• genç yaşta insanı hastaneden hastaneye sürükleyen bela. ne rahat uykulu geceler görebiliyorsunuz ne de dogru dürüst sevinebiliyorsunuz.

    gecenin kör vaktinde göğsünüzde oluşan o boktan ağrı vücudunuzu kaplarken nefesiniz boğazınızdan çıkmamak için diretir. bir elinizi kalbinizin üzerine bastırıp ağrı dinsin dersiniz ama o esnada tüm gücünüzle masaj yapamadığınız için o iş de yatar. son olarak can havliyle pencereyi açıp temiz havayı içinize çektiğinizde öyle bir nefes alırsınız ki dünyanın tek hakimi sanki sizsiniz. yavaş yavaş ağrı vücudunuzu terk ederken ya tekrar olursa da bu sefer uyanamazsam şüphesinden gözünüze uyku girmez.

    bir de kalp yetmezliğine astım ekleniyorsa hayattan çekeceğiniz var arkadaş. benden söylemesi.
  • kalp yetmezliği genelde kronik süren bir patolojiye müteakip oluşan bir hastalık "tablo" sudur.

    kabaca kardiyotorasik indeks ne kadar büyükse prognoz o kadar kötü seyredecek ve tedaviye cevap o kadar zayıf olacaktır diyebiliriz.

    kardiyomegalisi had safhada olan bir insanda sisteme geçemeyen kan komşu organlarda birikip ödeme sebebiyet verecek ve kalbiı yormaya devam edecektir.

    her ne kadar böylelikle volüm azaltılarak kalp az yorulmuş olsa da birçok organ için işler hiç iyiye gitmeyecektir.

    akciğerde ve onu kuşatan zarlar arasında kanın gõllenmesine bağlı olarak nefes darlığı gelişecektir.

    sistem böylece kalbi korumak adına oksijeni terk edecektir. yani kalp kendi iş yükünü azalttığını zannederken aslında en mühim fonksiyonu olan dokulara oksiien ve besin ulaştırmadan uzaklaşacaktır. buna kendisi de dahildir.

    zamanla bu vetirede kalp bütün bu gayretinden tamamiyle feragat edecektir.

    insanoğlunun milyonlarca sene yaşadığı ve bir yerden sonra alıştığı hazin son ile kişi dünyaya veda edecektir.

    peki ne yapalım?

    onun yükünü azaltalım. hiç değilse onu bu sondan uzaklaştırabiliriz.

    işte çoğu kalp yetmezliği hastasının en pratik ilacı furosemid adı verilen bir idrar söktürücüdür.

    maalesef birçok hasta bu ilaç beni çok idrara çıkarttığı için bıraktım der. oysa hayatı bu basit ilacın temel prensibine bağlıdır.

    dediğimiz gibi kalbi yormamak adına onun yorulmasını engelleyecek ilaçlar verilir. çünkü kalp bir kere yorulursa sadece beden değil kendisi de yorulur. ona beta blokörler verilir.

    peki ya yeter mi? asla.

    bir gün o son vaki olur. her saniyede en az bir kere yıllarca atan kalp nihayet verilen süreyi tamamlar.

    bir daha atmamak üzere son kez takallus eder. bu bir yorgunluk mudur yoksa kurtuluş mudur bunu aslında kalbe sorabilmek en efdali olsa gerek.

    geçmiş olsun...
  • kalp yetmezliği tanısı için ejeksiyon fraksiyonu'nun %40'ın altına inmesi gerekir fakat semptom( bulgu) verebilmesi için( nefes darlığı, çabuk yorulma vb.) %30'un altına inmesi gerekiyor.
  • 2 sene evvel babama teşhisi konan hastalık. çok fazla mesaj alıyorum daha evvelki entryimle ilgili genelde yeni tanı almış kişilerden. çok da iyi biliyorum ruh hallerini o yüzden bir güncelleme yapıp bir de soru soracağım.

    babamın kriz sonrası en sağlıklı haline gelmesi doğrusu 7-8 ayı buldu. halsizlik ve nefes darlığı vardı. ayrıca yoğun bakım sonrası depresyon da yaşadı. bu esnada oneptus isimli devletin ödemediği ilaca kesintisiz devam ettik. zaman içinde doz yükseldi. ilaç babama iyi geldi. rahat bir yaz geçirdik diyebilirim. enerjisi yerindeydi şikayeti yoktu. ancak bu süreçte koahı da olmasına rağmen sigaraya tam gaz devam etti. bir noktada sorun yaşamamız kaçınılmaz hale geldi bana kalırsa. kışla birlikte kalp yetmezliği hastalarının şikayetleri zaten artıyor. soğuk ve puslu hava iyi gelmiyor. ek olarak dolaşan bu grip salgını da tehlikeli.

    birkaç haftadır halsizdi. kansızlık sebepli olduğunu düşündü kardiyoloğumuz ancak yine de rutinimizden erken görmek istedi babamı. iyi ki de gitmişiz zira kansızlıktan ziyade inanılmaz su toplamış vücut. bacaklar normal gibi görünüyordu ancak doktorun dokunduğu yerlerde koca koca çukurlar oluştu. yaklaşık 4 kg civarı su var organların arasında ve bu organları baskıladığı için tüm şikayetleri geri geldi. oldukça yoğun bir idrar söktürücü takviyesine rağmen beklenen düzeyde idrara çıkmıyor. böbreklerde büyük bir sorun yok halbuki.

    elbette biz de psikolojik olarak çöktük. tüm o korkular, korkunç zamanların gölgesi tepemize çöktü. zaten ağrı veya nefes darlığı çekerken görmenin üzüntüsü bambaşka. umuyorum yeniden atlatacağız.

    bu noktada ödem için şunu da yaptık faydalı oldu diyen varsa duymayı çok isterim.

    genel izlenimim ise şu yönde; uzun süren halsizlik ve nefes sıkıntılarına hazırlıklı olun. umutsuzluğa ise kapılmayın. hastanın kendisinin moralinin yüksek olması çok önemli. biz ailesi olarak içten içe kendimizi yesek de babama karşı daima pozitifiz ve hasta moduna sokmamaya çalışıyoruz. hayata karışmak, hareketsiz kalmamak iyi geliyor. ne kadar hareketlenirse o kadar açılıyor. elbette kalp yetmezliği olan birinin hareketliliğini normal insan hareketliliği gibi düşünmeyin. en başta ev içinde dolaşması sonra sokakta 5-10 metrelik yürüyüşler, ufak tefek gündelik işlerini yapmak gibi.

    bizim doktorumuz oksijen takviyesine sıcak değildi. ciğerleri tembelleştireceğini söyledi. bizim satürasyon normal maşallah zaten. bu noktada doğru karar olduğuna güveniyorum. tabi bundan sonrası değerlendirilecek. umarım uzun bir süre daha ihtiyaç duymayız.

    ortalama yaşam süresini araştırıyoruz bunu biliyorum. ben de araştırdım. ancak bunun da bir kesinliği yok. türlü türlü hasta, türlü türlü hayat tarzı, türlü türlü dış etken var. iyi düşünmek gerek. babam sigara içmeseydi bana kalırsa çok daha uzun süre sorunsuz ilerleyebilirdik. malesef alıkoyamadık. bu entryde kesin olarak söyleyebileceğim tek şey sigara korkunç bir şey, gerçekten sigarayla savaşmak mühim. ben bu konularda insanlara akıl verecek bir pozisyonda değilim. sen önce kendine bak denebilir. fakat gerçekten sigara bir illet. başlamayın, bırakmak için elinizden geleni yapın, bıraktırmak için pozitif destek vermeyi ihmal etmeyin.

    hasta için de hasta yakınları içinde zorlayıcı bir hastalık. iki taraf için de psikolojik destek öneririm. ben bir hasta evladı olarak inanılmaz kötü etkilendim, tam biraz toparlıyorum derken şimdi de sorunlar geri geldi ve ben tamamen sıyırmış durumdayım. benim durumuma gelmeden destek alın.

    umutsuzluğa kapılmayın, yeni ilaçlar başarılı. biraz da dikkat ederse yaşam süresi ve kalitesi artar. bu bahsettiğim oneptus ile tedavi henüz sgk geri ödeme listesinde değil. oldukça da pahalı. maddi olarak da zorluğu bu. doktorlar önermeye kararsız kalabiliyor. sorabilirsiniz. herkese şifalar.
  • 4. evresiyle babamın mücadele ettiği hastalık.

    2 ve 3. evre deneyimlerimi yazdım. çok fazla mesaj aldığım için hasta yakınları için özellikle 4. evreden de bahsetmek isterim.

    4. evre kalp yetmezliğin son evresi. ne kolay yazması. yaşaması ise epey zor. bizim efi değerimiz 40 iken yaklaşık 15 gün içinde bir 17-18'lere düştü. iki defa yoğun bakıma girdi bu esnada. sonuncudan imza vererek kendi isteğiyle çıktı. kalp artık görevini hiç yapmadığı için tüm organlar da etkileniyor. ilk yoğun bakımda multi organ yetmezliğine girdi ama şükür bir şekilde stabil ettiler. koahı olduğu için akciğerler zaten sorunlu, kalp çalışmadığı için vücutta sıvı birikiyor organ aralarına doluyor. babam ciddi nefes darlığı çekiyor. devamlı bir crp yükselmesi var. oldukça kuvvetli bir antibiyotik alıyor birkaç gün rahatlıyor sonra yine kötüleşiyor. zaten efor sarfedince anında yoruluyor. efor dediğim max 10 adım falan. idrar söktürücü kullanmasına rağmen prostatı olduğu için çişe çıkması da zor. böbrekler yine kötü etkileniyor süreçten. etkilenmeyen bir yeri de kalmadı ya artık.

    bana en sık sorulan soru yaşam süresiyle alakalı. hala yaşıyor mu, süreç nasıl vs gibi.

    bize ilk tanı aldığımızda ortalama yaşam süresi 2 sene gibi bir şey söylenmişti. açıkçası babam da tam 2. seneye yaklaşırken 4. evreye geldi.

    yaklaşık 1 aydır evde stabil tutmaya çalışıyoruz. hastaneden çok korkuyor son tecrübesinden sonra. bu noktada medical park ile ilgili yazdıklarıma da göz atmak isterseniz ne demek istediğimi anlarsınız. diğer taraftan en olumlu sonucu da gop yeni yüzyıl hastanesinde (erişkin yoğun bakım servisi) aldığımızı söyleyip ve bu hastaneyi tavsiye etmek isterim. allah düşürmesin tabi.

    evet 1 aydır evdeyiz. bu süreçte 2 defa kötüleşti ama evde toparladık. bu sabah beni nefes darlığı şikayetiyle uyandırdı. ilaçlarını, ekstra nefes açıcılarını verdik ancak kayda değer bir iyileşme olmadı. 79 satürasyonu gördüğümüzde ambulans çağırdık. ambulans geldiğinde korkudan titremeye ve bağırmaya başladı hastaneye gitmem diye. bu esnada satürasyon da stabil oldu. ambulansa aldırdık ancak kendisi kabul etmediği ve genel durumu da idare eder gibi olduğu için imza karşılığı eve geri getirdik. doğru mu yaptık bilmem. bu süreci yaşarken doğru şeyi yaptığınızı zaten hissetmek imkansız gibi. sadece o korkusu ve titremesi içimizi parça parça etti. zaten bilinci açık ve aklı yerinde olduğu için kabul etmiyorum dediği yerde paramedikler götüremeyiz dediler. aa hastaneye gitseydi bakılsaydı diyenler için türkiye'nin eğitim araştırma hastanelerinde acillerin içler acısı halini, doktor hemşire yetersizliğini, tecrübeli uzman doktor yetersizliğini ve özellikle koroner yoğun bakımlarda yer bulmanın imkansız olduğunu söylemek isterim. tüm bu sebeplerden ötürü babama hamidiye etfal acilinde 24 saat sarı alanda bekletildi, 24 saat de servis odasında gözümüzün önünde 63 satürasyonla nefessizlikten çırpınırken, göğsüm sırtım ağrıyor diye tepinirken 20'li yaşlarda bir doktorun "koah krizi geçiriyorsun amca korkma" diye diye bizi 5-6 saat oyaladığı, bizim yalvarmamızla troponin ve kan gazına baktığı, sonuçları alınca apar topar ekg-ekoya sokup "aaa kalp krizi geçiriyor amca" dediği bir süreç yaşadık. sonra ne oldu peki? müdahale edemiyoruz yoğun bakım dolu, 112'ye bilgi geçtik istanbul içinde yb arıyoruz dediler. bu esnada babam 60'larda satürasyonla nefessizlikten ve ağrıdan odada delirmeye başladı. sağlık bakanlığını aradık aldığımız cevap "ülke çapında koroner yoğun bakımlarda bir şişme yaşıyoruz sıraya alındınız ama garanti veremeyiz" idi. bu arada bu konuşmalar kayıtlı. o geceden bir resim de koyacağım hani atmasyon veriler değil bunlar.

    demem o ki bu işin bin türlü aması, keşkesi, doğrusu ve yanlışı var. bunları hastanızın selameti için siz üstleneceksiniz. bana kalırsa hastanın isteğini ve durumunu da gözeterek bir karar vermek lazım. ama dediğim gibi kafamda hep yanlış yapıyorsun diyen bir sesle yaşıyorum. hastaneye yatırdığımda da susmuyor, evdeyken de. bu hastalığın iyileşme şansı olmaması izlenecek yolları daraltıyor.

    ne yapabilirsiniz? iyi bir eğitim araştırmada iyi bir kardiyolog bulmaya çalışın. koah tablosu varsa eve iyi bir hava temizleyici alın evin havasını özellikle bahar aylarında stabil tutmaya çalışın. evi çok efor harcamayacağı şekilde yeniden düzenleyin. biz tuvalet için tutunma barı taktırdık. tekerlekli sandalye aldık. evin içinde gezerken kısmen serbest bıraksak da fazla dolaştığı zaman yerine oturtuyoruz. hiç hareket - az hareket bunu doktorunuz söyler zaten. sıvı alımı çok dikkatli ve kısıtlı olmak zorunda, bu miktarı da doktor söyler. aşmak kesinlikle yok. zaten vücut su tutuyor. sıcak banyolar yok.

    dolaşım sorunlu olduğu için üşüyorlar. özellikle bizimkinin elleri buz kesiyor. elektrikle ısınan hometech fay40 diye bir sıcak su torbası var. bizim kurtarıcımız o. ellerini ısıtmak için faydalı.

    hasta için sürecin çoook zor ve sinir bozucu olduğunu unutmayın. sabırlı olun. sevginizi gösterin, neşeli tutmaya çalışın, mutlaka meşgalesi olsun. moral önemli. oksimetre, tansiyon cihazı falan bunları edinmeniz gerek. satürasyon ve nabzı takip etmek önemli. gaz yapacak şeyler yememesi gerek. gaz büyük düşman. kabız olmaması gerek. ıkınmak zorluyor.

    başka da ne anlatayım bilmiyorum. çok isterim iyi olsun, yanımda olsun, köşeciğinde otursun. çok zor be. hastaya da yakınına da çok zor. allah isteyen herkesin yanında olsun, merhamet etsin bu süreçte dilerim. yine sorusu olan olursa mesajı fırsat bulunca mutlaka cevaplarım. damdan düşeni damdan düşen anlıyor.
  • kalbin kan pompalama gücünün yetersiz olduğu ciddi bir hastalıktır. vücuda yeterli kan akımını olmaz, akım bozulduğu için kalbe dönemeyen kan damarlarda birikir. pompalama yetersizliği, kalbin kendi damarlarına ait hastalıklar, kalp kası hastalıkları, kalp kapakçık hastalıkları, tansiyon yüksekliği ve alkole bağlı olarak ortaya çıkar.
    egzersiz, beslenme alışkanlıklarının değişmesi, düzenli ilaç kullanımı ve yaşam tarzı değişiklikleri öğrenilerek kalp yetmezliği ile savaşılabilir.
    kalp yetmezliği belirtileri ayak bileklerinde şişme (hasta yatalaksa şişme, sırtın alt kısımlarında görülür) , kesik kesik nefes alma(genellikle efor ile ve sırtüstü yatınca), halsizlik, iştah değişmeleri,göğüs ağrıları, kilo değişiklikleri, nezle gibi hafif hastalıklara dirençsizliktir.
  • insanin kalbinin bir boy kucuk gelmesi... uretici firmaya geri goturup da bu dar geliyor deme sansinin olmadigi, zamanla beraber yasamaya alisilan, sevememek gibi yan etkileri olan hastalik...
  • havuz problemleri gibi bir durumdur, sonuçtur. evet hastalık değildir. hastalık olarak söylendiğinde sevgili hocalarımız pek bir kızar bizlere.
    oldukça basit, mekanik bir mantığı vardır. bir yerden dolan kalp bunu yollayamaz ise dolduğu şeyi geri kaçıracaktır. olay sol kalpte ise durum akciğerlere, sağ kalpte ise karaciğere ve vücudun boyun, bacak gibi diğer bölgelerine yansıyacaktır. sol ile sağ kalp arasında akciğerler aracılığıyla dolaylı bir bağlantı olduğundan tedavi edilmezse sol kalp yetmezliği ilerleyerek sol ve sağ kalp yetmezliğine dönüşecektir.
  • eski adı ile kalb kifayetsizliği.
  • basit bir tanımlama ile kalbin vücudun ihtiyacı olan kanı perifere pompalayamamasıdır. modern tanım ise kalp atım hacminin azalması, kardiak indeks ve ejeksiyon fraksiyonunda azalma olmasıdır. kalp yetmezliği tanısında en çok ejeksiyon fraksiyonundaki azalma kullanılmaktadır. ejeksiyon fraksiyonunun %50'nin altına inmesi kalp yetmezliği lehinedir.
hesabın var mı? giriş yap