hesabın var mı? giriş yap

  • 2004 yılından beri bu sözlükte yazıyorum. "sözlüğün kalitesi düştü" yorumları zaman zaman yapılsa da, şimdiye kadar, 12 yıllık süreçte, her dönemde sözlükte kaliteli ve değer katan yazarlar oluğu için bu serzenişlere çok katılmamıştım ve ekşi sözlük'ün kalitesi bozuluyor minvalinde hiç entry girmemiştim. buna gerek görmemiştim.

    yapılan yönetim değişikliğinden sonra sözlükte bir yaklaşım değişimi olduğunu çok rahat hissedebiliyorum. milliyet.com.tr gazeteciliği kafası, yani, daha çok tıklanma, daha çok reklam, daha çok para, para, para, anlayışı çok net şekilde kendini hissettiriyor artık. mesela bu sabah gördüğüm şu şekilde bir sayfayı eski anlayışta sözlükte göremezdiniz:

    http://s12.postimg.org/sgnn5pc0d/21_1.jpg

    eşşek kadar reklam banner'ını oraya koymaya utanırdı eskiden sözlük yönetimi. içeriğin öne çıktığı, para kazanmanın ikinci planda olduğu nispeten iyi günlerdi.

    ya da ne bileyim, 59 saniyelik kıçı kırık bir video için önce anket doldurtulup, sonra da 15 sn'lik reklam izletmezdi kimse size. (videoların asıl kaynaklarından (ç)alıntı olması ayrı bir konu.) eskiden mobileden siteye girdiğinizde tüm ekranı kaplayan banner'larla karşılaşmazdınız mesela. mobil olmayan sitede bile şimdiki mobil siteden daha rahat gezinirdiniz reklam olmadığı için.

    bu da mobilin şu anki hali. s1lth0uette almış ekran görüntüsünü sağ olsun:

    http://i.hizliresim.com/yodjp0.png

    gerçekten anlamıyorum bu davranışı. sözlük sayesinde para kazanmanın binlerce yolu varken neden eşşek kadar banner'ı sayfaya koymuş olabilirler diye düşünüyorum. en kolayı, en az zeka ve emek gerektireni bu olduğu için olabilir mi? yani, mesela ted benzeri ücretli seminerler düzenlenmesi ve sözlükteki ünlü yazarların konuşturulması gibi şeyler. ama tabii düşünmek ve sıkı çalışmak lazım bunun gibi fikirlerin olgunlaşıp uygulanabilmesi için.

    bir örnek daha... eskiden sağ üst tarafta "araştır" diye bir buton vardı. başlıkta geçen ifadeyi google, wikipedia vs. gibi sitelerde kolayca aramanızı sağlardı. çünkü, önemli olan bilgiye hızlı ulaşmaktı değil mi? önce araştır özelliği sadece google'da aramayı sağlayan basit bir buton haline getirildi. 2015 sonlarında ise o google'da arayan buton da pat diye kaldırıldı. maksat: "kullanıcı sözlükten hiç ayrılmasın. google'a, wikipedia'ya falan kaçmasın. kaçacağı varsa da bunu biz kolaylaştırmayalım. hit sayımız artsın. gelsin reklamlar, paracıklar."

    sözlükte yer alan ve değeri paha biçilemeyecek içeriğin kullanıcıları irrite etmeden maddi değere çevrilmesi için binlerce yol varken en kolayını, en az zeka isteyenini seçip eşşek kadar banner'ı oraya koyma eşşekliği de ancak bizim şark kurnazı ortadoğu kafamıza yakışırdı zaten.

    neyse, özetle, dürüm bu.

    edit: adblock'u tabii ki biliyorum. silahının olması ve soyguncudan kendini koruyabiliyor olman önemli değil. soyguncunun var olması problem. (bkz: teşbihte hata olmaz)

    edit 2: adblock ve türevlerinin mobilde kullanımının kastırdığını söyleyen arkadaşlar oldu. ben hiç denemedim bile.

  • yapılan bir araştırmada orta doğu'da yaşayan insanların en az 12.000 yıl önce gelişmiş balıkçılık araçları kullandığı ortaya çıkmıştır. görsel - görsel

    arkaik balıkçılığın incelenmesi, kullanılan malzemelerin bitki lifleri, ahşap gibi doğada kolayca çözülen malzemeler olması nedeni ile oldukça zordur. buna rağmen erken balıkçılık teknolojisinin bugüne kadar oluşturulan en büyük koleksiyonlarından biri olan çalışma kullanılan teknikler hakkında araştırmacıların fikir sahibi olmasını sağlamıştır.

    almanya'daki römisch-germanisches zentralmuseum arkeolojik araştırma enstitüsünden antonella pedergnana liderliğindeki ekip, kuzey israil'deki hula vadisi'ndeki ürdün nehri'nde bulunan 19 kemik balık kancası ve altı tane yivli taş üzerinde çalışmıştır. bulunan yivli taşların ağırlık (kurşun) olarak kullanıldığına inanırlar.

    israil tel hai koleji'nden profesör gonen sharon: "kancalar, boyut, özellik ve yapım becerisi açısından modern kancalara inanılmaz derecede benziyor. ayrıca kancalar, balığın kancadan kaçmasını önlemeyi amaçlayan alt çengel gibi günümüz kancalarında nadiren bulunan özelliklere sahiptir." diyor.

    bu karmaşık yöntemler göçebe yaşam tarzından tarımsal yaşam tarzına geçiş ile ortaya çıkmıştır. bu balık avlama araçlarını kullanan insanlar avcı-toplayıcıydılar ancak tek bir yerde, taş evlerde yaşıyorlardı. diğer kaynaklar tükenebilirken, balıklar çok daha kolay bulunabildiği ve yıl boyunca mevcut olduğu için büyük ölçüde balığa yöneldiler.

    kancalarda büyük bir çeşitlilik vardı, bu da farklı balıklar için farklı aletlere ihtiyaç olduğunu anladıklarını gösteriyordu.

    sharon, "kancalara baktığımızda, birbirine benzeyenlerin olmadığını görüyoruz. her kanca boyut, özellik ve stil bakımından farklı. bu değişkenlik, bu insanların balık davranışlarıyla ilgili sahip oldukları mükemmel bilgilerle açıklanabilir.

    hangi boy ve tür balık için hangi kancanın iyi olduğunu ve her balık türü için hangi özelliklerin en iyi sonucu almak için gerekli olduğunu tam olarak biliyorlardı.

    ayrıca, bölgede bulunan balık kemiklerinden, yakalanan balıkların boyutunun çok küçük balıklar ile 2 metreden uzun dev sazanlar arasında değiştiğini biliyoruz." diyor.

    aletler birçok yönden modern kancalara benzese de, bazı farklılıklar da vardır. "jrd balıkçıları (jordan river dureijat) kancalarda delikler açmak yerine (muhtemelen kemikler yeterince güçlü olmadığı için) oltayı kancaya ve ağırlıklara yivler, çıkıntılar ve karmaşık düğümler gibi çeşitli yöntemler ve hatta tutkal kullanarak bağladılar."

    kancaların kıvrımlarındaki bazı oyuklar ve bitki lifi kalıntıları, balıkçıların yapay yemler kullandıklarını düşündürmektedir.

    sharon "sinek balıkçılığının kullanılması, balık davranışı hakkında tam ve derin bir bilgi birikimine işaret ediyor. bazı balık türlerinin su yüzeyine yakın böceklere saldırarak avlandığını ve sinek taklidi yapan yapay bir yeme saldıracağını bilmelisiniz. yani 13.000 yıl öncesine kadar hula gölü balıkları hakkında bilinmesi gereken her şeyi biliyorlardı.” diyor.

    kaynak

  • arabın yağı fazla bulması olayıdır. ha burdan erdoğan ve adamlarına sesleniyorum bunu dedim diye sakın beni öldürmesinler ha.

  • görünen o ki 20 tl'ye satılsaydı şüphelenilmeyecek sosistir.

    - efenim sosisi 3.50 liraya mal ettik. 4 lira etiket fiyatı olabilir.
    + 20 lira yapın onu siz.
    - ama efendim satış politikamıza aykırı.
    + ekşicileri şüphelendirmeyelim yok yere. 20 lira yapın dedim.

    halbuki sosis fiyatından bağımsız şekilde zararları olan bir gıda.

  • 14. ve 15. yüzyıllarda valois'lar fransa'sını önce plantagenetler, sonra lancaster'lar ingiltere'si ile karşı karşıya getiren savaşlara verilen isim. geleneksel olarak fransa tahtı için bir veraset savaşı şeklinde yorumlanan ve 1337-1433 yıllarıyla sınırlandırılan bu savaşlar, aslında gerek bu yorumu, gerek bu zaman çerçevesini büyük ölçüde aşar. aslında bu savaşlar, birbirinden uzun barış dönemleri ile ayrılan ve sebepleriyle hedefleri bu dönem arasında değişen bir askeri harekat dizisidir.

  • anlamak için uzun uzun test çözmenize gerek olmayan şey.

    kalbimin tek sahibine* eşliğinde duygulanıp tabi tabi* eşliğinde eğleniyorsanız bu zekayla bu yaşa gelebildiğiniz için şükür namazı kılın. bakın ne kadar basit.

    edit: gerçekleri çarpıtmadan söylüyorum ki haftada 3-4 gün uyumadan önce ya da çizim yaparken muhakkak beethoven dinlerim, lil wayne kimdir bilmiyorum bile. karşınızda nasıl bir deha var bilin yani.

  • dizi bugun itibari ile dorduncu sezonuna girdi. 4 senede dunyada bircok degisti. turkiye'de bircok degisti. dizide cok fazla degisti. benim hayatimda bircok sey degisti. her sey degisti. ancak bazi seyler hic degismiyor.

    1- dizi 4 senedir cogunlukla diyalog uzerinden ilerlemis/ilerliyorken, istisnasiz her bolumden sonra ''bu bolumde de hicbir sey olmadi.'' diyenler.

    2- yine her bolumden sonra solugu bu baslikta alip ''ben kitabi okudum, bu bolum kitapta yoktu. ben kitabi okudum. kitabi okudum ama ben. ben kitabi okudum arkadaslar. kesin okudum. normal oyle boyle okumadim.'' diyenler.

    artik umudu da kestim ben. su iki izleyici tipinden kurtulmamiz mumkun degil.

  • akp'nin bir başka atraksiyonu. malum, seçimler yaklaştı, düşman yaratmak, mağdur olmak lazım. ben akp için uğraştım, bütün marjinal(?) örgütleri tek bir bayrak altında topladım, bundan sonra bu bayrağı kullanırlarsa daha çok mağdur olurlar.

    http://imgur.com/kdttdsy

  • tanıdığım kazaklar içinde çamaşır makinesinden kuru çıkan tek örnek 2003'te makineyi ağzına kadar doldurup çalıştırmayı unuttuktan iki saat sonra kapağı açınca karşılaştığım kazaktır. üç kiloya yakın çamaşırı kuru kuru asmaya başladığımı, yarıya gelince bir terslik olduğunu sezdiğimi gizlemeyeceğim. bu paralelde:

    en soğuk su: geçen hafta ketılı çalıştırmayı unutup on yedi dakika başında beklediğim su
    en çok beklenen yemek: yemek sepetinde "siparişi ver" tuşuna basmadan beklediğim pizza ve
    endi varhol: ayşe arman'dır diyebilirim.

  • istanbul'un aksaray semtinden ya da il olan aksaray'dan bahsetmiyoruz... erdoğan'ın ustalık eseri ak saray'dan bahsediyoruz. külliye diye bahsi geçen...

    gürsel tekin'in eylül 2021'de açıkladığı günlük 60.000 tl üzerinden hesap yaptığımızda ortaya çıkandır. 60.000 tl'yi açıklama zamanındaki tek zamanlı elektrik bedeli olan 0.89 tl/kwh'a böldüğümüzde günlük 67.415 kwh (67.4 megavat saat) tüketim olduğu ortaya çıkıyor.

    yıllık hesaplarsak 24.606.475 kwh, 24.606 mwh ya da 24.6 gigavat saat enerji tüketimi var demektir. yani, back to the future'da kullanılan delorean zaman makinesini görsel çalıştırmak ve 2002 seçimi öncesine dönmek için sarayın 18 günlük tüketimi yeterli olacaktır. 1.21 gigawatts!

    bunu haşmetmeablarının kıyağı aylık 210 kwh az zamlı tarifeyi de hesaba katarak hesaplarsak:

    210 kwh x 12 = 2.520kwh
    2520 kwh x 1.37 tl = 3.452 tl

    24.606.475 kwh - 2.520 kwh = 24.603.955 kwh
    24.603.955 kwh x 2.07 tl = 50.930.186 tl

    topladık ne çıktı?
    50.933.638 tl

    halk olarak borcunuz sadece elli milyon dokuz yüz otuz üç bin altı yüz otuz sekiz türk lirasıdır...

    orijinal beyaz saray'ın (the white house) ise yıllık 852.500kwh tüketim yaptığı düşünülüyor. yani bizimkinin 29'da biri kadar. üstelik white house'da güneş panelleri de bulunuyor. obama döneminde yapılan güncelleme ile yılda 19.700 kwh bu panellerden elde ediliyor.

    burası çokomelli:
    ¦ ekrem imamoğlu'nun askıda fatura kampanyası ile ödenen 315.199 doğalgaz ve su faturasının toptam tutarı 47.951.923 tl'dir.

    aile destek paketi için yapılan ve 53.665 tekil ödeme içeren kampanyada ailelere ulaştırılan yardımların toplam tutarı 8.985.250 tl'dir.

    anne - bebek kampanyasında ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan yardım tutarı 6.519.500 tl'dir.

    eğitim destek kampanyasında öğrencilere ulaştırılan toplam yardım tutarı ise 4.859.500 tl'dir...

    ¦ mansur yavaş'ın başlattığı ankara tek yürek kampanyasında ise su, ulaşım, nakdi yardım, iftar paketi, ramazan kolisi gibi yardımların tümünü içeren yardımların toplam tutarı 29.294.121 tl'dir.

    ¦ tunç soyer ile izmir'de yürütülen izmir dayanışması kampanyasında yapılan izmir kart yüklemeleri ve fatura ödemelerinin toplam tutarı 2.315.303 tl'dir.

    kapanış: elektrik zammı protestolarını "çevreci geçiniyor 2.500 mwh elektrik tüketmiş" diye sulandıranları da başlığı altına bekliyoruz. çevreci geçinenlerin, çevre şehircilik ve iklim değişikliği bakanlığı kuranların hesabı burada...