hesabın var mı? giriş yap

  • kommunist manifesto'da "dangerous class" -tahminen viktoryen whig edebiyatina bir gonderme olarak tirnak icine alinmistir- ve social scum olarak tanimlanmis sinifsal parca/fraksiyon.

    marx ve engels'e gore eski duzenin bir kalintisidir- ve buyuk ihtimalle scum bu nedenle kullanilmistir. hem en asagilik noktayi, hem de kalinti olma durumunu temsilen.

    ne var ki yedek isgucu ordusu uzerine fikirleri daha olgunlasmamistir marx'in, bu baglamda lumpenproletaryanin aslinda bir kalinti degil, bizatihi kapitalist uretim biciminin yeniden uretiminin bir ogesi oldugu goz ardi edilmistir. belki kapital'in ucuncu cildinin sonunda goz atabildigimiz siniflar uzerine bolumu tamamlayabilseydi daha acik bir tanima ulasabilirdik.

    o nedenle daha saglam bir arguman lumpenproletarya'nin isci sinifinin durak noktalarindan birisi oldugu, nasil kati olan hersey buharlasiyorsa, isci sinifinin da -oznel olarak degil, ama nesnel olarak- lumpenproletaryaya donusmesinin kacinilmaz oldugudur.
    suc ve kriminal fikrin olusumu, buna ilaveten kapatilmanin genellesmesi, bu donusumun olmazsa olmaz parcalaridir.

  • vakitlice annenin pazardan dökük üzüm almasi. o ne diye sormayin. aciyi çeken anlar, hesabini ödetir, öderim çok agirr.

  • yalnız tutuklayan kadın polis de türbanlı. bildiğin mesaj veriyorlar. şeriat böyle böyle geliyor.

    arap yalaya yalaya arapları geçtik.

  • brezilyali - turkiye'de ingilizceyi nasil boyle ogrendiniz?
    tr - universitelerde* ingilizce okutulur dersler. bazi liselerde de oyledir.
    brezilyali - anlamadim, neden ingilizce? ha misyoner okulu gibi mi?
    tr - hayir devletin resmi okullarinda
    brezilyali - ama nasil olur, nedenkine? turkiye hicbir zaman somurge olmadi ki?
    tr - ee sey...
    brezilyali - ben yok anlamak. nicin ingilizce universite olsun ki? siz aranizda ingilizce mi konusuyorsunuz?
    tr - ee sey...
    brezilyali - hadi hindistan olsa anlarim. ingiliz somurgesiydi. ha bir de lise diyorsun. ciddi ciddi dersleri ingilizce mi okudunuz simdi?
    tr - eee eyter beaa ingilizin amerikalinin kopegiz tamam mi? ondan ingilizce okuyoruz. catongggg!!! hem birgun herkes turk olacak!

  • fizik kurallarıyla aralarındaki pürüzsüz aşk beni hep cezbetmiş canlılardır.

    fakat dün akşam öyle bir tesadüf (yoktur ama var sayalım şimdi) oldu ki o bile "ehehehe nooldu yav" diye çıktı kutunun içinden.

    bunların hepsi kutu manyağı. bunu biliyoruz. bir kedi düşünün henüz bir yaşında değil ve 4.5 kilo. konuşkan ve göbekli bişi.

    üst kata çıkarmak için merdivenlerin yarısına kadar getirip bıraktığım kutuyla oynarken, sen bunun içine gir, arka patilerle ite ite basamak başına kadar getir ve ordan da aşağa kay, kutunun içinde! ve o kutu her biri ayrı ölçüdeki basamaklardan inerken hiç takla atmasın.

    içinden çıkıp "miiik" derkenki halinden anladım ki acayip hoşuna gitti ama nasıl olduğunu anlayamadı. neyse ki!

    bir de anlasaydı kardeşleri de öğrenecekti ve buyrun bakalım merdivenden kayan kediler varyetesi.

    o değil de bir anda olan bu şeyin ne vidyosu var ne fotoğrafı... peh.

  • 2 sene evveline kadar yaptığım şey. şimdi öyle demiyorum, keza eşimin mecburi hizmeti dolayısıyla sıklıkla gittim geldim. gitmiş birisi olarak söylüyorum isteyen alabilir, ben hakkımı helal ediyorum şahsen.
    edit: ironi içerir, şakadır... :)