aynı isimde "fallout" başlığı da var
  • başlıkta biraz gezince fallout oyunlarını hiç oynamayanların ya da fallout'la bethesda oyunlarıyla tanışmış olanların sayıca çok olduğunu gördüm. ben de diziyi izleyip beğenen ve oyunlarla bağlantısını merak edenler için ilk oyunun hikayesini anlatmak istedim. eğer ilk oyunu bir gün oynayacaksanız bol miktarda spoiler içerdiğinden bu yazıyı okumanızı önermiyorum.

    daha önce dizinin timeline'ından burada bahsetmiştim.

    şimdi ilk oyunun hikayesinden kabaca bahsedeyim. belki vakit bulursam ikinci oyunun hikayesini de yazarım.

    evvela evrene giriş

    fallout oyunları, 22. ve 23. yüzyıllarda alternatif bir zaman aralığında geçer. dünya, teknolojik açıdan gelişmiş olsa da 1950'lerin ve 1960'ların estetiğine ve kültürüne takılı kalmıştır. bu retrofuturistik durumu yapımcılar şöyle açıklarlar: 20. yüzyılda bizim dünyamızın yaşadığı kültürel devrim, fallout dünyasında yaşanmamıştır. bunun yerine atomik bir enerji devrimi yaşanmıştır. 2077'ye geldiğimizde fallout dünyasında lazer silahlarından ve akıllı ev robotlarından söz edilirken cep telefonlarının ya da modern müziğin esamesi bile okunmamaktadır. bu dünyada enerji devriminden sonra bir kültür devrimine ihtiyaç duyulmamıştır. böylesi bir dünyada petrol ve uranyum kaynaklarının tükenmesiyle üçüncü dünya savaşı patlak verir. amerika, çin'in alaska'yı işgal etmesine karşı kanada'nın kaynaklarını kullanır. birleşmiş milletler dağılır ve 2077'de küresel bir nükleer savaş çıkar. savaşın ardından dünya medeniyetleri yok olur ve geriye bir tek çorak topraklar kalır. sadece azınlık bir grup, vault denilen yeraltı sığınaklarında hayatta kalır ve nesiller boyu burada yaşar.

    fallout

    serinin birinci oyunu, yukarıda kısaca değindiğim büyük savaş'tan tam 84 yıl sonra, 2161 yılında yeni california'da geçer. bu bölge, güneyde baja'dan kuzeyde klamath'a kadar uzanır. nükleer bombalar patladıktan sonra kapısını dış dünyaya hiç açmamış olan vault 13'ün dış dünyadan yeraltına su sağlayan çipi bozulmuştur. bozuk çipin 150 gün içerisinde sağlamıyla değiştirilmesi gerekmektedir. aksi takdirde vault sakinleri öleceklerdir. vault'un ihtiyar idarecesi, yani overseer'ı, içlerinden bir kişiyi seçip dış dünyaya göndererek ondan yeni bir çip bulmasını ister. o şanslı kişi de bizizdir.

    bu vesileyle vault 13'ün kapıları ilk kez dış dünyaya açılır ve 84 yıl sonra ilk kez bir vault 13 sakini dış dünyaya adımını atar. görebildiğimiz sadece kurak topraklardır. medeniyetten geriye tozdan ve topraktan başka hiçbir şey kalmamıştır. şimdi doğudaki vault 15'e gidip fazla su çipleri olup olmadığını öğrenmemiz gerekmektedir. hedefimize vardığımızda burada işlerin ters gittiğini görürüz. vault 15'te dev fareler dışında hiçbir şey yoktur. mecburen buradan ayrılıp yakındaki shady sands'e gideriz. dizide de geçen shady sands'tir burası. ufak bir kasabadır. dış dünyaya dair ilk bilgilerimizi öğrendiğimiz duraktır aynı zamanda.

    öğrendiklerimiz karşısında dehşete düşeriz. çünkü biz 84 yıldır yeraltında steril bir yaşam sürerken dış dünyada raider çeteleri hüküm sürmektedirler. bu da yetmezmiş gibi bir de radyasyon nedeniyle pek çok hayvan mutasyona uğramış ve insanların başına musallat olmuşlardır. yakınlarda hurdalardan oluşan junktown, kervancıların kurduğu hub ve ghoul adındaki yaratıkların yaşadığı necropolis gibi yerler olduğunu da ilk kez kasaba sakinleriyle sohbet ederek öğreniriz. ayrıca tam zamanlı bir crimson caravan muhafızı ve yarı zamanlı bir shady sands muhafızı olan ilk yoldaşımız ian'la da burada tanışırız.

    shady sands'ten sonra güneye ilerleyip junktown'a ulaşırız. fallout'un en meşhur karakterlerinden olan ve dizide de bir anlamda yer bulan dogmeat'le ilk defa burada karşılaşırız. köpeğin sahibi bir süre önce raider'lar tarafından öldürüldüğü için onu biz sahipleniriz.

    buradan ayrıldıktan sonra hub'a geliriz. burada tanışacağımız su satıcılarıyla anlaşırsak vault 13'e ekstra su gönderebilir ve tesisin 100 günlük suyunu karşılayabiliriz. böylece çipi bulmak için daha fazla zaman kazanmış oluruz. sonra devam eder ve bir ghoul olan ancak ghoul olmadığını iddia eden harold'la tanışırız. harold da dogmeat gibi sonraki oyunlarda karşımıza çıkacak ikonik bir karakterdir. kendisiyle sohbet ederek richard grey adındaki adamla çıktığı yolculuğa dair anılarını dinleriz.

    harold da çok eskiden bizim gibi normal bir insandır. hub'da tüccarlık yapmaktadır. hub'a mutasyon geçirmiş yaratık saldırısı olmaktadır. bu saldırılar zaman içerisinde şiddetini arttırınca harold, arkadaşı richard grey'le bu işi araştırmaya karar verir. hub'tan diğer gönüllülerle birlikte mutant'ların inini bulmak üzere yola koyulurlar. bu mutant'ların mariposa diye eski bir askeri üsten dünyaya yayıldıklarını tespit ederler. üssü yok etmeye karar verirler, ancak işler istedikleri gibi gitmez. hem mutant'lar hem de üssün otomatik savunma sistemi tarafından saldırıya uğrarlar. ekip perişan haldedir. richard grey'i bir otomatik robot kolu yakalayıp yeşil bir sıvının içine atar. bu yeşil sıvıdan harold da nasibini alır ve bayılır. kendine geldiğinde çölde tek başınadır. yavaş yavaş dönüşmeye başlamıştır.

    hub'tan sonra sırada necropolis vardır. burası yoğun ghoul nüfusunun yanında super mutant'lar adında orc'lara çok benzeyen devasa, yeşil, çok güçlü ancak bir o kadar da taş kafalı bir ırkın egemenliği altında olan bir şehirdir. bu super mutant'lar tüm talimatlarını usta adında gizemli birinden almaktadırlar. öğrendiğimiz kadarıyla super mutant'lar bir sebepten ötürü tüm vault'ları aramaya başlamışlardır. onları durdurmak üzere yola çıkarız. şehirde ilerledikçe pek çok super mutant'la mücadele ederiz. nihayetinde aradığımız su çipini de burada buluruz.

    vault 13'e döner ve overseer'a çipi veririz. overseer bizden dış dünyaya dair öğrendiklerimizi duymak ister. ona her şeyi anlatırız. duyduklarından çok korkan overseer, tehdit olarak gördüğünden bize gidip usta denen kişiyi öldürmemizi ve super mutant'ların inini yerle bir etmemizi söyler. kabul ederiz.

    tekrar yola koyulduktan sonra dizide de karşımıza çıkan brotherhood of steel'la karşılaşırız. brotherhood of steel, eski amerika birleşik devletleri ordusu mensupları tarafından kurulmuş askeri bir birliktir. yeni dünyada amaçları eski dünyaya ait teknolojileri toplamaktır. teknolojiye tapan bu insanlar da super mutant'lardan bizim kadar rahatsız olduklarından super mutant tehdidinin kökünü kurutmak için yola çıkmışlardır. onlardan yardım isteriz. kabul ederler ancak bir şartla: öncesinde bir süredir haber alamadıkları bir brotherhood birliğinin akıbetini araştırmamız gerekmektedir.

    bunun için glow denen yere gideriz. burası atom bombasıyla yok edilmiş eski bir askeri üstür. haliyle radyoaktiftir. bölgede araştırma yapar ve haber alınamayan kayıp birliği buluruz. hepsinin mevta olduğunu öğreniriz.

    topladığımız bilgilerle brotherhood of steel üssüne döneriz. bize yardım etmeyi kabul ederler. bize de dizide de sıkça gördüğümüz meşhur power armor'lardan ve minigun'lardan birer tane verirler.

    super mutant'ların üretildikleri yer olan mariposa askeri üssü'ne gideriz. harold'ın anlattığı hikayeden buraya aşinayızdır, çünkü yaşadıkları talihsiz olay burada vuku bulmuştur. burada ilerlerken richard grey'in günlüğünü buluruz. aslında onun da harold gibi yeşil sıvıya maruz kaldıktan sonra ölmediğini, mutasyon geçirdiğini öğreniriz. içine düştüğü sıvı bir deney sıvısıdır. bu deney sonucunda üretilmiş olan forced evolutionary virus'a maruz kalmıştır. fev, büyük savaş'tan önce amerikan hükümeti tarafından yapılan bir deneyin sonucunda açığa çıkmış bir virüstür. bu virüse maruz kalan canlı organizmalarda ciddi fiziksel büyüme, güçlenme vb. etkiler görüldüğü raporlanmıştır. yan etkileri de aşırı saldırganlık, bilişsel zekada ciddi azalma ve kalıcı kısırlık. bu yüzden abd hükümeti deneyi sonlandırmıştır.

    richard grey aşırı dozda fev'e maruz kaldığından daha önce benzerine rastlanmamış bir super mutant'a dönüşmüştür. vücudundan dışarı uzanan dokungaçlarını zaman içinde silah gibi kullanabildiğini fark edince üsse giren davetsiz misafirlerini yakalayıp yemeye başlamıştır. ayrıca onları yemekle kalmamış, onların düşüncelerini özümseyebildiğini de fark etmiştir. daha sonra üssün bilgisayar sistemlerine sızarak fev deneyine dair her şeyi öğrenmiş ve yarım kalan deneye devam etmeye karar vermiştir. işte bu şekilde super mutant'lar ortaya çıkmıştır. hikayenin başından beri işittiğimiz richard grey ismi, aslında usta'nın ta kendisidir. amacı, tüm insanları super mutant'a çevirip dünyada yeni ve üstün bir insan ırkı yaratmaktadır. ona göre yeni dünya o kadar acımasızdır ki orada hayatta kalabilecek v2.0 insan ancak super mutant insandır. super mutant'lara vault'ları aramaları talimatını veren de kendisidir. bunu yaparken motivasyonu, radyasyondan en az etkilenmiş olan insanların vault sakinleri olduğunu bilmesidir. aradığı safkan insan stoğu vault'larda saklıdır ve onlardan en acımasız ve en dayanıklı super mutant'ları yaratacaktır.

    oyunun sonunda pek tabii ki usta'yla yüzleşiriz. biz onu bulduğumuzda artık onun pek çok adı vardır. kutsal alev, karanlık tanrı, baba... hayalini kurduğu super mutant'lar birliği unity projesinin kurucusu ve lideri... nükleer sonrası dünyada insanlığın transhümanist dönüşümüne adanmış bir ömür... biz onu bulduğumuzda usta, birkaç düzine insanın ve mutant'ların yanı sıra katedral'in bilgisayar ağıyla hibrid'leşmiş bir bileşimdir. birden fazla sesle konuşmakta ve özümsediği bilinçler arasında geçiş yapabilmektedir.

    onu alt etmenin birden çok yolu vardır. dilersek bulunduğu yeri bombalayarak onu alt edebiliriz. bu durumda master'la hiç yüzleşmemize bile gerek kalmaz. istersek yüzleşir ve fiziksel çatışma içerisine girebiliriz. yeterli zekaya ve retorik bilgisine sahipsek ve gerekli bilgilere de vakıfsak onu diplomasiyle de alt edebiliriz. bize unity planından bahsedecek, biz de ona bu planın neden tutmayacağını kanıtlarıyla anlatacağız. bu durumda usta bize hak verecek, bizim gitmemizi isteyecek, daha sonraysa kendini patlatarak yok edecektir. bir başka sonda da usta'ya katılarak vault 13'ün sonunu getirmek olasıdır.

    görevimiz başarıyla sona erdikten sonra bir kez daha vault 13'e döneriz. overseer her şey için müteşekkirdir. ancak dış dünyaya çok fazla maruz kaldığımızı söyler. hiçbir vault sakininin maruz kalmaması gerektiği kadar. her şeyi görmüş ve öğrenmişizdir. bu kadar bilgi tehlikeden başka bir şey değildir. bizim hikayemizi duyan diğerleri de dışarı çıkmak isteyeceklerdir. bize gitmemiz gerektiğini söyler. hiçbir şey olmamış gibi gitmeli ve ismimizi kimse tarafından bilinmemelidir. biz de yolumuza gideriz. başka diyarlara, başka maceralara. yeni baştan.

    ilk fırsatta fallout 2'nin de hikayesini özet geçeceğim. ki ikinci oyun hikaye anlamında da birinci oyundan daha derinlikli ve başarılıdır.
  • fallout evreni oyunları oynamayanlar için belki biraz karışık gelebilir. kendimce fallout bible'dan hatırladığım bilgileri yazmak istedim.

    anlatacağım şeyler vault sistemi ve evren özelinde genel bilgidir. diziyi izlemediğim için spoiler olur mu emin değilim, ondan okumak okumamak size kalmış. uyarımı yapıp başlıyorum.

    aslında vault sistemi hiçbir zaman abd nüfusunu kurtarmak için tasarlanmamıştır. amerika nüfusu o dönem 400 milyon(2077 yılı). abd'nin tüm nüfusu için 400.000 vault'a ihtiyacı var. ancak sadece 122 adet inşaat ediyorlar. bu vault'ların asıl inşa edilmesinin sebebi
    insanların izolasyonun yarattığı streslere nasıl tepki verdiklerini görmek için nüfusun seçilmiş kesimlerinin oraya koyulması ve vault açıldıktan sonra başarılı bir şekilde yeniden kolonileşme becerilerinin test edilmesi.

    testlere örnek vermem gerekirse:
    vault 8:
    bir kontrol vault'u, 10 yıl sonra açılıp yüzeyi yeniden kolonileştirmek üzere tasarlanmıştır. sonucunda vault city oluşur.

    vault 12:
    radyasyonun seçilen popülasyon üzerindeki etkilerini incelemek için vault kapısı
    kapanmayacak şekilde tasarlanmıştır. burası ilk oyunda necropolis olarak karşımıza çıkar ve orada olan ghoul'lar da bunun sonucuydu.

    vault 13:
    uzun süreli bir izolasyon çalışması olarak 200 yıl boyunca kapalı kalması planlanan yer, su kaynağını sağlayan chip bozulunca kapısını açmak zorunda kalır.

    vault 15:
    amaç 50 yıl boyunca kapalı kalması ve radikal olarak farklı ideolojilerden insanları bir arada yaşamaya zorlamaktı.

    vault 27:
    bu vault kasıtlı olarak aşırı kalabalıktır. giriş için 2000 kişi görevlendirilir. (toplam kapasitenin iki katı.)

    vault 29:
    bu vault'ta hiç kimse içeri girdiğinde 15 yaşın üzerinde değildi. ebeveynler bilerek farklı vault'lara gönderildi.

    vault 42 :
    en fazla 40 watt'lık ampuller temin edilmiş.

    vault 53:
    ekipmanların çoğu birkaç ayda bir bozulacak şekilde tasarlanmıştır. tamir edilebilir olsa da,
    arızaların sakinleri gereksiz yere strese sokması amaçlanmıştır.

    vault 68:
    içeri giren bin kişi arasında sadece bir kadın vardı.

    vault 69:
    içeri giren bin kişi arasında sadece bir erkek vardı. (evet beyler heyecanlandınız.)

    vault 106
    kapı kapandıktan 10 gün sonra hava filtreleme sistemine uyuşturucu ilaçlar salınıyor.

    bunun gibi 122 farklı vault deneyi var.

    peki ne oldu da dünya bu hale geldi. 23 ekim 2077 yılında nükleer bombalar fırlatılıyor; ilk kimin vurduğu bilinmiyor. bombaların çin'den mi yoksa amerika'dan mı geldiği bile bilinmiyor. hava saldırısı sirenleri çalıyor, ancak çok az insan yanlış alarm olduğunu düşünerek vault'lara giriyor ve kapılar kapanıyor.

    belki ileride zaman bulabilirsem öncesini de anlatacak şekilde yazıyı düzenlerim. hepinize iyi seyirler.

    edit 1: savaş öncesi önemli yıllar olan 2051-2077 arası diyerek devam ediyorum. aslında büyük savaş 26 yıllık bir olaylar silsilesinin sonucudur. meraklısına gene fallout bible destekli bilgiler:

    -2051 yılında petrol tedariğini korumak isteyen abd, meksika'dan kaynaklanan siyasi istikrarsızlığı ve kirliliği abd'ye yönelik bir tehdit olarak göstererek, meksika üzerinde giderek artan bir baskı kurmaya başlar. çeşitli ekonomik yaptırımlar meksika'nın istikrarını bozmaya çalışır ve birleşik devletler ordusu, petrol rafinerilerinin çalışmasını sağlamak ve petrol ve yakıtın sınırdan kuzeye doğru yol almaya devam etmesini sağlamak için meksika'ya girer. (tanıdık geldi mi?)

    -2052 yılında teksas petrol sahalarının durumu ile ilgili yapılan bir televizyon belgeseli, petrol sıkıntısını amerikan evlerine taşıyor ve enerji krizinin amerika için ne kadar derin olduğunu gözler önüne seriyor. böylece medya savaş için halk desteğini sağlıyor. devamında kaynak savaşları başlıyor. (bu büyük savaş denilen 2077 yılında olan savaş ile karıştırılmasın). birçok küçük ülke iflas eder ve orta doğu'dan petrol ithalatına bağımlı olan avrupa, orta doğu'nun yükselen petrol fiyatlarına askeri harekatla karşılık verir. avrupa milletler topluluğu ile orta doğu arasında uzun sürecek bir savaş başlar. zaten zor durumda olan birleşmiş milletler çökmeye başlar. bm barışı korumaya çalışırken birçok ülke örgütten çekilir. temmuz ayının sonunda birleşmiş milletler dağılır.

    -2053 yılında "yeni veba" ortaya çıkar ve on binlerce kişi ölür. amerika birleşik devletleri sınırlarını kapatır ve ilk kez ulusal karantina ilan edilir. (chris avellone'un o tarihte böyle bir senaryo hayal etmesi, corona'yı düşününce biraz ürpertici.) vebanın kaynağı bilinmemektedir, ancak genetik olarak tasarlanmış bir silah olduğuna dair söylentiler devam etmektedir. 2053 aralık ayında terörist bir nükleer silah tel aviv'i yok eder.

    -2054 yılında orta doğu'daki sınırlı nükleer değişim tüm dünyada korku yaratır. 2054 avrupa-orta doğu çatışması ve veba korkusu ışığında amerika birleşik devletleri güvenli ev projesini harekete geçirir.(ilk iki oyunu oynayan arkadaşlar yükleme ekranlarında olan reklamları hatırlarlar.) önemsiz tahvillerle finanse edilen proje, bir nükleer savaş veya ölümcül veba durumunda halk için vault adı verilen sığınaklar oluşturmak üzere tasarlanmıştır. inşaat 2054 yılının sonlarında başlar ve inşaat teknolojisindeki ilerlemeler nedeniyle hızla ilerler. vault-tec tarafından geliştirilen zax 1.0 çevrimiçi olur(supercomputer/pre-aı). başlangıçta vault'ları yönetmek için tasarlanan bazı sistemlerin bir prototipi olan bu araç, enerji bakanlığı'nın kaynak verilerini toplamasına yardımcı olması için hükümete verilir. bir yıl içinde veba ve taktiksel araştırmalar için ordu tarafından alınır; zax 1.2 adlı bir versiyonu west tek için inşa edilir.

    -2055 yılında west tek araştırma tesisi, yeni veba'yı öldürmek için yeni bir virüs üzerinde çalışmaya başlar. virüs araştırmaları ve federal hükümetle olan yakın bağları, yirmi yıl sonra pan-ımmunity virion projesi'nin yanı sıra power armor(brotherhood of steel ve enclave'in giydiği) ve lazer araştırmaları için seçilmelerine yol açar. zax 1.2 west tek'teki koşulları düzenlemek için getirilir. vault-tec koruma yazılımının bir parçası değildir, bu nedenle bombalar düştükten sonra insanlığı korumak için herhangi bir emir almaz. bu arada sakince verileri hesaplar ve bilim adamlarıyla satranç oynar. (mahalle yanarken....)

    -2059 yılında amerika birleşik devletleri'nin petrol çıkarlarını korumak için alaska'daki askeri varlığını artırmasıyla anchorage cephe hattı kurulur. anchorage cephe hattı, amerika birleşik devletleri ve kanada'da gerginliklere neden olur, çünkü amerika birleşik devletleri kanada'ya amerikan askeri birliklerinin alaska boru hattını korumasına izin vermesi için baskı yapmaya çalışır. ilk yapay zeka doğar. hafıza kısıtlamaları nedeniyle genişlemesi hızla durdurulur. bu keşif, amerika birleşik devletleri'ndeki laboratuvarlarda gelecekte yapılacak yapay zeka araştırmalarının önünü açar.

    -2060 yılında dünya sokaklarında trafik durur. petrol otomobillerde israf edilemeyecek kadar değerli hale gelir, bu nedenle alternatifler araştırılır. elektrikli ve füzyon arabaları üretilmeye başlanır, ancak fabrikalar yalnızca sınırlı miktarda üretim yapabilir. füzyon araştırmaları üzerindeki baskı artar. orta doğu'daki petrol yataklarının kurumasıyla avrupa-orta doğu savaşı sona erer. çatışmada artık bir amaç yoktur ve her iki taraf da neredeyse yıkıma uğrar.

    -2062 yılında karantina önlemlerine rağmen yeni veba yayılmaya devam eder ve ulusal paranoyayı arttırır.

    -2063 yılında çoğu vault'un inşası tamamlanır, inşaatı nihayet başlayan vault 13 hariç. sorunlarla dolu görünen bir gelişim döngüsünün habercisi(ilk oyunda su çipinden hayır görmedik ki.). vault'ları tamamlanan diğer şehirlerde tatbikatlar başlar, ancak tatbikatların artan sıklığı "yalancı çoban" etkisi yaratır ve yıllar geçtikçe tatbikatlara katılım azalır.

    -2065'in yazında elektriğe olan büyük talep nedeniyle new york'taki bir nükleer reaktör neredeyse kritik hale gelir. erimek üzere olan reaktör sebebiyle, devlet elektrik karnesini yürürlüğe sokar. amerika birleşik devletleri mekanize ordularından artan hareketlilik ihtiyacı, ordunun insan tabanlı bir tank (esasen iki ayaklı yürüyen bir zırhlı birim) yaratma çabalarına odaklanmasına yol açar. power armor araştırmaları büyür ve birçoğu sahada kullanılamaz olduğu kanıtlanan birkaç prototip geliştirilir. bu prototipler askeri, inşaat ve füzyon alanlarında gelecekteki ilerlemelerin önünü açar.

    -2066 yılında dünya genelinde petrol kaynakları kururken, çin'in fosil yakıt bağımlılığı ülkede bir enerji krizine neden oluyor. çöküşün eşiğine gelen çin, amerika birleşik devletleri ile ticaret görüşmelerinde daha agresif hale gelir. çin'e petrol ihraç etmek istemeyen amerika birleşik devletleri ile çin arasındaki görüşmeler kopar. çin-amerikan ilişkilerini daha da kötüleştirecek şekilde, power armor projesinin sonuçlarından biri olan ilk ham füzyon hücresi ortaya çıkarılır. füzyon hücresi için tasarlanmış cihazlar üretilmeye başlanır. füzyon gücünün abd'nin genel altyapısına dahil edilmesine başlanır, ancak süreç ihtiyaç duyulan bölgelere güç sağlamak için çok yavaştır. yaklaşık on üç yıl sonra, birleşik devletler'in çok az bir bölümüne füzyon gücü sağlanmıştır. çin alaska'yı işgal eder. anchorage cephe hattı gerçek bir savaş alanına dönüşür. iki ülke arasında artan gerilimin bir işareti olarak kanada, amerikan birliklerinin kanada topraklarına girmesine veya amerikan uçaklarının kanada hava sahası üzerinden uçmasına izin verme konusunda isteksiz davranır. amerika birleşik devletleri ve kanada arasındaki gerilim yükselir, ancak kanada sonunda geri adım atar ve abd birlikleri kanada'dan geçer. bu, 2076'da kanada'nın ilhakı için zemin hazırlar.

    -2067 yılında ilk power armor birliği alaska'da konuşlandırılır. gelecek versiyonların tam hareket kabiliyetinden yoksun olsa da, bu power armor çin tanklarına ve piyadelerine karşı inanılmaz derecede etkilidir. ağır mühimmat taşıma kabiliyeti çeşitli yerel çatışmalarda kilit rol oynar ve kullanıcıyı tehlikeye atmadan tüm kasabaları yok etme gücüne sahiptir. çin kendi versiyonlarını yaratmak için acele eder, ancak abd'nin uzun yıllar gerisindedir. (communist power armor veya people's power armor diye geçer sloganları da ''american imperialism must be beaten!")

    -2069 yılında abd, savaş için kanada kaynaklarından yararlanırken kanada da abd ordusunun baskısını hissetmeye başlar. geniş ormanlık alanlar tahrip edilir ve kanada'daki diğer kaynaklar kırılma noktasına kadar gerilir. birçok amerikalı kanada'yı küçük amerika olarak adlandırır ve kanadalıların protestoları duyulmamaktadır. vault 13 nihayet tamamlanır . vault'ların sonuncusudur ve tatbikatlar başlar. geç tamamlanması nedeniyle, diğer mahzenlere zarar veren "yalancı çoban" etkisi o kadar belirgin değildir.

    -2070 yılında chryslus motorlarının (chrysler ve general motors fallout versiyonu.) füzyon tahrikli otomobillerinin ilki geliştirilir. güven verici bir şekilde büyük ve amerikan olan sınırlı modeller yüksek bir fiyat etiketi taşır ancak günler içinde tükenir. birçok chryslus fabrikası uzun zamandan beri askeri teçhizat üretimine dönüştürülmüştür.

    -2072 yılında amerika birleşik devletleri'nin kanada kaynaklarına yönelik artan talebi, kanada'nın çeşitli şehirlerinde protestolara ve ayaklanmalara neden olur. alaska boru hattına yönelik bir sabotaj girişimi, ordunun kanada'yı ilhak etmeye başlamak için bahane olarak ihtiyaç duyduğu tek şeydir.(ki bu aslında 2067'de çoktan başlamıştı.)

    -2073 yılında çin biyolojik silah kullanımında giderek daha saldırgan hale gelir, birleşik devletler hükümeti bir karşı önlemin gerekli olduğunu düşünür. pan-ımmunity virion project (pvp) resmi olarak kurulur ve güney kaliforniya'daki west tek araştırma tesisinde deneylere başlamak için planlar yapılır.

    -2074 yılında sadece alaska'yı çinlilerden geri alma iddialarının aksine, amerikan power armor birlikleri, piyade ve mekanize tümenleri çin'e konuşlandırılır, ancak anakarada batağa saplanarak amerikan kaynaklarını ve ikmal hatlarını daha da zora sokarlar.

    -2075 yılında pvp deneyleri, virüsün tek hücreli organizmalar üzerindeki başarılı testlerinin ardından bitki hücreleri üzerindeki deneyler ertelenir. pan-immunity virion artık fev - the forced evolutionary virus olarak yeniden adlandırılır. fev deneyleri devam eder, yassı solucanlar üzerinde yapılan başarılı testlerin ardından yassı solucanların boyutları artar ve viral bulaşmalara karşı dirençleri yükselir. böceklerle yapılan deneyler daha az başarılı olur ve böcekler üzerinde daha fazla deney yapılması ertelenir. beyaz farelerin kullanıldığı deneylerde boyut, kas yoğunluğu ve zeka artışı olur. tavşanlar üzerinde yapılan fev deneyi boyut, zeka ve (bu kez) saldırganlık artışı ile devam eder. önceki deneylerdeki yassı solucanların normalden daha öfkeli ve daha şiddetli olup olmadıklarını anlayamadıkları ortaya çıkar. araştırmacılar bunun için suçlanmaz.

    -2076 yılında test virüslerine birkaç yeni gen dizisi eklenerek köpeklere enjekte edilir. güç artışı kaydedilmesine rağmen, zeka artışı kaydedilmez. birleşik devletler'in kanada'yı ilhakı tamamlanır. kanadalı protestocular ve isyancılar görüldükleri yerde vurulur ve alaska boru hattı amerikan askeri birlikleriyle dolup taşar. vahşet görüntüleri amerika birleşik devletleri'ne ulaşır ve daha fazla huzursuzluk ve protestoya neden olur. rakunlar üzerinde deneyler devam edilir. aynı sonuçlar kaydedilir, ancak birkaç enfekte rakunun kaçma girişimi sonrasında deneklerin sonlandırmasına neden olur. ancak iki çift rakun hesaba katılmamıştır. denekler üzerinde tüm ikincil testler ve çalışmalar yapıldıktan sonra, mariposa'daki deneye tabi olan tüm köpekler öldürülür. power armor prototipi son halini alır ve oyuncuların fallout 1'de bulduğu power armor ortaya çıkar. bu, büyük savaş'tan önce power armor teknolojisinin zirvesidir. bu birimlerin birçoğu çin'e gönderilir ve çin kuvvetlerinde bir yarık açmaya başlarlar. (fallout 3'te bu saldırıların ilk bacağı olan anchorage operasyonunu simülasyonda oynadığımız bir ek görev paketi vardı.) çin kaynakları kırılma noktasına kadar zorlanır ve çin'in ilhak ettiği uluslardan gelen tedarik hatları bozulmaya başlar. amerika birleşik devletleri'nin büyük şehirlerinde gıda ve enerji eksikliği sebebiyle isyanlar başlar. isyancıları kontrol altına almak için birleşik devletler'deki şehirlere askeri birlikler konuşlandırılmaya başlanır ve birçok geçici hapishane inşa edilir. olağanüstü hal ilan edilir ve bunu kısa süre içinde sıkıyönetim izler. west tek'te on beş şempanze ile deney devam eder. bugüne kadarki en başarılı test, şempanzelerdeki büyüme ve bağışıklık bugüne kadarki diğer tüm denekleri geride bırakır. ordu sonuçlara adeta ağzının suyu akarak bakar. kuzey amerika'daki küçük karantina kasabalarında testlere başlamak için gizlice planlar yapılır ve mariposa askeri üssü inşaatı, west tek projesinin askeri gözetim altında bir yere taşınması beklentisiyle hızlandırılır.

    -2077 yılında tüm fev araştırmaları yeni inşa edilen mariposa askeri üssü'ne nakledilir. alaska geri alınır ve anchorage cephe hattı yeniden amerikalıların eline geçer. power armor'ların kalabalık ve karantina kontrolü için birleşik devletler'deki ilk yerel kullanımı başlar. başlangıçta çin'de ve anchorage cephe hattı'nda görev yapan birlikler kendilerini evlerinde amerikalılarla savaşırken bulur. gıda isyanları artar ve birçok sivil öldürülür. birkaç asker hem kanada hem de birleşik devletler ordusundan firar eder. yakalanırlar ve askeri hapishanelere gönderilirler. fev araştırması bilinmeyen bir kaynak aracılığıyla dünyaya sızdırılır. dünyanın birçok büyük kentinde ve hükümetinde protesto gösterileri düzenlenir ve yeni veba'dan abd'nin sorumlu olduğu suçlamaları yapılır. fev bir tehdit olarak görülür ve sadece gerilimi körükler. çin'den gelebilecek bir nükleer ya da biyolojik saldırıya karşı hazırlıklı olan başkan, dünyanın ücra köşelerine çekilerek savaşı sürdürmek için acil durum planları yapar. ancak yazının ilk bölümünde bahsettiğim gibi bombalar fırlatılır. bombaların ilk çin'den mi yoksa amerika'dan mı geldiği bile bilinmemektedir. hava saldırısı sirenleri çalarken, çoğu insan ''yalancı çoban'' etkisi ile bunun yanlış alarm olduğunu düşünür, bu yüzden çok azı vault'lara gider. kapılar mühürlenir. peki bu fev konusu neden bu kadar değinildi derseniz bu virüs ülkeler arası gerilimi arttırdığı gibi fallout evreninde olan mutantların da oluşmasına sebep olur. (ghoul'lar ile karıştırmayın.)

    çok uzun bir yazı oldu. yazım veya çeviri hatalarım oldu ise affola. maalesef 2077-2242 arasını anlatacak güç şimdilik bende yok. i am too old for this shit diyerek tekrardan iyi seyirler dilerim.

    edit 2: ilk iki bölümü izledikten sonra kendimce bir şeyler karaladım okumak isterseniz. (bkz: #163496743)
    ek olarak 2077 sonrası için çeviriye zaman ayıramasam da, yazar bir dostumuz devam etti. emeğe saygı olarak paylaşıyorum (bkz: #163407513)

    edit 3: yazar bir arkadaşın önerisi ile şu video'ya denk geldim. fallout hikayesi hakkında zaman çizelgesi. video'yu yapan kişi baya emek harcamış. izlerken keyif aldım. belki sizin de ilginizi çeker.
  • edit: oyunlarla ilgisi bazı eklemeler yaptım

    yer yer kafa karışıklıkları var. dizideki kadın karakterin yer yer komiklik yapmasını tuhaf bulanlar da var, ilk sahnelerin 1900'lerin ortasında geçtiğini düşünenler de. bunlar normal tabii oyunu oynamamış olmak son derece normal iken, oyunu oynayıp da lore'a çok hakim olmamak olası. bazı kısa hap bilgiler vereceğim. konuyu bilmeyenler için belki ufak bir ışık olur.

    spoiler değil ama neyse

    * fallout evreni 2. dünya savaşına sonuna kadar günümüz tarihi ile paralel gidiyor ancak sonrasında ayrışıyor. kabaca teknoloji farklı gelişiyor. sosyo kültürel ortam farklı gelişiyor. dizinin ilk sahnesinin geçtiği sene 2077. büyük savaş olarak adlandırılan, sadece 2 saat süren ve çin-abd taraflarının tüm nükleer silahlarını ateşlediği savaş. avrupa'nın durumunu bilmiyoruz, evet 1996'dan beri bu konuda somut bir bilgi aktarımı olmadı hikayede. ama yeni bir oyun çıkacakmış galiba ingiltere ne yaptı onu göreceğiz.

    * sosyal yaşam 1950'lerde, çünkü dünyadaki genel nükleer gerginliğin, o dönemki soğuk savaş atmosferine benzemesinden ötürü en başta oyun yapımcıları böyle uygun görmüştü. kıyafetler, arabalar falan öyle daha tatlı.

    * 2077'deki büyük savaş öncesi, fosil yakıtların bitmesinden kaynaklı pek çok gerginlik, savaş yaşanıyor. abd, 'petrol kuyularına sahip çıkmak lazım' diye, meksika'yı işgal ediyor mesela. çin, alaska'yı işgal ediyor ve bir ara tek petrol orada kalıyor. orda bir mevzular oluyor hatta abd bahane edip gene güvenlik gerekçesi ile kanada'yı işgal edip, alaska'yı özgürleştiriyor. burada ara sahneler falan enfestir. kanada'ya da özgürlük getirdik der arkada amerikan askerlerinin sivil halkı vuruşu falan gösterilir.

    * şimdi adını unuttum, fallout dünyasında bazı şeyler keşfedilmiş değil (transistör diye atıyorum öyle bişeydi) o yüzden bilgisayarlar falan devasa, bizim için basit şeyler onlara zor. ama nükleer konusunda inanılmaz gelişmişler, o power armorlar bile nükleer güç kullanıyor. adamlar nükleer gücü oyuncak çalıştırmaya bile kullanıyor o derece.

    * bu vault'lardan 150 tane mi ne var. sayısı atmış olabilirim. büyük savaş öncesi 50 yıl boyunca falan geliştiriliyor. amacı, parası olan ve yeni bir toplum kuracak seviyede insanları saklamak. bir de paradan sonra süper önemli insanları saklama olayı var enclave diye. (bundan sonrası hem hatalı bilgi hem spoiler diye sildim)

    * vault'ların hepsinin farklı bir gizli gündemi ama amacı var. 25 yıl sonra kapısı kendi kendine açılanı da var, kapısı hiç kapatılmayanı da, içindeki insanların uyutulduğu da, bazısından psikolojik bazısında fiziki deneyler var. manyak manyak işler.

    * bu kızın hafif komik gibi olma olayı, oyunda hep olan özellikle vault sakinlerinin saf salak oluşu geyiği ile bağlantılı. aslında salak değiller de sizin dışarıdan gördüğünüzü bırak şu an yaşadığınız gibi bir hayatı bile bilmiyorlar. inanılmaz steril ve pragmatist, duygudan arınmış, mantıksal bir hayatları var. hatta kız evleneceği adama doğrudan sperm sayısını soruyor falan ya. aynı sebeple o tatlış tarzına rağmen pek çok iğrençliği yapabiliyor çünkü ona verilen öğreti 'lazımsa yapmak zorundasın'

    * gene az bilgiyle konuşuyorum ama dizi galiba 2280 civarı bir yılda geçiyor. ghoul'ler radyasyon yiye yiye ömürleri aşırı uzuyor abiye takılmayın. diğerleri normal insan. bir ara yüzeydeki herkesi super mutant yapalım herkes takılsın gibi gündemi olan manyaklar var. (dizinin geçtiği dönemden çok önce) gerçi orada enclave'in de 'işte radyasyon temaslı herkesi kısa yoldan temizleriz' fantezisi vardı arka planda.

    * brotherhood of steel ve power armor, büyük savaşa giden yolda abd'nin en büyük kozuydu. power armor mark ıı çıktığında ordu yenilmez olmuştu. savaş sonrası da aynı askeri düzen ve nizam korunuyor. ama iletişim aşırı güçlü olmadığından biraz bölgeden bölgeye değişen bir kardeşlik yapılanması var. bunlar iyi adam veya kötü adam gibi değil. tamamen gri bir noktadalar.

    * abd üstünde kurulmuş pek çok irilik ufaklı devlet var. new california republic en güçlüsü, ceaser's en geniş alana yayılmış falan.

    * bu mesajı yazdığımda gönderdikten sonra israil saldırısından haberim oldu. şöyle ilginç bir bilgi geldi aklıma. fallout evreninde 2. dünya savaşı sonrası nükleer silahlar ilk olarak büyük savaş'ta kullanılmıyor. öncesinde de nükleer saldırılar var. ikinci dünya savaşı sonrası atılan ilk nükleer bomba nereye atılıyor bilin bakalım. tel aviv'e. sonrasında da kullanılan silahlar var orta doğu ve avrupa'da ama tam adres bilinmiyor.

    * oyunları bilmeyenlerin heves ettiğini, az bilenlerin de hevesle tekrar başlamak istediğini görüyorum. fan'lara bakıp en güzel oyun new vegas'mış oradan başlayalım gibi bir hataya düşmeyin. kötü olduğundan değil başlangıcı sizi içine almakla zorlanacaktır. başlangıcı en akıcı oyun fallout 3. vault'ta bebeklik-çocukluk-yetişkinlik safhalarımız tutorial halinde geçerken hem çok keyif alınıyor hem de bir sürü şey öğreniyorsunuz. fallout 4'ün de açılış kısmı inanılmaz etkileyici ama orada oyun namına pek bir şey yok sinematik oynuyormuşsunuz gibi oluyor. 1 ve 2 en güzelleri tabii ama 30 senelik izometrik oyun oynamazsınız diye düşünüyorum. bence en doğrusu 1-2-3-new vegas-4 diye gitmek ama o kadar zaman ve sabrınız olmadığını düşünerek doğrudan 3 oynamanızı öneririm.

    şimdilik aklıma gelenler bunlar. özellikle 2077 büyük savaşa kadar olan olayları bilmek kritik sanki. mevcut popülarite ile kısa sürede youtube bu videolar ile dolar taşar zaten.
  • daha önce fallout 1'in hikayesini anlatmıştım. şimdi de fallout 2'nin hikayesini anlatayım.

    fallout 2

    ilk oyunun sonunda vault 13'ten sürülüp kendi yolumuza gitmiştik. ikinci oyun da bu sonu baz alarak başlar ("bu sonu" diyorum çünkü ilk oyunun birden fazla sonu var. ikinci oyun, bu sonlardan "iyi olanını" baz alıyor diyebiliriz). her şeyin üzerinden 80 yıl geçmiştir. yıl 2241. bu geçen 80 yılda çorak topraklar gelişmiş, daha kalabalık ve daha modern şehirler ortaya çıkmıştır. ancak bu modernlik bizim bildiğimiz manada bir modernlik değildir tabii. bu şehirlerde ne kanun vardır ne de düzen. buralarda adım başı bir uyuşturucu satıcısına ya da köle tüccarına rastlamak çok olasıdır. ayrıca şehirlerde genelevler de açılmaya başlamış, kadınlar seks işçiliğinden para kazanır olmuşlardır. geçen zamanla birlikte dünya büyümüş ve kirlenmiştir de denebilir.

    ilk oyunun sonunda sürgüne gönderilen kahramanımız, kendisine bu yolculuğunda eşlik etmek isteyen bir grup gönüllü vault 13 sakiniyle birlikte çorak topraklarda kuzey'e doğru yol alıp burada arroyo adında bir köy inşa etmiştir. kahramanımız burada köyün yöneticisi olmuş, evlenmiş, çoluk çocuğa karışmış, anılarını kaleme aldıktan sonra ortadan kaybolmuştur. fallout 2'de yönettiğimiz seçilmiş kişi lakaplı karakterimiz de onun öz ve öz torunundan başkası değildir.

    arroyo köyünde durumlar iyiye gitmemektedir. köy, tarihi boyunca görmediği büyüklükte bir kıtlıkla mücadele etmektedir. ilk oyundaki kahramanımızın öz kızı olan köyün lideri yaşlı kadın, bizden g.e.c.k.'i (yani tam adı garden of eden creation kit olan cennet bahçesi yaratma kiti'ni) bulmamızı ister. anlatılanlar doğruysa bu cihazla kıtlığa yol açan süreci tersine çevirmek olasıdır. dedemizin gençlik üniformasını giyer, üzerinde 13 yazan su mataramızı ve biraz parayı yanımıza alır, emektar pip-boy 2000'imizi de kuşanarak köyden ayrılırız.

    öncelikle vault 13'ün nerede olduğunu öğrenmemiz gerekmektedir. bunu da bilse bilse vic adındaki tüccar bilir. vic, ilk durağımız olan klamath ismindeki kasabada yaşayan bir tüccardır. üzerinde 13 yazan su mataralarını satan kişidir de aynı zamanda. kasabaya ulaştığımızda vic'in oradan ayrıldığını ve the den adındaki bir başka kasabaya gittiğini öğreniriz. bunun üzerine klamath'da dolaşıp bilgi toplamaya başlarız. the den'in nerede olduğunu kime sorarsak soralım net bir cevap alamayız. zira çorak topraklarda hiçbir şey bedava değildir. herkes, vereceği bilgi karşısında bir şeyler talep etmektedir. bu vesileyle yeni görevler alırız. bir görevden diğerine koşarken ilk yoldaşımız olan sulik'le de tanışırız. sulik, kaçırılan kız kardeşini arayan tam anlamıyla kafayı sıyırmış bir savaşçıdır. dedesine ait olduğunu iddia ettiği kemiği burnuna aksesuar gibi takmıştır.

    the den'e ulaştığımızda vic'in metzger adında bir köle tüccarı tarafından esir alındığını öğreniriz. metzger, vic'in kendisine sattığı bozuk telsizin tamir edilmesini istemektedir. eğer vic'i direkt ondan parayla satın almak istersek, yani bir nevi köle ticaretine girişirsek, kendisine 1000$ ödememizi talep eder. seçeceğimiz bir yöntemle vic'i köle tüccarının elinden kurtarırız. böylece oyundaki ikinci yoldaşımızı da partiye katmış oluruz. oradan ayrıldıktan sonra bu kez de karşımıza birkaç eksik parçası haricinde bir sorunu yokmuş gibi duran chryslus highwayman marka bir araba çıkar. arabaya binip yolumuza dört tekerle devam ederiz.

    the den'den ayrıldıktan sonraki durağımız vault city olur. burası, dışarıdan bakıldığında çok gelişmiş ve modern görünen, ama içeriden dibine kadar kokuşmuş ve yozlaşmış bir şehirdir. burası vault 8 sakinleri tarafından kurulmuş, kendi vatandaşlarının her türlü temel ihtiyaçlarını karşılayan, ancak buralı olmayan herkese köle muamelesi yapan çarpık bir yerleşimdir. şehrin yöneticisine first citizen denir. biz oradayken first citizen, joanne lynette adında bir kadındır.

    vault 13'ün yerini öğrenmek için vault 8'in bilgisayar ağına erişmemiz, bunun için de vault city'de vatandaşlık kazanmamız gerekmektedir. lynette'le bu konu hakkında konuştuğumuzda bize komşu kasabada yaşayan ghoul'lardan bahseder. sürekli olarak vault city'e gelip şehir sakinlerini ilaç dilenerek rahatsız etmekte olduklarından söz eder. eğer ghoul'ların yaşadıkları kasabadaki nükleer reaktörü bozup ghoul'ları ortadan kaldırırsak bize vatandaşlık vereceğini söyler. vault 13'ten ayrılmadan önce şehrin barına gidip john cassidy'i de partimize dahil eder ve yola çıkarız.

    lynette'in sözünü ettiği mutant dolu kasabaya vardığımızda kasabada tanıdık bir yüzle karşılaşırız: harold. harold, bizden nükleer santrali tamir etmemizi, böylece vault city'e muhtaç kalmadan kendi hallerinde yaşayabileceklerini söyler. bu noktada hangi tarafa yardım edeceğimize karar veririz.

    mutant kasabasından ayrılıp tekrar vault city'e döneriz. yaptığımız seçim ne olursa olsun vatandaşlığımızı alırız. bilgisayar ağına bağlandığımızda vault 13'e dair hiçbir bilgi olmadığını fark ederiz. onun yerine vault 15'in nerede olduğunu öğreniriz.

    vault 15'e doğru yol alırken karşımıza broken hills adında bir başka kasaba çıkar. burası insanlar, super mutant'lar ve ghoul'ların bir arada huzur içinde yaşadıkları bir yerdir. marcus adında bir super mutant şerif tarafından yönetilmektedir. bu noktada partimizde yer varsa marcus'u da aramıza katarak yolumuza devam ederiz.

    sonraki durağımız new reno olur. burası çorak toprakların günah şehridir. alkol, uyuşturucu, kumar, köle ticareti, hırsızlık, para karşılığı seks ve mafya çatışmaları... aklınıza ne geliyorsa hepsi ve daha fazlası new reno'da mevcuttur. buraya varır varmaz arabamızın çalınmasından nasıl bir yer olduğunu daha iyi anlarız. bu ahlaksızlığın başkenti ilan edilmiş şehirde yapabileceğimiz pek çok şey vardır. mesela boks turnuvalarına katılabiliriz. bileğimizin hakkıyla dövüşebileceğimiz gibi eldivenlerimizin altına demir plakalar takarak hile de yapabiliriz. bir prodüksiyon şirketine gidip bir porno filmde oynayabiliriz. şehirde faaliyet gösteren mafya ailelerinden biri için tetikçilik yapıp diğer ailelerin kökünü kurutabiliriz. ya da istersek tamamını ortadan kaldırabiliriz. burada partimize katabileceğimiz bir diğer isim olan myron'la da yolumuz kesişir. myron, jet adında yeni bir uyuşturucu üretmiştir. bu uyuşturucu çok popüler olunca köşeyi dönmüştür.

    vault 15'e ulaştığımızda vault'u yağmacıların mesken edindiklerini görür ve buradan ayrılıp yakındaki shady sands'e gideriz. 80 sene önce küçük ve önemsiz bir kasaba olan shady sands şimdi karşımıza son derece gelişmiş bir şehir olarak çıkar. ismi de artık new california republic olarak değişmiştir. şehrin tam orta yerinde dedemizin anısına dikilen bir heykeli bile bulunmaktadır. ilk oyundan hatırladığımız küçük tandi de buranın yaşlı ve bilge yöneticisi olmuştur. tandi'ye hikayemizi anlattığımızda vault 15'teki yağmacıları ortadan kaldırmamız şartıyla bize yardımcı olmayı kabul eder. yağmacılardan kurtulduktan sonra tandi'den vault 13'ün yerini öğreniriz. buradan ayrılmadan önce partimize katabileceğimiz iki karakter daha vardır: robodog adında bir cyber köpek ve hem ilk oyundan hem de diziden hatırladığımız dogmeat. eğer dogmeat'i öldürürsek komik bir şey olur ve bu kez bizi öldürmek üzere peşimize mel adında bir kelle avcısı takılır. bu bir mel gibson ve mad max göndermesidir.

    vault 13'e vardığımızda enteresan bir manzarayla karşılaşırız. tüm vault sakinleri burayı terk etmiş, içeriyi deathclaw'lar basmıştır. normalde feci agresif olan bu güçlü canavarlar garip bir şekilde akıllanmış ve konuşabilme yetisine kavuşmuşlardır. yanlarındaki insanlarla uyum içerisinde yaşamaktadırlar. kendileriyle konuştuğumuzda bizden bilgisayarları tamir etmemizi isterler. çünkü pençeli elleriyle bu işi yapabilmeleri mümkün değildir ve yanlarındaki insanlar da bu iş için kalifiye değillerdir. eğer bunu yaparsak bize g.e.c.k.'lerden birini vereceklerini söylerler. burada bilge bir deathclaw olan goris'le de tanışıp kendisini partimize katabiliriz.

    bilgisayarları tamir ettikçe pek çok şey öğreniriz. dedemiz buradan sürüldükten sonra aşağıda büyük bir ayaklanma çıkmıştır. bu ayaklanmanın sonucunda bizi sürgüne zorlayan overseer yönetimden indirilmiştir. bilgisayar tecrübemiz yeterliyse daha fazla gizli dosyaya sızıp daha çok şey öğrenmemiz de olasıdır. mesela vault'ların gerçek doğasını ilk kez burada öğreniriz. vault'ların amacının hiçbir zaman insanları nükleer savaşın etkilerinden korumak olmadığını ilk kez burada öğreniriz. toplamda inşa edilen vault sayısı 122'yken bunlardan sadece 17 tanesi gerçekten sığınak olarak tasarlanmıştır. vault 8 de bu sığınaklardan biridir. diğer vault'ların amacı bir dizi deneyden başka bir şey değildir. amaç, insanların çeşitli durum ve zorluklara karşı nasıl tepkiler verdiklerini ölçümlemektir. mesela vault 13'ün tasarlanma amacı, 200 sene boyunca kapalı kalan insanların dış dünyaya nasıl tepki vereceklerini gözlemlemektir. vault 12'nin kapısı bombalar düştükten sonra kasıtlı olarak açık bırakılarak insanların radyasyondan nasıl etkilendikleri gözlemlenmek istenmiştir.

    bilgisayarları onardıktan sonra g.e.c.k.'i alıp oradan ayrılırız. ancak bir gece uyurken köyümüzün şamanı hakunin rüyamıza girer ve acilen geri dönmemiz gerektiğini ve köyün ona ihtiyacı olduğunu söyler. arroyo'ya vardığımızda gerçekten tüm köy ahalisinin enclave tarafından kaçırıldığını öğreniriz.

    enclave, büyük savaş öncesi amerikan hükümeti'nin üst düzey isimleri tarafından kurulmuş ve halen yaşatılan gizli bir örgüttür. bu örgütün başında amerika birleşik devletleri başkanı yer almaktadır. bombalar atılmadan önce durumun buraya geleceğini bilen bu isimler kendilerine özel sığınaklar yaptırmışlardır. vault deneyleri de bu örgütün projelerinden biridir. amaçları amerika birleşik devletleri'ni yeniden kurmaktır.

    ilk oyunda değinilen fev'den haberdar olan enclave, bu virüsü yeryüzündeki tüm canlıları öldürecek şekilde yeniden geliştirmeye çalışmıştır. bunun için radyasyondan yeni etkilenenler ve hiç etkilenmeyenler olmak üzere iki denek grubuna ihtiyacı olmuştur. ilki için arroyo köylüleri, ikinicisi için de kapılarını sadece bir kez açan vault 13 sakinleri idealdir. geriye olası tehditlerle savaşmaları için akıllı deathclaw'ları bırakırlar, ancak onlar da fazla akıllı olduklarından savaşmak yerine insanlarla birlikte barış ve uyum içimde yaşamayı tercih etmişlerdir.

    son durağımız enclave'in okyanusun ortasında yüzen üssü olur. üsse vardığımızda bizi amerika birleşik devletleri başkanı dick richardson karşılar. onu ve super mutant korumasını öldürdükten sonra arroyo halkını ve vault 13 sakinlerini serbest bırakırız. fev'in yayılmasını durdurduktan sonra da üssü terk ederiz. arroyo ve vault 13 g.e.c.k.'i kullanarak yeni bir yuva inşa ederler. liderleri olarak da bizi seçerler. fallout 2'nin hikayesi de bu şekilde sona erer.
  • fallout hayranı olarak ilk duyduğumda "bu oyunun dizisi veya filmi yapılamaz. bu last of us gibi hikayesi olan bir iş değil, hikayeden yürüyemezsiniz. ayrıca öyle iki yıkık bina ve ücra bir kasabada yaşayan survivor grubu göstererek aktarabileceğiniz bir post apokaliptik dünya değil. salak salak işler yapmayın." diyen beni izlerken duvardan duvara vurarak zevklere gark etmiş dizi.

    oyunun dünyasındaki her ayrıntı bu kadar güzel diziye yedirilebilir mi yahu? pipboy'un, radyasyon ölçerlerin, stimpak'lerin ses efektlerini dahi hiç değiştirmeden kullanmışlar. vaultlar en küçük ayrıtılarına kadar birebir aktarılmış. son bölümlerin birinde ana karakterimizin kardeşi yöneticinin bilgisayarını hacklerken çıkan hack ekranında duygulandım. bir bölümde fallout 4 ana müziği girince ve üzerine diğer bölümde "war never changes" repliğini duyunca o gazla oyunu yeniden indirmeye başladım. hele mr. house'u gördükten sonra üzerine finalde şu ömrümde en çok zamanımı verdiğim oyunun geçtiği mojave çölünün ortasında harabe olmuş new vegas'ı görünce heyecandan ağlayacaktım.

    shady sands, ncr, mr handy, abraxo cleaner, sugar bombs, grognak the barbarian gibi gereksiz junk itemler ve yiyecekler, super duper market, red rocket gibi ikonik mekanlar, power armor stationlar, çalan şarkılar, dogmeat, ncr... companion'larımızı yanımızda itemleri taşımak için katır olarak gezdirmemizi bile şövalyelerin yancılarında işlemişler lan ahaha.

    bu oyunun dünyasını diziye aktarmaktaki manyaklık derecesindeki ince işçiliği kendim görmediğim ama bir yerde okuduğum örnekle pekiştireyim. (ikinci bölümden bir spoiler) dizide wiizig adlı herkesin peşinde olduğu abimizin ilk bölümde bacağı parçalanıyor, malum. ve buraya dükkan sahibi abla metal bir ayak takıyor. işte bu ayağı bir kolide getiriyor. kolinin üzerinde "jim's libs" logosu var. nereden geliyor bu isim? fallout 4'deki "big jim" adında bir özel bir silahtan. bu silahın özelliği de bacakları kırıp sakat bırakma ihtimalinin olması. bu nasıl hastalık derecesinde bir ayrıntıdır? kim düşünür de uğraşır milyonda bir izleyicinin görebileceği bu ayrıntı için yahu? todd howard bile bu kadar iplemiyor fallout hayranlarını.

    bu arada dizinin hiç bahsetmediğim hikayesi, kurgusu, atmosferi, oyunculukları falan da o kadar başarılı ki, oyun hakkında herhangi bir fikri olmayanlar da büyük keyifle izleyecek diziyi. ama benim gibi oyunun hayranları, ekstra olarak böyle ayrıntılar nedeniyle diziyi izlerken keyiften delirecek.

    özetle dünya üzerinde yapılmış en güzel oyun uyarlaması.

    ek: negatif şeyleri görmezden geleceğim dedim ama dayanamadım. dizide kötü olan tek şey maximus. karakter ezik, diyalogları kötü, oyunculuk rezalet. sayesinde brotherhood da çok kötü resmedilmiş. sanki maximus, ikinci sezonda çok acayip bir dönüşüm yaşayacak, bize "vay be ne idi ne oldu karakter" dedirtecek de o yüzden bu sezon bu kadar rezil bir karakter yaratmışlar gibi. yani umarım öyledir.
  • merak edenler için dizinin canon içindeki yeri şöyledir:

    * bombalar düşer - 2077
    * fallout 76 - 2102
    * fallout 1 - 2161
    * fallout tactics - 2197
    * fallout 2 - 2241
    * fallout 3 - 2277
    * fallout new vegas - 2281
    * fallout 4 - 2287
    * fallout (dizi) - 2296
  • az önce son bölümünü de izleyip ilk sezonunu tamamladığım dizidir. sekizinci yani son bölümde easter egg olabilecek bir şeyle karşılaştım. bu tür şeylere denk gelindiğinde diziden alınan haz resmen katlanıyor.

    --- spoiler ---
    cold fusion için lucy'nin babasının söylediği şifre 101097 yani fallout'un ilk oyununun çıkış tarihi olan 10 ekim 1997.
    --- spoiler ---
  • oyun serisinin hayranı ve yüzlerce saat oyunlarını oynamış biri olarak diziye de şahsen bayıldım. bu evrene, tarihine, estetiğine alışık olmayanlar için çok kısa temellerini anlatmak isterim eğer ki kafanızda soru işaretleri varsa.

    fallout evreni insanlığın nükleer enerjide muazzam gelişip mekanik kaldığı, yani günümüzdeki gibi elektronikleşemediği bir dünyada geçiyor. bu sanat anlayışına genel olarak atompunk deniyor. bu günümüzün tam tersi bir atılım çizgisi demek. dizide gördüğünüz o ilk sahnede yıl 2077. fakat 1950'lerin amerikasına tanıklık ediyor gibisiniz. bir anlamda 1900'lerdeki mekanik teknoloji atom enerjisiyle birleşerek muazzam yapılar ortaya çıkıyor yıl 2077 iken, fakat akıllı telefon niyetine dizide gördüğünüz renksiz ekranlı, devasa ve ilkel bilgisayarlar olan pip-boy'ları kullanıyorlar misal. bizden farklı bir gelişim çizgisi var. televizyon yayını renksiz ama evlerde robot hizmetçiler var. bu evrendeki timeline 1945'e kadar bizle aynı, fakat harp sonrası dünya bu evrende bizden farklı ilerlemiş ve teknolojik atılım gördüğünüz şekilde gerçekleşmiş.

    dark humor. fallout serisi ve evreni kara mizahıyla yaşar. bizim anlayışımıza göre her şey çelişkili gözükür ilk bakışta. mahvolmuş bir dünya için fazla komik karakterler vardır mesela. en korkunç kitle imha silahlarının adı “übersüpergüçlü silah” olabilir örneğin. oyunlarda da böyledir. fallout sıradan bir kıyamet sonrası drama değildir. komiktir. kendiye alay eder. o yüzden en bela işlerden önce lucy'nin “okey dokey” demesine tanıklık ediyorsunuz. kız deli değil, herkes deli.

    sığınaklar. vault-tec'in ürettiği bu yapılar genelde fallout oyunlarının da başladığı yerdir. o yüzden seri için çok ikonik mekanlardır. karakterimiz genelde başına bir iş gelmiş vault'ta uyanır ya da orada yaşarken kendini bir kargaşada bulup, kaçıp radyoaktif wasteland'e çıkar. bu dizide de lucy aracılığıyla ona tanıklık ediyoruz. bu evrende genelde çoğu vault çoktan mahvolmuş durumda. diziyi izledikçe siz de anlarsınız. kısacası bunlar bu evrenin son derece ikonik mekanları. dizinin başındaki o vault kargaşası da bir fan service aslında.

    ghoul'lar. bu arkadaşlar radyoaktivite sonucu dizide gördüğünüz hale bürünmüş mutantlar. hortlak deniyor ama ölü değiller, mutantlar. olağan bir canlı formu değiller ki tam olarak ölü olsunlar. insanlar bu evrende ghoul'ları sevmezler. aleni ırkçılık yapılan tek tür olabilir. fakat hepsi kötü değildir. aralarında müthiş karakterleri oyunlarda görebilirsiniz mesela. dizide de ilerleyişte anlarsınız. iyisi vardır, kötüsü vardır, tamamen akli melekelerini yitirmiş vahşileri de vardır.

    siyasi yapılar. bu evrende ne yazık ki sadece amerika biliniyor. dolayısıyla oyunun dünyası birleşik devletler. bu birleşik devletler topraklarında nükleer savaş sonrası farklı siyasi teşekküller oluşmuş. ilk gördüğünüz brotherhood of steel, töton şövalyelerinden esinlenmiş yarı dini, askeri bir tarikat. bu arkadaşların amacı, kutsal görevleri olduğuna inandıkları şey, teknoloji vasıtasıyla her yere egemen olup teknolojiyi sınırlamak. insanların elinden yıkıcı teknolojik silahları almak için yıkıcı teknolojik silahlar kullanan enteresan bir siyasi yapı. göreceğiniz bir diğer siyasi yapı new california republic. ncr. oyunun “demokrasi” yanlısı faction'u. ncr kendini abd'nin devamı sayar, onun kurumlarını imite eder. fakat bu demokrasi yalnızca bir illüzyondur. dizide de anlarsınız ilerledikçe. onun dışında bu evrende daha onlarca farklı siyasi hizip vardır. hepsi bambaşkadır. dindarı, yağmacısı, faşisti, emperyalisti, hepsi kendine has kara mizahıyla karşınıza çıkar.

    daha çok anlatılacak şey de bulunur. fakat daha fazlası nerd'lüğe giriyor.*oyunları oynamak gerekir, ilgilenmeyeni sıkar. bu kadarla bırakayım ben. zaten anlaması güç bir evren değil. sadece alışılagelmiş bir bilimkurgu değil ya da alışılagelmiş bir kıyamet sonrası dünyası yok. onu da anladınız mı bence kurgu tarihinin en keyifli evrenlerinden biri oluyor fallout.

    diziden gaza gelip oyunlarını oynamak isterseniz bu serinin efsanesi fallout new vegas'tır. bakın derim. hem de dizide gördüğünüz lokasyonlarda geçiyor. fallout 3 ve 4 de oynanabilir elbette. new vegas başkadır sadece. 4 daha yenidir, göze de daha çok hitap eder. onu da atlamayın.

    edit: imla
  • nuka cola, sugar bomb, grognak the barbarian, meşhur tv ve radyomuz, vault, vault suit...

    ağlamak istiyorum sayın seyirciler :'-)

    ilk bölüm on numara olmuş. gerisi için umut verdi. keltoş bezoş böyle şeylere harca hep paranı.

    flash! bam! alakazam!
  • hortlak adam hem iyi, hem kötü hem de çirkin'i tek bir bünyede toplamış gibi mk.
hesabın var mı? giriş yap