hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • sahaflarda çok sık karşılaşılan korsan kitap türü. pek çok sahaf bunu ayırt edebilecek kadar kitapla haşır neşirdir ama işine geldiğinden korsan olduğunu bildiği halde alır o kitabı ve sonra da korsan olduğunu bilmiyormuş gibi satar.

    bazı sahaflar ise arkasında bandrolü görse de o kitabın korsan olduğunu anlar, ufak bir araştırma ile korsan olduğunu yani o bandrolün o kitaba ait olmadığını teyit eder ve o kitabı satmaz. mesela bursa'da oda kitabevi asla korsan kitap satmaz. korsan satanları da yazarım da o zaman ekşi sözlük siliyor entrylerimi.

    bir de şimdi isim veririm, o korsancılardan biri görür ve bu entryi oda kitabevi yazdırdı falan zanneder, durduk yere adamın da günahını alırlar. adamı severim, sayarım da ama daha bir kere benim için şunu yazar mısın vs. gibi bir isteği olmamıştır benden, hayata dair abuk sabuk istekleri olmuştur da sözlüğe, sosyal medyaya dair hiçbir şey istememiştir hatta yaptığımda da kızmıştır.

    satmayacak bir kitaba ait bir sürü bandrol alırsın bu kadar basacağım diyerek, sonra da gidersin o bandrolleri satacağını bildiğin kitapların korsanını basıp onlara yapıştırırsın. elinde cillop gibi kültür bakanlığından bandrollü korsan kitaplar olur. telefona indireceğiniz basit bir bandrol sorgulama uygulamasıyla her kitabın arkasındaki bandrolü sorgulayıp o bandrolün o kitaba ait olup olmadığını, dolayısıyla kitabın orijinal olup olmadığını tespit edebilirsiniz.

  • şimdi akp'liler harıl harıl arıyordur. bulsunlar ki "bakın bu kaza ilk değil" diyebilsin yetkili ağızlar. ama arkadaşım metro kazası desen belki de, vatandaşına iskele demiri saplanmış bir ülke bulman cidden sıkıntılı.

  • hayatında on kişilik ekip yönetmemiş bebeler, bir kriz anında yetkili kişilerin tamamının isitfa etmesinin onurlu bir davranış olduğunu sanıyor. peki o kriz, sona erene kadar koordinasyon nasıl sağlanacak? kurumsal hafıza ne olacak? en yetkili kişinin yerine tüm kurumu koordine edecek yetkinlikte birini hemen nasıl bulacaksın? yönetim kurulunda sadece huzur hakkı alıp işlerden anlamayan adamlar mı yönetecek şirketi? boş boş, mal mal konuşuyorsunuz. krizin ortasında istifa edip gitmenin onurlu bir davranış olduğunu sanıyorsunuz. eğer krizin sorumlusu sen isen de, tüm yükümlüklerini yerine getirirsin, işi sahipsiz bırakmazsın, çekil dendiğinde çekilirsin ya da çekildiğinde işi yürütebilecek bir ekip olduğundan emin olursun bırakırsın. kriz anında çekilen adam dünyanın en berbat yöneticisidir ya. sen o anda işin başında olmayacaksın da ne zaman olacaksın?

  • "be hey dürzü,
    ne ararsın aşure ile aramda
    sen kimsin ki fasülyeyi sorarsın?
    hakikaten gözün yoksa hamurda
    sütlü tatlıya niye nohut sorarsın?

    nohut, fasülye yiyorsam sana ne.
    yoksa sana bir zararım, yerim.
    ikimiz de gelsek herhangi bir özsüte,
    ben seviyosam aşuremi yer giderim

    tatlı krizinde mümkün müdür seçmek
    yatıp kalkıp aşureye dua et.
    senin gibi dürzülerin yüzünden,
    tatlıdan da soğuyacak bu millet

    tatlı krizindeki hali sakın unutma
    aşureye dil uzatma sebepsiz
    annen yine tatlı yapardı ama
    içinde ne var bilemezdin şerefsiz"

  • nişanlıyım diye cevap verip tepkisini ölçmek istediğim jinekologdur aynı zamanda.

  • başlığı açan kişinin genç, heyecanlı, fıkır fıkır fikir ve merak insanı olduğunu beyinsel aktivitesinin çabaları sonucunda oluşturduğu bu sayfadan anlıyoruz. böyle kişileri severim ve bu kişiyi de kutlarım ki böyle bir başlık açmış. altına da kahveye bu toprak insanlarının 500 yıl önce kavuştuğunu belirterek, kahvenin bilinmediği dönemlerdeki kahve ile ilişkili anılan rengin nasıl ifade edildiğini söylemiş. pek de güzel etmiş. sonrasında bazı kişiler de şöyle veya böyle akıl oyunları sayılabilecek yanıtlar ile mevzuyu süslemişler. eh onlar da pek iyi yapmışlar. ancak gel gelelim konunun maksada eren kısmına değinen çıkmamış. niye? çünkü araştırma kısmı sınıfta kalmış diye düşünüp konuya ilişkin mevzuya ait bilgiyi kısaca sunalım:

    kahvenin osmanlı'ya gelişi en yaygın ve kabul gören kısmıyla; kanuni sultan süleyman (1520–1566) döneminde yemen valisi özdemir paşa vasıtasıyla imparatorluk başkentine geldiğidir. bir başka görüşe göre ise 1555 yılında halepli iki tüccarın taht-ül kale (tahtakale) semtinde açtıkları kahvehane sayesinde osmanlılar kahveyle tanışmıştır. yani kahve ile osmanlının tanışması 16. yüzyıldadır.

    (bkz: http://www.turkkahvesidernegi.org/…-kahve/195/674/0)

    16. yüzyıldan önceki tarihi vesikalar incelendiğinde sözkonusu renge "fındıki" denildiğini görüyoruz. bu kelime köken itibarıyla farsça olup fındık kabuğu rengi demektir.

    (bkz: https://tr.wiktionary.org/wiki/fındıki)

    fındık kabuğu rengi neden kahvenin bilinmesinden sonra sonra değişti? en evvel işte onu bence konuşmak gerekir.

  • kızılay(hilal-i ahmer) kuruluşunda bir olay daha yaşanmıştır.avrupa, yardım kuruluşlarının haç taşıması gerektiğini savunmuş besim ömer paşa ise kendilerinin kültürüne uygun olması için hilalin kullanılması gerektiğini savunmuştur.en sonunda ateşli tartışmalar sonucu kabul ettirmiştir.doğru bildiği yolda ilerleyenlere ve o yolun sonunda karşılığını alanlara ne mutlu...