3 entry daha
  • (bkz: oliver davies)
    (bkz: george bean)
    (bkz: paul moraux)
    (bkz: ernst von aster)
    (bkz: heinz rudolph heimsoeth)
    (bkz: hans reichenbach)

    (bkz: ronald syme)
    http://bmcr.brynmawr.edu/1995/95.11.17.html
    http://en.wikipedia.org/wiki/ronald_syme
    http://www.encyclopedia.com/doc/1e1-syme-sir.html

    bu konunun klasik filoloji alt-başlığı kapsamında bir yazım için:
    http://jimithekewl.blogspot.com/…-ve-humanitas.html

    eski hocalardan müzehher erim'in kaleminden çıkmış bir yazı için:
    http://jimithekewl.blogspot.com/…jinin-nemi-ve.html

    yine burada ismi zikredilen yabancı hocalardan bazılarının ve türk hocalardan bazılarının hayat hikâyesinin ve yayınlarının derlendiği bir yazı var, istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi kitap satış bürosun edinebileceğiniz bu yazının künyesi şöyle: "felsefe hocaları", felsefe arkivi 30, istanbul üniversitesi edeb. fak. basımevi, istanbul 1997, s.1-47.

    bir de sonsöz kıvamında bir şeyler söyleyeyim; bilen bilir bilmeyen bilmez, bazılarına göre her türlü eksiğine ve gediğine rağmen, sosyal bilimler alanında iki gerçek üniversite vardır. bunlardan biri ist. üniv., diğeri ank. üniv. dir. bana göre fazla abartılı bir söylem olmakla birlikte, bu söylemin temeli bir nevi hesiodos'un aktardığı altın çağ mitosunu anımsatırcasına, üniversitelerimizde bir (sosyal bilimler alanında) "henüz cennetten kovulmamışlık" süreci varsa bu aydınların dönemine denk gelir. çok sık işittiğim bir şeydir bu, "ah o hocalar ne hocalardı, ne aydın insanlardı..." denir (haksız da değiller sanki, irlandalı oliver davies, plutarkhos'un perikles-fabius maximus biyografisini yunanca aslından türkçeye çevirmiş, türkçesine bakarsanız, türk oğlu türk sanırsınız; emeğe saygı). benim ise bu minvalde gördüğüm şey, gelecekte gerçekleştirilecek atılımın, geçmiştekinden daha büyük olması gerektiğidir. bu yüzden övünmek, böbürlenmek bana anlamsız geliyor. bu büyük zatlardan sonra niye iyi pasta börek yapan, hocasının çantasını taşıyan onu arabayla eve bırakanlar araştırma görevlisi oldu, onun hesabını versinler. veremiyorlarsa sussunlar.

    bu adamların türkiye'ye gelmesi bir altın çağ mitosunu mümkün kılar ancak durup düşünmemiz de gerekir, devamı niye gelmedi diye. soros'un popper'dan arakladığı açık toplum ve devlet anlayışının üniversitede de geçerli olması gerektiğini düşünen (#16888878) biri olarak, üretimden ziyade hemşehricilik ve pasta-börekçilik anlayışının egemen olduğu üniversiteleri noam chomsky döllese hayır gelmez. mesele sistem meselesi, kişi meselesi değil.
25 entry daha
hesabın var mı? giriş yap