• --çalışma arkadaşı aradığım dil--
    mümkünse her gün belli bir saatte zoom ekran yansıtma falan kullanarak çalışacak bir çalışma arkadaşı aradığım dil. interaktif çalışmanın belli bir düzen ve disiplin getireceğine ve daha az sıkıcı olmasını sağlayacağına inanıyorum. hali hazırda toplamda bir 25 saat çalışmışımdır olaki gell lan beraber çalışalım diyen olursa merak edebilir. ayrıntıları aday çıkarsa konuşuruz almanca çalışma partnerimin ankara'da yaşaması tercihimdir dot.
  • meşhur avrupa dil seviyeleri ayrımına göre düzeylerinin içerikleri kabaca şu şekilde olan güzeller güzeli bir batı dilidir:

    a – temel düzey (ısınma turları, “kas ağrısı çekmemek için ısınıyorum” dönemi)

    a1. hazır ifadeleri ezberleyip basitçe kullanma, ısınma, almancaya alışma aşaması:
    kısacık ve gündelik kullanımda sık duyduğumuz basit cümleler öğrenilir. alfabe, almancaya özgü harf, diftong ve seslere dikkat kesilmek gerekir (ß, ss, ä, z, eu, äu, ei gibi) ve bolca sözcük öğrenirsiniz. sözcük ezberlerken tanım ilgeçleriyle/edatlarıyla, yani artikelleriyle birlikte öğrenmek ileri aşamalarda işinizi çok kolaylaştırır (s heft, e woche, r tag, s jahr, r kalender, r tisch, s geld, e lampe, s auto, r kugelschreiber, r rechner, s internet, e universität, e schule, s fenster, e schwester, r freund etc.). bu kelimeleri artikelleriyle birlikte öğrenirken kelimelerin çoğullarını da bir kenara not etmek lazımdır. bu düzeyde sıfat, zamir de öğrenirseniz iki aşama sonra çok ekmeğini yersiniz (rot, grün, klein, dünn, süß, langsam, tief, schnell, rasch, prompt gibi)

    hallo, ich heiße… ich komme aus der türkei, ich wohne in bremen, ich studiere an der uni hamburg gibi cümleleri ezberler kurarsınız. lise almancasından cümleler, mesela herkesin 15 yaşında kaldığı “ich bin fünfzehn jahre alt.” bu aşamanın cümlesidir. dolayısıyla aslında temel syntax (sözdizimi) bilgisi de edinmişsinizdir: önce özne, sonra yüklem, sonra da nesne gelir.
    a1’in en temel iki konusu kişi zamirleri (ich, du, er/sie/es, wir, ihr, sie) ve sayılardır.

    a2. a1’de ezbere söylediğiniz cümleleri anlayarak kurmaya ve çeşitlendirmeye başlama aşaması:
    örneğin geniş zaman (präsens) kipinde “ich wohn-e in deutschland” cümlesini artık ezberden kurmaya gerek yoktur. ailenizden söz ederken “meine eltern (çoğul) wohn-en in der türkei” diyebilmelisiniz. deutschland’ın artikel’i olmadığı için präposition’dan sonra olduğu gibi kaldığını, ancak türkei’ın artikelinin die olduğunu ve bu die’nin burada bir şekilde der olması gerektiğini bir kenara not edersiniz.

    a2’de yapmanız gereken şey gündelik hayatı ufaktan idame ettirme cesareti göstermeniz ve mesela “ich gehe mittwochs einkaufen”, “am wochenende bin ich meistens unterwegs”, “ich arbeite bei siemens” diyebilmektir. bunları söylerken “türkiye’de yaşıyorum” dediğimde in kullandım, ama “siemens’te çalışıyorum” derken bei kullandım, hmm, ikisi de bulunma hâli, du’ ben bunu bi’ not edeyim dediğinizi varsayıyorum.

    almancanın bel kemiği bence fiillerdir (verben). bu aşamada kelime + artikel öğrenmeye devam ederken eylemlere de bir göz atmanızı öneririm (studieren, wohnen, schreiben, lesen, lösen, hören, schlafen, fahren, spazierengehen, laufen). bunları öğrenirken yavaş ve dikkatli olmaya, eylemlerin uzak anlamlarını zihninizin gerisine atmaya dikkat ediniz. örneğin studieren "üniversite eğitimi almak" demek, ama bu kelimeyi b2’den sonra “bir şeye kafa patlatmak, hakkında çokça düşünüp taşınıp bunu ayrıntılı çalışmak” şeklinde görebilirsiniz. “almanca öğreniyorum” demek için “ich lerne deutsch” denir. ingilizce düşünüp çalışmak anlamında (to study) “ich studiere deutsch” derseniz üniversitede almanca bölümünde okuduğunuzu söylersiniz. lernen öğrenmektir, ama “geçen bir arkadaştan duydum/öğrendim böyle böyle olmuş” anlamında öğrenmek değildir. bu nedenle fiilleri örnek cümlelerle birlikte, yani bir cümle içinde kullanıldığı hâliyle öğrenmek gerektiğini sıkı sıkı tembihlemek isterim. keza schlafen uyumak, “ben bu akşam bir arkadaşta kalacağım” demek için “ich schlafe heute abend bei einem freund” diyebilirsiniz (übernachten, bleiben, besuchen gibi farklı fiiller de duruma göre kullanılabilir), ama acemilikle “ich schlafe mit ihm” derseniz arkadaşınızla yatacağınızı söylersiniz. yani “mit jemandem schlafen” “to sleep with someone”dır, schlafen’in böyle bir anlamı da vardır (bunu tahmin etmek kolay tabii). “gitmek” anlamında ise tek bir eylem yoktur: bir yere yürüyerek giderseniz “gehen”, arabayla ya da trenle giderseniz “fahren”, uçakla giderseniz “fliegen” dersiniz. ingilizceyi yardımcı olarak kullanırken sizi yanlış yönlendirmesine müsaade etmeyecek kadar bilinçli olmalısınız. mesela bekommen insanın aklına ilk başta to become fiilini getiriyor, ama aslında bekommen = to get.
    to become ise werden.

    bu düzeyin temel gramer konusu bence akkusativ ve dativ. bir önceki seviyede öğrendiğiniz kelimelerin yalın (nominativ) hâlde olduğunu, bunların -i hâline akkusativ dendiğini ve akkusativ alması gereken fiillerle çekilirken akkusativ kullanacağınızı bilirsiniz. örn. “öğrenci hocaya selam veriyor” demek istiyorsunuz, “biri(n)-i selamlamak” yani begrüßen akkusativ alır. bu durumda “der student begrüßt den professor” diyeceksiniz, den professor cümlenin akkusativobjekt’i olacak.

    a2’de zamirleri akkusativ ve dativ çekmeye de başlarsınız ufaktan. örn. “defteri ona veriyor” “er gibt ihm das heft”, ama das heft’i de zamire dönüştürürseniz “er gibt es ihm”. yani akkusativobjekt’le dativobjekt yer değiştirdi.

    burada basit sıfat tamlamalarına da bir giriş yaparsınız, das süße mädchen, der kleine junge, die reichen königsfamilien, der berühmte sänger, den roten apfel, dem grünen baum gibi. bunları akkusativ- ve dativobjekt olarak da kullanırsınız.

    b – orta düzey (bir daha söylesene, biraz yavaş konuşur musun? “anlıyorum, ama konuşurken heyecanlanıyorum” dönemi)

    b1. bu düzeye geldiğinize göre aslında ne güzel ilerlediniz.
    şimdi de dost sohbetlerinde biraz geçmişten söz etme zamanı! yani perfekt ve präteritum öğreneceksiniz.
    "ich arbeite bei siemens" diyorduk a1’de, ama siz siemens’teki işinizden ayrıldınız, siemens’te daha önceden çalıştığınızı söyleyeceksiniz. demek ki “ich habe bei siemens gearbeitet” diyeceksiniz. ya da “o zaman mı? o zaman ben zaten almanya’daydım” diyeceksiniz, “hmm, damals war ich schon in deutschland” gibi bir cümle kuracaksınız. geçen yaz ailenizi ziyarete gittiğinizi söyleyeceksiniz: “ich bin in die türkei gefahren/ich habe meine eltern besucht”. bravo! artık hem zaman zarfı kullanıyorsunuz hem devrik cümle kuruyorsunuz hem de bunları geçmiş zaman kipleriyle yapıyorsunuz.

    oysa geçmişe takılıp kalmak iyi değil, gelecekten de söz etmek lazım. bunu da futur ı ile yaparsınız: “ich werde nächste woche nach frankreich fahren” diyebilmelisiniz. ya da präsens bir cümleye gelecek zamana referans veren bir zaman zarfı koyduğunuzda aynı anlamı yakalayacağınızı bilirsiniz: “ich fahre nächste woche nach colmar”

    öğrenmeye başladığınız fiillerde birtakım tuhaflıklar fark edeceksiniz bu aşamada (ya da bu tür tuhaf fiilleri b2'de çoktan görmüş olacaksınız). kimisi ayrılacak, kimi ayrılamayacak. bir bakacaksınız ki bunlar ingilizcedeki phrasal’ları anımsatıyor. bunlar ayrılıyorsa geçmiş ve gelecek zamanlarda da ona göre çekiliyorlar.
    bu düzeye geldiğinizde nominativ, akkusativ ve dativ oturmuş olmalı. genitiv'in ne olduğunu, ne işe yaradığını biliyor olmalısınız. hangi fiillerin akkusativ, hangilerinin dativ gerektirdiğini öğrenmiş, her ikisini gerektiren hallerde akıcı cümleler kurabiliyor olmalısınız. präsens, perfekt, präteritum ve futur ı b1 düzeyine gelindiğinde rahatça kullanılıyor genelde.
    bu aşamada kişi zamirleri, en sık kullanılan fiiller (ayrılan, ayrılmayan), edatlar ve ismin halleri almancanızın odak noktası.

    b2. işte burası çok kilit bir aşama. bu aşamadan sonra ya varsınız ya yoksunuz. almancayı sahiden kavrayıp kavramadığınız burada anlaşılır. buraya kadar kazara/ezbere mi geldiğiniz yoksa dilin mantığını mı anladığınız işte burada belli olur.
    bazen çok çalışkan öğrenciler oluyor, b2’de hayal kırıklığına uğratıyorlar insanı. b2 artık soyut konulardan, politikadan, tarihten, edebiyattan, sanattan, bilimden söz edebileceğiniz, kendinize güvenebileceğiniz bir düzey olmalı sizin için.
    kendine güvenin dayanağı da yukarıda “şunu bir kenara not ediyorsunuz” diyerek imlediğim ayrıntıların sebebini artık biliyor olmanız. dolayısıyla artık präposition (yani niye "in der türkei wohnen", ama "bei siemens arbeiten" veya "an der uni studieren" dediğinizi biliyorsunuz. bulunma durumunda präposition'la birlikte türkiye'nin die olan artikel'inin dativ "in der türkei" olarak çekildiğini biliyorsunuz), verben mit präpositionen, adverb, adjektiv, sıfat/zamir olarak kullanılan partizip uçuyordur sizde. en sık karşılaşılan deyimsel ifadelere de aşinasınızdır. relativsätze'ler ile ayrıntılı cümleler kuruyorsunuzdur. bu aşamaya kadar özverili çalıştıysanız ne mutlu size.

    gramerde passiv’i, tüm zamanları (präsens, präteritum, perfekt, plusquamperfekt, futur ı, futur ıı), dilek-şart kipini (konjunktiv ıı), dolaylı aktarımı (konjunktiv ı) ve modalverb’leri biliyorsunuz. bunların hangilerinin gerçek hayatta kullanıldığını biliyorsunuz. deyim ve bağlaç (konjunktionen) kullanabiliyorsunuz. hayallerinizden, geçmişinizden, gelecek planlarınızdan rahatça söz edebiliyorsunuz artık (b2’nin kelime ve fiillerine, işlenen gramer konularına baktığımızda böyle, fakat aslında hiç kimse bu aşamada kendine o kadar da güvenmiyor. b2 bu nedenle önemli. gramer konuları neredeyse bitmiş oluyor. bundan sonrası üstüne bireysel çabayla bir şeyler koymak, bolca okumak, konuşmak, dinlemek ve dünyayı alman dili içinde kavramaya çalışmak).

    c – ileri düzey (“konuşurum, yazarım, okurum, almanya’da gayet de rahat yaşarım. almancam çok iyi benim” aşaması. peki, içimiz sahiden rahat mı?)

    almanya’da goethe institut ve daad destekli kurslarda c düzeylerinin ilk sınıfları beni biraz şaşırtıyor. genelde b2’de gerilememesi için c1 (ya da c1.1) düzeyine alınan, gramer bilgisi çok iyi olan, ama aslında hâlâ akıcı konuşamayan insanlar oluyor burada. 6 zaman çekimi, 2 konjunktiv ve modalverb'ler c1'in ilk derslerinde tekrarlanabilir. bildiğinizi sandığınız şeyleri bambaşka bir gözle görür afallarsınız.
    ya da pratik sorunlar çözülmemiş olabilir: misal hallo kibar bir selamdır, ama gündeliktir. siz saygılı ve mesafeli bir insansanız ve nerede nasıl konuşulacağını biliyorsanız bir profesörle konuşmaya başlarken "hallo" değil, "guten tag" demenizin daha doğru olacağını bilmelisiniz. mail yazmanın bir biçimi olduğunu, sehr geehrter herr/sehr geehrte frau..., diye başlayıp mit freundlichen grüßen/mit besten grüßen gibi bir kalıpla bitireceğinizi bilmelisiniz. fakat c1 gruplarındaki yabancı öğrencilerde bu tür eksiklere rastlanıyor bazen.
    işte bu nedenle yukarıda b2’nin önemini vurguladım. b2’ye elinizden gelenden daha fazla dikkat etmelisiniz, aksi halde c’ye yeterli seviyede başlayamaz ve hiçbir şey anlayamazsınız. relativsatz'lar bir anda uzun uzun partizip'lerle anlatılmaya başlar, fiillerin üçüncü anlamları ortaya çıkar, önünüze bilimsel metin gelir vs.
    c düzeyindeyseniz okuma, yazma, dinleme ve anlamada hiçbir sorununuz olmaması gerekir, oysa oluyor.

    aynı şekilde c2 “anadil düzeyi” kabul edilir, ancak bu da uygulamada doğru değil. c2 sınıflarında da tekleyen, idiomatische ausdrücke’yi, esprileri, fiilleri anlamayan, sadece c1 sınavlarını başarıyla atlattığı için o sınıfa gelen kişiler var.
    yazıktır, o kadar emek ve vakit harcanıyor.
    önceki aşamalarda bilgiye aç olunmazsa c düzeyi bence yokuş aşağı götürüyor kişiyi, çünkü insanlar bir noktadan sonra “yeeeee ben ce düzeyindeyim artık” diye salma rehavetine yatkınlar (özellikle ortadoğu toplumları. ama ruslar ve çinliler bu düzeyde türkleri, iranlıları, suriyelileri geçiyorlar benim gördüğüm kadarıyla, çünkü motivasyonlarını kaybetmiyorlar. çinliler, hintliler bazen fire veriyor da ruslar çok fena! almanya'da kalabilmek için yapmayacakları şey yok).
    c düzeyinde (hele c1.1'den sonra) metinler genelde ağır, bol kelimeli, fiillerin uzak anlamları her yerde. “işte almanca bu” diyoruz. almancanın ne kadar mantıklı ve ne kadar ahenkli olduğunu burada görüyoruz artık. arada gramer, kelime, fiil boşluğu kalmışsa ya da mantık oturmadıysa göremiyoruz ama. yani dolu dolu, ciddiyetle ve pür dikkat çalışmak ve dili diri tutmak lazım.

    notlar:
    - seviyeler arası geçişleri özellikle muğlak bırakıyorum ben, sınırları net çizmek bence dil öğrenme yetisine çok da uygun değil. bu yüzden "ben bu konuyu başka bir aşamada işlemiştim" diyenler çıkabilir.
    - dinleme, gündemi takip etme, ilgi alanına göre konular hakkında almanca bilgi edinme konusunda dünyanın en etkili şeyi ard audiothek'in podcast'ları olabilir.
    - burada yazdıklarımı bir yol haritası olarak düşünüp bireysel çabayla ilerlemek istiyorsanız şöyle bir uygulama örneği yazdım (bkz: almanca öğrenmek/@metonymics)
    - almanca öğrenirken dikkat edilmesi gereken temel hususlar için (bkz: almanca öğrenmeyi zorlaştıran nedenler/@metonymics)

    bu güzel batı dilinin tarihsel gelişimini de yazacağım bir gün, şimdilik almanca yazı'nın gelişimi konusunda şu entry’yi bırakıp gidiyorum (bkz: font/@metonymics)
  • salgın yüzünden evde çalışıyorum ve işlerim azalmışken 2-3 ay boyunca az biraz öğrenmek için çabalamak istediğim dil. online eğitim gibi bir şey ve kitap önerilerine açığım.
  • uzunca bir süredir öğrenmekte olduğum bir dil olması sebebiyle bu süreçte birçok kaynak biriktirdim. gördüğüm kadarıyla da türkiye'de almanca'ya karşı yoğun bir ilgi var. bu sebeple dedim ki bu kaynakları almanca öğrenmek isteyenlerle paylaşayım, belki birilerine yardımcı olur. katkıda bulunmak isteyen, sorusu olan ya da sadece bir feedback vermek isteyen olursa da mesaj kutum açık.

    ön not: bu siteler tamamen kendi öğrenme sürecimde bir kenara kaydettiğim sitelerden oluşuyor. daha önce başlıkta yazılmış olanlar varsa, belirtilmesi halinde silerim.

    toms deutschseite - tom adında yüce gönüllü bir arkadaşımızın kız arkadaşına almanca öğretmek amacıyla başladığı materyal yaratma sürecini bağışlarla ayakta tuttuğu bir konseptte sunduğu, birçok konuda ayrıntılı örnek ve alıştırmalarla her seviyedekilere hitap eden bir site.

    deutschakademie - seviyenizi ölçebileceğiniz testlerden tutun da kitaplardan farklı tipte alıştırmalar yapmaya, gramer konu anlatımlarından kelime öğrenmeye kadar birçok farklı anlamda bir sürü materyal sunan bir site.

    deutsch lernen online - farklı amaçlarla almanca öğrenenler için isteklerine göre düzenlenmiş biçimde öğrenme biçimleri sunan, okuma ve dinleme materyalleri iyi olan bir site.

    almancax - emin değilim ama sanıyorum kaynaklarım arasındaki tek türkçe site. bunun da bir tesadüf olduğunu düşünmüyorum. maalesef almanya ile olan sıkı bağlarımıza, almanya'da yaşayan onca vatandaşımıza rağmen almanca öğrenmeye yönelik kaliteli türkçe materyal bulmak güç. her neyse. bu sitede de genel ve basit konulardan başlayarak gramer konularına kadar geniş bir perspektifte öğrenme yapabilirsiniz.

    karşılaştırmalı kelime listeleri - çok işlevsel bir site değilse de günlük ifadelerden en basit ifadelere, zarflardan zamirlere kadar birçok kelimeyi ingilizce ve birkaç başka dil ile karşılaştırmalı olarak listeleyen bir site. (sitede kitap da satılıyormuş, bir alakam yok.)

    youtube kanalları listesi - burada da bir dil öğrenme sitesi tarafından listelenmiş 11 almanca öğretme konseptine sahip youtube kanalı bulunuyor.

    abd dışişleri dil materyalleri - bu siteyi nasıl bulduğumu hiç hatırlamıyorum ama biraz oldschool bir tarzı var. abd dışişleri (foreign service institute) personellerine birçok yabancı dili öğretmek için hazırlanmış bir ton ses materyali var. sadece almanca için değil, diğer birçok dil için de oldukça ayrıntılı bir kaynak. kurcalamakta yarar var.

    the german project - klasik alman hikayelerinden online kurslara, birçok konu anlatımından evde çalışmak için kullanılabilecek materyale sahip güzel bir site.

    basitleştirilmiş dilde haberler - bir süre düzenli olarak her gün girip okuduğum deutschlandfunk'un bir projesi olan bir site. haberleri basitleştirilmiş bir dille ve açık-anlaşılır bir konuşmayla sunuyorlar. ister okuyun ister dinleyin, gerçekten kısa vadede dahi insana çok şey katıyor. ben kefilim.

    yaşayan müze - zannediyorum aralarında beni öğrendiğimde en çok heyecanlandıran bu olmuştu. şimdi bu siteyi kelimelerle anlatmaya kalksam güç yetiremem. işin şakası bir yana, böyle bir konsept bence bütün tarih için yapılmalı. yaşayan müze, 1815'ten günümüze kadar alman tarihini anlatan adından da anlaşılacağı gibi bir müze. eski fotoğraflarla, belgelerle, haritalarla, aklınıza gelebilecek en incik boncuk ayrıntıyla süslenmiş muazzam bir site. önemli kişilerin biyografilerinden tutun da farklı konseptteki müzelerin çalışmalarına kadar çok geniş bir spektrumda materyal var bu sitede. tabi belirtmek gerek, bu site ileri seviye ve tarih meraklıları için.

    eş anlamlı kelimeler sözlüğü - eğer ki bir kursa devam ediyorsanız, belli bir seviyeden sonra sıkça duyacaksınız (yani en azından duymanız gerekir) ki eş anlamlı kelimeler sözlüğü kullanmak kelime hazinesini geliştirmek için ve bunun tabi bir sonucu olarak yazma beceresini ilerletmek için anahtar bir öneme sahip. bu güzel site de bize bunu sağlıyor. bir kelime giriyorsunuz ve site kelimenin eş anlamlılarıyla birlikte kullanıldıkları bağlama göre anlamlarını da veriyor.

    doğru yazım kılavuzu - duden biliyorsunuzdur almanya'nın tdksı. hem online almanca-almanca sözlüğü kullanılmalı hem de bu linkteki bir nevi ingilizcedeki grammarly'nin işlevini gören mentor kullanılmalı. metinleri tetkik etmede ve doğru yazım kurallarını öğrenmede -ki almanlar dahi bunda çoğu zaman zorlanıyorlar- birebir.

    lingolia - gramer, okuma, dinleme, yazma kısaca bütün alanlarda materyal bulunan ayrıntılı bir site.

    gramer - her ne kadar sitede her anlamda materyal bulunsa da özellikle gramer anlatımı için kaydetmişim. konu başlıklarına ayrılmış inanılmaz derecede ayrıntılı bir site. özellikle tavsiye ederim.

    schubert yayınevi - schubert yayınevinin her seviyeye uygun materyallerinin bulunduğu site. özellikle alıştırma yapmak için ideal.

    arte - zannediyorum birçok kişi böyle bir kanalın olduğunu biliyordur ama sanırım fransızca yaptığı yayınlarla daha ön planda. ben arada bir internet sitesinden bir şeyler bakmaya çalışıyorum, değişik diziler filmler ya da belgeseller oluyor. altyazı olarak da duyma engelliler için hazırlanmış bir nevi altyazı var, ben onu kullanıyorum. hehe.

    liste - fiil, isim ve sıfatların birlikte kullanıldıkları ön eklerle oluşturulmuş bir liste.

    fluter - alman politik okuryazarlık kurumu (bundeszentrale für politische bildung) dergisi fluter. güncel konulardan, almanya gündemini meşgul eden meselelere dair yazılara kadar çok fazla konuda yazılar olan ve isterseniz basılı olarak da adresinize gönderilen bir dergi.

    coerll - texas üniversitesi dil öğrenme merkezinin almanca bölümü. katkısı için @eldiablo47'ye teşekkürler.

    your daily german - ingilizce bir blog sitesi, ufak karikatürlerle süslendirilmiş çok hoş bir anlatımı var. gramer konularından, kelime bilgisine kadar farklı alanlarda içerik sunuyor. katkısı için @tolansky'ye teşekkürler.

    uzun bir yazı oldu ama umarım birilerinin işine yarar.
  • almancaya yeni başlayanlar veya a1 a2 b1 seviyesinde olanlara önerebileceğim iki kaynak var.

    birincisi çok popüler olan dil uygulaması. (bkz: duolingo)
    duolingo ile öğrenmek normal öğrenme yöntemlerine göre çok daha kolay. uygulama kelimeyi, cümleyi tabiri caizse kafanıza vura vura öğretiyor. ingilizce hazırlık sırasında kullanmaya başlamıştım ancak çok üstüne düşmemiştim. yaklaşık 2 sene sonra ingilizceyi tekrar etmek için kullandım ve gerçekten etkisini gördüm. uygulamanın varlığından almanca kursuna gitmeden önce de haberdardım ancak uygulama ile mi kurs ile mi başlasam karar veremedim, bu sebepten kurs ile başladım. normalde b1 seviyesindeyiz ancak kesinlikle b1 olmadığımın farkındaydım. karantina başladığı günden beri ne yapsam diye düşünürken duolingoya geri döndüm ve yaklaşık 20 gündür, günde 1 saat ayırarak adeta almanca öğrendiğimi hissediyorum. inanın bana şimdiye kadar öğrendiğimden fazlasını öğrenmişimdir.

    -günde en az bir saat ayırmanız ve bunu alışkanlık haline getirmeniz gerekiyor.
    -duolingo ile çalışırken mutlaka kulaklık ile çalışmanızı öneriyorum. hem kulak aşinalığı için hem de uygulama içerisinde telaffuz kontrolü de mevcut.
    -çalışırken not almanızı ve küçük kağıt parçalarının ön yüzüne bilmediğiniz kelimenin almancasını, arka yüzüne ise türkçesini yazarak kelime kartları oluşturmanızı kesinlikle tavsiye ediyorum. ancak bilmediğiniz kelimeleri kesinlikle artikelleriyle yazmalısınız.
    -duolingo ile çalışırken bilgisayar kullanmanızı tavsiye ediyorum.telefon ile çalışırken tek bir mesaj bile sizi etkileyecektir.

    örneğin, mitglied-üye şeklinde değil de das mitglied-üye şeklinde yazmanız size tüm seviyelerde inanılmaz yardım edecektir.

    bir diğer önerim ise bir youtube kanalı. (bkz: almanca kolay)

    bu youtube kanalının adını kursta bir arkadaşımdan duymuştum. kanalı incelediğimde kanalın aşırı sistematik olduğunu düşündüm ve temiz bir defter ile not alarak çalışmaya başladım.

    b1 seviyesine kadar tüm videolarını izledim ve defterime not tuttum.

    defteri tutarken görsel hafızayı da tetiklemek amacıyla 3 tane renkli kalem kullandım. almanca da artikellerin bir rengi sembollediğini duymuş ya da görmüşsünüzdür.

    mavi-der
    kırmızı-die
    yeşil-das
    sarı-çoğul die artikelini temsil etmektedir. bu sebepten bu dört renk ile not almanız kelimeyi ya da cümleyi öğrenirken görsel hafızanızı da tetiklemenize yardımcı olacaktır. sarı renk bulamıyorsanız o rengi siyah yapabilirsiniz.

    b1 seviyesinden sonra ise duolingo ile devam etmeye karar verdim. duolingo ile belli bir yere geldikten sonra ise defterime devam edeceğim. bu kararı vermemde etkili olan temel sebep ise youtube kanalının daha gramer odaklı olmasıydı. kelime bilgim olmadan daha fazla ileriye gidemeyeceğimi düşündüğüm için duolingo ile kelime bilgimi ilerletip ardından devam etmenin daha mantıklı olacağını düşündüm.

    şuan için duolingo ile gerçekten iyi gidiyor. dil öğrenme konusunda bana ciddi ciddi özgüven kazandırdı.

    tüm burada önemli olan şey devamlılık. ne kadar devam ederseniz o kadar çok gelişiyorsunuz.

    öncelikle tüm bunları tavsiye ederken kendi üzerimde olan etkisini esas aldım. seviyesi iyi olmayan birisinden bu tür tavsiyeler almanın daha etkili olduğunu düşünüyorum.

    viel glück!
  • almanca ögrenirken denedigim, memnun kaldigim ve sonuc aldigim bes etkili yöntemi özetlemeye calistim asagida. umarim isinize yarar.
    -------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    uygulamalar

    herkesin elinde akilli telefon ve haliyle internetin oldugu bu dönemde dil ögrenmek (en azindan belli bir seviyeye kadar) bence oldukca kolaylasti. eskiden (bundan 10-15 yil öncesine kadar) dil ögrenmek icin ya kursa ya da dil okuluna gitmeniz gerekirken su an koltugunuzda oturup herhangi bir dili istediginiz an ögrenmeye baslayabilirsiniz. apple ya da google store’a girip ögrenmek istediginiz dili yazip arattiginiz durumda bircok uygulama karsiniza cikacaktir. ısin en güzel yani herhangi bir ücret ödemeden hepsini denemekte ve begenmediginizi silmekte özgürsünüz. ben almanca icin aktif olarak bes uygulama kullaniyorum:

    duolingo: türkce de dahil olmak üzere tam 34 dili ögrenebileceginiz sahane bir uygulama. genel anlamda ücretsiz olarak her özelliginden yararlanabiliyorsunuz, ama premiuma gecip aylik 10$ gibi bir ücret ödeyerek sinirsiz can hakki gibi özellikler edinebiliyorsunuz. ben ücretsiz sürümünü kullaniyorum ve cok memnunum. üstelik ‘stories’ özelligi ile interaktif hikayeler üzerinden ögrendiginiz kelime ve kaliplari pekistirebilirsiniz.

    deutsche welle deutsch lernen: deutsche welle’nin hazirladigi bu uygulamada seviyenize göre hikayeler ve videolar izleyerek hem grammer konularini ögreniyorsunuz hem de anlama ve dinleme kapasitenizi gelistiriyorsunuz. uygulamanin haricinde web sitesini de mutlaka inceleyin. zibilyon tane ücretsiz kaynak ve ögrenme yöntemini bulabilirsiniz.

    babbel+: türkce dahil 14 dili ögrenebileceginiz ücretli bir uygulama. ama hemen korkmayin. ücret ödemeden de belli sayidaki alistirmalari yapip seviyenizi yükseltebiliyorsunuz. hatta sizin aktif kullandiginizi ve ilerlediginizi gören uygulama arada bir size özel indirimler sunabiliyor. hala gecerli midir bilmiyorum ama abonelik kisminda indirim kodu kismina “ej2” kodunu girerseniz üc ay ücret ödeyip alti ay boyunca uygulamayi kullanabilirsiniz.

    drops: türkce de dahil olmak üzere 36 dil ögrenebileceginiz drops uygulamasi, dil ögrenme uygulamalari arasinda yeni ve biraz degisik bir konsepte sahip. telefonunuza indirip profil olusturup ögrenmek istediginiz dili sectiginiz anda size her on saatte bir 5 dakikalik bir ögrenme süresi veriyor. bu bes dakika icinde damlalar halinde kelimeler düsüyor ve sizin bunlari ögrenip ögrenmediginiz test ediliyor. bes dakika sonunda (eger ücret ödeyip premium üye olmadiysaniz) yeni bir bes dakikalik ögrenme hakki icin on saat daha beklemeniz gerekiyor. uygulamanin güzel yani sadece bes dakika ayirmanizin yeterli olmasi, yani tuvalete gittiginizde bile bes dakikada günlük alistirmanizi yapabilirsiniz. kelime hazinesi anlaminda ben yardimini görüyorum.

    grammatisch: az bilinen almanca grammer bilgisi testi uygulamasi grammatisch ile ögrendiginiz grammer konularinin üzerinden tek tek giderek bir sürü alistirma yapabilirsiniz. alistirmalar zor olabiliyor, bastan söyleyeyim.
    --------------------------------------------------------------------------------------------
    youtube kanallari

    youtube, zombi gibi oturup influencerlarin “gardrobumda ne var” videolarini izlemediginiz sürece i-na-nil-maz faydali bir kaynak. her sey ama her seyin aciklamasini, anlatimini, uygulamali gösterimini bulabiliyorsunuz. mesela solak biri olarak örgü örerken saglak birinin örgüye baslamasini izlerseniz kafaniz karisir ya da saglak birinin basladigi örgüye solak biri devam edemez. benim de kazak icin örgüye baslamam gerekiyordu ve youtubea “solaklar icin ilmek baslama” yazdim. bittabi güzel ablalarimizin cektigi 48937596 adet anlatici video buldum ve baka baka kazagima basladim. eminim sizlerin de benimkine benzer bir deneyimi mutlaka olmustur. neyse almanca ögrenirken de bircok youtube kanalindan sik sik yararlaniyorum, güzel yani durdurup anlamadigim yeri yeniden izleyebiliyorum, anlamadiysam alternatif videolara bakabiliyorum. özel ders almaktan benim gözümde pek bir farki yok acikcasi. takip ettigim kanallara gelince;

    german with jenny: bu sempatik ablamiz a1 seviyesinden baslayip c1-c2’lere kadar aciklayici videolariyla bilal’e anlatir gibi almanca anlatiyor.

    easy german: sokak röportajlari izleyerek almanca ögrenebileceginiz kanal olan easy german sempatik bir kari koca tarafindan olusturulmmus bir kanal. bildigim kadariyla almanca dersleri veren bu cift, zamanla isi youtube tasiyorlar. hem alman kültürünü tanimak hem de farkli aksanlari duymak acisindan cok güzel bir kanal. üstelik röportajlarin yani sira grammer konularini anlattiklari oynatma listeleri mevcut.

    deutsch mit maria: yüzü cirkin kalbi güzel bu ablamiz uzuun uzun ve güzel güzel a1 seviyesinden baslayarak profesyonel seviyeye kadar size almanca’yi ögretiyor.

    deutsche welle – deutsch lernen: web sitesi, uygulamasi, podcastleri olurdu da youtube kanali olmaz miydi? tabii ki var. genel olarak sitesinde ya da uygulamasinda olan her video ya da konu anlatimini barindiran bu kanala da bi bakarsiniz.

    meet the germans: ıngiltere’den almanya’ya tasinan ve dw’de gazeteci olarak ise basladiktan sonra alman kültürünün diger tüm kültürlere göre farkli yanlarini komik bir dille anlattigi videolar/haberler cekmeye baslayan rachel stewart‘in bu serisi almanca ögrenmekten ziyade size alman kültürünün farkliliklarini gösterecek ve tabii güldürecek.

    mrwissen2go: yakisikli eli yüzü düzgün bir gencin olusturdugu bu kanal, b2 seviyesinden yüksek bir seviyedeyseniz izleyip ögrenebileceginiz bir kanal. aslinda almanca ögrenmek üzerine bir kanal degil zaten, sadece bircok konuda bilinmeyen gercekleri, perde arkasi konulari anlatan bir formata sahip, mesela ıkea’nin bilinmeyen yüzü, ıkinci dünya savasinin perde arkasi, apple’in karanlik yüzü, aldı lıdl gibi marketlerdeki emek sömürüsü, hm-zara gibi firmalarin üretim stratejisi gibi gibi. anlama ve dinleme yeteneginizi gelistirirken bir yandan gözünüz gönlünüz de acilir bu kanali izlerken, benden söylemesi ??

    -------------------------------------------------------------------------------------------------------
    podcastler

    dinleme seviyenizi gelistirmek icin podcastleri henüz kesfetmediyseniz sizi kiniyor ve derhal bu yaziyi okumaya davet ediyorum.
    -----------------------------------------------------------------------------------------------------------
    film ve diziler

    biliyorum hepiniz hic survivor, dizi, film vs izlemiyorsunuz, hep belgesel izliyorsunuz ama hani olur da netflix falan kullananiniz varsa izlerken almancanizi gelistirebileceginiz bir sürü yapimi burada siralamistim. ben mesela film ve dizi izlemeyi cok seviyorum, hatta artik ana dili ingilizce olan dizileri bile almanca altyaziyla izlemeye basladim. ama linkini paylastigim yazidaki dizi ve filmler almanca ve türkce altyaziyla izleyip almancanizi gelistirebilirsiniz.
    ----------------------------------------------------------------------------------------------------------
    kurs ya da dil okullari

    buraya kadar anlattiklarimin hemen hepsi neredeyse hic para ödemeden erisebileceginiz ve ögrenebileceginiz kaynaklar ve yöntemlerdi. kurs ya da dil okulu yöntemini en sona koymamin sebebi ise “ben dil ögrenmek istiyorum ama kursa gitmeye param yok/zamanim yok, o yüzden de ögrenemiyorum” bahanesini yikmak icindi. cünkü akli basinda olan herkes bilir ki bu bahane insanlarin arkasina sigindigi koca bir yalan. özellikle bu cagda bir seyi gercekten ögrenmek isteyen kisi öyle ya da böyle üstelik cogu zaman öyle büyük meblaglar bile harcamadan cok da güzel ögrenir. kaniti da iste size yukarida siraladigim dört madde ve bilmem kac tane farki site, uygulama, kanal vs. yani aslinda yeterince vakit ayirip disiplinli calisirsaniz kursa gitmenize, özel ders almaniza gerek olmadan kendi kendinize belli bir seviyeye zaten gelebilirsiniz.

    ha bu demek degil ki kurs gereksiz. asla öyle bir düsüncede degilim, zaten ben de yaklasik 11 aydir da düzenli olarak kursa gidiyorum. kursun bana sagladigi en önemli imkan konusmak: haftada iki gün alti saat boyunca sinifta diger arkadaslarimla almanca konusmak cekingenligimi üzerimden atmak ve konusma hizimi artirmak icin harika bir yöntem. ayrica akliniza takilanlari sorabilmeniz, yanlislarinizi birilerinin düzeltmesi gibi konularda evde ögrenmeye göre artisi bile var. ama daha önce bir kursa gidip tecrübe ettiyseniz bilirsiniz ki kurstan sonra calismiyor, ögrendiklerinizi tekrar etmiyor ve ödevlerinizi yapmiyorsaniz kursta ögrendiklerinizi kisa sürede unutacaksiniz demektir. yani konu yine dönüp dolasip kendi ic disiplininize geliyor.

    ıster almanca ister ıngilizce ister ugandaca ögreniyor olun, hatta dil degil de enstrüman calmayi ya da salsa ögrenmeye calisiyor olun, düzenli bir sekilde vakit ayirmadikca, pratik yapmadikca yani üzerinde mesai harcamadikca ögrenme süreciniz ümitsiz bir caba olmaktan öteye gecmez maalesef.

    o yüzden yukaridaki yöntemlerin yani sira zaman, disiplin ve ögrenme isteginizin de olmasi gerekiyor. ben 11 ayda hem kursa gidip, hem de yukarida saydigim yöntemlerin hepsini aktif olarak kullanip, neredeyse her gün en az bir saatimi almanca’ya ayirarak b1 seviyesinin basindan b2 seviyesinin sonuna kadar geldim. bunu sizin de yapmaniz icin önünüzde hicbir engel yok, kendinizden baska…
  • öğrenende zeka gelişimine katkıda bulunan dil. ingilizceyle ortak çok kelimenin olması da bir tık kolaylaştırıyor.
  • anlamıyom işte, kaç tane çekim var ne biçim dil aq.
  • kendine özgü istisna kuralları sebepli anadili olmayan biri tarafından asla tam olarak kavranılabileceğini düşünmediğim dil. ya da ben otuzumdan sonra öğrenmeye kalktığım için öyle geliyor.
  • 2-3 gündür grammer çalışıyorum ve bir insan 3 günde bir dile sövebilirmiş. ingilizce öğrenirken de böyleydi ve ben mi hatırlamıyorum diye düşündüm ama düşününce bu dilde problem olduğunu anladım.

    genel kanı problemin artikel olduğu üzerine ama sadece orada olduğunu düşünmüyorum. evet artikeller zaten berbat ve oturup haftalarca ezber yapıp kullanıp aklınızda tutmanız gerekiyor. öğrenseniz ve 2-3 ay kullanmazsanız en başa dönersiniz.

    ya bir dilde çoğul yapmak bile zulüm olabilir mi? çoğul için bile onlarca farklı çekim var. türkçede ler-lar ingilizcede s takısı yapmak gayet basit. bazen kurallı bilgiler çıkıyor karşıma derken bu kez de istisnalar geliyor. kitabıızın yazarının önerisi her kelimeyi hem tekil hem çoğul ezberlemek..

    bu da yetmiyor harflerin ve hecelerin okunuşu bile kelimenin yabancı olmasına göre değişebiliyor. artikelleri ezberle, kelimelerin tekil ve çoğul hallerini ezberle bu da yetmiyor kelimlerin okunuşunu ezberle.

    daha 3 günde bıktım devamını nasıl getiririm bilmiyorum. almanca, fransızca ve ispanyolca arasında kalıp almanca konusunda karar kıldım ama pişman olacağım yönünde bir his var.

    edit: her yönüyle modern almanca isimli kitabı aldım ama çok ağır geliyor. başka bir kitap pdf önerisi olan olursa çok sevinirim.
hesabın var mı? giriş yap