• figo ile başlayan geleneksel "müthiş transferler yaptık hadi galatasaray ile eşleşelim" şenlikleri umarım bu sene olmaz. amına koduklarım 15 senedir ne zaman hayvani yıldız transferi yapsalar bizimle oynuyorlar.

    bizimki de can lan :(
  • beşiktaş'ın sahasında antremana çıkıp son iki maçta 7 gol yiyen takımdır. hemen gusül abdesti falan almalıdır. böyle olmaz.
  • netflix’te “futbol tarihinin en sansasyonel transferi luis figo” belgeseli yayınlanmışken, o günleri yaşayan biri olarak, 2000’lerin dünya futboluna dair bazı anektodlar paylaşayım. özellikle de “30 yaşın” altında olan arkadaşlar için.

    florentino perez real madrid başkanı olmadan önce futbol daha farklı bir oyundu. hemen her ligde, her takımda yıldız oyuncular mevcuttu. örneğin gabriel batistuta ismindeki arjantinli büyük golcü roma’da oynuyordu. şu an roma’da öyle bir futbolcu 2 sezondan fazla kalmaz. 80 milyon euro’ya transferi açıklanır premier lig’e.

    80 milyon avroya transferi açıklanır açıklanmasına ama o dönem bu normal miydi? böyle bir şey var mıydı? hadi gelin bir zaman yolculuğu yapalım..

    90’larda dünyanın en iyi ligi italya ligi’ydi. örneğin dönemin en büyük genç yeteneği ronaldo nazario 18 yaşında 36 gol attığı sezondan sonra barcelona’da kalmıyordu. inter’in yolunu tutuyordu.

    lakin italyan kulüplerinin dahi ödediği bonservislerin bir sınırı vardı. figo için istenen 60 milyon euro serbest kalma bedeli, menajeri, komisyonu, vergisiyle neredeyse 100 milyon euro’ya yaklaşıyordu. maliyet o dönemin futbol ekonomisi için çılgıncaydı..

    florentino perez’in bir fikri vardı. bu fikir daha sonra ülkemizde aziz yıldırım,ünal aysal ve fikret orman tarafından başarısız olacak şekilde denendi. lakin perez başaracaktı. fikir “borçlanarak büyümek” perez, bu iş dünyası klişesinin futbola uyarlanabileceğine inanıyordu. oraya geleceğim..

    figo 60 milyon avro’ya alındığında ben sokakta futbol oynayan, bu oyunun aşığı bir çocuktum.
    figo’nun transferi türkiye’de bile akşam haberlerinde konu edilmişti. dünya çalkalandı.
    futbol dünyasının duygu yoğunluğunu ancak şöyle anlatabilirim, 2011 messi’sinin real madrid’e geçtiğini düşünün.. çünkü o dönem figo’ya barcelona’da tapılıyordu.

    bu transfer tamamlandı. ballon d’or ödüllü luis figo artık real madrid oyuncusuydu. sırada zinedine zidane vardı. uefa’nın bir organizasyonunda, florentino perez’in bir peçeteye “real madrid’de oynamak ister misin” diye yazıp verdiği juventus’un ve fransa’nın süperstarı zidane... takvimler 9 temmuz 2001’i gösterdiğinde o da artık bir real madrid oyuncusuydu. üstelik figo ile kırılan dünya transfer rekoru 77 milyon avro ile 2.kez yine real madrid tarafından kırılacaktı. ardından sırasıyla ronaldo nazario, david beckham ve michael owen alındı…

    şu konuya bir açıklık getirelim. 2005 milan, 2009 barcelona, 2008 manchester united, 1990 milan kadroları saygın futbol dergilerinde hep övülür. büyük kadrolardır. lakin gelmiş geçmiş en büyük kadro ismiyle müstesna los galaktikos’tur. çünkü onlar yıldız değil galaksilerdi. bakınız; beckham hariç, her sene bir ballon dor kazananı alınmış. bu ne demek tahayyül edebiliyor musunuz?

    ronaldo, raul gonzales, guti, zinedine zidane, luis figo, david beckham, michael owen, roberto carlos, fernando morientes… bu kadro içindeki galaktikolar olmadan bile inanılmazdı. neredeyse hepsi kendi milli takımlarının kaptanıydılar.

    ve sonunda hollywood bu böyle olmayacak dedi ve real madrid los galaktikos’unun bir filmini çekti. goal

    goal - yani “gol” filminde real madrid’in yıldızları da kısa kısa roller aldı. ingiltere’den real madrid’e, galaktikoların arasına transfer edilen genç bir futbolcunun hayatı anlatılıyor. güzel de filmdir tavsiye ederim. olayın büyüklüğünü şimdi anlayabiliyorsunuz sanıyorum..

    böylelikle perez futbolu değiştirdi. forma ve marketing gelirlerinden, harcadığından fazlasını kazanıyordu. real madrid dünyanın en zengin kulübüydü. artık uçuk bonservis bedelleri ve endüstriyelleşen futbolun devri başlamıştı.

    lakin tüm bu bilgileri bir “kıssadan hisseye” bağlayacağım. dünyanın en büyük kulübü real madrid bu yaz, futbolun en gözde genç süperstarı mbappe’yi alamadı. çünkü 700 milyon avroluk sözleşme veren bir çöl şeyhi vardı karşılarında.. ne enteresandır, perez’in değiştirdiği futbol, perez’i kendi silahıyla vurdu..
  • inanılmaz bir kulüp. gelmiş geçmiş en büyük futbol kulübü..
    şu istatistiğe iyi bakınız.

    şampiyonlar ligi’nde ingiliz takımları:

    liverpool - 6 (şampiyonluk)
    chelsea - 2 (şampiyonluk)
    manchester united - 3 (şampiyonluk)
    aston villa - 1 (şampiyonluk)
    n.forrest - 2 (şampiyonluk)

    ingiliz takımları toplamda 14 kere şampiyon olmuş.
    real madrid ise tek başına 14…

    şampiyonlar ligi’nde ispanyol takımları (kendisi hariç)

    barcelona - 5 (şampiyonluk)
    valencia - 1 (şampiyonluk)

    kendisi hariç ispanyol takımları toplam 6 kere şampiyon olmuş.
    real madrid tek başına 14.

    şampiyonlar ligi’nde alman takımları,

    bayern - 6 (şampiyonluk)
    hamburg - 1 (şampiyonluk)
    dortmund - 1 (şampiyonluk)

    alman takımları toplam 8 şampiyonluk almış,
    real madrid tek başına 14.

    şampiyonlar ligi’nde italyan takımları,

    milan - 7 (şampiyonluk)
    juventus - 2 (şampiyonluk)
    inter - 3 (şampiyonluk)

    italyan takımları toplamda 12 şampiyonluk almış..
    real madrid tek başına 14..

    dünyada bırakın kendisine denk bir kulüp, kendisine denk bir lig bile olmayan takım. futbolun kendisinden de büyük bu kulüp.
  • bu sezonki şl macerasında üç ilginç eleme turunun ardından finale yükselen takım.

    son 16'da psg'yle oynadıkları ikinci maçın 61. dakikasında toplam skorda 2-0 geridelerdi maç bitmiş gibiydi, 3 gol atıp elediler.

    çeyrek finalde ilk maçta 3-1 kazandıkları maçın rövanşında chelsea karşısında 75. dakikada 3-0 geriye düştüler, 80'de 1 gol atıp uzattılar, uzatmada bir tane daha atıp elediler.

    yarı finalde tarihi fark yiyebilecekleri maçta city'e 4-3 yenildiler. rövanşta bir gol daha yiyip 90. dakikaya toplam skorda 5-3 geride girdiler. 2 dakikada 2 gol atıp maçı uzattılar. uzatmada penaltıdan bir gol daha bulup city'i de elediler.

    bu kupayı 13 kez kazanmış bir kulüp için bile inanılmaz bir hikaye.
  • 1990'da barcelona real madrid'den 6 şampiyonlar ligi kupası gerideydi. sonra barcelona'nın başına cruyff geçti, futbolun oynanış biçimini değiştirdi, barcelona'nın altın jenerasyonu oluştu (tartışmalı olarak tarihin en iyi futbolcusu da bu jenerasyonun içinde) ve barcelona avrupa'yı domine etmeye başladı. bugün barcelona real madrid'den 9 şampiyonlar ligi kupası geride.
  • geçen sene grup maçlarından sonra sırasıyla psg, chelsea, city ve liverpool ile oynayıp kupayı kazanan takım için bu sene düşük takımlarla eşleşti diye şike iması yapan yazarlar var. büyük takım olsa ne yazar, benzema yine beş dakikada fişi çeker.
  • senede 50 gol, 15 asist ortalamasıyla oynayan oyuncusunu sattıktan sonra kaleci alan süper zeka takım.
  • eflatun beyaz renklere sahip olmasının bir nedeni var.

    şimdilerde çeşit çeşit renk üretimi epey kolay olsa da, insanlık tarihinin büyük kısmında bu iş öyle basit değildi.. mor ve türevleri murex adı verilen deniz salyangozlarının pigmentleriyle üretilirdi. ve bu üretim sonucu elde edilen mor rengin gramajı, altının gramajından pahalı olurdu.
    tam da bu nedenle mor ve tonları kraliyetin tarih boyunca sembolü olmuştur.

    işte real madrid’in eflatun beyaz renklerindeki eflatun bu nedenle oradadır.
hesabın var mı? giriş yap