dört
-
hikayeler anlatıldı'daki "üç" ile başlayan yalnızlığın, hüzün ve kederin, sadece 1 saat içinde hissedilen çaresizlikle insanı nasıl umutsuzluğa, yokoluşa götürdüğünü; boşvermiş bünyeyi besleyen acının bu acizlikte aslında tek çare olduğunu anlatan muhteşem dibe vuruş şarkısı.
bu şarkıya takılmayıp sözlerinin insanın üstüne üstüne çökmemesi imkansız..
benim için albümün en iyisi, en vurucusu..
bir şarkıya takılmışsan
üstüne çökmüşse sözleri, yanında hüzün
ruhuna ucundan dokunmuşsa
kararmışsa gün gibi aydınlık yüzün
her telefon çaldığında karşındaki yine bir başkasıysa
ağlamak, beklemekten çok kolay bir parça bile umut kalmadıysa
ah kaybolan el değmemiş ruhundu kir tutmayan
ah kaybolan içindeki çocuktu yeri dolmayan
her gece yattığında aklındaki sevgilin değil bir başkasıysa
ve her şeyi unutup uyumak istiyorsan
sığınmak için seçtiğin yer rüyalarınsa
her aynaya baktığında karşındaki sen değil başkasıysa
ağlamak aldanmak kadar kolay
kendine bile bakacak yüzün kalmadıysa
ah kaybolan el değmemiş ruhundu kir tutmayan
ah kaybolan içindeki çocuktu yeri dolmayan
görmüyor musun? kabuk bağlamıyor kanattığın hiç bir yaran
hiç bir zaman geri dönmüyor kaybettiğin onca insan
saat dört olmuş arıyorsun çaresini hüznün kederin
acıdan başka dermanı yok ki boşvermiş bünyenin
(bkz: copy paste değil alın teri) -
görmüyor musun? kabuk bağlamıyor kanattığın hiç bir yaran
hiç bir zaman geri dönmüyor kaybettiğin onca insan
saat dört olmuş arıyorsun çaresini hüznün kederin
acıdan başka dermanı yok ki boşvermiş bünyenin
bu bölümüyle insanı mıhlayan gripin eseri. gripin'i severim, çok severim ama bu şarkı apayrı bir şarkı. -
görmüyor musun kabuk bağlamıyor kanattığın hiç bir yaran
hiç bir zaman geri dönmüyor kaybettiğin onca insan
saat dört olmuş arıyorsun çaresini hüznün kederin
acıdan başka dermanı yok ki boşvermiş bünyenin.. -
alkollü gecelerde özellikle sosyal ortamlarda kalabalıkla birlikte neşe ile başlar gece, alınan alkolle doğru orantılı ilerleyen zamanla tepe noktasındaki neşe yerini sorulara, acılara bırakır. gece sonunda bir bakarsın, bir yandan terketmeyi göze alamaz durumda, dışarıya gülümser, içselinde ise tırnakların avuçlarına batmış, kendini kanatıp kendini iyileştirmeye çabalarken bulursun kendini.
bir alkollü gecenin ziplenmiş halini andıran gripin albümünden tırnaklarını etinin derinliklerine batırdığın anda çalan parça. bittiğinde, ne kadar kaldıysa senden, o kadar kendine gelebiliyorsun anca. -
(bkz: dön de götünü ört)
-
gün içinde playlistte denk gelinen anların çoğunda "yo yo şimdi olmaz dostum" nidalarıyla dinlenmeden geçilen bir şarkıdır kendisi.
-
adını, dürt* emir kipinden ve dürtmek işini yapan işaret parmağından alan rakam. işaret parmağı, elin "dürt"üncü parmağıdır.
-
her dinleyişimde bu kez ağzıma sıçmaz diyorum. yine sıçıyor. sürekli sıçıyor. durduramıyorum.
-
shuffle'lar bu şarkıyı saat tam dörtte çalmaya programlanmış olmalı..
yoksa deli mi öptü bu saatte dinleyeyim.. -
hüznün kederin çaresini aramanın vakti. lakin ne zaman denerseniz deneyin "aradığınız çare bir diğer hikayenizde ya da kapsama alanınızın dışında olabilir. lütfen daha sonra tekrar deneyin. the expedient you have searched...." otomatik bant kaydıyla karşılaşıyorsunuz, üzüyor.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap