14468 entry daha
  • edit 1: arkadaşlar en alta tavsiye edebileceğim kitapları ve yayın evlerini ekledim.

    edit 2: facebook'ta bir yıl kadar önce oluşturduğum ve aylardır da paylaşım yapmadığım okusun da büyüsün adlı bir sayfam vardı. entriye dahil etme konusunda çok tereddüt ettim yanlış anlaşılabilir düşüncesiyle ama favori sayısına ve gelen mesajlara bakılırsa ihtiyaç çok büyük. o yüzden şimdi ekledim. bundan sonra ne sıklıkla paylaşım yapabilirim bilemiyorum ama ilgilenen anne babalara ve öğretmen arkadaşlara daha önce paylaştığım kitaplar da yardımcı olabilir diye düşünüyorum. bir dolap kitap, kitap kurdu anne ya da benim oluşturduğum kıçı kırık sayfa olsa da olmasa da her anne, baba, öğretmen kendi kendine rehber olabilir. ne olur çocukları(mızı) dünya, evren, aşk, özgürlük üzerine sorgulatan ve düşünmesini sağlayan metinlerle/kitaplarla muhatap kılın. isteyen olursa ben de seve seve yardımcı olurum.

    yıllardır hepimizin önce dinlediği, sonra da okuduğu masalların aslında göründüğü kadar masum olmadığı, alt metinlerinde binbir türlü hinlik ve şiddet barındırdığı gerçeği.
    hem işim gereği, hem de merakımdan, çocuk edebiyatıyla fazlasıyla içli dışlı bir insanım. okuduklarımdan ve işi bilen kişilerden (bkz: necdet neydim) (bkz: melek özlem sezer) dinlediklerimden az buçuk öğrendiklerimi paylaşayım okur yazar arkadaşlarımla. yazının şekli şemali nasıl olsun diye çok düşündüm ama o kadar çok parametre var ki içinden çıkamadım. ben de gelişigüzel yazmaya karar verdim. maksat paylaşmak ne de olsa. (yazdığım bilgilere sözlükte başka başlıklarda da değinilmiş olabilir, benzer ya da aynı bilgilerle karşılaşacak olursanız kusura bakmayın lütfen.)

    * öncelikle klasik olarak sunulan masalların tamamı iktidara hizmet eden ideolojik bir altyapı barındırır. tam tersi unsurlar barındıran, yani iktidarı sorgulayan masallar da yok değil, var elbette ama iktidarın gücüne güç katmayı, halkın ise itaat etmesini sağlayan masalların daha çok okunması, yayılması sağlanmıştır.

    * birçok masalın ana metinleri aslında bambaşka. bu metinler zaman içinde grimm kardeşler ve disney'in girişimleriyle değiştirilmiş, şimdiki hallerini almışlar. pamuk prenses masalının ana metninde prensesi öperek uyandırma yerine tecavüz var örneğin. prens, prenses olarak nitelenen kıza tecavüz ediyor. aynı durum kırmızı başlıklı kız için de geçerli. masalın ana kahramanı olan kırmızı başlıklı kız da hayat kadınıdır, kurt olarak sembolize edilen kahraman ise ana metinde kurt adamdır ve kızla ilişkiye girmek istemektedir. bu masaldan yola çıkarak bir bilgi daha vereyim. masallarda sürekli vurgulanan kırmızı renk, cinselliği, tutkuyu ve bekareti sembolize eder. hadi bu da bonus olsun: kırmızı başlıklı kız masalı en az 2600 yaşındadır ve dünya genelinde 35 farklı versiyonu vardır. bu 35 farklı versiyonun tamamı, 2600 yıl önceki asıl öyküden türetilmiştir.

    * okuduğumuz ve okuttuğumuz masallar aslında bir sürü alt metin barındırır. az sonra birkaç örnekle değineceğim alt metinlerin, bu masalları okuyan çocukların benliğinde tam olarak nereye yerleştikleri ya da onların zihinsel süreçlerini ne derece etkilediği/etkileyeceği tam bir muamma. yani demem o ki, söz konusu masalların gizli mesajları, çocukları etkilemiyor/etkilememiş olabilir. ama bu durum, aşk, ölüm, bağlılık, sadakat, özlem gibi yüzlerce kavramı, karşılaştığı örnekler ve metinler aracılığıyla oluşturan, şekillendiren çocukların, bu masallardan hiç etkilenmeyeceği anlamına da gelmez. masalların az önce değindiğim ana metinlerini görmezden gelelim, şu anki dönüşüme uğramış (daha doğrusu manipüle edilmiş) halleriyle değerlendirelim.

    * örneğin pamuk prenses'te, prensin prensesi öperek uyandırması ritüelinde, bir kadının isteği dışında öpülmesi, bir anlamda taciz edilmesi ve bunun da ötesinde bir ölünün öpülmesi ve bu öpücüğün onu diriltmesi söz konusudur. prensin bu öpücüğünün altında da prensese duyduğu sevgi yatmaz, kızın güzel olması yatar. kızın içinde yattığı camdan tabut bekaretin korunmasının ve güzelliğin teşhirinin bir sembolüdür. aynı zamanda görüp dokunamamanın bir ifadesidir. ve masal, prensesi bir prense öptürerek sınıf düzenini de korumuş olur. (pamuk prenses'in ısırdığı elma da cinselliğin rengi olan kırmızıdır.) bu masalın en kötü yanlarından birisi de olumsuz koşullarla mücadele etmeyi yok sayması, okuyucuyu dışarıdan gelen kurtuluşa inandırmasıdır.

    * diğer örnek de hansel ve gretel. en iğrenç, en mide bulandırıcı ve travmatik olan masallardan biridir bu. barındırdığı unsurlara bir bakalım: bir ailenin yiyeceklerini çocuklarıyla paylaşmak istememesi, çocukların öz babaları tarafından ölümcül koşullara terk edilmesi, dahası bunu eşi öldükten sonra evlendiği kadın istedi diye yapması (bkz: cinselliği tercih etmek), tavuk kemiğiyle insan parmağını ayırt edemeyecek aptallıkta bir cadı ve elbette yamyamlık içermesi, çocukların cadının altınlarını çalması (bkz: hırsızlık), babanın da çocukları ellerinde altınlarla görünce timsah gözyaşları eşliğinde kabul etmesi. çocuklardan birinin cadıyı yakarak öldürmesine (bkz: çocuğun cinayet işlemesi) ise değinme gereği bile duymuyorum. huzur vermesi, olumlu düşünceler uyandırması gereken bir metin bu! (bkz: ironiye gel) (metnin aslı, orta çağda yaşanan açlık ve kıtlık sebebiyle ailelerin çocuklarını ormana terk etmesi gerçeğine dayanıyor. ama masaldaki durumun bir zamanlar yaşanmış olması, bizim çocuklarımıza bu masalı okumamızı/okutmamızı gerektirmiyor. benim derdim de bu zaten.)

    * toplumsal cinsiyet rollerine olan katkısına(!) da değinmek istiyorum az da olsa:
    - örneğin erkeği kahraman, kadını mağdur yapar. bu tarzıyla da kadını edilgen bir konuma sürüklemiş olur. kadın, erkek kahraman tarafından kurtarılmayı bekler, böylece erkeği kadın için, kollarında güvende hissedeceği, hayranlık duyacağı bir iktidar haline getirir.
    - masalların sonunda tüm ödülleri yukarıda sözünü ettiğim bağımlı kadın tipleri alır. bağımsız kadınları ise büyücü, cadı, peri yaparak ötekileştirir. bu kadın tipleri ise ya cinsellikle ilgilenmezler ya da cinselliklerini masalın kahramanını (yani erkeği) mahvetmek için kullanırlar.
    - erkek ise ancak bir kahramansa değer görür. başarıya ulaştığında da ödülü ya kadındır ya da statüdür (iktidarının perçinlenmesi). masaldaki kahraman bir kadın ise, genellikle erkek kılığında karşımıza çıkar. başarıya ulaştıktan sonra da toplumun beklentisi yönünde standart bir kadın tipine dönüşür.
    - prensesi bir prense öptürerek sınıf düzenine katkıda bulunur. ölüyken dirilen prenses de, iradesi dışında maruz kaldığı bu duruma tepki göstermez, tam tersine kendisini öpen adama aşık olur. aşık olmasının nedeni de öpen kişinin prens olmasıdır, yani statüsüdür. (masalların ana metinlerinde öpücük yerine tecavüz eylemi olduğunu hatırlayınca bu durum daha da vahim bir hal alıyor. )
    - kendini kanıtlamak üzere evden ayrılan ya da ayrılmak zorunda bırakılan erkeği kahraman yapar. savaşması gereken karakterler de genellikle kötü olmasıyla bilinen cadı, kraliçe, üvey anne gibi güç sahibi bağımsız kadınlardır.
    - evden ayrılan kızların ayrılmaları ise kendi iradeleri dışında gerekçelendirilir. kovulmamış olsa, işkence gördüğü, acı çektiği yeri yuva belleyip orada yaşamaya devam edecektir. bu kadar basiretsizdir, iradesizdir masallarda kızlar.
    - masallarda oynatılan oyunlar da toplumsal cinsiyet rolleri içerir. kız çocuklar evcilik oynarken erkek çocuklar kılıçla oynayıp maceraya atılacakları zamanı beklerler. masallar kızlara kal, erkeklere git der.
    - benzer şekilde, kızlar ev işlerine yardım ederlerken, erkekler parasal açıdan destek olurlar.
    - üvey anne karakterini, erkeği hile yaparak etkisi altına alan kişi olarak lanse eder ve doğurmasına izin vermez. böylece çocuğun zihninde üvey anne karakterini doğrudan kötü olarak kodlar.
    - evliliği her derde deva olarak gösterir. yoksulluk biter, güzellik gelir, düşmanlar hak ettiğini bulur.

    (bkz: masallar ve toplumsal cinsiyet)

    * çocukları için nitelikli kitaplar seçmek isteyen anne babalara naçizane birkaç tavsiyede bulunayım:
    - öncelikle didaktik metinlerden kesinlikle uzak durun. bir metin çocuğa "böyle davran, bu iyi; hayır bunu yapma, bu kötü" diyorsa o metin kötüdür. (bu konu tartışmaya kapalıdır.)
    - kitaptaki kahramanların, yer ve zaman kavramlarının net olmasına özen gösterin. "bir zamanlar ülkenin birinde bir padişah/kral yaşarmış" benzeri başlangıçları olan kitaplardan koşarak kaçın.
    - yayın evi ve yazar seçin. örneğin asa lind'in, julia donaldson'ın kitaplarını gözünüz kapalı alabilirsiniz. (hangi yayın evi olursa olsun kitaplarını alırken okuyun mutlaka. örneğin günışığı'nı tavsiye ederim, gerçekten de çok iyi bir yayın evidir ama taşi ve baba yaga gibi yamyamlık unsurları barındıran bir kitabı var günışığı'nın. ne olursa olsun dikkat diyorum.)
    - kitap alırken, içeriğine, yazı fontuna ve çizimlerine mutlaka göz atın.
    - mümkünse kitap almaya çocuğunuzla birlikte gidin.
    - kitabı mümkünse çocuğunuzdan önce siz okuyun.
    - bir dolap kitap gibi sitelerden kitap araştırın, hatta bunu çocuğunuzla birlikte yaparsanız tadından yenmez.
    - hansel ve gretel ya da pamuk prenses gibi metinleri içinde geçen kavramları ve durumları sorgulatmak için kullanabilirsiniz. (bir baba çocuklarını ormana terk edebilir mi, bir kurt babaannenin kılığına girse sen fark etmez misin gibi...)
    - son olarak da evinizden, kitaplığınızdan kumkurdu'nu eksik etmeyin. çünkü ölüm, yaşam, evren, aşk, özgürlük gibi kavramları çocuklara onun kadar iyi anlatan bir kitap henüz yazılmadı. (bkz: daha iyisi yazılana kadar en iyisi o) (vardır belki ama benim okuduklarım arasında en iyisi şimdilik kumkurdu.)

    bir de:
    (bkz: vladimir propp) (bkz: masalın biçimbilimi)
    (bkz: melek özlem sezer) (bkz: masallar ve toplumsal cinsiyet)
    (bkz: necdet neydim)

    necdet neydim diyor ki:
    "mesela bir kitabı alırsınız, çocuğa okursunuz. ertesi gün çocuk aynı kitabı yine getirir. siz ona o metni belki de bin kere okumuşsunuzdur. bin kere okumuşsunuzdur ama binbirincide canınız sıkılmış ve bazı cümleleri kesmişsinizdir. böyle yaptığınızda çocuk "hayır, öyle değildi!" diye size tepki gösterir. siz de o zaman dersiniz ki "madem biliyorsun niye okutuyorsun?".
    çocuk size o kitapla gelerek bir sürü şeyi denetler aslında. sizin ona ait olup olmadığınızı, sizin gerçekten ona konsantre olup olmadığınızı, onu önemseyip önemsemediğinizi denetler. siz o iki cümleyi kestiğiniz zaman, "hayır öyle değildi" derken, "sen beni önemsemiyorsun, sen benden çabuk kurtulmak istiyorsun" şeklinde bir mesajı da size ayrıca vermiş olur.
    edebiyat salt okuma kültüründen ibaret değildir. edebiyatın çocuğu hayata götürmesi dediğimiz zaman, burada hayat sizsiniz, o çocukla kurduğunuz dünya. siz de onun üzerinden çocuğu hayata götürdüğünüze göre, onun hayatını eksiltme hakkına da sahip olmuyorsunuz. o zaman yapacağınız şey o bütünlüğü sağlamak olmalı.
    çocuğunuza sürekli aynı metni okusanız da, onun size sorduğu sorular farklılaşacaktır. çünkü çocuğun günlük hayatında yaşadığı şeyler o metin üzerinden size farklı bir biçimde gelecektir. yaptığı yorumlara, sorduğu sorulara, karşılıklı sorgulamalara baktığınız zaman, çocuğun gelişim sürecini de izleme imkanınız olur."

    melek özlem sezer de diyor ki:
    "masal analizi, diğer edebi metin incelemeleriyle karşılaştırıldığında, şu noktalarda özel dikkat gerektirir: kaynağını ne kadar bireysel arzulardan almış olursa olsun, son döneme kadar daha çok halk anlatı geleneğine dayandığı için yaşamaya devam etmesi toplumsal kabule bağlıdır. bu nedenle de farklı ideolojilerdeki masalların popülerleşme oranlarını karşılaştırmak, ortalama kültürün neleri bünyesine alıp nerede direnç gösterdiğini izleme olanağı verir. iktidarı sorgulayan değil, ona destek olan, fon ne kadar fantastik olursa olsun aşk ve aile ilişkilerinde bir kalıbı sağlamlaştırmanın ötesine geçmeyen, cinsiyetçi masallar daha fazla yayılmış ve kemikleşmiştir."

    edit 3: aşağıda paylaştığım kitapların hitap ettikleri sınıf düzeylerini de yazdım. fakat sadece 1. ve 2. sınıf kitaplarını vurguladım. bu, şu anlama geliyor arkadaşlarım: sınıf düzeylerini belirttiğim kitapları diğer yaş düzeylerindeki çocuklar da rahatlıkla okuyabilir, ama sınıf düzeyi belirtmediğim kitaplar 1.-2. sınıfa giden çocuklar için ağır kaçar. bu sınıf düzeyindeki çocuklara kitap seçerken fontların güzel olmasına, bol resimli az yazılı olmasına, ebatlarının büyük olmasına özen gösterin (metnin kendisine, içerdiği kavramlara falan zaten dikkat etmeniz gerekiyor, yazmama gerek yok). 2. sınıfa giden afacanlar için olan kitaplar 1. sınıfa giden afacanlara ağır gelebilir (gerçi bu durum okuma hızlarına bağlı olarak değişebilir de. yeterince iyi okuyorsa 2. sınıf düzeyindeki kitapları da rahatlıkla okuyabilirler.) 3 ya da 4. sınıfa giden çocuklarınıza da kitap alırken "ille de 70 sayfa olacak, küçük puntolu olacak, az resimli bol yazılı olacak" gibi klişelere takılmayın. bırakın bol resimli az yazılı bir kitabı alsın, okusun. amaç ne şekilde olursa olsun çocukları kaliteli kitaplarla/metinlerle buluşturmak. bu buluşma bir şekilde sağlanır ve süreklilik kazanırsa zaten sizin çocuğunuza "o sana göre bir kitap değil, şunu al" diyerek yönlendirmenize gerek kalmaz. o en doğru seçimi yapacaktır, yeter ki kitabı hayatının bir parçası yapsın.

    tavsiye edebileceğim, bizzat okuduğum ve beğendiğim bazı kitapları yazayım buraya:
    mutlu kaplumbağa (1. sınıf)
    kumkurdu (tüm kitapları)
    ben ne zaman doğdum (2. sınıf)
    börtü böcek güncesi
    35 kilo tembel teneke (2. sınıf)
    yerde ağır gökte hafif (2. sınıf)
    galata'nın tembel martısı (2. sınıf)
    alaaddin'in geveze su boruları (2. sınıf)
    çevreci olmak zorunda mıyım!
    ne halin varsa gör gladyatör (2. sınıf)
    annen mağara kadını olmuş (2. sınıf)
    sakız çiğneyen kedi (2. sınıf)
    alev saçlı kız (2. sınıf)
    benim bir karışım (1. sınıf)
    renkli kalemler ve ben (1. sınıf)
    rengini arayan pudra (1. sınıf)
    afacan resimler (2. sınıf)
    ateş böceği ile el feneri (1. sınıf)
    kedi ve yıldızlar (1. sınıf)
    frederick (1. sınıf)
    yavru ahtapot olmak çok zor (1. sınıf)
    uçan balık (1. sınıf)
    güneşi bile tamir eden adam (2. sınıf)
    balonlu sakız ağacı
    berta ve girolamo (2. sınıf)
    kral kızının armağanı (2. sınıf)
    küçük yalan
    balık
    zogi (1. sınıf)
    spinderella (1. sınıf)
    kafasına edeni bulmaya çalışan küçük köstebeğin hikayesi (1. sınıf)
    gergedanlar krep yemez (1. sınıf)
    pippi uzunçorap
    gökyüzü okulu (2. sınıf)
    değnek adam (1. sınıf)
    süpürgede yer var mı? (1. sınıf)
    milena diye bir kız sevdim
    kasabanın en şık devi (1. sınıf)
    benim adım 13 (1. sınıf)
    küçük kara balık (2. sınıf)
    ağaca tırmanan inek (1. sınıf)
    ama bu okulda uzaylılar var
    bedenim bana ait (1. sınıf) (tacizlere karşı çocukları bilinçlendirme amacıyla hazırlanmış bir kitap bu, şiddetle tavsiye ediyorum.)
    sır versem saklar mısın? (1. sınıf) (tacizlere karşı bilinçlendirmeyi amaçlayan bir diğer kitap)
    soğuktan korkmayan tek kuş (2. sınıf)
    birçok kitaptan oluşan çıtır çıtır felsefe dizisi
    ben nasıl ben oldum? (1. sınıf) (çocuklar için cinsellik)
    koyun russel (1. sınıf)
    suyu sevmeyen krokodil (1. sınıf)
    karanlıkla dans (1. sınıf)
    kayıp köpek üzüm (1. sınıf)
    aslı pazarı bekliyor (1. sınıf)
    canavarlar kedilerden korkar (1. sınıf)
    bay tavşan'ın bir fikri var (1. sınıf)
    utangaç köpek kaya (1. sınıf)
    gaston (1. sınıf)
    pettson çadır kuruyor
    iyi kalpli küçük tavşan (1. sınıf)
    mamut yıkama rehberi (1. sınıf)
    köpekler bale yapmaz (1. sınıf)
    down sendromlu bir arkadaşım var (1. sınıf)
    zoe zor öğreniyor (1. sınıf)
    bekçi amos'un hastalandığı gün (1. sınıf)
    ejderhalar da tuvalete gider mi? (1. sınıf)
    minik balık (1. sınıf)
    minik tohum (2. sınıf)
    ağaçlar bizi nasıl mutlu eder? (2. sınıf)

    tavsiye edebileceğim yayın evleri: odtü, günışığı, 1001 çiçek, elma, can, türkiye iş bankası, yapı kredi, kanat çocuk, dinozor çocuk, pearson, kır çiçeği, evrensel çocuk...

    bir başyapıt: kumkurdu

    edit 4: @speakout adlı yazar arkadaşın tavsiye ettiği bir kitap var arkadaşlar, onu da ekliyorum buraya: skolastik fantazya.
27353 entry daha
hesabın var mı? giriş yap