gidiyorum da. telefonu alabilir miyim?
    - hımm, şey, olur. 0543...

    çüşşş. bu kadar kolay mıydı bu işler?

  • habertürk'teki köşesinde sarı eşkiyalar başlığıyla yazdığı yazıdır.

    sarı eşkıyalar

    birisi şu istanbul’daki taksi sorununa allah aşkına el atsın.

    artık istanbul’da pek az taksi, bolca sarı eşkıya var.

    özellikle de kentin merkezinde.

    bunların türk müşteri ile pek alakaları yok.

    hepsi turist peşinde.

    genelde taksim, laleli, mecidiyeköy cevahir alışveriş merkezi gibi özellikle arap turistlerin yoğun olduğu bölgelerde konuşlanıyorlar.

    işleri turist dolandırmak.

    taksim’de bizim gazetenin önünde her gün kavga var.

    50 liralık yol için 100 dolar istiyorlar.

    olay çıkıyor.

    bu taksiler çift çift geziyorlar ve olay çıktığında turistin etrafını sarıp, argo tabir ile boğuntuya getiriyorlar. turist canını kurtarmak için parayı vermek zorunda kalıyor.

    bu taksileri yolda görürseniz asla durmuyorlar.

    bir an önce yeniden karargah haline getirdikleri yukarıda saydığım bölgelere ulaşıp, yeni bir turisti söğüşlemek için hızla yerlerine dönüyorlar.

    türk vatandaşları ile tek alakaları, yolda bir türk sürücü ile sorun yaşarlarsa onu kadın erkek demeden dövmekten ibaret

    bunlara doğru düzgün bir denetim falan da yok.

    benim saydığım yerlerde konuşlandıklarını da herkes biliyor ama buralarda ne bir polis ne bir denetim.

    denetim olsa evrak sormaya gerek yok. zaten tipine bakıp lisansını iptal edersin ama zaten çoğu lisanssız.

    plaka sahipleri otomobillerini istanbul’un bildik, efendi taksicilerine değil, bu serserilere kiralamayı tercih ediyorlar çünkü daha fazla yevmiye veriyorlar.

    bu yüzden de düzgün taksici esnafı iş bulamıyor. kiralayacak taksi plakalı otomobil bulamıyor.

    kötü şoför iyi şoförü kovuyor.

    ve ak parti’nin kontrolündeki ibb meclisi, bu rezaleti bir nebze olsun zapturapt altına alacak taksi projesine bir türlü izin vermiyor.

    istanbullu çileden çıkıp tehlikeye dönüşen bu duruma katlanmak zorunda bırakılıyor.

    haberturk

  • hala övülmeye devam edildiği için 2. kez yazma ihtiyacı hissettim başlığa.

    ilk olarak hafif çaplı bir spoiler vermek istiyorum diziyi izlemek isterseniz sürprizleri bozmayacak cinsten olacak ama yine de spoiler.

    --- spoiler ---

    şimdi insanların öldürüldüğü bir organizasyon düzenlenmiş, bu organizasyonda görev alanların bile yüzleri gizli. hatta yüzünün görünmesi demek ölmen demek. bu organizasyon için ıssız bir adada kocaman bir tesis kurulmuş, tesisin açılır kapanır dev gibi bir tavanı bile var, tavan kapanınca yukarıdan bakan kimse fark edemiyor orada olduğunu, kamufle edilmiş. güvenlik çok çok çok önemli yani.

    peki bu kadar sıkı güvenlik önlemleri alınmış bir organizasyona polisimiz nasıl sızıyor? önce araç takibi ile. araç ıssız bir yerdeki gemiye gidiyor ama ne hikmetse gece vakti o gemiye gidilen yolda arkadan gelen araç fark edilmiyor. hadi burasına tamam dedik. polisin gemiye girdiği sahnede bitti dizi benim için sonrasında sardıra sardıra izledim sırf başladık bari bitsin diye.

    adam arabanın altına giriyor kimse görmüyor arabanın altından çıkıp içine giriyor kimse görmüyor. içeride sürücüyle kapışıp etkisiz hale getiriyor kimse görmüyor duymuyor. araçtan ceset çıkarıp denize atıyor kimse görmüyor. organizasyona sızıyor ne yapacağı belli değil, işi belli değil vs vs ama içeride de varlığını devam ettirebiliyor sorunsuz. yüzleri belli yarışmacılar tekrar döndüklerinde barkot kontrolü yapılıyor ama çalışanlar için herhangi bir kontrol söz konusu değil. gizlice yarışmacı sızabilir ama çalışan sızamaz. o yüzden rahatlarsa demek.

    --- spoiler ---

    neyse lafı çok uzatmaya gerek yok, sonrasında mantık hataları bolca var. oyunlar desen ayrı sıkıcı. karakterler dersen ayrı sıkıcı ve saçma. kaybedenin öldüğü bir yarışmaya kendi rızanla geri dönüyorsun, tek bir kazanan olacak yani ya öldürecek ya öleceksin buraya geri dönüyorsan senin terminatöre dönmen lazım ama hala tuhaf tuhaf tripler.

    dizide işlenen konu da yeni değil öncesinde benzer ve daha başarılı yapım çok. hani orijinal bir fikir ile ortaya çıkmış olsa dizi insanlar mantık hatalarını görmezden geldi diyeceğim o da yok.

    izleyene beğenene afiyet olsun, ben uyarımı yaptım.

    vakit kaybı.

  • recep ivedik 4'un 1 milyon 641 bin kisilik rekorunu sarsmis ama kiramamistir. buradan anlasiliyor ki nuri bilge'nin sahan gokbakar gibi olabilmesi icin on firin ekmek yemesi ve spor yapmamasi gerekiyor.