hesabın var mı? giriş yap

  • ulan gene gelin buraya yok kobane yok özgürlük yok ana dil deyin de tertemiz yedi ceddinize söveyim.

    namusunuz, şerefiniz, insanlığınız hiçbir şeyiniz yok. hepiniz cehennemliksiniz. öyle görünüyor ki bu tarafta bulmayacaksınız belanızı ama öbür tarafta sizi sımsıcak bir ortam bekliyor.

    adi yaratıklar.

  • ödül törenlerinde konuşma süreleri bellidir, ayrıca ödülünü alırsın konuşmanı öyle yaparsın. ben tamer karadağlı'yı linç etmek istemiyorum, alınan her ödülde dünyayı kurtaracakmışcasına her türlü konuya değinilmesini de saçma buluyorum, ödülünü al istanbul sözleşmesi yaşatır de geç madem ablacım, uzatıp uzatıp sus mu diyorsunuz diye algı yaratma. bu konuşmanın kesilmiş hali ve eğer başıma bir şey gelmeyecekse beni baydı.

  • bvb - madrid macinda sesini mesut ozil'e duyuramayinca, marcel schmelzer'e ''mesut'a daha seri olmasini soyler misin'' demis, naif insan marcel schmelzer de bu istegi yerine getirmistir. kendi oyuncusuna, rakip takimin oyuncusu araciligi ile taktik veren ilk teknik adam olarak da tarihteki yerini almistir.

  • işte komşu ne bilsin, karşıdaki kişiyi insan sanıp veriyorlar.

    bizim ülkede iyilik yaparsın arkandan enayi derler, salak derler, gelip burada veya çeşitli yerlerde dalga geçer laf söylerler.

    yakında iyilik içeren bir tane bile geleneğimiz kalmaz. gelenek dışı da iyilik kalmaz. siz iyi niyetli insanları salak yerine koyarsanız günün sonunda kimseden destek bulamayınca kimin salak olduğunu anlarsınız.

  • hani bir kesim var ya, güdüldükleri adamları çok iyi birer hatip, çok iyi birer konuşmacı olarak betimliyorlar, oysa ki bağırmaktan veya ağlamaktan başka birşey yapmayan adamlar onlar..

    işte o adamlar, rutkay aziz'in altın portakal'da yaptığı konuşmayı, prompter'sız, kağıtsız 10'da biri olacak şekilde yapabilsin, dişimi kırarım..

    içeriğine, goethe'den örneklerine falan hiç girmiyorum bak..

  • darısı bizim ülkemize.

    nüfus planlaması denen şey "çoğalmayalım kalabalık kötüdür" demekten çok daha öte bir şey. sonra her trafik ışığında arabana sopayla vuran suriyeli gelmesin diye dua eder durursun.

    helal sana sarı saçlı çapkın adam.

  • futbol topu sahibi olmak bi mahalledeki zenginlik göstergesi bence budur, o yıllarda yaşayan bi çocuk için .
    he bir de action-man veya barbie bebekleri olanlarda zengin sayılırdı.

  • hic bir askerlik baska askerlige benzemez. her gun hastaneye adam goturup, butun gun hastanede bos beles bekleyen aksam da boluge donup uyuyan da askerlik yapiyor, sabahtan aksama kadar yazihanede sigara cay abur cubur takilan da yapiyor. o hastanede takilan duzenini kurmustu parmakliklardan durumu geliyordu her oglen.

    mesela benim ustalik yaptigim bolukte subay gazinosundan pide siparisi verirdik tabii baglantilarimizi kullanarak. 6 bucuk gibi gider arka kapida bekler pideleri alir yerdik. gazino’yu isleten subayin da isine geliyordu her gun kac pide hazirlatmissa illa bitiyordu. cope giden bir sey olmuyordu.

  • yaş iki, çocuk parkında karınca yuvası inceliyoruz:

    - baba, bu karıncalar nereye gidiyor?
    - yemek bulmaya gidiyorlar canım.
    (karıncalara eğilip parmağıyla ileriyi işaret ederek bağırır)
    - karfur* buradaaaa!