habibi
-
vokaliyle de sözleriyle de yürek dağlayan tamino şarkısı:
something hides in every night
brings desire from the deep
and with it comes a burning light
to keep us from our sleep
and as the full star tries his best to make the white pearl shine
glances of a new day have arrived
and though he’s not alone, he fears to never love another
and leave his heart forever with her smile
habibi, light is burning
as ı am burning
habibi, light is burning
as ı am yearning
something died within a soul
left the eyes to rust
and every time it is recalled
ıt covers all in dust
habibi, light is burning
as ı am burning
habibi, light is burning
as ı am yearning
and meanwhile, a whole lot goes down
somewhere in the darkness, us together for a while
you loved it then, so did ı
a feeling deep inside you wants to love it all again
now don’t leave it there, just give it a chance
ıf only ı’d forget you after one last dance
but you’re everywhere, yes you are
ın every melody and in every little scar
yes you are, you are
habibi, light is burning
as ı am burning
habibi, light is burning
and ı am yearning -
arapça şarkıların %90'nunda geçen söz.
-
140journos ekibinin bold pilot için hazırladığı 2.videonun sonunda denk geldiğim,gözlerimi dolu dolu yapan şarkı.
açtım sonra spotifydan tamamını dinledim ve kitaplığımdaki yerini aldı.
tam klasmanı için (bkz: durduk yere adamın amına koyan şarkılar) -
(bkz: craig thompson) n yazıp çizidiği habibi 670 sayfalık siyah beyaz muazzam bir grafik roman.
müthiş bir sevgi öyküsü var içinde. zem ve dodola'nın hikayesi.
hikaye örgüsü, yoğun çizgi şöleni sebebiyle sayfaları tekrar tekrar geziyorsun. isminden de anlaşıldığı gibi islam ve orta doğu mitolojisinden beslenerek hazırlanmış, göndermeler yapılarak anlatılmış bir serüven. sevgiyi günümüz anlayışından çok çok farklı işlemiş, ustaca kurgulamış çok katmanlı bir eser.
bunların yanı sıra tabi ki itici, bağımsız ve abartılı sahnelerinde yer aldığı ama her şeye rağmen iddialı bir grafik roman olmuş. hikayesiyle, çizimleriyle, emeğiyle sabrıyla çok etkilendiğim bir çizgi roman. -
bu adam* müziği falan bıraksın, etrafa hülyalı bakışlar atıp paso şiir yazsın sadece. ne demek ya:
"and though he’s not alone, he fears to never love another
and leave his heart forever with her smile"
veya:
"ıf only ı'd forget you after one last dance
but you're everywhere, yes you are
ın every melody and in every little scar
yes you are, you are, love" -
"yalnız olmasa da başka birini sevememekten korkuyor
ve kalbini sonsuza dek onun gülümsemesine bıraktı."
(bkz: üzen şarkılar) -
azis başkanın yeni şarkısıdır. adam yavaş yavaş erkeklik eksenine kayıyor galiba. şarkı için
https://www.youtube.com/watch?v=dtom41th7hm -
-
-
21 yaşındaki, cefbakliolmasınaçokuzunbiryololanfakatsondereceiyiniyetli, bir yarı mısırlının anımsattıklarıdır:
“gri bir gökyüzü altında, uzun bir direk sırası. ne başı görünüyor, ne sonu. teleferikler gibi geliyor. içlerinde ne olduğu da görünmüyor. maden, şüphesiz. ama maden görmediğimiz gibi işçi de görmeyiz. yalnızca sonsuzluğa uzanan ve asla durmayan uzun bir tespih: tekdüze zamanın ve mekânın saf imgesi.
yine de bir şey oluyor: teleferikler durmadan ilerlerken, kamera geri çekilmeye başlıyor. siyah bir düşey şerit beliriyor: bir pencere pervazı. sonra siyah bir kütle ekranı karartıyor. hatları yavaş yavaş beliriyor: bir adam var orada, pencerenin ardında, hareketsiz. yalnızca kafasını, omuzlarını ve sırtını görüyoruz. ama çok geçmeden, durumu yeni bir çerçeveye oturtuyoruz: adamın pencereden gördüğü, gri gökyüzü altındaki uzun tekdüze tespihtir.”
“béla tarr, le temps d'après”, jacques rancière. çev.: elif karakaya.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap