ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
trigliserid
-
bunun risk sınırı 500 müş ben bu sabah 940 bastım. lan yetmiş kilo adamım kanım yağ deposu çıktı amk, iyi ki soğuklarda donup kalmamışım lan margarin gibi.
18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı
-
fenerlilere harbiden üzülüyorum lan. adamlar en çok hangi senaryoda üzülecekse o şekilde yeniliyor her zaman
nejat işler'li yıldız tilbe klibi
çanakkale savaşı'nı evliyaların kazandırması
-
hz. muhammed'in içinde bulunduğu uhud savaşında okçular tepeyi terk edince, islam ordusu büyük kayıp vermiş, hz. muhammed'in amcası hz. hamza ve 70 kişi öldürülmüş, hz. muhammed'in dişi kırılmış ve yanağından yaralanmıştır:
"ibn kamîe, hz. peygamber’in yanına kadar sokulup bir kılıç darbesiyle onu yüzünden yaraladı, aldığı darbenin etkisiyle hz. peygamber’in miğferi ikiye bölününce halkaları yüzüne battı. utbe b. ebû vakkas’ın attığı taşla alt dudağı yarıldı ve bir dişi kırıldı. ~
evliyalar çanakkale'de "savaş kazandırırken", islam peygamberinin savaşına katılmamış.
dış hatlara gidip sıradaki uçağa bilet almak
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık : az önce minibüsteydim
arkadan bi kadın "şu parayı alırmısınız" dedi. aldım parayı cebime koydum, ne kadar iyi insanlar var bu dünyada
deniz gezmiş bugün yaşasaydı reklam şirketi olurdu
-
"...birçok kurum, aydın ve duyarlı insan idamın engellenmesi için imza kampanyaları düzenlediler, dilekçeler verdiler. dönemin başbakanı nihat erim, ‘pişman olduklarını söylesinler, kararı tekrar düşünelim’ dedi.
bunun üzerine deniz beni cezaevine çağırdı ve şöyle dedi: ‘biz suç işlemedik ki pişman olalım. bugün dışarda olsak yine aynı eylemleri yapardık. ne siz, ne de ailemiz bizim hakkımızda böyle bir dilekçe vermeyin’ dedi. biz de pişmanlık konusunda hiçbir girişimde bulunmadık. artık herkes idamı bekliyordu. ben ve diğer avukat arkadaşlarım evimizde elbiselerimizi çıkarmadan bekliyorduk. 6 mayıs gecesi kapımız çalındı. sivil bir görevli ankara savcısı fazıl bey’in bizi çağırdığını söyledi. kapının önünde duran resmi plakalı bir araçla ankara merkez kapalı cezaevi’ne doğru yol almaya başladık. kentin elektrikleri kesilmiş, her 20 metrede bir asker dizilmişti sokaklara. cezaevi avlusunda onlarca askerle birlikte cellatlar dahil toplam 7 sivil 3 gencin idamını izleyeceklerdi. o anı anlatabilmek için büyük bir sanatçı olmak isterdim, yaşadıklarımız gerçekten tarif edilmezdi. önce deniz çıktı sehpaya, ipi boynuna geçirmek istedi ancak başaramadı. son sözlerinden sonra sandalyeyi tekmelemek istedi. sandalye kendi etrafında 3 defa döndü ancak devrilmedi. cellat ayağının altından çekti sandalyeyi. ancak deniz’in ayakları masaya değiyordu. savcının ‘masayı da çek’ diye bağırmasıyla cellat masayı da çekti. deniz birkaç kez çırpındıktan sonra ipte ağır ağır dönmeye başladı. uzun süre nabzının atmamasını bekledik. ardından yusuf’u ve sonra da hüseyin’i getirdiler..."
http://www.gunaydinaliaga.com/…ws_print.php?id=2254
evet, doğrudur. deniz gezmiş yaşasaydı reklam şirketi olurdu. kendi ipini çeken, taburesini deviren adam basbayağı reklam yapıyordu çünkü. yirmi sene sonra kuracağı şirketin ilk temelini atıyordu. bu kadar basit bakış açıları. seviye bu derece düştü. adam boynuna geçen ilmiği göze almış, "pişmanım" kelimesiyle hayata dönmeyi elinin tersiyle itmiş sen hala reklam kokan hareketlerdesin ne diyeyim. ilkokul üç seviyesi bile sevimli bir şeye dönüştü yanıbaşınızda artık. cevap vermek zulüm olmaya başladı, bu basit düzeneğe konuşmak, sesin duvardan dönüşünü izlemek çok ama çok acı vermeye başladı...
---68'liler advertisement kuşağı sona erdi. beyaz show olanca hızıyla devam ediyor---
10 temmuz 2014 beşiktaş'ta satırlı saldırı
-
(bkz: döner bıçaklarıyla dalmak)
e tabii adamlar müslüman, oruç tutuyorlar. sonuna kadar haklılar.
gerekirse roket atarlarla hatta nükleer bombayla bile dalmaya hakları var.
neden? çünkü oruç tutuyorlar.
çünkü müslümanlar.
yeni başbakanın meymune isimli kızının olması
-
arap hayranlığındandır. bu yaşıma kadar hiç duymadığım bir isim. çocuğuna mary jane ismini koymak kadar özenti bir seçimdir.