hiçbir yerinden açık vermeyen antep fıstığı
-
salona geldiğinizde gözleriniz sehpanın üzerindeki kasede kalan birkaç antep fıstığına ilişir ya. içinizde filizlenen umut tohumlarıyla kasenin içinde kalan birkaç antep fıstığına hamle yaparsınız. elinize fıstıklarla birlikte garip bir ıslaklık gelir de avucunuzdaki fıstıklara baktığınızda anlarsınız işte o an. o nemli fıstıklar; babanın ağzına atıp kıramadığı, umutları başka bir bahara bırakan, hiçbir yerinden açık vermeyen salyalı fıstıklardır. o an herşeyden vazgeçip en azından kasedeki beyaz leblelebileri gömüp, durumu kayıpsız atlatmak adına ağzınızda oluşacak kuruluğu dahi göze alırsınız lakin baba kişisi geriye hiçbir yemiş bırakmamıştır.
beyler :(
(bkz: hayata dair iç burkan detaylar)
(bkz: umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları) -
iki dişinin arasına alır ve ölümüne bastırırsın. salyaların çenenden akarken kabuk kırılmaz ve tükrüklü ellerinle yerini bir daha değiştirip bir daha denersin. tüm gücünle bastırıp kırdığında ise kabuğu tuz buz olur ve güzelim yeşil fıstığa karışır, dişine kaçar. son olarak hepsini kaseye tükürür ve eli eşofmana silersin.
-
-
elde edilmesi zor antep fıstığıdır.
kabuğu kırıldığın da ise nirvana etkisi yaratır. -
-
-
thor'un çekici kullanılarak sonuç alınabilir.
-
papağan besleyenler için sorun değildir
-
içine tuz girmediği için lezzet açısından pek de iyi değildir açık olanlarına göre. ama her zaman en çekicisi odur.
-
geldiği yerde daha çok varsa, çöpe atılmayı hak eden fıstıktır.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap