• müzisyenler arasında bilinen, pek eğlenceli bir deyimdir. prova yapılmadan bir programa ya da konsere çıkılıyorsa, şarkıları bilmeyen müzisyen(ler), şarkıyı bilen müzisyenleri takip eder. müzisyenlerden hiçbiri de bilmiyor olabilir. o zaman da birbirlerini dinleyerek çalmaya çalışırlar. takiplerin en kanlısı budur.
    genelde bilindik, pop parçalar çalınıyorsa bu sefer de sorun parçanın trafiğinde çıkabilir. (bkz: trafik/#2759983)
    örneğin; "nakarat iki kere mi dönecek?" sorusunun cevabı, nakaratın ilk dönüşünün sonundaki birbirine bakan müzisyen gözlerinde saklıdır.
    bir de prova yapılmış olmasına rağmen, solistin program esnasında kafasına göre trafik değiştirmesinden kaynaklanan kanlı takip vardır ki en gereksizi de budur.
  • (bkz: trafik)
  • bir kısım müzisyen çevresi içinde farklı bir anlamı daha bulunan terimdir. grup elemanlarından birinin soloya girmek için fırsat kollaması, her fırsat bulduğunda araya girip solosunu yapıştırması, çoğunlukla grubun ahenginin içine etmesi anlamına gelmektedir. bir nevi geveze insanın emprovizasyon içeren müzikler içindeki karşılığıdır.
  • en çok davulcuların maruz kaldığı durum. hızlı tepki verebilme kabiliyeti önemlidir yoksa parçanın içine edilir. orkestra içinde bir gitar varsa takip daha kolay olabilir.
  • beni oldurendir. 2-3 hafta once geyigine yapilan bir prova/kayit duzeninde onumdeki notlarin eksik olmasi sebebiyle yardirdigim, kayitlari dinledigimde gercekten deyimin cuk oturdugunu gordugumdur.

    bilmeden calinan parcalar kaydedilmemeli. sonrasi fena.
hesabın var mı? giriş yap