• insanı çileden çıkartacak denli güçlü bir çabadır. olaylar şöyle gelişir: bir konuda mağdur olursunuz ve polise gidip bu durumu bildirmek istersiniz. önce karakol girişindeki sıkılmış polisleri eğlendirmek amaçlı nasıl mağdur olduğunuzu anlatıp ilk görevinizi tamamlarsınız. karakol önünde uzunca bir süre bekletildikten sonra bir kademe üstte olan başka bir memura daha durumu anlatırsınız. kendisinden suçluların zaten bulunamayacağıma dair yorumlar dinleyip nasihat faslına geçersiniz. bu aşamaya da tik attıktan sonra karakola girmeye hak kazanırsınız. (bu noktada bilmeniz gereken bütün gününüzün bitmiş olduğudur.) masa başında sohbet eden birkaç polisin sohbeti bitirmelerini bekledikten sonra mağduriyetinizi sözlü olarak onlara da anlatırsınız. bu aşamayı geçtikten sonra yazılı ifadeniz alınacağı için umutlanmaya başlarsınız. umutlanmayın, çünkü nasıl mağdur olunmayacağına dair nasihatleri dinlemeniz ve kafa sallamanız gerekmektedir. bu noktada kişi tüm gününü karakolda geçirdiğini, saatler boyunca ağzına bir lokma girmediğini fark eder ve yavaştan yazılı ifade için ayak yapmaya başlar. karşısında ise tüm gününü klimalı odada televizyon izlemekle geçirmiş ve bu eylemi gün sonuna kadar devam ettirebilmek için elinden geleni ardına koymayan memurlar vardır. psikolojik savaşın galibi her daim onlardır. olay tekrar tekrar dinlenir, geçildiği sanılan süreçler tekrarlanır ve ifadesi dahi alınmayan mağdur adalete olan inancını perçinlemek (!) adına, ismi ile dosta korku veren adalet sarayına yollanır. mağdur kişi, yeni umutlarla gittiği o kurumun karakolun bir büyük boyu olduğunu henüz bilmemektedir.
  • türkiye deki en büyük sorunlardan birisidir.

    arkadaşlar kaza yapmıştı. bi tanesi hastanede öteki karakolda. önce hastaneye gittim. eşi başka bir hastanede nöbetçiydi o gece. gelene kadar yanında kaldım. röntgeni, btsi, alçısı, evrak işleri gece 12 ye kadar hastanedeydim. kaza da aksam 8 gibi olmuştu.

    12 buçuk gibi karakola geçtim arkadaşı almaya. daha ifadeler alınmamıştı. benden sonra hastanedeki arkadaşı eşi kendi çalıştığı hastaneye naklettirdi. polisler hastaneye gidip ifade almamıştı. ne yapacaklarını şaşırdılar. gece 2 de karakoldan çıktık. zorla ifade aldılar. hayır 30 dakikalık işi nasıl 6 saate yaydılar anlamıyorum.

    babam da aksam 3 gibi kaza yaptığında karakoldan çıkmamız 11 ı bulmuştu. gerçekten büyük sorun.
  • en sonunda ifade vermeyi başarmışsanız da önünüze imza için koyulan yazılı ifadede bambaşka şeyler yazar.
    polisler kafalarına göre uzay ve zamanı büküp bambaşka bir olayı yazarlar.
  • kesinlikle ilk entry'de yazilanlar başıma gelmiştir. bir yolculuk sırasında yolumuz sakarya'dan gecmektedir ve market önünde durup bir seyler almak niyetindeydik. arabanin bagajini acip alınması gerekenleri aldiktan sonra markete girdik. bagaj başında 3-5 dk oyalanmıştık. o sirada da yakinda bir dugun konvoyu var. marketten çıktık, arabaya binip yola çıktık ve henuz 300 mt gitmeden sinyal verdigimde sinyal lambasinin patladığını anladım. bu sırada düğün konvoyu önümüzden geçiyor. inip baktığımda arka stop lambasinin sinyal kismi kucucuk bir kırık. yakindan bakinca icinde bir mermi cekirdegi. tabii konvoyla giden sığırlar ardarda havaya ateş ediyor.

    karakola gittik ve dedigim gibi "bulunması imkansiz" vs vs lafları.

    edit. duzeltme
  • işin enteresan tarafı, polis ifadenizi alırken genelde aleyhinize olacak şekilde bunu tutanağa yansıtır.
  • şikayetçi olarak gittiğim karakoldan hastaneye sağlık kontrolüne götürülmüşlüğüm var. doktor bile dumur olmuştu !
  • tepkiniz güzel ama bilginiz eksik. bankada saatlerce sıra bekleyip ses çıkaramayanlar nedense konu devlet kurumu olunca isyan ediyor. bilmediğiniz bilemediğiniz şeyler olabilir. haklılık payınız tabiki var inkar edilemez. bu konuda en etkili yöntem (bkz: cimer)dir. ayrıca gerçekten haklı olduğunuzu düşünüyorsanız konu kurum farketmez hakkınızı arayınız.
  • karakolla, polisle uğraşacağınıza gidip dilekçe yazın savcılık kanalıyla evrakınız karakola gitsin seve seve alacaklardır ifadenizi.
    hanimiş işten kaytaran polisler...
  • sizden önce haberiniz gitmezse öyle oluyor. ama gidişinizden haberleri oluyorsa şikayet edilen siz olsanız bile kapıda karşılanırsınız. hep birlikte gördük...
  • türkiye'de belli konularda polise güvenirseniz çük gibi açıkta kalırsınız, bugüne kadar mağdur olduğum olaylarda tepeden bastırmadan bir bok yapmadıkları gibi başıma da her türlü belayı hiç alakasız yere bunlar açtı, gene de aralarındaki bazı rüşvetçi ve fetocu orospu çocuklarına rağmen yeri gelince kimisi canını ortaya koyuyor diye teşkilata saygımız var

    ama size bir tavsiye, mırın kırın etmeye başladıkları an tamam kardeşim diyerek direkt nöbetçi savcılığa gidin, sakın ola ki o kaşarlar ile uğraşmayın
hesabın var mı? giriş yap