91 entry daha
  • şimdiye kadar herhalde 15ten fazla ülke gezmişimdir ama beni farklılıklarıyla en çok cezbeden şehirler hep uzak doğudan oldu. pekin de bunların başında geliyor.
    çin'de üç şehre gitmiştim. gidince beni ilk şaşırtan durum, diğer şehirlerde konuştuğum hiçbir çinlinin pekin'e hayatı boyunca gelmemiş olmasıydı. ve bu bahsettiklerim, gelir seviyesi düşük insanlar da değildi. bilgisayar mühendisi vb. çin standartlarında gelir seviyeleri orta üzeri olan orta yaş civarı insanlar bile, ülkelerinin başkentini hiç görmemişlerdi. her ne kadar yurt dışında çok çinliye rastlasak da bizzat tanıdıklarım, pek seyahat eden insanlar değillerdi. genelleme yapamam yine de.
    çinli kadınlar, özellikle pekin'de, şık giyiniyorlar. zaten minyon yapıları olduğu için fiziklerine yakışan sade ve şık bir tarzları vardı. çinli arkadaşıma bundan bahsettiğimde, bizim sizin gibi kadınsı kıvrımlarımız yok. o yüzden de güzel giyinmemiz gerekiyor, size tshirt-jean giyseniz bile yakışıyor demişti. gerçekten de çin'de kadın ve erkek fizikleri birbirine çok yakın. ne erkekler maskülen ne de kadınlar feminen, iki cins de orta karar.
    kadınlar için beyaz ten çok önemli. yanık tenliyseniz, alt sınıf/köylü bir imajınız oluyor. bu neredeyse tüm uzak doğu ülkelerinde böyle. yanık ten, dışarıda güneş altında çalışan kesimin sahip olduğu bir renk olduğu için, tercih edilmiyor. uzakdoğudaki beyazlatıcı kremlerin bu kadar yaygın olmasının nedeni de bu.
    her ne kadar gençlerde çok rastlamasam da, orta yaş üstü veya gelir düzeyi düşük insanlarda, kadın erkek ayırt etmeden sokaklara tükürmek çok yaygın. balgam çıkararak tükürüyorlar hem de. örneğin önünüzden şık giyimli tin ton yaşlı bir kadın yürüyor, ne hoş bir kadın diyorsunuz. sonra "hhahh tuuu" diye tüküren bir maganda çıkıyor içinden. yemeklerinden ötürü olan bir durummuş ve kültürlerinde ayıp karşılanmıyor.
    kadın ve erkek fizikleri birbirine yakın olduğu için neredeyse tüm işlerde kadın çalışana rastlayabilirsiniz çin'de. bizzat çöpçü veya kamyon şöförü kadın görüp şaşırmışlığım var.
    yemek olarak ben çin yemeklerine bayılıyorum. ama artık hepsi türkiye'de de var. burada pek olmayan ve özlediğim yemekler hot pot ve değişik cinsteki mantarlar sanırım. en son londraya gittiğimde chinese market'e özellikle gidip, çin'de tanıştığım birçok çeşit kuru ve taze mantar alıp soğutucu çantada türkiye'ye taşımıştım.
    marketleri de bizimkinden farklı. carrefour'da canlı kurbağa veya kaplumbağaya rastlayabiliyorsunuz. canlı canlı alıp evde pişirmek için.
    dışarda yemek kültürü çok yaygın. garip ve pis kokan yiyecekleri de var ama alternatifler çok fazla, illa yemek zorunda değilsiniz. tabii ki kentucky veya mcdonald's gibi fast food zincir restoranlarında karidesli, yengeçli veya değişik tatlı ekşi soslu dürümlere rastlamak da değişik bir deneyim. deniz mahsulleri zaten avrupa, amerika veya uzakdoğudaki birçok ülke bizden daha yaygın maalesef. istanbul'da bile surimi olmayan bir yengeç bulup yemek mesele, kaldı ki marketten alıp evde pişirmek. surimi yengeci de yemeyin, kedi mamasından hallice yapay bir şey.
    dolayısıyla pekin'in en çok yemekleri özledim diyebilirim.
    gezilecek yerler konusunda forbidden city evet güzeldi ama ben çok etkilenmedim. bana topkapı sarayının devasa ve çinli versiyonu gibi gelmişti. ben çin seddinden daha çok etkilenmiştim. ama tabii ki orada da sonradan yapılmamış kısımlar çok çok az. zaten o kadar zaman ilk haliyle kalması beklenemez ama yine de görünüş itibariyle de yeni yapılmış kısımlar insanın biraz hevesini kaçırıyor.
    thai'ların tuk tuk dedikleri şeye çinliler ne diyor bilmiyorum ama özellikle pekinde binmenizi önermem. benim bindiğim beni tek gördüğü için rmb cinsinden verdiği fiyatı sonra dolara güncellemek istemişti de neyse ki beni şehirde gezdiren taksici sayesinde tartışmama gerek kalmadan bu ufak yanlışı düzeltmiştik. bu arada yeri gelmişken, çok uygun fiyatla sizi tüm gün şehirde gezdirecek şoförlü bir araba kiralayabiliyorsunuz. sizi havaalanından alıyor, şehirde gezdiriyor akşam da istediğiniz yere bırakıyor. mr.kong bana yemeklerde de eşlik ettiği için bol bol muhabbet etme fırsatımız da olmuştu. hatta komik bir muhabbet de geçmişti aramızda. bana "siz türkler neden pandalardan nefret ediyorsunuz?" diye sormuştu. ben de "yoo pandalardan niye nefret edelim, çok tatlı hayvanlar" demiştim. sonra panda ile domuzu karıştırdığını fark ettik.
    özetle yol uzun da olsa, pekin kesinlikle görülmesi gereken bir şehir. hatta ben şangay'dan daha çok sevmiştim. hoş tekrar çin'e gitme şansım olsa, yunnan ve hunan bölgelerindeki şehir dışı doğa rotalarını gezmek isterdim. oraya kadar gitmişken turlarına katılmadığım için çok pişman oldum sonra.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap