*

  • mevsim hiç değişmez.
    uyur, uyanırsınız; ne doğmakta olan bir güneş vardır ne de yeni başlayan bir gün. her gün ve her an gibi her şey de aynıdır ve aynı yerdedir. siz tüm evreni görür, bin yıllardır aynı yerden bakıyor olmanın bilgeliği ile anlarsınız dış dünyayı ama dış dünyanın sizin içinizle ilgili en ufak bir fikri bile yoktur. bazen, birileri çıkar, konumunuzu anladıklarını iddia ederek, durumunuz ile teoriler geliştirir, rasyonel açıklamalar getirirler halinize ama ilk başta gerçekçi gelen ve anlaşılma mutluluğunun umudunu yeşerten bu anlatılar da zamanla önemlerini ve doğruluklarını yitirir, beraberlerinde varlığa ve doğruluğa olan inancınızı da götürürler.
    yalnızdan da öte tekilsinizdir.
    çevrenize bakar, hayal kurarsınız: şu yıldızdan dökülen madde, ufak bir çoçuğun oyuncak ayısı idi bir zamanlar, sağa sola savrulan parlak ışıklı kütleler yeni evli bir çiftin ilk koltuk takımıydılar, hızlı hızlı dönerek yutulan parçacıklar ceviz ağacından yapılma bir masaya aittiler belki de bir zamanlar diye; yine de geçmez zaman.

    o an, birden kendinizi oluşturan maddenin de geçmişte bir kaplumbağa, bir yıldızda çekirdek ya da bir gezegende deniz oldugu gelir aklınıza. evet ya, siz de buraya sonradan geldiniz; sonradan düştünüz bu tekilliğin içerisine. ondan önce siz de diğerleri gibi sıradan ve mutlu cisimlere aittiniz. belki her gün fırtınalarla savrulan, yağmurlarla yıkanan dostlarının arasında mutlu bir yaprak belki de toprağın derinliklerinde keşfedilmeyi bekleyen bir madendiniz. nasıl oldu da ayrılıp tüm bunlardan birden bire bu her şeyin bir ve aynı olduğu yalnızlığa itildiniz ki. kim itti sizi sadece aptalların düştüğü bu havuza. nasıl oldu da onca deneyimden bilgiden sonra yalnızlığın ortasında buluverdiniz kendinizi.

    mutsuzluk dayanılmaz hale gelince özlemlerinizin tutkusuyla sarsılır kara delik. tüm madde eşzamanlı titreşir, kendi üzerinde uyumakta olduğu uykusundan uyanır, derin bir uğultuyla başlayan hareketlenme evren'in her yerinden görülebilecek bir patlama ile son bulur. gözlerinizi açtığınızda, yeniden bir bulutsunun içerisinde salına salına dönmekte, dans eder gibi bir sağa bir sola yalpalamaktasınızdır. binlerce toz parçasından birisinizidr artık; geçmişsizsiniz ve önünüzde uzun, parlak bir gelecek var. yakında yeniden yıldız olacak, milyonlarca yıl tüm çevrenizi aydınlatarak yakınlarınıza hayat saçacaksınız. üstelik bu sefer karadelik de olmayacaksınız. kimbilir; belki tekilliğin bilgeliği sizi beyaz bir cüceye dönüştürebilir.
hesabın var mı? giriş yap