hesabın var mı? giriş yap

  • bazen böyle umutsuzluğa düştüğüm oluyor. okul, iş, aile vb. benden bişey olacak mı falan diye. sonra geliyorum chainard'ın entrylerini okuyorum keyfim yerine geliyor. diyorum ki bu adam bu beyinle bu yaşa geldiyse benim şu hayatta yapamayacağım hiçbir şey yok. teşekkürler chainard.

  • türkiye'de pahalı olmayan birkaç şeyden biridir. kitaplardan vergi alınmamaktadır. şöyle bir basit matematiği var:

    türkiye'de 300-500 sayfa diyeceğimiz kitaplar 20-40 tl arası satılıyor. iyi bir kahve veya tatlı (cheesecake mesela) 12-30 tl arası. neredeyse bir iki kahve veya tatlı fiyatına çoğu zaman büyük hacimli bir kitabı satın alabiliyorsunuz. orhan pamuk'un veba geceleri romanı amazon.com.tr'de 27 tl. neredeyse bir tatlı veya 1.5-2 kahve fiyatına son dönemin en çok konuşulan kitabını satın alabiliyorsunuz. ayrıca 544 sayfa. kahve tatlı için verdiğin minimum eşiğin iki katı bir fiyat diyebiliriz.

    abd'den örnek verelim 300-500 sayfalık best seller kitaplar abd'de 15-30 usd arasına gider. iyi bir kahve veya tatlı bölgeden bölgeye değişmekle beraber 4-10 dolar arasıdır. oprah winfrey'nin şu an amazon'da best seller what happened to you? kitabı 20 usd civarı. 304 sayfa. kahve ve tatlı için verdiğim maksimum eşiğin iki katı bir fiyat bu.

    tabii bu örnekler sadece fikir verme amaçlıdır. bu tablodan hesaplayın siz. abd'de best sellerlar üzerinden vakit geçtikçe, bir sürü farklı online pazar yeri olduğu için 1-2 seneye çok ucuzluyor, bunu tartışmayacağım. yine de baktığımızda abd gibi tüketicilerin ürünlere erişmede ekonomik anlamda çok zorluk yaşamadığı, vergilerin düşük olduğu bir ülkeye göre fena değiliz kitap fiyatları açısından.

  • futbolu birakinca milletvekilligi ve bol maasli futbol yorumculugu kapma yolunda ufak bir adim.

    edit: "basbakan gittikten sonra icki servisi baslayacak"mis. ben basbakanin yerinde olsam, gicikligina otururdum gecenin sonuna kadar.

    coook sonraki edit: koprulerin altindan cook sular aktigindan ufak bir hatirlatma yapmakta fayda var. simdi bu entrinin ilk yazildigi zamanlarda, arda turan-sinem kobal birlikteydiler ve hatta dugun hazirliklari filan yaptiklari konusuluyordu. dugune o zaman bb olan tayyip erdogan da katilacakti haliyle, arda-sinem cephesinden, "dugun ickili olacak ama bb gitmeden icki servisi baslamayacak" mealinde bir aciklama gelmisti...
    hey gidi, sinem onumuzdeki ay karadayiyla evleniyor, arda da, aslihan baska sacmaliklar yapmazsa onunla evlenecek gibi gozukuyor. rte, cb oldu, muhtemelen sinem'in dugunune cagrilmaz/gelmez, arda'ninkine kesin katilip sahit olur.

    coook daha sonraki edit: sinem evlendi karadayıyla, arda da oyle boyle aslıhan'la evlendi, bir de cocukları oldu gecen hafta, ama ondan bir hafta once arda herifin birinin karısına asıldıgı iddiasıyla gundeme geldi. halen basaksehirde oynuyor

  • ismi neşe kaynağı haline geldi.
    son iki haftada ne dengir mir mehmet fırat dendi , ona şaştım ben arkadaş. "sayın fırat" demiyor kimse. sırayla herkes "ben de telaffuz edebiliyorum oğlum dal sarkar kaltar sarkal" diye mikrofona yanaşıyor.

    abartacak ne var bu isimde? mengir fır dengir tırat... bu işte.

  • masaya vurçak tabii napçak.

    deutsche welle foncusu nevşin yine açmış ağzını. suriyeliler suriye'ye gidecek nevşin, almanya'ya değil. bu kadar heyecan yapma.

  • yardim almaya giderken ko$mayin. mumkun mertebe de panik yapmayin. kalp ati$ini ve kan dola$imini minimal duzeyde tutmak icin gerekenleri yapmaya cali$in. sukunet bunun icin ba$ta gelen $arttir. yilanlar ana olarak iki tur zehire sahiptir, norotoksinler (sinir sistemine saldiranlar) ve ozellikle isirik cevresindeki dokulari etkileyen hemotoksinler.
    norotoksin yedi iseniz uzunca bir sure pek bir $ey hissetmezsiniz, bazi yerlerde ka$inma ve uyu$malar ile ba$lar, yikim bir sure sonra hizlica gelecek ve solunumun/kalp durmasi ile her $ey bitecektir. o yikima yakla$madan yardim bulmaniz gerek. bu zehir turu kas hucreleri ile onlari kasilmak icin uyarak sinir hucrelerinin baglanti noktasina saldirip kasi uyarisiz birakir.
    hemotoksik zehirdeyse durum kisa zamanda lineer olarak kotule$meye ba$lar. sokuldugunuz uzvunuzda inanilmaz agrilar olur ve $i$meye ba$lar. $i$lik bordo, kirmizi renkli bir kan ve doku torbasi gibi gorunecek. oyle cok $i$er ki deri patlayacaktir. bu $i$kinlige gelince deriyi yirtilmadan siz kesin. bu zehir turu yara cevresindeki her turlu hucreyi sindirmeye ba$layan bir zehirdir. mide sivilarinin vucudunuza sizmasi gibidir. vucudun o bolumu kendi kendini sindirmeye ba$lar. bu deformasyon hicbir zaman geri donmeyecektir.
    sizi sokan yilani dikkatlice inceleyin. yardim aldiginizda yilani olabildigince iyi anlatabilecek durumda olmaya, belirleyici bir kac ozellik anlamaya cali$in. hatta ozellikle norotoksin yediniz ise (bunu $i$me olup olmamasindan 15-20 dakika icinde anlarsiniz) onceden bir kagida yazip gorunen bir yerinize asin. yilanin ozelliklerini doktor bilsin. solunum durup olmeden bir sure once konu$amamaya da ba$layacaksiniz.

    genel olarak $oyle bitirelim. her iki tur zehirlenme de yikicidir. ama norotoksik zehirlenmeden medikal mudahale ile yirtarsaniz hayatiniza eskiden oldugu gibi devam edersiniz. ama hemotoksik zehirlenmede, isiriginin oldugu uzvunuzu hayatta kalsaniz da unutun. cok buyuk ihtimalle kesilecektir. kesilme ihtiyaci olmasa da oyle kotu, cirkin, taninmaz bir hal alacaktir ki, kesilmesini siz isteyebilirsiniz.

    emmeye cali$mak degil ama isirigin kalbe yakin bir yerinde, isirik deliklerinin olu$turdugu dogruya paralel buyukce ve derince bir kesik acmak ve eger isirik kol veya bacaktaysa bu kesigin 20-30 santim uzerinden sikica baglamak her zaman iyi bir fikirdir. genel cabanin tamami zehrin yava$ ve olabildigince az kisminin yayilmasi uzerinedir.

  • bir malatyalı olarak gurur duyduğum beyanat.

    hiç bu kadar iyi hissetmemiştim. bana einstein'ın şu vecizesini hatırlattı;

    "üçüncü dünya savaşında hangi silahların kullanılacağını bilmiyorum, ama dördüncüsü taş ve sopalarla olacak, ve malatya'da olacak. malatya çok önemli olacak, kayısı ha keza öyle. sevgiler"

    rahmetli özal keşke bugünleri görebileydi. rahat uyu atam. olmaz öyküler!