274698 entry daha
  • şu entry de (bkz: #164426820) kız arkadaşıma manyak karı dediğim için feminist damarları kabaran yazarlar olmuş. çok enteresan mesajlar geldi. şimdi bazılarınız doğmadan önce tanıştığım insanla aramızdaki samimiyeti anlatmakla uğraşamayacağım ama onun yerine bu harika arkadaşımla bir kaç güzel anımı daha anlatayım, sonra varın siz karar verin ne kadar numune bir insan olduğuna.

    bir kaç sene önce sokakta cins bir köpek bulmuştum. hatta bu başlıkta bahsetmiştim (bkz: #115232558) neyse işte, ben bu köpeği akşam eve getirdiğimde bu kız arkadaşıma anlattım. bu durup dururken heyecanlandı, dur geliyorum diyerek telefonu kapattı. bir saat sonra elinde iki poşetle geldi. bir poşette dondurulmuş tavuk bagetler, diğerinde ise tepeleme bahçe toprağı var. lan hadi hayvanın karnı açtır dedin tavuk aldın da o toprak ne dedim.

    - ay işte hayvan nereye yapacak çişini?
    + asdkljaskjd kedi mi lan bu?

    şimdi bu manyak değil de nedir? köpekleri de kediler gibi evde kuma işeyip sıçıyor zannediyormuş. bir de fidan getirseydin ekerdik dedim. normalde kedi kumu alacakmış da gece gece açık bir yer bulamamış. o yüzden apartmanın bahçesindeki donmuş toprağı (nasıl başardıysa) poşete doldurup getirmiş. inşallah kimse görmemiştir derken bir kaç gün sonra apartman görevlisi kapıyı çaldı. güvenlik kamerasından takip etmişler bizimkini. adamdan özür dileyip bir çuval çiçek toprağı almak zorunda kaldım. arkadaşımın neden toprak çaldığını anlatamadım utancımdan.

    anlayacağınız, dünyanın en saf, en naif insanlarından birisidir. mesela beni futbol kahini zannediyor. bazen evde futbol izlerken 30 saniye geriden gelen yayında şimdi gol olacak diyorum. gol olunca, yine bildiğim için çok seviniyor. internet yayınının geriden geldiğini, cep telefonuma gol mesajı geldiğini söylemiyorum. böylesi çok daha eğlenceli. bazı futbol takımlarında oyuncuların isimlerinin altta yazdığını bilmediği için sponsoru futbolcunun adı zannediyor. super bock* ne biçim isim demişliği var. türkçe bilmediği için ç harfini de tanımıyor. onu ingilizce c gibi okuyor. bir fenerbahçe maçında ferdi'yi göstererek bu otokos* yunan mı? diye sormuştu.
  • dün yolda yürüken aşşırı tatlı bi iş yeri buldum, evimden biraz uzak ama çok da önemli değil. kirası da makul geldi. eğer anlaşabilirsek cidden aşırı mutlu olacağım.
    :)
  • çocukluğumda gittiğimi saymazsak ilk olarak 2018 yılının yazında girdim terapi odasına. pek düzenli devam etmedim. kendimle yüzleşecek enerjim yoktu. zaten doktora dersleri de yoğundu. sonrasında 2020 yılında, gerçek anlamda bitik halde iken ailem tarafından zorla terapiye götürüldüm. o gün, eski bir bölüm başkanı vefat ettiği için tüm hocalar cenazeye gitmişti ve benden anabilimdalımdaki 3 öğretim üyesi de dersine girmemi istemişti. aynı anda 3 derse girmiştim. evet. birinde konu anlatıp, ara verip diğerine girdiğim komik, ama beni artık yıkan bir gün geçirmiştim ilk terapi günümün sabahında. terapi odasından çıkarken, telefonum mesaj doluydu. pandemi ilan edilmiş. okullar 3 hafta kapatılmıştı. evren bana delirmeden önce bir dinlenme, kendime zaman ayırma imkanı sunmuş gibiydi. yeterlik sınavım vardı. hocam eril toksikliğin vücut bulmuş haliydi. kadın olmaktan nefret eder haldeydim. o günden bu güne 4 yıl geçti. yarın terapistim ile yine görüşmem var. 2018 yılında o kapıdan ilk kez girdiğimde bu kadar uzun sürecek bir yolculuğun başında olduğumu bilmiyordum. 2020 yılında geride kalan kız yaşayan bir ölüydü. 2024 yılındaki kız ise bunlardan hiçbirine benzemiyor. farklı huyları var. farklı tepkileri, farklı sınırları var. bu halime saygı duyuyorum. ama yeterince sevmiyorum.
  • “daha iyi olabilirdin. daha iyi olabilirdik, baba” derken buluyorum kendimi bu sıralar.

    geçende “beni isteyerek mi dünyaya getirdiler” diye düşünüyorum derken arkadaşıma, “ilk çocuksun, istemişlerdir elbet” dedi. söylediği bile flu flu aklımda. insan, kendi varlığını ya da var olamayışını bunca sorgulamamalı…

    bir şeye inanmak için onu tüm benliğimle hissetmek istiyorum. hayatta her şey istediğin gibi olmayabiliyor.

    incecik dokunuşlara müptela, kırılgan bi çocuğum hâlâ. sevgiyi arayan…
  • yine bir doğum günü. ben olduğum yerde duruyorum, hayat ve zaman benim üzerimden akıp gidiyor. değerek ama değiştirmeden. ve ben yine çok köksüzüm.
  • şerre karşı müstesna bir mukavemet gösteremedim..
  • arkadaşımın görüştüğü çocuk, kendisi arkadaşım için yazdıgından dolayı adına akrostiş şiir istedi ve ben bir erkek ismine akrostiş şiir yazdım. bayağı da duygulu güzel ve aralarındaki durumu anlatan bir şiir oldu. eleman şiiri alınca oldukça beğenip hissi dönüş yapmış. bir erkeğe şiir yazmadım da demem artık.

    bizim sevgi yeşersin diye ortaya koyduğumuz desteğimiz sözde değil özdedir.
  • çok yorgunum mental olarak
  • bugün kısmetin dışında ne yaparsan yap bazı şeylerin önüne geçemediğini bir kez daha gördüm kendi çapımda kırılsamda kısmet diyip geçebiliyorum belkide artık hissizleşmeye başladım.bazı şeyleri kendim için istememem aslında benı daha çok yaralıyor ne diyeyim kısmet.
  • stresten uzak kalamıyorsanız ortamınızı değiştirin diyorlar. kendi hayatımdan nasıl çıkabiliyoruz acaba
42 entry daha
hesabın var mı? giriş yap