hesabın var mı? giriş yap

  • nasıl yapılmış programının bir bölümünde hazırlanışını göstermişlerdi. bu balığı hazırlamak için 5 sene ustanın yanında çalışarak kazanılan bir ruhsat gerekiyormuş. ama hazırlanırken resmen balığa işkence ediliyor. canlıyken gözleri çıkartılıyor, kesilip biçilirken taze kalması için tam öldürülmüyor. o kadarcık balık eti için değer mi lan? adam gibi öldürüp yapsanıza madem.

    edit : ilk yakalandığında da dişleri kesiliyor.

    (bkz: iğrençsiniz ibneler)

  • dikkatsizlik konusunda master yaptığımdan dolayı ben onu zeytin zannedip löpletirdim.

  • e: çantanı bereni her şeyini aldın di mi? bir şey unutmadın?
    k: yok canım her şey tamam da... bir şey eksik.
    e: ne?
    k: kalbim... sana verdim ya. o eksik.
    e: .... (gülümser)
    k: ahaha nası koydum ama cevap bulamadın di mi. yaa böyle yaparlar adama. romantizmim de vardır benim.
    e: öf ama ya...

  • “çok işkence gördüm, çok çektirdiler hiçbirine yanmam da atatürk rozeti vardı yakamda onu aldılar ona yanarım” diyen ebulfez elçibey nerede 10 kasım tarihini zafer günü ilan eden aliyev nerede.

  • ''gökyüzüne bakan fotoğraflı parti liderlerine sesleniyorum: biz aşağıdayız... ''

  • bu bilimin cikis noktasi, tum eski uygarliklarin (hatta tek tanrili dinlerin) mitlerinin birbiriyle inanilmaz uyumlu olusu, tanrilarin gokcisimleriyle ozdeslestirilmesi, astronomlarin ayni zamanda din adami olmasi ve gokyuzune fazlasiyla onem vermis olmalaridir.
    "bu insanlar astronomiyle bu kadar ilgiliyse, bir zamanlar gokyuzunde bazi siradisi olaylar gerceklesmis olmali", arkeoastronomlarin temel dusuncesidir.

  • günlerden duruşma,
    sen yoksun,
    ben,
    çoktandır beynime hapsettiğim yüreğimle,
    sessiz kalma hakkımı kullanıyorum.
    aşkın, adın, varlığın
    her fırsatta yüreğimi yeniden sorguluyor
    katip hala adını adımla yazıyor
    salon tıkbasa bomboş
    şahit vedat,
    okuldan kalma ezber yeteneği ile
    ifadesini güzel sunuyor.
    beni ilk oturumda haklı çıkartan adalet
    riya ile flört etmekte
    o yüzden o da yok mahkemede
    hakim “karar” diyor.....

    ve katip,
    adını adımla yazmıyor artık!

  • şu donlu gömlekli halimle beni bile sevindirmiş kutlu olay. helal olsun sana coni dep. yediğin ekmek, içtiğin su bal olsun şeker olsun dirhem dirhem et olsun, tereyağlı bal tahinli pekmez dolsun bünyen. helal süt emmiş adammışsın koç yumurtası. inan şu an seni övmeye doyamıyorum coni dep. şu cumartesi sabahında valla duygulandım, billaha duygulandım. vidyodaki yancılara da ayrıca helal olsun. onlar da okulun müdürüyle müdür yardımcısı herhal (hayat bilgisi: müdür yardımcıları müdürlerden her zaman daha kısa, daha tombik ve daha aktiftir). sevap için korsan olmuşlar, gemici olmuşlar.

    ben ilkokuldayken müdür yardımcısı bizi yangın söndürme küreğinin sapıyla döverdi. okulumuza gelen tek ünlü de o zamanki belediye başkanı aytaç durak'tı. hepimize kuru üzümle fındık verip gitti. millete coni dep, bize aytaç durak. ecnebiye keptın sıparov, bize kuru üzüm fındık.

    zalımsın dünya.

  • muhakkak ki başka denize kıyısı illerde de benzer problemler vardır ama istanbul'da artık iyice limitlerinden çıkmış, diğer insanların hafta sonu gezintilerini sabote etmeye başlamış olay. balıkçılığı ya da olta balıkçılığını yasaklayacak değiliz ama bu işin yapılacağı yerlerin artık belirlenmesi şehir için elzem hale gelmiş görünüyor. zira bu hobiye/işe gönül vermiş insanların belli ki şehirde yaşayan diğer insanları önemsediği ve umursadığı yok.

    sahil şeridi olduğu gibi bu arkadaşların işgali altında. yürüyüşe çıksanız ya kafanızın üstünde misina gezecek ya oltanın denize sallanmasını bekleyeceksiniz. banklar ise tamamen bu insanlara ait. olta takımları, kovalar, balıklar için rezerve. olmasa bile balık artıkları ve kokudan zaten kullanmak mümkün değil.

    hani deseniz ki sadece belli yerlerde böyle, oraya değil de başka yere gidelim. ama değil boğaz sahili boydan boya işgal altında. tek bir yürüyüş yolu yok ki balıkçıların istilası altında olmasın da rahat rahat hava alınıp, kafa dinlenilsin. bir de belediyenin çevreciliğe büyük katkısı olan yeni dolgu alanları filan tamamen bu işe bırakılmış gibi.

    bu işin bir şekilde önüne geçilmeli ve avlanma için belli alanlar insanlara gösterilerek yürüyüş yollarının ve boğaz kıyısının herkesin kullanabileceği hale getirilmeli. ha olacak değil ya işte yazıp ümit etmiş olalım.

  • oğlunun otomobil kullanırken levent yüksel dinlemesine sinirlenen baba kasedi alıp camdan aşağı fırlatır ve olaylar gelişir.

    -noldu baba?
    -böyle ibneleri dinlemeyin ulan!(o arada bülent ersoy'un kasedini teybe yerleştirir)
    -??!
    -işte böyle ibneleri dinleyin!
    -2 x ??!

  • ahlak bekçileri gelmeden önce yazayım.
    önce direkt savcılığa yanında güvendiğin bir avukat (mümkünse feminist bir kadın) ile git.
    siteye mesaj at ve dava açacağını söyle. ve davanı da aç ciddi ciddi.
    pezevenklere yer sağlamanın bedelini ödesin ibneler.
    ondan sonra o bilgim yok diyen ibneye de ayrı bir dava aç.
    çok genişlemeden sadece savcılık ve bir avukat ile yaptıkları şantajları bir taraflarına sokarsın onların.

    korkma. ciddiyim korkma.
    burada gelip sana ahlak dersi verecek ibneler geceleri o sitelerde ezik ezik gezen piçler. kim kime ahlak dersi verecekmiş herkes kendine baksın.
    dediğim gibi çok duyurmadan ve korkmadan savcıya git.

    edit: ülkemizde görme engelli insanlarımız için rehber köpek uygulaması için lütfen destek olalım.

  • efsaneye göre, 19. yüzyılın başlarındaki napolyon savaşları sırasında, fransız casusu olduğuna inanılarak asılan maymun. günümüze kadar, hartlepool'lu insanlar "maymun askısı" olarak bilinirler.

    napolyon savaşlarının devam ettiği sıralarda bir fransız gemisini, hartlepool kıyılarında batarken gören bölge halkı, olası bir istiladan endişe duyuyordu. dolayısıyla kıyıda gördükleri fransız gemisinin, düşmana ait bir harp sefinesi olduğundan şüphelendiler. bu kuşkularını gidermek için parçalanmış geminin yanına gittiklerinde enkazın arasında, hayatta kalan tak canlı olan ve askeri tarzda üniforma giymiş bir maymun bulurlar.

    hartlepool, coğrafi olarak fransa'dan oldukça uzak bir yerde ve o zamanlar halkın çoğu bir fransızla hiç tanışmamış, hatta görmemişti. zamanın bazı satirik karikatürleri, fransızları kuyrukları ve pençeleri olan maymun benzeri yaratıklar olarak resmetti. belki de bu yüzden yerel halk, askeri bir üniforma içinde gördüğü maymunu bir fransız casusu olarak düşünmüş olabilir. günümüz şartlarında düşününce absürt bir durum gibi gelebilir; ancak modern zamanda bile akla uygun olmayan durumlarla karşılaşabiliyoruz.

    maymun, casusluktan dolayı suçlu olup olmadığını belirlemek için mahkemeye çıkarıldı; ancak dava süresince sorulan hiçbir soruya yanıt veremeyen! hayvan suçlu bulundu. sonuç olarak halk, maymunu kasaba meydanına sürükleyerek idam etti.

    peki efsane doğru mu? hartlepool'un iyi halkı gerçekten zavallı savunmasız bir maymunu astı mı?

    belki de hikayenin daha karanlık bir tarafı olabilir - belki de aslında bir "maymun" değil, küçük bir çocuk ya da "powder monkey" (askeri gemilerde barutu depolandığı yerden ağır silahlara taşıyan genç adam ya da ergen yaşlarda çocuk) asmış olabilirler.

    öte yandan eski çağlardan beri söylenegelen bu söylence - hartlepool maymunu (hartlepool monkey) - kasaba sakinleriyle alay etmek için kullanılmaya devam ediliyor. gerçekten de bugün bile yerel rakipler olan darlington ve hartlepool united arasında gerçekleşen futbol maçlarında “maymunu kim astı” (who hung the monkey) sloganı sıklıkla duyulabilir ve birçoğu da bu hikayeyi sever. hatta hartlepool united'ın maskotu "h'angus" adında bir maymundur. bunun dışında yerel rugby takımları, hartlepool rovers, "monkeyhangers" olarak bilinir.

    2002 yerel seçimlerinde başkan adayı stuart drummond, maymun h'angus kostümü giyerek, ne yazık ki tutamadığı bir söz olan “okul çocuklarına bedava muz” seçim sloganını kullanarak kampanya yürüttü. bu başarısız kampanyaya rağmen seçimi kazandığını ve iki dönem daha başkanlık yaptığını da belirtmek isterim.

    gerçek ne olursa olsun, hartlepool ve asılan maymun efsanesi iki yüz yılı aşkın bir süredir varlığını sürdürüyor.

    hartlepool'da şöyle bir heykeli bulunur: https://prnt.sc/98semmrlgysq

    benim en sevdiğim tasvirlerden biri olan ve illüstratör gerhard van wyk'ın şu çalışmasıyla yazımı sonlandırıyorum:

    https://prnt.sc/xdciziceb28l

    https://prnt.sc/f3ifvqsneu_c

    kaynak:

    https://www.bbc.co.uk/…ews/uk-england-tees-40801937

    https://www.historic-uk.com/…the-hartlepool-monkey/