• yusuf atılganın yazmış olduğu bir öykü
  • yoğunlaşmış, kısalmış bir aylak adam. o alıp uzun uzun çiğneyip atmıştı, bu iki tokat attı yalnız.
  • "insan ötekilerin oluşunu bağışlayınca bir bakıma onlara benzemekten kurtulamıyor." derken bodur minare hep öyle, yorulmadan dikiliyordu. hala da dikilir. ama ötesi de vardır. hep vardır. yalnızca ikimizin bildiği ad gibi.
  • içindeki öykülere bazı eklemeler yapılarak eylemci adıyla tekrar yayımlanmış olan yusuf atılgan kitabı.
  • "bütün dünya bana bir yaşama borçlu." *
  • ilk basımı "a dergisi yayınları" tarafından mart 1960'da yapılmı$ olan öykü kitabıdır.

    p.s.: evet, elimde bu baskıdan var.
  • bir öykü kitabı... idi.
    sonra yeni hikayeler de eklendi, bir öykü kitabı içinde yer alan bir bölüm oldu.

    ve tabii bir de bu adda bir hikaye var bu kitabın içinde.

    izmir'de, karşıyaka'dan karşı yakaya giden vapurların içinde geçen, izmir sokaklarında, bilmediğimiz caddelerde geçen bir hikaye. öyle çok şeyden bahsedebilirim ki bu hikaye ile ilgili, öyle çok ki...

    bir kere buram buram farklılaşma kokar hikaye!
    insanların anlamadığı, insanları anlamayan iki insanın platonik aşkı...
    her gün birbirine bakan -bakarak aşık olan- dahası her gün biri, birini görmek için işinin olmadığı yerlerde bulunan insanların hikayesi.

    bakışlarla başlayan bir aşk.

    ve o aşk öyle muazzam ki dokunmaktan korkar aşıklar; dokununca aşk ölür diye, terk-i diyar eyler aşıklar... öyle muazzam aşk ki.

    aşk için aşkından vazgeçen bir aşk.

    yine izmir sokaklarında yine izmir vapurlarında, o bodur minareden öteye gitmeyen bir aşkı anlatır bu hikaye.
  • yusuf atılgan'ın enfes hikayesi. hikaye kentin birey üzerinde yarattığı korkunun temsil edilişiyle başlar. buna göre sıvasız taş duvara yaslanmanın korkutucu bir duruma sebep olacağı verilir. modernitenin insan hayatına girmesiyle toplumsal yabancılaşmanın ne dereceye vardığının göstergesi olan sonraki cümlelerde, işsiz genç nesneleşmiş birer özne olarak tanımlayabilecek insanların sert tepkisine maruz kalır. bu durum günümüz metropol ve büyük şehirlerindeki “aktif” toplumlar için de geçerlidir. hayatını kazanma mücadelesi dâhilinde günlük hayattan olabildiğince kendini soyutlaştırmış her birey aynı zamanda bireylerarasındaki yabancılaşmanın da esas öznesi haline gelirler. giriş paragrafında gamsızlığıyla ön planda olan ana karakter de toplumun bu “aktif” bireyleri tarafından dışlanır.
    karakterin kent hayatını anlatırken ki en çok kullandığı kelimelerden birisi korku’dur. meltem ahıska’nın “metropol ve korku” adlı makalesinde belirttiği gibi yabancılaşmanın sıklaştığı ve yer yer kimlik bunalımlarının olduğu kentlerde her bireyin bastırmakta zorluk çektiği esas psikolojik durumlardan birisidir. bu durumda ana karakterin bu korkudan kaçarak kendini bulmak istediği yer ise söylemiş olduğu ‘birbirimiz için varız’ deyişidir. kimlik kazanma, kent hayatına tutunma adeta bir mücadele halini alır karakter açısından. fakat yine de ana karakter asıl kimliğini okuyucunun nezdinde kazanır. kendilerini toplumun özneleri olarak gören metropol yaşamının aktifleri, ana karakter tarafından ötekileştirilmeye başlanır son bölümlerde. burada ana karakterin yaptığı şeyse basittir: kendi içindeki zor durum üzerinden “onlar” olarak anlattığı toplum öğelerinin yaşam standartlarını küçümsemesidir.
  • en iyisi vapurlardı. sağ elini saçlarından geçirip yanağına dayardı. kimsenin görmediği, iki ucunda yalnız kaldığımız o kıldan ince köprüyü kurardık. ''biliyor musun, beni yokluğun eşiğinden sen çevirdin. birbirimiz için varız biz.'' derdim. kendimi ona gerekli yapmaya uğraşıyordum belki. dünyada ötekilerin de oluşunu bağışlıyordum. vapuru yapan işçiler, yüzdürenler, onu iskeleye bağlayan kırmızı burunlu adam, ekmeğimizi pişiren fırıncı, ağabeyim, herkes biz olalım diye vardılar...
  • "bodur minareden öte bayağı tuttu. hiç tanımadığım kimseler bile kutluyorlar beni. öykülerin eskimemesi elbet sevindirdi beni." yusuf atılgan - sevgili halil kardeş (2014) s.55

    (bkz: saatların tıkırtısı)
    (bkz: tutku/@ibisile)
    (bkz: kümesin ötesi)
    (bkz: dedikodu/@ibisile)
    (bkz: yük/@ibisile)
hesabın var mı? giriş yap