hesabın var mı? giriş yap

  • sene 2003 lise son. dershaneye gidilmektedir. (dershaneden sürekli kaçılır)
    lise biter öss'ye girilir haliyle barajı bile geçemem. zira ben meslek lisesiyim. okulda gördüğüm dersler radar, denizde haberleşme, yük işlem, gemi manevraları gibi derslerdir.
    (bkz: matematik ne arar la meslek lisesinde)

    tabi aileye mahçup olunur. kırtasiyeden bir matematik (konu anlatımlı) birde geometri (konu anlatımlı) kitap alıp. yazın günde 3 saat kendi kendime ders çalıştım.
    sadece 2 ay (inanmayabilirsin ama evet gerçek) sonunda artık ne geometriden ne de matematikten soru kaçırıyordum.

    2004 haziran geldi. öss ye girildi. 45 mat sorusuna 1'i boş (çok uğraştım yapabilmek için) 44 cevap verildi.
    sınav sonunda 44 mat neti geldi. o yapamayıp boş bıraktığım soru hatalı olduğu gerekçesiyle iptal edildi.

    ama hiçbirşey fark etmedi. sonuçta yine meslek liseliydim. sonuç değişmedi

    tekrar hazırlanıp biyoloji, fizik, kimya çalışıp onları full yapsaydım yine birşey değişmeyecekti. meslek liseli olmak demek üniversite okuyamamak demekti. bu yüzden hazırlanmadım. okumaktan, ders çalışmaktan nefret ettim.

    ne olurdu lan bende üniversite bitirseydim. çok özeniyorum valla. hala üniversite öğrencisi görünce içten içe kıskanıyorum. bende öğrenci evinde yaşanabilecek en dumur olaylar bu başlığa yazsaydım ne olurdu. gerçi yazmadım değil. ama insan kıskanıyor işte. yada ne bileyim böyle olmazdım. kız arkadaşlarım filan olurdu. sizin gibi normal bi insan olurdum.

    insanlar ben matematikten anlamıyorum, kafam almıyor diyince sadece gülüyorum. çalışınca oluyor güzel kardeşim. öyle özel öğretmene, dershaneye filan gerek yok. içinde istek varsa eğer kendi kendine bile başarırsın.

    satırlarıma burda son verirken şunları eklemek isterim; dünyanın en güzel mesleği öğrenciliktir. kıymetini bilin. okuyun. ne olursa olsun okumaktan vazgeçmeyin.

  • 12 aralık 1981-08 ekim 1988 tarihleri arasında hürriyet gazetesi genel yayın yönetmenliğini yürütmüş gazeteci. emeç'in özgeçmişi şu şekilde yazılmış: çetin emeç, 1935 yılında, istanbul'da doğdu. galatasaray lisesi'nin ardından, istanbul üniversitesi hukuk fakültesinden mezun oldu. gazeteciliğe, 1952 yılında babası selim ragıp emeç'in son posta gazetesi'nde başladı. 1972 yılına kadar hayat ve ses dergiler'inde yazı işleri müdürlüğü yaptı. 1972 yılında hürriyet grubuna geçti. hürgün yayınları genel yönetmenliği'ni yaptığı sırada, hürriyet gazetesi genel yayın müdürlüğü görevini üstlenen emeç, 1984 yılında genel yönetmen olarak milliyet'e geçti. 10.04.1986 yılında genel koordinatör olarak hürriyet gazetesi'ne döndü. bu görevden 09.10.1989 yılında genel koordinatörlük görevinden ayrılarak yönetim kurulu üyesi oldu. öldürüldüğü tarihte (7 mart 1990) 38 yıllık gazeteci olan emeç, hürriyet gazetesi yönetim kurulu üyesi ve yazarıydı. çetin emeç evli ve iki çocuk babasıydı.

  • tartışmaktır.
    öyle ya da böyle insanlar sinirliyken verdikleri tepkiler ile size duyduğu sevgi ve saygıyı açığa vuruyorlar. en gözünüzde büyütüp saygı duyduğunuz, değer verdiğiniz insanlar hakkında dahi yanılabiliyorsunuz. tartışma anında kulaktan dolma, saçma sapan, emin olmaya dahi zahmet etmediği konular ile yargılayıp infaza kalkışıyorsa ve hatta yine bu sebeple sizi bile isteye kırıp kaybetmeyi göze alıyorsa zaten kişide hiç bir zaman yer edememişsinizdir.
    eğer ki dinliyor yapıcı davranıyor ve emin olduğu mantıklı sebepler sunup çözüm arıyorsa afiyet olsun olmuş demektir.

  • 2 yıl sonra edit: hiç bir şey bahane sayılmıyor evet. son 1 aydır ben de bu grup içerisindeyim. evet kötü hissediyorum. hayata pause tuşu istiyorum. kişisel meselelerini hallettikten sonra işe devam etmek istiyorum. neyse.
    düzeldim editi: 1 ayın farkını günde 15 saate yakın çıkararak telafı etmeye çalışıyorum. vicdanım rahat aslında, yaptığım işi kötü yapmadım, kişisel ciddi bi kaç problemden dolayı erteledim diyebilirim. memnuniyetsizlikleri de bi kaç güzellik yaparak telafı ettim. iyi bir çalışan oldum sözlük, mutluyum.

    son 6 - 7 aydır istisnasız her gün şu cümleyi kuruyorum. kodugumun memleketinde bir tane mı işini düzgün yapan adam olmaz?

    her gün bir şeylerle karşılaşmak zorundasın. otobüs şoförü mal taşır gibi otobüs kullanır, garson seni sikine takmadan siparişini alır eksik getirir, paketçi evdeki kızlara sulanır taciz eder, klimacı her defasında bir şeyleri yanlış yapmıştır.

    bu böyle uzar gider ve bu memlekette her şey bir yerden boka sarmaya devam eder.

    edit: işini düzgün yapmayan sadece yukarıdaki meslek grupları değil. yanlış anlamak istemiş yine işini iyi yapan çok şeker insanlar. yukarıda yazdıklarım 18 saat içinde yaşanan ufak şeyler. buraya her gün yazacak olsam geçen haftadan itibaren babamı öldürmeye çalışan bir doktor, bir yazilimciya verilen 3 aylık işin 10 günde tamamlanmasını bekleyen iş sahibi ( o da yazılımcı- en iyisi olduğunu iddia edenlerden-), her gün işyerine gelen ve kovulunca çıkarmakla tehdit eden gerizekalı bir mülk sahibi, dönerden kıl çıkınca sizin saçınız yok mu diyip para isteyen bir dönerci, imzasını satmak isteyen bir mühendis eklenebilir. ki bunlar hatırladıklarım.

  • ekrem imamoglu karsisinda ozgur ozel'i guclendirmek cabasidir. imamoglu'ndan o kadar korkuyor ki ona rakip yaratmaya calisiyor.

    sabah gazetesi'nin ozgur ozel'i manset yapmasi, kendisi hakkinda olumlu konusmalar vs devam edecektir muhtemelen. “bizim kaale aldigimiz rakip budur” imaji cizilecektir.

  • 14 katli bir binanın 5. katinda oturuyorduk. uyku halindeyken sanki biri durtmus gibi uyandim ve kardesimin odaya girmesi bir oldu. normalde cok sakin olurum boyle seylerde. yakin zamanda bir suru deprem oldu ama uyandigim andan beri sakin olunmayacak birsey oldugunu anladim. kardesimle saga sola koşup çömelecek yer aradik ama girdigimiz odanin duvarlari düşüyor ya da dolaplar falan düşüyordu. en son cok yuksek bir gurultuyle hem bizim ic duvarlar düşmeye basladi. sesten dolayi apartmanin çöktüğünü düşünüp eğildik koridorda. acikcasi çokta cikabiliriz sanmiyordum ki bir anda durdu. durdugu gibi ince kiyafetlerle kendimizi disari attik.merdivenler moloz yigini icindeydi.
    sokaga ilk inenlerdendik ve muammer aksoy caddesine baktigimda durumun ciddiyetini anladim 3-4 yerde yangin vardi, ve yol boyu pek sağlam bina görünmüyordu. kardesim akillik edip hatlarin gideceğini anlayip annemleri aradi ne görürseniz gorun biz iyiyiz dedi. sonra zaten bir sure iletisim koptu.

    kosarak iskenderunu turladik. akrabalari gezdik. ve malesef dayimlar enkaz altinda.

    ne uyuyabiliyor, ne müdahale edebiliyoruz birşeye.

    istanbuldan gelen afad ekipleri yolunu kaybedip bizim enkaza geldiler. ancak enkazi begendiremedik. sanirim kameralara cok uzakti. biz teknik ekip degiliz size onlari yollayacaz diyip gittiler. tabiki yollamadilar.

    vex isimli köpeğe sahip istanbul ekibi. keske bunca boş zamaninizda en azindan köpeğe gel-git i tam anlamiyla ogretseydiniz.zaten ekibin köpeğe bile talimat yaptiramayisini görünce, bazi şeylerden ümidi kestik.

  • adam 16 yasindaki kizini/kardesini artik herneyse yakinini kaybetmis. aglamakli yari cinnet halinde isyan ediyor.

    16 yasinda yakini adamin en sevdigi belki de. perisan olmus, gelip yuzume anama babama sovse boynumu egerim sesimi cikartamam.

    biri cikmis serefsiz demis,birisi cikmis okuzce demis sizin yuzunuzden demis blabla...

    siz nasil bu kadar kotusunuz? nasil bu kadar duygusuz empati yoksunusunuz?

    lan bu adam oylesine sokak roportajinda mi konusuyor? adamin en sevdigi olmus sapan sacma bir bombali saldirida sucsuz yere birakin bagirip cagirsin onu da cok gorecek kadar haddi nerede buluyosunuz?

    su videoyu izleyip su durumdaki adama serefsiz dedirtebiliyosa bir din bir insana, o din yerin dibine girsin.

    allah varsa hepinizin belasini versin, cennet icin yaptiklariniz cehennemliklerin aklina gelmez.

  • --- spoiler ---

    baba oğul karşılıklı kanepelere uzanıp ellerini başlarında kavuşturmuşlardır.

    - bana yılbaşı hediyesi bisiklet alsana baba.
    - bütün yıl uslu durdun mu bakalım?
    - evet.
    - salak mısın oğlum, paramız olmadığını biliyosun, niye uslu durdun.
    - uslu durmadıydım ki zaten
    - hehehe, bi bok olmaz bizden.
    - koyim bisiklete...

    --- spoiler ---

  • --- spoiler ---

    bir disney+ ve marvel ortaklığı dizisinin daha sonuna geldik. loki, wandavision ve the falcon and the winter soldier’ın ardından üçüncü dizi olarak kendisini phase 4’e konumlandırıyor. peşinen söylemem gereken bir şey var. hikaye anlatıcılığı ve teknik anlamlarda loki dizisi önceki iki mcu dizisinin çok daha ötesinde. özellikle dizisinin görüntü yönetmenliğinden bahsetmeden yazıya başlayamayacağım. autumn durald harika bir iş çıkarmış. sinema perdesinde görmeye alışık olduğumuz kadrajlarla diziyi takip etmek çok keyifliydi. ki durald önümüzdeki sene vizyona girecek black panther: wakanda forever’ın da görüntü yönetmenliğini yapacak.

    dizide izlediğimiz loki, avengers: endgame filminde kahramanlarımız zamanda yolculuk yaptığında kaçma şansı elde eden loki varyantı. bu kaçışın hemen ardından mcu’da time variance authority diye bir kurumsal yapının olduğunun öğreniyoruz. kısaca tva denilen zamanın dışında bulunan bu yapı time-keepers adı verilen üç tanrısal varlık tarafından kuruluyor ve yine bu time-keepers’ın oluşturduğu ve paralel evrenlere izin vermeyen sacred timeline denilen mcu’nun asıl zamansal sürekliliğini koruyor. ana sürekliliği dışına çıkan herkese varyant deniliyor.(mcu’nun devamında bu kelimeyi bolca kullanacağız gibi görünüyor.) tva ajanları olası bir paralel evren ihtimalinde müdahale ederek paralel evrene neden olabilecek zamanda oynamaya hemen müdahale ediyor. buna sebep olan kişide ortadan kaldırılıyor(pruning) time-keepers bu yapı dahilinde sacred timeline’ın nasıl akması gerektiğine karar veriyor.

    bu yapının varlığı elbette mcu’yu kökten etkileyen bir düzen. şu ana kadar dizide izlediğimiz süreçte özgür iradenin çok daha az ve kaderci anlayışın çok daha etkili halde olmuş olduğunu gördük. loki tva’e gittiğinde yapıyı çok daha iyi tanıdık ve en önemlisi tva’in varlığının olası bir yeni multiverse war’u engellediğini öğrendik. sacred timeline’ın oluşmasından önce de çıkan bu savaş bize anlatıldığına göre sayısız evreninin yok olmasına sebep olmuş.

    tva’in yargıcı ve göründüğü kadarıyla yürütmesinin sahibi ravonna renslayer isimli çizgi romanlardan da tanıdığımız bir karakter. dizinin hemen başında karşımıza çıkan mobius’da yine çizgi romanlarda olan ve renslayer ile birlikte tva adına takip edeceğimiz en önemli ajanlardan biri. loki ile tva’in yolu kesiştiğinde mobius’un dikkatini loki çekiyor. loki’nin uzmanlığında faydalanmak istiyor. öğreniyoruz ki tva’i ortadan kaldırmak isteyen bir güç var. bu güç loki varyantlarından biri çıkıyor. mobius’un planı ise loki’ye karşı loki ile savaşmak.

    sylvie isimli bu loki varyantı mcu’da ilk kez gördüğümüz bir konsept’i bize tanıtıyor. karakterlerin farklı evrenlerde ya da zaman çizgilerinde fiziksel olarak tamamen farklı olabilecek versiyonlarının olduğunu bize gösteriyor.

    dizi bu noktadan sonra tva’in arkasında asıl güç kim ? tva gerçekten iyi mi ? sylvie kim ? loki bu süreçte nasıl konumlanıyor ? gibi pek çok soru soruyor. dizi ilerledikçe tva’in göründüğü gibi olmadığını öğreniyoruz. ajanlarının da varyant olduğunu, time-keepers’ın sahte olduğunu, tva’in herkese yalan söylediğini öğreniyoruz. loki ile sylvie’nin ortak çalışmaya başlamasıyla gerçeklerde ortaya dökülmeye başlıyor.

    loki dizisinin genel yapısını çok beğendim. dizinin hikaye anlatıcılığı, karakterlerine yaklaşımı ve aksiyon skalası son derece başarılı hazırlanmış. özellikle diyalog ağırlıklı sahneler belki de dizinin en güzel yanı. loki ile mobius’un karşılık olduğu her sahne diziyi bir üst seviyeye çıkarmış. burada elbette tom hiddleston ve owen wilson’un performanslarını es geçmek mümkün değil. ikilinin kimyası muazzam şekilde uymuş.

    dizi karakter çalışmasını da çok iyi yapmayı başarıyor. loki’nin takip ettiğimiz varyantı new york savaşından hemen sonraki hali. thor: the dark world, thor: ragnarok ve en önemlisi avengers: ınfinity war’u yaşamamış. ama asıl halinin başına gelenleri öğrenince 180 derece değişiyor. bir çok kişi için tartışmalı olsa da bu dizide bambaşka bir yönünü görüyoruz ve sylvie’ye duymaya başladığı aşka tanık oluyoruz. loki gibi bir adamın ancak kendisini bu kadar sevebileceği benim açımdan son derece mantıklıydı. bu tip bir loki yorumlamasını da dizi de takip etmek keyifliydi diye düşünüyorum.

    finale yaklaşırken belki de en güzel bölüm loki’nin yok edilmesiyle gittiği the void bölümüydü. easter-egg cenneti olan bölüm özellikle çizgi roman okuyucusu olan seyirci için bulunmaz bir nimetti. thanos helikopteri, living tribunal heykeli. qeng isimli kule, kurbağa thor ve daha başka sayısız gönderme. loki’nin tarih boyunca silinen bir çok varyantını bu bölümde tanıdık. classic loki, kid loki vb. özellikle classic loki’nin harika olduğunu söylemem lazım.

    dizi en başında beri sonsuz sayıda kang the conqueror göndermesi yaptı. dizi boyunca tva’in arkasında kim olduğu tartışıldı. diziye şöyle bir baktığımıza ilk dikkatimizi çeken ravonna renslayer karakteriydi. çizgi romanlarda kang’in love interest’iydi. time-keepers heykellerinden biri kang’i oynayacak janothan majors’a çok benziyordu. beşinci bölüme gelindiğinde ise qeng binası gözümüzden kaçmadı ama en önemli şey alioth isimli dumandı. artık göndermeden ileriye gidilmiş kang’in mitolojisini önemli öğeleri dizide kullanılmaya başlanmıştı. perdenin arkasındaki adam kang olmalıydı.

    son bölüme geçmeden önce kang’in marvel çizgi romanlarındaki konumundan bahsetmek istiyorum. kang the conqueror, hiç kuşkusuz marvel evrenin en önemli villainlarından biri. gerçek ismi nathaniel richards ve 31. yüzyılda doğuyor. fantastic four’dan tanıdığımız reed richards’in bin yıl sonrasından akrabası olduğu düşünülüyor. elindeki teknoloji ile farklı zamanlara gidip o zamanları fethediyor. ele geçirdiği zamanları ise chronopolis ismini verdiği şehrinde topluyor.

    kang’e dair en güzel şeylerden biri ise farklı zaman çizgilerinde tamamen farklı fiziksel formlarda gözükmesi. marvel evreni boyunca sayısız kang versiyonu ile karşılaştık. ımmortus, rama-tut, scarlet centurion, ıron lad, kid ımmortus, mr. gryhon gibi bir çok kişi kang’in bir versiyonu çıktı. bu şekilde farklı versiyonlarının olması karakterleri farklı şekilde yaratmak ve hikayenin tansiyonu arttırma açısından her zaman kang’e muhteşem bir dinamizm kattı.

    tekrar dizinin son bölümüne gelirsek. loki ve sylvie, the void’da alioth’ı yenince citadel at the end of time kalesi ile karşılaştı. bu noktada tva’in arkasındaki kişinin he who remains olduğunu öğrendik. ki çizgi romanlarda da tva’in kurucusu zamanın sonunda tek başına yaşayan çok yaşlı bir adam olan he who remains’dir. ama marvel cinematic universe’de he who remains’in çok önemli bir değişikliği var. he who remains’de bir kang varyantı. böylece iki konsept dizi için birleştirilmiş oldu.

    mcu görünüşe göre kang’i olabilecek en iyi şekilde uyarlıyor. tva’in varyant konseptini tanıtması benim kang’in farklı versiyonlarının da varyant olarak çıkacağını düşünmeme sebep olmuştu. he who remains’de uzun uzun bunu anlattı. multiversel war’un çoklu evrendeki kang varyantlarının birbiriyle savaşı yüzünden çıktığını ve he who remains’ın belki de bu varyantlar içerisinde en iyisi olduğunu ve savaşı bitirdiğini öğrendik. tva böylece kendisinden çok daha kötü olan kang varyantlarının çoklu evrene dağılmasına engel oluyordu. sylvie’nin he who remains’i öldürmesiyle artık bu mühür kırıldı. sacred timeline dağıldı ve tam manasıyla paralel evrenler serbest kaldı.

    sacred timeline’ın dağılmasıyla marvel cinematic universe’ün sonsuza kadar değiştiğini söylemek mümkün. loki dizisi belki de mcu içerisindeki en önemli ilk 3-4 projeden biri haline geldi. the ınfinity saga’da büyük villain olarak thanos’u izlemiş ana hikaye olarak ınfinity stonelar’ı takip etmiştik. şu an da çoklu evreni takip edeceğiz ve kang’i büyük villain olarak izleyeceğiz.

    işte burada kang’in yukarıda bahsettiğim güzelliği devreye gidiyor. farklı projelerde farklı kang varyantlarını gösterebilirler. hepsi farklı kişilikte olacak ve farklı oyuncular tarafından oynanabilecekler. böylece süreç boyunca karakter asla kendisini tekrar etmeyecek ve sürpriz unsuru devam edecek.

    marvel’ın önümüzdeki dönem takvimine baktığımız zaman what ıf animasyonun doğrudan sacred timeline’ın dağılmasıyla bağlantılı. her ne kadar resmi olarak henüz açıklanmasa da spider-man: no way home yine doğrudan bağlantılı. doctor strange in the multiverse of madness adından da anlaşıldığı üzere çoklu evren konseptinin en fazla çıldıracağı film olacak. ant-man and the wasp: quantumania zaten daha önce kang’in varlığını onaylamıştı.

    mcu yeni dönemine yeni büyük kötüsü ile giriyor. kang the conqueror, avengers’in yüzleştiği en büyük tehditlerden biri. çizgi romanlarda en sevdiği marvel villainlarından biri kang olan benim için ise çok heyecan verici bir yol açıldı. avengers filmi ile thanos’u öğrendiğimizi varsayarsak 7 yıla yayılan bir süreç izlemiştik. ama şu anda marvel’ın yıla düşen proje sayısında inanılmaz bir artış var. bu artış sayesinde kang’i önümüzdeki 2-3 yıl boyunca çok sayıda projede göreceğimizi düşünüyorum. thanos’dan bile daha çok ekran süresi alabilir. sıradaki büyük villain’ın dizide çıkması ise marvel cinematic universe’ün dizileriyle de ne kadar iddialı olduğunun göstergesi.

    --- spoiler ---