hesabın var mı? giriş yap

  • yapılması zaman alan bir uygulamadır.

    manikür pedikür sonrası tırnak yüzeyi yağdan ve kirden arındırılmak için özel bir solüsyon ile silinir. sonra iki ayrı yapıştırıcı oje sürülür. ardından iki kat shellac vb marka kalıcı oje sürülür ve kalıcılığı sağlamak için sabitleyici sürülür. her işlemden sonra 2 dakika ultraviyole ışığa maruz bırakılır. ellerde 2 hafta, ayaklarda 4 hafta rahatlıkla kullanabilirsiniz. çıkartma işlemi için aseton ve etil alkol karışımı bir solüsyon pamuğa dökülüp, tırnaklarınız alüminyum folyo ile sarılıp bekletilir. hafiften bir yanma hissedersiniz ama dayanılmaz değildir. sonrasında tırnak yüzeyinden kabarmış olan boya hafif tırnak darbeleri ile sökülür. eğer sökülmeyen oje kaldıysa tekrardan aynı solüsyon ile sarılması gerekir yoksa tırnağınıza zarar verir. çoğu kişinin dediği ve yazdığı tırnaklarımı söktüler lafı bundan kaynaklanıyor. ikinci defa oje çıkartıcısını beklemek istemeyen manikürcü zorlayarak sökmeye çalışıyor ve tırnak zarar görüyor. zarar vermeden çıkartanlarda da biraz üst katman kalkıyor ama kesinlikle çok önemli bir hasar değil bu.

    deneyimlerime gelince; benim ellerimde 6 tırnağım, ayaklarımda 8 tırnağım kırılmış veya yarılmıştı. hani şu katman katman ayrılır ya tırnak aynen öyle. kalıcı oje yaptırdım ve kalkan yerler hem yapıştı hem de ayrılması durdu. zaten ojen sürdüğümüzde nasıl tırnak kalınlaşıyor, öyle bir kalınlaşma oldu ve ne takılma problemi ne de kırılma problemi kaldı. 2 hafta eller süperdi. 3. hafta manikürüm çok gelmese de tırnak uzadığı için diplerde boyasız tırnak görünmeye başladı. 3. haftayı üstüne oje sürerek idare ettim. ama bu sefer de tırnaklar çok uzadı, rahat edemedim. ayaklar hep süperdi. aynı parlaklık ve hoşlukta. en korktuğum ise ojeyi çıkartma aşamasıydı. ne olacaktı??? ablamın ve burdaki yazarların dediği gibi tırnağımı söküp atacaklar mıydı???? hayır tabii ki. her aşamasını dikkatlice izledim. çıkartıcı solüsyonun az geldiği parmaklardaki ojelerin çıkartılması zaman aldı. 2-3 defa beklemek gerekti. jel kalıcı oje daha kalıcı ve çıkartılması için öncesinde ojenin törpülenmesi gerekiyor. ondan sonra da shellactan daha uzun sürede çıkıyor. alta sürülmüş olan parlak kısım için çok zararlı olmayan tırnak yüzey törpüsü kullanılıyor. benim kırık tırnaklarım tamamen uzadı ve temizlendi ve sağlıklı ve sert haline geri döndüler. yeni kırık oluşmadı. kalıcı ojede benim tercihim açık renkler. çünkü üzerine başka ojeler kullanabiliyorsunuz ve tırnağınızın yağına maruz kalmadığı için normal ojeler süper uzun süre dayanabiliyor. kalıcı ojeden sonra eğer koyu renk oje kullanırsanız törpü yapılmış yerlere oje girip, oje asetonla çıkartıldığı zaman çirkin bir görüntü oluşabilir. bu nedenle kalıcı ojeden sonra açık renk oje kullanmanızı öneririm. hatta en iyisi altına koruyucu kullanmak sanırım.

    sonuçta, kesinlikle zaman alan, çok iyi kalite malzemelerle profesyonelleşmiş ellerde yapılması gereken bir uygulamadır. zincir olup her yere mağaza açmış, tek derdi para olan ve saat başı yeni müşteri al diye zorlayan müesseseler çok da güvenilir değil diye düşünüyorum.

  • sözlükte gezinirken başlığı gördüm dedim ne salak salak başlıklar. sonra girdim film olduğunu öğrendim dedim ne salak salak filmler izliyorlar. sonra önümde açık televizyona baktım salak salak birşey konuşuyorlar. köşede filmin ismine baktım 5 başlı köpekbalığı. dedim ne salak salak filmler izliyorum.

    edit:salak olduğumu keşfettiğim başlık

  • star wars episode i the phantom menace filminin sonundaki kutlama sahnesinden görülebildiği kadarıyla mimarî olarak konstantinopolis'ten bir hayli esinlenildiği anlaşılan naboo başkenti.

    bu esinlenmenin coğrafî değil mimarî olduğunu hasseten belirtmek gerekiyor. zirâ; şehrin en büyük yapısı olan kraliyet sarayı, bir uçurumun kenarına inşa edilmiş. ne var ki bu sarayın kuzey cephesinde kalan ve şehrin ana yolunun saraya giriş öncesi bağlandığı kraliyet meydanı, etrafı kubbeli tapınaklar ve binalarla inşa edilmiş görkemli augustaion forumu'nu anımsatıyor. kraliyet sarayı'nın ise aya sofya ile mimarî anlamda büyük ölçüde benzeşiklik gösteriyor olduğunu dile getirmek pek de yanlış olmayacaktır.

    theed'in en meşhur çocuğu diyebileceğimiz darth sidious'un gençliğinde gittiği theed üniversitesi'nin de devasa kubbesi ve rotunda tarzına ciddi şekilde kayan binasıyla konstantinopolis'in meşhur senato binasına selam çaktığını ifade etmekte bir beis görmemekteyim.

    darth maul'un ilkin qui gon jinn ve ardından da obi wan kenobi ile çarpıştığı plazma üretim tesisiyle kraliyet meydanına paralel parnelli müzesi de yine rotundavâri dış mimarisi ve görkemli bizanten tipteki kubbeleriyle birlikte theed kenti üzerinden sarih bir şekilde doğu roma imparatorluğu'nun başkenti konstantinopolis'in* muhtemelen altın çağı diyebileceğimiz m.s. 6'ncı ilâ 11'nci asrı arasındaki görkemine atıfta bulunulduğu anlaşılabilir.

    filmin en sonundaki meşhur kutlama sahnesinde de antik roma mimarisinden esinlenilmiş olduğu anlaşılan ve üzerinde eski naboo liderlerinin heykellerinin yer aldığı ve konstantinopolis'in meşhur mese yolu'nu andıran şehrin ana yoluyla kraliyet meydanını birleştiren zafer takını, takın hemen sağında bulunan ve ciddi ciddi myrelaion kilisesi'ni andıran mimarisiyle dikkat çeken binayı, kraliyet meydanının saraya bağlandığı ve törenin en sembolik anı olan gungan ile naboo halkı arasındaki barışın resmiyete döküldüğü merdivenlerin aya sofya'nın eski merdivenlerini anımsatmasını da dikkate aldığınız takdirde hakikaten öykünmeye varan bir esinlenmeden söz etmemek mümkün değilmiş gibi görünüyor.

  • “size şunu söyleyeyim dostum, yaşamı anlamıyorum ben. ondan korkuyorum da. bilmiyorum, belki hasta, ruhsal dengesi bozulmuş bir insanım. sağlığı yerinde, olağan bir insan her şeyi anladığını, duyduğunu, gördüğünü sanır, gel gelelim, ben yitirdim bu duyguyu, günden güne de korkuyla zehirliyorum kendimi. boşluktan korkma hastalığıdır bu. gördüğünüz gibi ben de yaşamdan korkmak hastalığına yakalanmış durumdayım. çimenlerin üzerinde yatarken, daha bir gün önce dünyaya gelmiş, hiçbir şeyden haberi olmayan küçücük bir böceğe bakarken, bu hayvancağızın yaşamının baştan sona katı bir korku olduğunu düşünür, onda kendimi görürüm.”

    korku, anton çehov

  • bu adam yüzünden mahalleye top oynamaya havuz gözlüğü takıp gelen vardı lan. viledanın ucunu boyayıp kafasına takmaya çalışırken annesinden çok pis dayak yemişti hatta.

    olm gürkan bunu okuyorsan cidden çok büyük malmışsın çocukken lfsdjglfjgdf

  • babamın ufak bir şirketi vardı, vergisini ve çalışanlarının sigortaları düzenli ödeyip kimsenin hakkına girmezdi. bir zaman sonra işleri bozuldu ticaret sonuçta neyse baya vergi ve çalışan sigorta borcu birikti. onları toparlayım derken yorgun düştü yüreği ve çok erken kaybettik güzel yürekli babamı. sevgili devletimiz 1 dul 3 yetim kız çocuğundan 1 gün bile ertelemeden aldı bütün borcu, hepsini ödedik bitti şükür herşeyin üstesinden geldik. söyleceklerim bu kadar...

  • ülkücü hareketi iliklerine kadar hisseden bir arkadaşımızdır. ayrıca kadınlara verdiği değer gözlerden kaçmamalı. çok düşünceli kendisi.

  • eminim cok az da olsa istisnalari vardir ama genel olarak bu kadar sevmedigim bir meslek grubu yok. her taksiye binisim ayri bir olay. zaten cogu maske takmiyor. hadi tek basinayken takmayabilir, musteri binince de takmiyor. illa uyarmak lazim.

    bugun avrupa yakasindan asya yakasina gecmek icin tam 40 dakika hem bi taksiden hem normal yoldan gecenlerden taksi bulmaya calistim. 4 tane taksici karsiya geciyorum diye almadi. boyle rezillik olur mu ya? bu kadar zengin mi bu taksiciler keyfine gore karsi musterisi almiyor!?

    sonra uber geldi diye aglarlar. beter olun.

  • az önce bunlardan tamamen zararsız bir tanesine durduk yere amelenin birinin (mesleği amele) taş attığını ve taşın hayvanın sırtına isabet ettiğini gördüm. hep böyle internette falan bu hayvanlara işkence edenleri görüp iç geçirirdim, "şunlardan biri bir gün elime düşecek" diye, o gün bu günmüş. kendisini nazikçe (!) uyardım, bir daha yapmayacağına dair söz verdi yalvarırcasına (?). kıyamam (!).

  • facebook'ta dolaşan muharrem ince'nin sorduğu soru. eğer gerçekten bunları söylediyse helal olsun. cevapları da şöyleymiş;
    1)çocuğunu öldürürsünüz.
    2)cenazesine saldırırsınız.
    3)katilini serbest bırakırsınız.

    edit: bunda eksileyecek ne var?