• çok kızdığım şeylerden çok korkar oldum
  • değişik zaman dilimlerinden geçiyorum. iyi miyim kötü müyüm hiç bilmiyorum tek bildiğim şu eğer 3-4 ayı atlatırsam sanki herşey düzene girecekmiş gibi geliyor. biliyorum bazen kendimi kandırmak istiyorum ama olsun hayal etmek gibi birşey sonuçta.

    bu arada bir çok film sahneside var ya başrol çok yoğun bir cadde de durur ve insanlar yanından akar gider. şuan bu anı o kadar iyi yaşıyorum ki.
  • şuan 38.3 derece ateşim, 29 yaşım, geleceğe olan güvensizliğim ve tüm kötülüklerden uzak olduğum en sevdiğim dünyaya dalıyorum. harry potter serisini izliyorum. en mutsuz en hasta en umutsuz zamanlarımda yanımda olan dünyada kaybolmak istiyorum.

    mcgonagal: bu kadar önemli birşeyi hagride emanet etmek güvenli mi?

    dumbledore: hagride hayatim pahasina güvenirim.

    aradığınız eysokeye bir süre daha ulasamayacaksınız.
  • keşke mutsuz olmayı bilsem sözlük.böyle haa iyi ben mutsuzum deyip öyle yaşamayı kabullensem. ilk defa bu mutsuzluktan çıkış yolunu bulamıyorum.gerizekalı olsam, gerizekalı insanlara tahammülüm artar ya da tahammül etmek zorunda kalmam. çare gerizekalı olmak da işte bana yakışmaz.
  • ülke elden gitti. belki de bundan sonra başka hiçbir şeye dertlenemeyecek kadar kötü günler bekliyor bizi. fakat ben hala senin derdindeyim. aşık olunan insanın ellerinden kayması, bir başkasıyla evlenip gitmesi ne zormuş allah'ım! bir acı normalde gün geçtikçe şiddetini yitirir dimi. aksine! takvimden düşen her gün benim içimdeki ateşi daha da harlıyor. faruk nafiz, han duvarları'nda şöyle demişti; "bahar seninle kolkola gelmeycekse gelmesin". ben sensiz birinci baharımı geçiriyorum. ne çok seviyormuşum seni. keşke bir defa olsun cesaret edip de bunu sana söyleyebilse idim. belki şimdi sarılıp uyuduğun kadın, o güzel gözlerinle odaklandığın yüz ben olabilirdim. buna nasıl alışacağım ben...

    ayaklar uzaklaştı, bedenler ise farklı bedenlerin yanında ama bakışlar baki kaldı. ne diyeyim, bir gün çocuğunun başını okşamak nasip olmasın bana.
  • eee tamam yeter. her başlığa yazıcan mı.... bi git başka meşgale bul kendime diyo muyum? .

    şu an diyorum....
  • gardıropunu aç bak.
    diyarbakır'dan gelmiş,
    çiçekli bi yazma!
    çok seversin,
    biliyorum,
    biliyorsun,
    beni, unutama...
  • etrafımda çift gezen sevgilileri sevmiyorum. üzülüyorum aslında onlara. nasıl bir sonla karşı karşıya kalacaklarını bilmiyorlar. ben de bilmiyorum tabi. öyle beylik laflar benim tarzım değil.
    ama üzülecekler. üzülüyorlar. ne bileyim her ilişki bitiyor gidiyor. öyle deme bitiyor işte.
    ben bu insanları sevmiyorum. itici geliyor bana. ayrı bir komün kurun bana. ben daha da tehlikeli bir hale gelmeden yaşıyayım orda.
  • geçen cumartesi, akşam sevişeceğim kadınla yürürken yanımdan geçen başka bir kadınla önce göz göze geldik sonra birbirimize ufaktan gülümsedik. akşam olup sevişmeye başladığımda tüm gece sanki onunla sevişiyormuşum gibi düşündüm. farkındayım, tam bir orospuyum.
  • ev taşıyorum. ümraniye'den 4 levent'e taşınıyorum. tuttuğum eve ancak kira sözleşmesini imzaladıktan sonra detaylıca bakabildim ve özellikle banyo kısmının içine edildiğini farkettim. muhtemelen duşa kabin ve banyo dolabının yenilenmesi gerekecek ayrıca apartman asansörünün sesinin direkt evin içine geldiğini fark ettim. bundan başka 4-5 sorun daha gözüme çaptı.

    oysa eski evimde buraya vereceğimin yarısı kadar bir kiraya kalıyordum ve evim çok yeni ve güzeldi, fiber internetim ile mutluydum. trafik ve ümraniyenin her yere uzaklığı dışında bir derdim yoktu. resmen sinirlerim bozuldu... yıllardır yalnız bir insan olmama rağmen evime gelince en azından mutlu olurdum. şimdi bütün o yalnızlığın birikimi de üstüme çöktü. liseden beri ilk defa "keşke şu an bir sevgilim olsaydı da en azından moral verseydi" diye düşünüp ağlamaklı oldum.

    uzun lafın kısası: salak ve yalnız bir erkeğim.

    4 levent'den selamlar.
hesabın var mı? giriş yap