• --- spoiler ---
    filmde olaylar birdenbire gelisir,hersey havada kalir.ortam mis kivamindayken birileri "yaw senin annen katil galiba" diye ortaya cikarsa ne olur ?
    -olmaz..
    olmaz tabii.ayrica bu gibi orneklerle dolu bir yapiya sahip bu film.
    huppert icin izlenirmi ?
    valla ben huppert icin kumes dolusu cig tavuk yerim..
    --- spoiler ---
  • isabelle huppert'in sırf varlığıyla bile gerilimden gerilime sürüklenmenize neden olan film. oynadığı bir tek i heart huckabees hariç her filminde hissettiğim bu, kendisinin hayranıyım, beni germesi de hoşuma gidiyor, ama bu filmdeki pisikopatlığı la pianiste'dekine bayağı yaklaşmış.
    chabrol, mükemmel ikiliyi yani huppert ve çikolata'yı yan yana koyunca, sürekli bir olayın patlamasını elbette bekliyorsunuz, ve kötülüğün çikolatayla sembolleşmesi öyle de güzel oturuyor ki filmin geneline.

    filmde genel temponun akışının aksine bir çıkış veya patlama yok. ama asıl korkunçluk tam da burada.

    --- spoiler ---
    huppert'in bir çikolata fabrikası var ve evde de sürekli çikolata yapıyor. yaşadıkları yer güzel, hayatları nezih, yani herşeye sahipler. ancak tüm o genel günlük güneşli görüntülerin ardında çürümüş br pisikopatlık var. görüntülerin güzelliği, ve ailenin dışarıya sattığı görüntü, içten içe yaşananların tam tersi. bu, herhangi bir açık kötülükten daha korkutucu. kadın her çikolata hazırlamaya başladığında birileri ölecek diye korkuyorsunuz. her zaman arka planda kalmaya alışmış, bunu gereğinden fazla kabullendiğinden her işini de böyle çözmeye alışmış, sahip oldukları tarafından ele geçirilmiş ve onları kaybetmemek için kendi hayatından ve sevdiklerinden vazgeçen bir katil var burada.
    --- spoiler ---

    chabrol'ün diğer filmlerinden pek bir farkı yok. yani diğerlerini sevdiyseniz bunu da seversiniz, fazladan, oyunculukları da muhteşem. chabrol yine üst sınıfların hayatı ve dışarıdaki güzelliğin ve estetiğin örttüğü çürümüşlüğü anlatıyor.
  • chabrol usulü gerilimin pek güzel örneklerinden biri. usta, yine sınıfsal ahlakla uğraşıyor. mika'nın (isabelle huppert) kötülük hakkındaki gösterişsiz tiradı unutulmaz. ne zaman bir chabrol filmi izlesem, çok basit ama derin bir şey izlediğim izlenimine kapılıyorum. gerçekten kendi janrında eşsiz, büyük bir yönetmendi usta. chabrol & huppert, zaten başlı başına fenomen.

    isviçre, lozan'da geçen filmde yine chabrolvâri zevkler bariz. yönetmenin bazı filmlerinde resim, bazısında heykel, bazısında mimari gibi yüksek sanatlar öne çıkar. bu filmde de piyano ve müzik başrolde; chopin, liszt, britten. ee, burjuvazinin nimetleri beri yandan.
  • bir fransızın sezen cumhur önala teşekkür ifadesi.
  • ödüllü bir fransız filmi..seyrederken hep "şimdi bişi olacak" beklentisi karşın, filmi bu tempoyla sona taşıyıp, sonundada "peki ne olmuş şimdi" diye tüm seans seyircilerinin sinemadan çıkmasına engel olan film.
  • isabelle huppert insanı sıkıntı içinde kıvrandırıcı ve beyin sıkıstırıcı filmlerde oynamayı seven bir hanımefendidir.alın işte soguk atmosferiyle kendinizi penguen gibi hissedeceginiz bir film daha.
    (bkz: zaman kaybı filmler)
  • bu kadar odulu nasil alabildigine sastigim, yeknesakliktan kurtulmayan bir film
  • 20. uluslararası istanbul film festivali'nde 'sıcak çikolata' adıyla gösterilmiş filmdir.

    chabrol'ün burjuva duvarlarına kazma salladığı yapıtta isabelle hupert'in buz gibi enfes oyunculuğu izleyenin de kanını donduruyor.
  • fr. cikolata icin tesekkurler
  • başrollerini isabelle huppert, jacques dutronc, anna mouglalis ve rodolphe pauly paylaştığı, senaryosu charlotte armstrong'a ait montreal ve louis delluc ödüllü film.
hesabın var mı? giriş yap