hesabın var mı? giriş yap

  • son zamanlarda artık iyice midemi bulandırmaya başladı bu dikey mimari. yeni bir ofis arıyorum maliyet düşürmek için, malum devir tasarruf devri artık, çok para dönemi bitti.

    markalarıda vererek konuşacağım, şehrin göbeğine 30 katın üzerinde binalar yapıp insanları sardalya kutularına yerleştirip, milyon tl lere bu daireleri satmak... gördükçe üzülüyorum. ritim istanbulda 1+0, 30 metre kare daire var. kirası 1100 tl. 30 metre kare arkadaşlar, bu dairenin içinde fırın var ocak var tuvalet var. yani yatak koyduğunuzda yürüyecek yeriniz yok ve yaşam alanı diye nerdeyse asgari ücret fiyatına kiralanıyor. projedeki havuzlar terasta, aşağıya full avm yapmışlar, havuzlar ondan terastaymış, yer kalmamış... binden fazla daire yapıyorsun, yeşil alan sıfır, havuza yer kalmıyor...

    yeni nesil liseler... e-5 kenarındalar, basket sahaları terasta. çocuklar camlardan e-5 i izliyor, koşup oynayacakları bir bahçeleri yok.

    balkon dönemi bitti. zaten 40. katta balkon olsa ne olur, olmasa ne olur? hayır koca türkiyede arazimi bitti? singapurda yer yok da dikey çıktı adamlar, çinde nüfus fazlada istiflediler insanları... bizim derdimiz neydi? neden 2 katlı evler, 5 katlı binalar yapmadık? ne bu para hırsı?

    yaşam kalitemizin inanılmaz düştüğü kanaatindeyim. bir binada 500 insan 1000 insan yaşamaz abicim. olmamalı böyle birşey. asansörde geçiyor günlerimiz. 19 katlı bir plazadayım, hani çok yüksek değil. az önce -2 de aracımı park ettim, ofise çıkmam 2 dakika sürdü. 9. kattayım. her katta in binlerle tam 2 dakika. günde 2 kere aşağı inip çıksam, beklediğim asansör zamanını da kat her gün 20 dakikam asansörde geçiyor. ofise evim 3 km mesafede 25-30 dakikada anca geliyorum trafikten.

    biz artık yaşamıyoruz bana kalırsa. sadece hayatta kalma mücadelesi içerisindeyiz. tiksiniyorum, midem bulanıyor.

  • antep terbiyeli külbastı kadar uyandırıcı değildir. buyrun hep beraber bakalım,

    malzemeler:
    8 parça kuzu külbastı
    3 diş sarımsak
    1 adet kuru soğan
    4 yemek kaşığı zeytinyağ
    2 yemek kaşığı nar ekşisi
    1 tatlı kaşığı biber salçası
    1 tatlı kaşığı kuru kekik
    1 çay kaşığı tuz
    1 çay kaşığı toz kırmızı biber
    1 tutam karabiber

    -yukarıda bahsettiğim gibi,külbastı alırken mutlaka kasabınıza inceltmesini söyleyin ki evde uğraşmak durumunda kalmayın.
    -derin bir kap içerisine soğan ve sarımsağı rendeleyin,zeytinyağ,tuz,baharatlar,nar ekşisi ve salçayı ekleyip iyice karıştırın.
    -dövülmüş et parçalarını bu karışımın içerisine alın ve et parçalarını iyice sosa bulayın.
    -tüm parçalar iyice soslandıktan sonra, etlerin bulunduğu kabı streç film ile iyice sarın ve buzdolabına kaldırıp 1 gece dinlendirin. ( bu tarifi hazırlamak gerçekten çok kolay,tek yapmanız gereken bir gece önceden soslayıp hazırda bulundurmak.haberli misafir için son derece ideal bir tarif.)
    -1 gece dinlenen etleri dolaptan çıkartın.
    -etleri pişireceğiniz tavayı ocağa alın ve 1 çorba kaşığı kadar sıvı yağ ekleyip ısıtın.
    -ben bu işlem için emsan griss panda tava kullandım.
    -tavanın yanmaz,yapışmaz özelliğinin yanı sıra,ön kısmındaki tasarımı sayesinde,pişen etleri ön kısma alıp,fazla yağını bırakmasını sağlamak mümkün.
    -böylece istemediğiniz fazla yağlardan en başından korunmuş oluyorsunuz.

    uyandırıcı etkisi klinik deneylerle kanıtlanmıştır. (üstelik 200 yıl da sürmüyor)

  • e, evet?
    gezi'de yaptırmadınız da, "sandıkta yapın" dediniz ya lan?

    ayrıca, sandıkta da yapmayacaksak, nerde yapıcaz? ona da siz mi yer göstereceksiniz? sokakta yapma, sandıkta yapma, nerde yapiyim be yeter lan!

  • çok yakın bir geçmişte, kuzenimi eşi ile birlikte, eviyle kaza yaptığı mesafe arası bir km olmayan bir kazada kemerlerini takmalarına rağmen kaybettik. geriye iki evladı annesiz babasız kaldı. ne saçmalıyorsun sen, trollüğün de bi edebi adabı var. trollük ile üç beş fav kasıcam diye yapmadığınız şaklabanlık kalmadı, sözlüğün içinden geçtiniz, bsg artık ya.

  • üç arkadaşım bozcaada'da, ıssız sandıkları bir koyda denemişler bunu. tabi sonrasında tepelerde bir izdiham, insan seli, kalabalık falan derken kızlar üstlerini giyene kadar adanın o tarafı 28 cm daha denize gömülmüş.

  • başlık: kız arkadaşım bana seni milli

    1. yapmaya hazırım dedi ne demek istedi anlamadım ben zaten paf takımda oynuyorum acaba tanıdıklarımı var beni a takımamı çıkarıcak abdullah avcıyı felanmı tanıyo anlamadımki ne demek istedi ?

    2. kadroda sana da şans verecekmiş.

  • elektrikli araçların emisyona yol açmadığı iddiası teoride doğru olmakla beraber pratikte o kadar da doğru olmayabilir. mamafih, kullandıkları elektriğin üretim şekline bağlı olarak bu iddia ya doğrulanabilir, ya da yalanlansa dahi konvansiyonel motorlardan daha az emisyona sebep oldukları şeklinde yorumlanabilir.

    1) kullandıkları elektrik eğer rüzgar, güneş gibi yenilenebilir elektrik kaynaklarından karşılanıyorsa bu söylem doğrudur. bu araçlar sıfır emisyonla çalışırlar.

    2) eğer kullandıkları elektrik standart doğalgaz çevrim santrallerinden veya nükleer santrallerden karşılanıyorsa da, içten yanmalı motor ya da gaz türbinli motorlardan daha az emisyona sebep oldukları öne sürülebilir. bunun nedeni, bu şekilde üretilen elektriğin kullanıldığı durumda dahi, elektrik santralleri hep en yüksek verimi sunan devir bandında çalıştıkları için daha geniş bir devir bandında operasyonel olarak çalışmak zorunda kalan içten yanmalı motorlara nazaran kullanılacak enerjiyi daha yüksek termal verimle üretmeleridir.

    ileri düzeyde optimize edilmiş bir kombine doğalgaz çevrim santralinde termal verim %60'ın üzerine çıkabilirken, herhangi bir içten yanmalı motorun verimi dizel motorda bile %50'yi zar zor geçebilir. bu da elektriğin üretim şeklinden bağımsız olarak, elektrikli araçları daha çevreci yapacaktır. bu konuyu otomobil özelinde daha önce incelemiştim.

    lilium jet firması ise olaya çok daha farklı bir yaklaşım getirerek, elektrikli hava taksi yapmak üzerine bir misyon ile yola çıkmış görünüyor. 4 sene önce tum'da okuyan doktora öğrencileri tarafından kurulmuş olan bir şirketin günümüzde 100 milyon dolarlık bütçeye ulaşması türkiye'den bakınca imkansız görünmesine rağmen, almanya gibi bir ülke için hiç de şaşırtıcı değil.

    şehir içi ulaşım ağı için yaratılan yollar, buna sebep olan trafik ve hava kirliliğini düşürmek ve insanları taksiden daha ucuza ve daha hızlı şekilde seyahat edebilir hale getirmenin kuşkusuz teknoloji deyince aklına savunma sanayinden başka bir şey gelmeyen bir ülkede çok da ciddi bir anlamı olmayabiliyor.

    araç aerodinamik olarak vtol* yani dikey iniş/kalkış yapabilecek şekilde kanat arkası flaplere entegre edilmiş ve elektrikle sürülen 36 tane elektrik motoruyla donatılmış bir şekilde tasarlanmış. seyir modundayken, gereken taşıma kuvvetinin yarısı kanatlarla diğer yarısı ise motorlardan elde edilen itkiyle sağlanırken, tırmanma ve/veya iniş modunda ise flapler dikey açı haline getirilerek vtol özelliği kazanmasına yardımcı oluyor.

    5 kişilik yolcu taşıma kapasitesi ile 300 km maksimum menzile ulaşan aracın vtol özelliğine sahip olması özellikle istenen hemen her yere iniş kalkış yapabilmesi nedeniyle olmazsa olmaz bir özelliktir.

    elektrikli hava araçlarının tasarımındaki en zorlayıcı nokta ise enerji yoğun bataryaların geliştirilmesinde yaşanan temel sıkıntılardır. burada iki temel sorun vardır.

    1) öncelikle enerji yoğunluğu düşük batarya daha çok ağırlık demektir ve ağır bir tasarım ise daha yüksek bir taşıma kuvvetine ihtiyaç duyarak daha fazla enerji gerektirecek ve faydalı yük/toplam yük oranının düşmesine yol açacaktır.

    2) enerji yoğunluğu arttıkça bataryalardan geçecek akım da artacağından dolayı bataryalarda aşırı ısınma sorunlarıyla karşılaşılacaktır. bu sorunu aşmak içinse, ya yüksek sıcaklığa dayanımı olan malzemelerin geliştirilmesine çalışılarak ya da bataryaların soğutma sistemlerini geliştirmek üzerine çalışılacaktır.

    aslında bu konuya uzak birisi bile bugün bu sorunu akıllı telefonlarının şarj süresi üzerinden yaşamaktadır. telefonların çok uzun sürede şarj olmasından birçok kullanıcı şikayet etmektedir. şarj aletinin üzerindeki yazıları okursanız, orada çıkış akımını gösteren bir değer bulursunuz. daha yüksek çıkış akımına sahip bir şarj aleti kullanırsanız, telefonunuzun daha çok ısındığını ama daha kısa sürede şarj olduğunu görürsünüz. bu durum başta hoşunuza gidebilir ama birkaç haftaya kalmaz şarjınızın daha çabuk bittiğini fark edince iyice canınızı sıkabilir. bunun nedeni üzerinden daha yüksek akım geçmesi sonucu daha çabuk ısınan bataryanın ömrünün azalmasıdır.

    elektrikli araçlarda da aynı şekilde benzer sorunlar farklı sistemlerde yaşanmaktadır. bugün elektrikli hava araçlarının önündeki en önemli engel olarak enerji yoğun batarya üretiminde karşılaşılan sorunlar görülmesi ile telefonların şarj olma süresinin fazla uzun olmasının temelinde aynı gerçek yatmaktadır. hatta küçük hacimli aşırı beslemeli motorların yaşadığı sorunlarda hemen hemen aynıdır.

    küçük hacimli bir sistemden daha çok enerji elde etmeye çalışmak her zaman için soğutma sorunlarını da beraberinde getirecektir ve bize buna söyleyen termodinamiğin kurallarıdır. bu nedenle, insanların daha rahat bir hayat yaşaması için gösterilen bütün çabalar özelinde bu kuralların içindeyken nasıl bir gelişim mümkün olabilir sorusu içinde gösterilebilir.

    lilium jet firması ise, sahip olduğu vizyonla evinizden havaalanına ulaşımınızı taksiden ucuza ve çok daha kısa sürede mümkün kılmaya çalışarak hayatınızı kolaylaştırmanın yollarını bulmaya çalışmaktadır. kuşkusuz bu startup başarılı olur da bunu hayata geçirirse, sistemi iyileştirmek için çok daha fazla yatırım yapılmasının önü daha büyük bir yatırım ivmesiyle açılacaktır.