hesabın var mı? giriş yap

  • teşhisi koyana "tutma o zaman bana mı tutuyorsun ?" karşılığını vereceğim var olmayan hastalık.

    hem sen bunu nefsini terbiye etmek için yapmıyor musun abi ? aç kalmak için değil açı anlamak için yapmıyor musun ? e o açların önünde her gün milyonlar tıkınıyor, sen daha 2 yudum su içen adama katlanamıyorsun ama ?

    bu ne perhiz bu ne lahana turşusu ?

    otobüste su içmezse ölecek ateist hastalığı yoktur, orucunu bireysel olarak tutamayan, orucun amacını kavrayamamış insan hastalığı vardır. geçen sene sokakta su içti diye iki kızın dayak yemesi bu hastalığa bir örnektir.

  • ulan şaka gibi. türkiye'nin en büyük adamı olacan, 2 buçuk dakika kafede cuara içenlere ceza yazdırmak için zabıta bekleyecen.

    gerekli işlem yapılsın de geç. işine bak, nereye gideceksen git dayı.

  • genelde mükemmelliyetçidirler. bir olayı on çeşit yerden yorumlayabilirler. on çeşit yerden çıkan olaylar hakkında on çeşit senaryo üretip o on çeşit senaryoya karşı on çeşit çözüm oluştururlar. böylelikle her şeye hazırlıklı olurlar, hiçbir şey onlar için şans değildir.

  • henüz doğmadı, doğduysa da az sayıda doğdu ya da bizim eve henüz uğramadı. ben de istemez miydim böyle bir insan olayım. sabah ekmek almaya gitmek zulüm gibi bir şey. ama biliyorum var bir yerlerde bu tip insanlar, özlemle beklenen cinsten.

    bunu yapan insan alnından öpülesi bir insandır. böyle efendi efendi gidiyor, iki tane taze ata ekmeği alıp geliyor, hayal gibi. yıllardır bunun sorununu yaşamadan ağız tadıyla bir kahvaltı edemedik arkadaş. bak küçük erkek kardeşe verilen ekmek alma görevi denilmiş, kayıtlara bile geçmiş. sen daha neyin isyanındasın? bende var bir tane bu küçük erkek kardeşten. baya küçükken iyiydi bu, sessiz sedasız gidiyordu. ergen oldu eşitlikten ve haklarından bahsetmeye başladı. o gün bu gündür de pazar sabahlarına; ekmek almaya sen git, yok ben gitmem, hep ben gidiyorum, en son ben gitmiştim gibi kavgalarımız eşlik eder oldu. şimdi bir de çakallığa başladı iyiden iyiye, önceden kalkıyordu en azından kavga mavga bir şekilde biri gidiyordu. bizimki zamanla sabah ekmeği alındıktan sonra uyanan küçük kardeşe evrildi.

    gelmiş geçmiş en süper kahraman sabah ekmek almaya arıza çıkarmadan giden kahramandır; breadman.

  • "van gölüne gitmişem, canavarı görmüşem, canavarı görünce lo, korkudan altıma etmişem"... işte kültür bu. saf, temiz, halkın içinden açan bir çiçek gibi... yıllar önce trabzonspor kafilesinin van deplasmanında karşılaştığı vanlı küçük bir evladımızın trabzonsporlu futbolculara söylediği, van gölü canavarıyla ilgili bir türküydü bu. televole'de izlemiştim. tüm trabzonsporlu oyuncular pek gülmüştü bu türküye. en çok gülen de ünal karaman'dı. kara boğa ünal, çocuğu "hay yaşa aslan parçası" diyerek öpüp tebrik etmişti. bu sevgi dalgası, tezahürat kültürümüzde pek görünmese de yine de bu açıdan yaratıcı insanlarız. peki ya abd'li yiğidolar? onlar da yaratıcı mı? açıkçası genelleme yapamam ama ponpon kızlar özelinde böyle bir yaratıcılığın olmadığını söyleyebilirim.

    yıllar yılı nice abd muvisinde, dizisinde gördüğüm bir takıntı türüdür ponpon kızların harfli tezahürat takıntısı. anladığım kadarıyla abd kolejlerinde okul takımlarını destekleyen amigo kızlar için harf istemenin yeri büyük. bunlar hem harf istiyor hem paso harf heceleyip milletten destek bekliyor. kendimizden örnek verelim:

    "şimdi bana bir e ver. şimdi de bir k ve bir ş. bir de i... ekşi-ekşi-ekşi huuuuuu"

    neyi huuuuu lan neyi huuuuuu? on bin yıl oldu hala tek tek harfleri hecelemekten başka tezahüratınız yok. yok "bana bir d ver, bir de yanına e koy, şimdi bir de t" bilmem ne derken insan kafayı yiyecek gibi oluyor. abd'li yiğidolar nasıl dayanıyor bu zulme anlamıyorum. hadi biz "şimdi bana bir o ver, yanına da bir r koy" falan derken "acaba ne çıkacak lan?" diye bekliyoruz. peki abd kolejlerinde okuyan canolar zaten bilmiyor mu o tek tek sayılan harflerin ne çıkacağını? kendi takımlarının ya da vilayetlerinin, memleketlerinin adı çıkacak işte... belli bir şey. "bana bir t vermeni isttiyorum. harika... ve şimdi sanırım bir de i vermelisin" falan derken seyircilerin "anladık lan anladık... ohio tigers işte" diyerek tepki vermelerini bekliyorum, ama vermiyorlar. vermiyorlar arkadaş inanılır gibi değil, vermiyorlar. abd kolejlerindeki bu tezahürat sorunu çözülmeden, orada okumam kardeşim. ha zaten liseyi falan bitireli beş bin yıl oldu, gitsem de almazlar muhtemelen ama olsun tepkimizi koyalım.