hesabın var mı? giriş yap

  • böyle açıklamalara sinir oluyorum çünkü satır aralarında bu şekilde ölmüş veya yaralanmış herkesi suçlamış oluyorlar.

    siz beş hafta önce "korunmadığınız" için değil, aracınız sağlam olduğu için kurtuldunuz.

  • ayni halkin anadolu comarlari diye tabir edilen kesimi ile ayni hissiyatta oldugunu ama yine ayni kesim tarafindan linc edilecegini gosterir.

    burada comar partisine oy veren ve "ulkemden utaniyorum" diyen kisileri linc eden kesime ab ulkelerinden birinin vatandasligini verseniz bir dakika burada durmaz. gecmise donup kendisine avrupali olarak dogmus olma sansi verilse kesinlikle turk degil avrupali olur, bir saniye dusunmez. ustune ustelik orada, burada mutemadiyen oy verdigi sag degil sol yani sosyal demokrat partilere oy verecektir. bu kadar da karaktersiz bir kitledir. sonra onlarin istedigini acikca dile getiren bu kadincagiz gibi insanlari bir dakika beklemeden gomerler.

    turk halki asagilik komplekslidir; turk halki omru boyunca avrupaliya ozenir, burada milliyetcilik kasar, elde tespih, ecdadimiz der, ama bariz turk olmayan avrupaliya benzeyen sapsari ve renkli gozlu cocuklari veya torunlari, akrabalari olunca ove ove bitiremez; ne o oyle kapkara cocuklar, sari olsun der. aslinda bu gibi olaylarda kendinden igrendigi ama kendini yuceltmekten de geri kalmadigi gercegini onumuze sunarak kendini ele verir.

    anadolu comarlari ulkesini o kadar sever ki avrupa birligi ulkelerinde yasar, asla donmeyi dusunmez, orada sosyal demokrat partilere oy verir; burada ise comar partisine oy verir. ecdad, turkluk, ummet muhabbeti yapar ama asla turkiye'ye donmeyi aklindan gecirmez. gavur diyarinin keyfini cikarip orayi methetmekten de geri kalmaz.

    burada yenilen bu gibi haltlardan, sovenist hareketlerden tiksinen kesimi (konu basliginda gecen kisi gibi) ise vatan haini ilan eder, dislamaya calisir. halbuki ikisi de ayni seyi istiyor, biri sadece durustce dile getiriyor, oburunun gotu basi oynuyor.

    tek kelimeyle igrenc bir milletiz, eskiden boyle miydik bilmiyorum da 10 yili askin suredir bu haldeyiz. tedavisi de yok gibi gozukuyor.

  • yerinde bulduğum karar. bazı veliler işi o kadar abartıyor ki kişi başı fahiş ücretler toplanıyor sonrasında maddi değeri çok yüksek abartılı hediyeler alınıyor. ve işin en kötü yanı bu bi yarışa dönüşüyor. öğretmenler günü bu değil, böyle olmamalı.

  • springsteen’ den biraz da the river ı andıran nefis bir öykü.

    “eğer işiniz birdenbire ortadan kaybolursa ne olur. 20 yılda kendinize iyi kötü bir hayat kurmuşken 45 ine ya da 50 yaşına geldiğinde birdenbire edindiğin tüm ustalığınız, tüm beceriniz artık para etmezse...” demiş patron.

    uyku tutmayan bir gecede kitaplığından rastgele bir kitap çeker springsteen: a journey to nowhere. dale maharidge in yazıp michael williamson ın fotoğraflandırdığı kitabı bir oturuşta okur. kuzeydoğu ohio da demir çelik endüstrisinin çöküşüyle birdenbire işsiz kalan insanların manzaralarından youngstown doğmuştur.

    i come home from 'nam worked my way to scarfer
    a job that'd suit the devil as well
    taconite, coke and limestone
    fed my children and made my pay

    yüksek fırınlarda çalışmak şeytana yakışan bir iştir ama o iş besler aileyi. o işi yapmaktan daha cehennemi tek şey ise artık o işin olmamasıdır.

    my sweet jenny i’m sinking down
    here darling in youngstown

    dizelerinde bahsi geçen jenny nin bir insan değil de bir baca olduğunu anlamak atilla atalay ın fabriga sını okuyanlar için ya da sektörle ilgisi olanlar için zor değildir elbet. jeanette adı verilmiş bir bacaya seslenmektedir şarkıdaki karakter.

    he said, "them big boys did what hitler couldn't do"

    dizesi ise campbell works şirketinin tüm bacalarının dinamitlenerek yerle bir edildiği, 5000 kişinin işsiz kaldığı ve “kara pazartesi” olarak anılan güne bir göndermedir.

    shoreline amphitheater daki bir yardım konserine davet eder springsteen maharidge ve williamson ı. ilk karşılaşmalarıdır. springsteen “a journey to nowhere” in bazı bölümlerinin haklarını satın almak istediğini söyler 1990 da “and their children after them” ile pulitzer kazanmış ikiliye.

    “para asla konuşulmadı” demiş maharidge; “bence ilhamın telifi olmaz. bir yazar için bruce springsteen gibi birisinin sizin eserinizi alıp başka birşey haline getirmesinden daha büyük bir kompliman olamaz.” 1 dolar karşılığı kitabın tüm hakları springsteen inindir.

    kitaptaki 50 sayfayı springsteen in 4 kıtada anlattığı şarkıyı ilk kez bir canlı performansta dinledikten sonra söyledikleri ise şöyle maharidge in:

    “çığlık çığlığaydım. o’nun youngstown ın ruhundaki gurur ve yaralanmışlığı birkaç sözcükte tam onikiden yakalayışı hayrete düşürüyor.”

    belki de neden ve nasıl patron sıfatını hakettiğini bir kez daha gözümüze sokuyor springsteen. bugün youngstown işsiz ve evsizlerin sayısının çalışan insanlardan daha fazla olduğu bir ohio kasabası imiş. en büyük istihdam kaynağının tutukevleri olduğu; eski maden işçilerinin, eski maden işçilerinin gardiyanı olduğu bir yer. sesi olmayan insanların öyküsü anlattığı öykü. sesleri yok çünkü springsteen anlatmadıkça farkında değiliz onların. belki bir gazetedeki bir haberde görürüz ve aklımızda sadece istatistiklere bir katkı olarak kalırlar. ama onların da hikayeleri vardır bizim hiç bilmediğimiz. işte patron bize o öyküyü anlatır ve onlar gibi sesleri olmayan pek çok insan olduğunu fark ederiz birdenbire.

    harika bir ağıttır youngstown, hem youngstown ı hem de patrona dair bir şeyleri anlatan.

    “özel bir şey yapmaya çalışmadım. sadece olanlar hakkında konuşuyorum. etrafa bakınıp gözlerimin bana söylediklerini dinlerim. benim derdim inandırıcı karakterlerle bir yere varabilen iyi bir öykü anlatmaktır. bir şeyler ima etmesini umduğum öyküler. insanlara bir şey söyleyemem, bir şeyleri göstermeye çalışırım.”

  • "açıklamada fotoğrafın kendisine ait olduğunu belirtmemiş" diyor bazıları, ya afedersiniz siz instagramınıza bir fotoğraf koyduğunuzda kendinize ait olduğunu belirtiyor musunuz? yapıyorsanız allah aşkına bana linkleri verin, instagram kullanmıyorum ama sizi takip edip gülmek için açacağım. bal gibi kendisi zannedilsin diye koymuş işte.

  • daha ilk sahneden sonunu tahmin edebilmiştim, o kadar da abartmaya gerek yok...

    şaka lan şaka, film bittikten sonra bile anlamadım ne olduğunu da oturdum bi' defa daha izledim. evet.

  • son zamanlarda çıkar için yaptığı iktidar yalakalığı tüm ömrünü silip atar mı ki....? bilemedim...

    ama casinolarda 10 yılda tanımadığım ünlü kalmadı. tüm ünlülerin, şarkıcıların, artistlerin 'herkes bana bakıyor mu acaba' tripleri ya da 'daha çok ilgi istiyorum' kaprisleri varken bu adamın sıfır kompleksi, olağanüstü alçak gönüllülüğü, herkese gülümseyerek yaklaşma çabası, sıradanlığıyla her zaman yeri benim için ayrıydı.
    adam sanki casinoya tatile eğlenceye gelmemiş de ramazanda aş evine bi tabldot doldurmaya gelmiş gibi minnettar ve alçak gönüllü olurdu hep. kesme kristaller içindeki 60 yıllık scotchların beğenilmediği yerde, demli bir çay için defalarca teşekkür ederdi.

    kolları dört bir yanı saran, kendinden olmayanı ekmeğe muhtaç bırakan iktidar seni de kirletti ya ne diyelim...

    kimse kusursuz değil ki bu dünya'da, huzur içinde uyu...

  • ardından sosyal medyada paylaşılıp kişinin ne kadar elit bir birey olduğunun farkına varılması sağlanacaktır. göstermelik artık her şey.

    levent üzümcü, anlatılan senin hikayendir oyununda bu konuyla ilgili bir şey yaptı, sahne ışığını kapattırıp seyircinin olduğu tarafı açtırdı. seyircilerden birinden telefon rica etti, aldı o telefonu, oturdu sandalyesine ve telefonla bir şeyler yapmaya başladı. yüzünde parlak bi ışık tabii. bakın dedi, benim tarafımdan bakınca aynen bu şekilde görünüyorsunuz.

    şu açıklamayı yaptırmak zorunda mısınız bilmiyorum ki? gelmişsin oyuna, bırak telefonu da tadını çıkar be. illa herkes görecek ama gittiğini, yoksa anlamı kalmaz.