• “tanrı size bir yetenek verdiğinde beraberinde bir de kırbaç verir. yeteneğinizi kullanmadıkça kendinizi cezalandırasınız diye.” (ya da bunun gibi bir şeyler...)
  • yalnızlığı en güzel anlatan yazarlardan biri. ama edebi hayatı da özel yaşamı gibi iki bölüme ayrılmış sanki. bir tarafta katıksız bir yalnızlık var, öte yandaysa şaşalı ve sosyetik insanlar, mekanlar, yaşamlar.

    "sevdiğiniz yazarlarla tanışmayın, hayal kırıklığına uğrarsınız" derler. o yüzden okuduğum yazarların hayatlarını pek bilmem, araştırmam. fakat truman capote bana hep, hak ettiği ama önceden kestiremediği bir şöhretin girdabına kapılmış gibi gelmiştir. kaçınılmaz bir şekilde yalnızlığından koparılmış ve buna direnmeye tenezzül dahi etmeyen bir hali var.

    genel olarak eserlerini rahat bir şekilde ikiye ayırabiliriz: bir yanda çimen türküsü, başka sesler başka odalar, yaz çılgınlığı ve öykülerinin büyük çoğunluğu; diğer yanda ise kabul edilmiş dualar, yerel renkler, bukalemunlar için müzik ve tifanny'de kahvaltı. soğunkanlılıkla ise bu iki grubun da dışında bir yerde. hatta kronolojik olarak bakıldığında bile ilk gruptaki eserleri hayatının ilk dönemine, ikinci gruptakiler ikinci dönemine ait durumda (gerçi ilk yazdığı kitap yaz çılgınlığı olsa da bu kitap bana bu iki dönem arasındaki bir geçiş formu gibi görünmekte).

    ilk dönemin en belirgin teması, küçük ve yalnız çocuk ile onun en iyi arkadaşı olan yaşlı ve yalnız kadın. bir de taban tabana zıt kız kardeşler ve step dansı tabii ki. ikinci dönem ise daha çok sosyete odaklı. "kaçınılmaz bir şekilde yalnızlığından koparılmış" olduğu fikrine beni biraz da bu iki dönem arasındaki tarz değişikliği itti. ilk bölüm insan odaklıyken ikinci dönemde sanki insanları boşvermiş ve "şeylerin" gözlemine odaklanmış. hayatı her zaman sevmiş, her tarzda tat alabileceği güzel bir şeyler bulmuş ama çocukluğunda bulduğu saf mutluluğu bir daha bulamamış gibi.

    ha bir de, gezindiğim kitapçılarda truman capote'un kitapları genelde bukowski ve fante ile yanyana durduğundan, onu hep onlarla özdeşleştirmişimdir yıllarca. o yüzden naif dili ilk başta beni şaşırttı. fakat ruhani yalnızlıkları bir noktada benziyor aslında. fante'ın marazi, bukowski'nin umursamaz yalnızlığının yanında, capote'un hayatı seven yalnızlığı yer edindi artık kafamda.
  • annie hallun bir sahnesinde alvy* ve annie'nin* parkta oturup gecen insanlari izlerken 'iste truman capote benzerleri yarismasinin birincisi'* diyerek gosterdikleri adam gercek truman capote'dir. ama filmde oyuncu olarak adi gecmez.
  • harper lee nin bulbulu oldurmek adli romanindaki yan karakterlerden biri olan 'dill'in truman capote'un cocuklugu oldugu soylenir.
  • kendisine vurduğu kamçının izlerini hikayelerinde sık sık görebileceğimiz yazar. eğer o kamçı olmasaydı; bu kadar basit, bu kadar yalın ve fakat bu kadar vurucu yazamayacaktı.

    hikayelerini gündelik diyaloglardan kurar capote. şık dursun diye eğip bükmez. işin zor olan tarafı da buradan bir üslup çıkarmış olmasıdır. insan kendine zalim davranmadıkça bu yalınlığa erişemez. kendi kendisiyle kavgaya girişen hemingway'de de görürüz bunu.

    entrynin sonunda yine ibneleşerek "truman capote kamçılı ilah" esprisini yapmadan da duramayacağım; buraya kadar iyi dayanmıştım aslında, bayağı bayağı edebiyat eleştirmenleri gibi girişmiştim mevzuya.
  • "düş kurmayan insanlar terlemeyen insanlar gibidir, içlerinde bir yığın zehir birikir." truman capote, çimen türküsü'nden..
  • olumunden sonra tamamlamadigi hikayeleri answered prayers-kabul edilmis dualar- ismiyle piyasaya surulmus, romanci, hikayeci, senarist, hollywood simasi. marylin monroe icin yazdigi guzel bir cocuk tum zamanlarin en dokunakli anlatilarindan biridir, caktirmasa da. kabul edilmis dualar rahibe theresa'nin capote tarafindan sikca kullanilan bir sozune ithafen kitaba ismini vermistir: "kabul edilmis dualar icin edilmeyenlere doktugumuzden daha fazla gozyasi dokeriz."
  • bukelemunlar için müzik isimli toplama öykü kitabı akıllara zarardır. modern amerikan yazınında, en önemili ve yenilikçi yazarlardan birisi sayılır. the new yorker tarzından yetişmedir. marilyn monroe ile bir ilişkisi olmuştur.
  • andy warhol kalibresinde bir adammış zamanında. breakfast at tiffany's sinema uyarlaması her ne kadar hastası çok olsa da öykünün ruhunu taşımamaktadır.
  • "a tree of night and other stories", "breakfast at tiffany's", "ın cold blood", "the thanksgiving visitor", "the dogs bark", "the grass harp" ve "music for the cameleons" adlı kitapların yazarı ve amerikan edebiyatının önemli isimlerinden biri
hesabın var mı? giriş yap