• son zamanlarda izlediğim en iyi dizi. game of thrones'tan beri bu kadar entrikalı dizi izlememiştim. başlarda japonca yorabilir ama bir kere sardı mı siz de benim gibi anjin-sama, mariko-sama ve lord toranaga diye ortalıkta gezmeye başlarsınız. yabushige'nin konuşurken çıkardığı o sesleri özlersiniz diye düşünüyorum. tam tadında bitirdiler bu arada, devam sezonu gelirse bu etkileyiciliğini yitirir muhtemelen.

    ps: ne seppuku sevdalısı, onurlu bir milletmiş bu japonlar arkadaş. bir şey oluyor, kişiler sürekli "o zaman kendimi öldüreyim" modunda. yine de çok güzel ya, kesin izleyin.
  • vahşi bir avrupalının japon medeniyetinin içinde onurlu bir adama dönüşmesini ve daha bir sürü muazzam şeyi çok güzel bir şekilde izlediğimiz dizi.

    --- spoiler ---

    toranaga-sama'nın finalde anjin'i beni güldürdüğü için yanında tuttum demesi ise bütün sezon güçlü karakter olarak gösterilen ve adaya geliş amacı japonlar ile "oynamak" olan anjin'in aslında toranaga yanında ne kadar küçük olduğunun muazzam bir örneği.

    mariko-sama, sendeki daşşak ister avrupa ister japonya hiçbir erkekte yok. saygı.

    --- spoiler ---
  • insan hayatının, yaşamanın hiç kimsenin gözünde değerinin olmaması.
    gemiyi ben yaktırdım dediği halde köyde onlarca insanın ölmesine sesini çıkarmayan bir shogun. japonların onurlu olmaktan çok ölmeye ne kadar hevesli olduklarını, müslüman toplumlardaki kadına ikinci sınıf vatandaş muamelesinden beter bir muamele gösterildiğini, başından beri shogun olmak istemedipini söyleyen ama olmak için herşeyi göze alan bir adamın nasıl entrikalar çevirdiğini, zengin ve soyluların aşağı tabakayı hiçbir şekilde önemsemediğini ve değersiz olduklarını gözler önüne sermiştir.
    ayrıca hadi kendin seppuku yapıyorsun el kadar bebeği neden yanında götürüyorsun.
  • görsellik ve kaba kurgu iyi maalesef detaylarda sıkıntılar var. önceki girdilerde bir sürü kişi yazmış ayrıca yazmayacağım fakat bir diziyi/filmi 10/10 yapan detaylardır. bu dizide maalesef detaylarda hatalar çok. yine de 7-8 puan verilir ve izlenir.
    marvel/dc dünyasındaki bazı saçma salak diziler 10/10 hak ediyorsa bu dizi 11/10 alır tabi :)
    sonuç: izleyin
  • diziye başlamak isteyenler için feodal dönemde japonya’nın nasıl bir yer olduğunu anlamak için spoiler vermeden kısa bir özet yapayım. hikayeye girmenize yardımcı olacaktır.

    japonya’da siyasi durum, tıpkı bizdeki selçukluların yıkılmasından sonra ortaya çıkan beylikler gibi, belirli bir toprak parçasını yöneten çok sayıda feudal lord üzerinden yürür. bunlara daimyo denir. babadan oğla geçer. oldukça otonomlardır. kendi orduları, kanunları vardır. ancak sayıları bizdeki gibi az değil tam tersine epey fazladır hatta kaç tane olduğu net olarak hala bilinmez. dizinin geçtiği tarihte muhtemelen 200-300 arasındadır. bizden farklı olarak bunlar şogun’a, şogun da imparatora bağlıdır. buradaki bağlılık oldukça gevşektir. bunlar devamlı kendi aralarında savaş eder, topraklarını büyütür veya yok olurlar.
    şogun resmiyette japonya ordusunun komutanıdır. gerçekte ise bundan daha fazlasıdır. japonyayı siyasi ekonomik ve askeri olarak yöneten kişidir. ımparatorluk ise daha çok dini ve sembolik bir makam olarak varlığını sürdürür. siyasi gücü yok denecek kadar azdır. şogunlar mümkün olduğunca daimyoları baskı altında tutarak denge sağlamaya çalışır. sadece belli bir hanedandan gelen daimyolar şogun olabilir.(istisnası da var tabiki)
    samuraylar ise daimyolara ait askeri bir sınıftan ibaret.

    dizinin başlangıcından önceki periyoda “sengoku dönemi” denir. bu dönem tam anlamıyla savaş ve kaos dönemidir. daimyoların devamlı güçlenip istedikleri şekilde savaşmaya başlamasıyla, bu gidişata dur diyecek kişilerce gücün tekrardan tek elde toplanmasına çalışılmaya başlanmıştır. ışte dizideki genç varisimizin babası (toyotomi hideyoshi) japonyayı büyük ölçüde birleştirmiş kişidir ancak köylü kökenlerinden dolayı şogun ünvanını alamamıştır ya da almamıştır(oralar biraz karışık) ölümünün ardından ortada bir ünvan kapanın elinde kalacak şekilde beklemektedir. bizim başrolümüz yoshii toranaga (gerçekte tokugawa ıeyasu) ise bu siyasi boşluğu değerlendirip güce ulaşmaya çalışmaktadır.

    hemen herkes gibi daha etkileyici bir final beklesem de diziyi beğendim. dönemi çok iyi yansıtmışlar. hemen bir sonraki bölümü izleme hissiyatı hiç eksik olmuyor. toranaga karakterini oynayan hiroyuki sanada ile mariko karakterini oynayan anna sawai muhteşem iş çıkartmışlar. eğer ödül verilmez ise fena laflar hazırladım şimdiden söyleyeyim :)
  • japonların "onur, saygı, sadakat" gibi bize erdem olarak sattığı kavramlardan ne kadar tiksindiğimi bir kez daha hatırladım dizi sayesinde. hayır bu kavramlar tabi ki insanoğlunda olması gereken kavramlar ama japonların bu kavramları kullanışından bahsediyorum. bir yerden sonra artık skicem onurunuzu da, gururunuzu da diye saydırmaya başladım.

    --- spoiler ---

    tebaa, kula kulluk etmek için birbiriyle yarışıyor. ota boka "yieeyyt izin verin karnımı deşeyim" diye biri fırlıyor ortalığa. mariko kendini feda ediyor eyvallah ama kapıdan çıkıcam diye tutturup bile bile ölüme gönderdiğin askerlerin suçu ne? adam hala ölürken "benim için bir onurdu" diyor. "aq karısı sana dokunmayacaklarını biliyorsun da bizi deşiyorlar o ne olacak?" demiyor. bok yoluna giderken bile otoriteye tapınıyor hala sadakat büyüsü altında.

    hadi askerler neyse de bir de şu köyde sıradan bir vatandaş olduğunu düşünsene. sürekli secde halindesin lan? herkes soylu, herkes komutan mq memleketinde. sokaktan biri geçiyor hop yollara dizilelim secde edelim. günde 5 vakit namaz kılan müslüman bu kadar secdeye durmuyor yahu. "çoh zeki adam, onurlu adam" denen tomonaga ibnesi sırf anjin'i manipüle etmek için, yalanını inandırıcı hale getirmek için köyde terör estirip, masum kelleler koparıp köy girişinde sergiliyor. oradaki çocuk da diyemiyor "şimdi benim babamın kafası neden kesildi, neden kazığa sokup gözüme sokuyorsunuz bir de" diye. kapıya asılan hayvan leşinin kokusundan bile kurtulmanın tek yolu karnını deşmek. vay arkadaş.

    ayrıca bu kansız japonlar, kadınların damızlık gibi kullanılmasını, mal gibi satılmasını bile "kültür" etiketi yapıştırıp satıyorlar. tomonaga denen "onurlu" adam torunu yaşındaki kızları erkek evlat versinler diye damızlık gibi kullanıyor. haliyle oğlu ölüyor ve diyor ki "allahtan çok erkek çocuk yaptım eheh". bu kızların da hiç söz hakkı yok burada. fuji'ye, kocasına seppuku yaptırdığı yetmezmiş gibi başka ülkeden gelmiş, pis bir adama "kocalık yapacaksın, yastık yapacaksın" diyor ve kadın buna karşı çıkamıyor. şunu ortadoğuluların, vikinglerin tarih dizilerinde izlesek "aq barbarları" diye izleriz ama burada "ya işte gelenek, görenek, büyüğe, lidere saygı" diye izliyoruz.

    dizide tek sevdiğim adam yabushige idi bu arada. tomonaga denen shogunluk hırsıyla ustası, yardımcısı, oğlu ayırt etmeden herkesi manipülasyonla, yalanlarla kandırarak ölüme gönderen adam, bir de "ben bile bile ölüme gitmeyeceğim" diye kendince çıkış yolu arayan yabushige'yi ihanet suçundan seppukuya zorluyor. gerçi yabushige de ilk bölümde keyfine öldürttüğü ingiliz gemiciye saysın. kaynar suda haşlayarak adam öldürmek nedir aq.

    --- spoiler ---

    kısacası "japonlardan neden tiksinmeliyiz" tadında öğretici bir dizi olmuş ama ne hikmetse bunu izleyenlerin japonlara saygısı artıyor. güzel satıyor adamlar barbarlıklarını demek ki. ilginç.
  • aslında ingilizce konuşup, portekizce konuştuklarını zannettikleri dizi. :)
  • orijinalinin zerre başarısına ulaşamayan kabız sıkıcı vasatın altında bir diziydi.efsaneler yeniden çevrilmemeli.
  • burada boklayanlara aldırmayın. gayet de olmuş dizi. devamı da gelmeyecek. ki gerek de yok bence.
  • kendi kategorisinde 2024 yılının en iyi dizisi, tüm kategorilerde ise zirvenin en büyük adayı.
hesabın var mı? giriş yap