faust
-
şeytan antlaşması: faust pazarlığı.
(şeytandan da gelebilecek) sorudaki şeytani pırıltı bir yanıta, bir çözüme yönlendirmekten olabilir. faust sordu/istedi; mephistopheles yanıtladı/çözdü.
"mitolojide bu küçük, çıplak oğlan çocuğunun neredeyse tanrısal, yaratıcı bir karakteri vardır. ebedi çocuk (puer aeternus) halinde mucizevi bir şekilde ortaya çıkar ve yine aynı şekilde ortadan kaybolur. faust'ta üç şekilde karşımıza çıkar: çocuk arabacı, homunculus, euphorion. hepsi de ateşle yok olur; goethe'de bu, bütün ebedi çocukların (puer aeternus) tutkulu bir patlamayla ortadan kayboldukları anlamına gelir. yangın her şeye, hatta dünyaya bile son verir." carl gustav jung - aspects of the masculine
"ortaçağ simyası kadar uzak bir şeyin bunlarla alakalı olması okura tuhaf gelebilir. anca "kara sanat" düşündüğümüz kadar uzak değildir: eğitimli bir insan olarak faust'u okumuş olmalı; çünkü faust, her ne kadar günümüz insanı için karmaşık olsa da baştan sona simyayla ilgili bir dramdır." carl gustav jung - rüyalar
"son anda arkadaşımız "keçi sakal", yardıma yetişen bir hızır gibi sahnede beliriyor ve güçlü maymun-adamın yok etme tehdidini bertaraf ediyor. faust'un klasik walpurgisnacht'ın hayalet ve cinlerine bakarkenki soğukkanlı merakını mephisto'nun yardımsever varlığına ve onun gerçekçi bakış açısına ne kadar borçlu olduğunu kim bilir!" carl gustav jung - rüyalar
aşamalı olarak ortaya çıkan, bir alman halk öyküsünün johann wolfgang von goethe tarafından ulus ve zaman aşırı erime ulaştırılmış, 1829 basım tarihli sayılan, nazım destan tiyatro karışımı yapıt.
mefisto:
"itenin
sen olduğunu sanıyorsun
ama sensin
asıl itilen."
"akıyor yukarıya çevrinti;
itiyorum sanırken itiliyorsun." ismet zeki eyuboğlu çevirisiyle, aynı dizeler..
"ne düşler durursunuz, ozanlar tepesi parnass'ta*?" goethe - faust (çev. ismet zeki eyuboğlu)
mephistopheles:
"us diyor bu parıltıya, tüm hayvanlardan
daha hayvan olmak için yararlanıyor ondan.
kayranıza sığınarak söylüyorum, bana göre
uzun bacaklı bir ağustos böceğine benzer o*,
öteye beriye uçan, uçarken sıçrayan, çimenlerde" agy
"kim söyleyebilir gerçek adını çocuğa?
bunu bilenlerden ancak birkaçı." agy
"kimseye göstermeyeceğim artık seni,
süslemelerin, örgelerin konusunda bir şakam yok." agy
"duyuyorum ey elçi bildirini, benim inancım yok.
tansık en sevdiği çocuğudur inancın*.
benim gücüm yok o ülkelere gitmeye,
o güzel bildirinin geldiği yere," agy
"davran biraz! avımız elden kaçmasın.
cumartesi günü süpürge kullanmayı bilen el
pazar günü daha güzel okşar." agy
"uzak bir ülkede, türkiye'de
birbirleriyle boğuşurken insanlar,
burada pencerede oturmak, içkisini yudumlamak," agy
"kalk gidelim agathe. çekiniyorum,
böyle büyücü bir kadınla yan yana yürümekten;
o, bana, bir ermiş andreas* gecesinde
gelecekteki sevgilimi tüm varlığıyla gösterdi." agy
faust:
"ilaç buydu, hastalar ölürdü,
soran olmazdı kim kurtuldu diye,
böylece biz, cehennem macunlarıyla,
bu oylumlarda, bu tepelerde
işler yaptık, vebadan daha kötü,
ben verdim binlercesine bu ağıyı!
öldüler onlar, yaşıyorum ben
o soysuz katillerin övüldüklerini görerek." agy
"ne mutludur umabilen kimse
bu yanılma denizinden yüze çıkmayı,
bilinmeyeni gerekser* insan,
oysa bilineni gereksemez pek," agy
mephistopheles:
"bir bölümüyüm o gücün
hep kötülük isteyen, hep iyilik edenin." agy
"hep yadsıyan* bir ruhum ben
haklıyım bunda var olan
yok olacak sonunda tümden
yeğdir var olmamak var olmaktan.
günah dediğiniz ne varsa sizin
yıkım, kısacası kötülük
benim özümdedir, bu yüzden." agy
faust:
"dinle, eğlence söz konusu değil bence.
dalıncı*, acının tadını çıkarmayı severim.
sevgi yaratan kine, güç veren acıya"
"yararlanın bu öğrenim süresinden,
bir düzen kurun en iyi biçimde.
beş öğrenceniz var günde.
zil çalınca derslikte bulunun!
önceden hazırlanmanız gerekir,
iyice okumalısınız ders notlarını,
o zaman daha iyi görürsünüz ki
öğretmen kitabın dışına çıkmıyor.
yazarken özenli, çabalı olun
kutsal ruh size yazdırıyor gibi davranın."
"atalardan kalmadır yasalar, haklar,
sürüyor bir geçmeyen sayrılık gibi,
kuşaktan kuşağa sürükleniyor bunlar,"
"neden konuşurken böyle hırçınlanırsın,
konuyu abartırsın, uzatırsın?
elverir işimize bir ufacık yaprak bile,
bir damlacık kanla da atabilirsin imzanı."
"hır çıkaran kapı dışarı!
göğüsler açık, şarkılar gırla, için oynayın
var gücünüzle holla! ho!"
siebel:
"biz de sizi saygıyla esenleriz*!
---(mephistopheles'i yandan süzerek, yavaşça)
bir ayağı niye aksıyor** bu herifin?"
mephistopheles (şaşırtıcı davranışlarla):
"üzümler asmalarda!
boynuzlar tekelerde;
şarap özsudur, asma odundur.
odundan masa üzüm verebilir.
derin bir bakış doğaya!
bu bir tansıktır, inanın buna.
çekin tıpaları, için şaraplarınızı şimdi!"
mephistopheles: (elindeki yelpazeyi tersine çevirerek bardakların tencerelerin dibine vurur.)
"yarıl! yarıl!
işte çorba!
işte şaka,
işte kural, işte yöntem,
işte sana göre müzik.
--- (büyücü kadın öfke ve korkuyla geri çekilirken)
tanıdın mı beni? paçavra! uğursuz! sen!
tanıdın mı? beyini, ustanı?
yıkarım karşıma çıkanı, ezerim.
seni de, o maymun ruhlarını da dağıtırım!
saygın yok mu kızıl gömleğe?
tanımaz mısın horoz tüyünü?
gizlemedim ya yüzümü?
adımı söylemem gerek mi?"
"bu güzel günleri gereksiz yere tüketmeyin,
beni de gereksiz işlerle uğraştırmayın.
sizin kısmık olduğunuzu sanmam!
başımı kaşıyorum, ellerimi ovuşturuyorum."
mephistopheles:
"her sevincin* bir acısı, her acının bir sevinci var."
marthe:
"vay çapkın! çocuklarının malını çalan hırsız!
bunca üzüntü, bunca sıkıntı
alçakça yaşamına engel olamamış!"
"konuyu biraz daha, derinden bilmeseydim
doğru, ancak, sen yarın, tüm onurunla
zavallı gretchen'i tuzağa düşürmeyecek misin,
onu tüm ruhunla sevdiğini söylemeyecek misin?"
mephistopheles:
"çok doğru, dostum! ben de sizi çok kıskandım
güller altında otlayan o ikizleri düşününce.*"
faust:
"çekil git, be pezevenk!" agy
"öpsem* onu doyunca
istediğim gibi öpsem,
onun öpüşleriyle
yıkılıp gitsem!" agy
"sen çelişkinin ruhu*! yol göster bana,
çok iyi etmişiz, düşünüyorum da, şimdi,
walpurgis gecesi brocken'e gelmekle,
içimize kapanıp* toplumdan uzaklaşmak için." agy
"için, için kardeşlerim hepiniz!
kadehleri yenileyin. için! için!
sıkı tutunun sıralara , iskemlelere,
masanın altına düşenin, işi yolundadır." agy
ülkücü*:
"belleğimde bir düşlem var benim
öylesine görkemli, kesin,
her nesne bensem, doğrusu
salağın biriyim* demektir." agy
"bir ortak kadın* bu*! benim sürtük dediğim
(...)
bu elmas birkaç elden geçmiş,
altın çerçevesi de aşınmış epeyce." agy
akbaba (boğuk bir sesle):
"ak saçlılar* değil! akbabalar! istemez duymayı kimse
kendine ak saçlı denmesini, her sözcükten
yansır kesinlikle kökensel anlamı,
nitekim eşkökenlidir ak sakal*, akağa, aksak, akrep,
aksi gibi sözcükler de, özdeş sesler çıkarır,
bozarlar düzenini sinirlerimizin." agy
"öyleyse kadın da zamanla sınırlı değildir.
nitekim akhilleus da onu pherae'da* bulduğunda
zamanın dışındaydı; benzersiz bir mutluluk;
yazgıya karşı kazanılmış sevgi!" agy
phorkyas:
"bu çıplak, kanatsız melek, hayvan değil, ancak yırtıcı*
bir hayvan gibi sıçradı katı toprağın üstüne, toprak
onu fırlattı yukarı, ikinci, üçüncü sıçramada
yüksek kubbeye* değdi.
kaygıyla bağırdı annesi: istediğin gibi sıçra,
ancak uçmaya kalkışma, özgür uçuş* sana yasak.
uyardı onu babası içtenlikle: yerde titreşim gücü var,
budur seni yukarı fırlatan, basınca ayağını yere
toprak ananın oğlu antaus gibi güçlenirsin, sen de.
o da böyle kayaların üstünde bir kıyıdan
öbürüne gider gelir, bir top gibi sıçramaya başladı.
birden dik bir uçurumun yarığında görünmez oldu,
yitirdiğimizi sandık onu. anne ağladı, baba avuttu,
ben de omuz silkerek kaygıyla durdum, yine göründü!
(...)
elinde altın lir, küçük bir phoebus gibi,
kıvançla kıyıya, çıkıntılı yere geldi, şaştık biz,
annesi, babası sevinçlerinden birbirini kucakladı.
neydi onun başında parlayan? göz kamaştıranı* açıklamak güçtür" agy
şu mephistopheles'in bilgeliğine bakın:
"bitti! sarsakça bir söz!
peki neden bitti?
bitti ve salt yokluk, özdeştir.
ne yararı olur bize sonsuz yaratıcının
yaratılanı bastırıp elimizden aldıktan sonra!
ne anlamı var "işte bitti artık" demenin?
en iyisi "var olmamıştı*" demektir, burda.
oysa hep varmış gibi dönüp duruyor ortada
tüm nesneler, sonsuz boşluğu yeğlerdim, ben." agy
"yorulmak bilmeyen, doyumsuz bilgi açlığından ötürü leonardo, italyan faust olarak adlandırılmıştır." sigmund freud - leonardo da vinci ve çocukluğundan bir anı
(ilk giri tarihi: 23.10.2016)
(bkz: faustus), dr. faustus
(bkz: doktor faustus/@ibisile)
(bkz: urfaust/@ibisile)
(bkz: charles gounod)
(bkz: christopher marlowe)
(bkz: thomas mann)
(bkz: ismet zeki eyuboğlu/@ibisile)
(bkz: mephistopheles/@ibisile)
(bkz: beğenç/@ibisile)
(bkz: açgı)
(bkz: siebel/@ibisile)
(bkz: margarete)
(bkz: marthe)
(bkz: gretchen/@ibisile)
(bkz: valentin/@ibisile)
(bkz: kalkım/@ibisile)
(bkz: walpurgis gecesi/@ibisile)
(bkz: oberon/@ibisile)
(bkz: yıldızbilimci)
(bkz: tisiphone/@ibisile)
(bkz: ploutos/@ibisile)
(bkz: peneios)
(bkz: homunkulus/@ibisile)
(bkz: antaeus)
(bkz: arimaspi/@ibisile)
(bkz: sirene/@ibisile)
(bkz: alcides), alkides
(bkz: lerna/@ibisile)
(bkz: nympha/@ibisile)
(bkz: chiron/@ibisile)
(bkz: seismos)
(bkz: delos/@ibisile)
(bkz: karyatid/@ibisile)
(bkz: daktyloslar/@ibisile)
(bkz: ibykos/@ibisile)
(bkz: ilse/@ibisile)
(bkz: empusa/@ibisile)
(bkz: oreas)
(bkz: maja/@ibisile)
(bkz: hermes/@ibisile)
(bkz: sardanapal)
(bkz: anaksagoras/@ibisile)
(bkz: phorkyas/@ibisile)
(bkz: nereus/@ibisile)
(bkz: doriad)
(bkz: telchinler)
(bkz: orkus/@ibisile)
(bkz: aphidnus)
(bkz: helena/@ibisile)
(bkz: eurotas)
(bkz: pythonissa)
(bkz: germen/@ibisile)
(bkz: ghibellino/@ibisile)
(bkz: kançılar/@ibisile)
(bkz: baucis/@ibisile)
(bkz: naboth)
(bkz: proktophantasmist)
(bkz: nekyia)
(bkz: galatea/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap