hesabın var mı? giriş yap

  • sevgili ömer;

    ben sana 12 yıl uzak olan bir abin. merak etme kardeşim. bu acın da unutulacak.

    şunu bilmeni istiyorum ki bu karşılaştığın davranış büyüyünce ortadan kalkmayacak. koca koca hanım kızlar ufacık hataların yüzünden en olmadık yerde en olmadık şekilde dirseklerini tutup ''bana ne?'' diyecek. dans etmeyecek. buluşamayacaksın. telefon faturaların artacak. sinirden etrafa çatıp olur olmaz insanları üzeceksin. karşılaştığın bütün bu zorluk, bütün bu çile bir bukle gülüş, iki tutam şampuan kokulu saç ve sıcacık bir sarılmayla geçecek. böyle de ilginç bir yapımız var. bu yapıya bianen hanım kızlarımızın tamamı ama tamamı yaptığın tüm hataları , kendi hatları yüzünden yapmış olmana rağmen yüzüne vuracaklar. bana böyle böyle dedin diyecekler. ama sen ''sen de şöyle yapmıştın'' dediğinde ''eski defterleri açmayalım'' diyecekler. bu yüzden bir tavsiye istersen o sıktığın yumruğu, dilinin ucundaki kötü sözleri söyleme.

    bir de o silgiyi parçalayıp parçalayıp sağa sola atma.

    abin jimmy.

  • bir devlet bahçeli beyanı. ben ikna oldum.

    bu kapsamda türkiyede demokrasi yok ve türkiye laik değil

  • “çok mu ayıp, hala mutluluk istemek? neyse zaten hiç halim yok.”

    teoman beni her yaşımda bir noktadan yakalamayı başardı. gerçek sanatçı olmak böyle bir şey sanırım, bireye her yaşında, her duygusunda, her anında eşlik edebilecek eserler yaratan biri olabilmek.

    her sözüyle beni bir yerden yakalamayı başarmış teoman ‘ın şarkılarında; 23 yaşındaki beni en etkileyen sözü bu sanırım. tabi ki bunun cevabının “saçmalama ayten! elbette ki ayıp değil, tonlarca, kahkahalarca mutluluk senin hakkın.” olduğunu biliyorum.

    ama bazı ruh hallerinin üzerine bazı şarkı sözleri tam oturuyor.

    neyse zaten benim adım ayten değil. mutluluk istemek ise hiç ayıp değil.

  • babadan inşaat sektöründe olan adam, kendi kazandığı parayla istediği saati alır. mühim olan rüşvetle almasın, halkın vergisini hakkını yemesin.

    edit: özel mesajla küfreden bunu kenan sofuoğlu’nun lamborghinisiyle kıyaslayanlar oldu. vekilin lamborghininin vergisini ödemediğini hatırlatalım.

    düzeltme: vekilin derken, kenan sofuoğlu’nun şahsını kast ettim ancak sanki milletvekillerinin vergi ödemediği gibi bir anlam çıkmış. yurt dışından aldığı aracı yabancı olan eşinin üstüne kaydettirip vergiden kaçınmıştır.

  • pkk'lilarin kacirma olaylarinda hep araya girip, bolgeye giderek teroristlerle olayi tatlilikla halleden sevgi kelebegi hdp milletvekillerinin yine bolgeye giderek olayda araci olup isi tatlilikla halletmesini bekledigim vaka-i hayriye.

  • istanbul'da yaşayıp istanbul'u övmek için çok çok az sebep vardır. o övenler de toplu taşıma kullanmayan, arabasını park etmek için mücadele vermeyen, doğru düzgün fakir fukara, göçmen vs. ile muhatap olmayan, kendine bol vakit ayırıp şehrin güzel yerlerinde hayatın tadını çıkaran insanlardır. yoksa bu kadar kaosun, fakirliğin olduğu, yaşamın ve paranın pul kadar değerli olmadığı, insanların birçok semtte kucak kucağa yaşadığı, ahır damından bozma evlere bir asgarî ücret kira istenen boktan bir şehri kim niçin över?

  • sanırım 2002. dünya kupasında 3.lük gelmişti , bütün ülke psikopat gibi rosalinda, vahşi güzel falan izliyordu, çocuklar "ben pikaçuyum" diye camlardan atlıyordu falan.. güzel, sayko senelerdi.

    tabi kasım ayına kadar.*

  • iki yüzlü sözlük yazarlarının alt tarafı oyuncunun birisinin sözleri diyecekleri açıklama.

    bu adam islama laf etse işte medeniyet bir başka diyerek alkışlayacaklarken islamı savununca kötü olacak.

  • ismini zühtü koyup, sırt üstü yatmayı ögrettim diye bissürü eleştiriye maruz kaldıgım kus modeli. millet konusmayi ogretiyo, naapcak kardesim kus konusupta bakkala gidip ekmek mi alcak? hayvancagız sırt ustu yatmayı ogrendide en azından hayatını ayakta gecirmicek artık.