• severek okuduğumuz radikal yazarı
  • insan hakları derneği kurucularından
  • odtü işletme fakültesi mezunu. nokta dergisinde gazeteciliğe başlamış. sokak dergisi, evrensel gazetesi, yeni gündem, hürriyet, max çalıştığı yerlerden bazıları.
    halen radikal gazetesinde köşe hazırlıyor.
    yakında radikal için yeni bir ek çıkartacağı söyleniyor.
  • gazetecilige aslen demokrat'ta baslamistir.
  • yalan dunya produksiyon sirketinin ortaklarindan, kutlug ataman'in filme cekecegi "iki genc kizin romani"nin (bkz: perihan magden) produktorlerinden. recaizade mahmut ekrem'in de torunuymus.
  • bugünkü yazısının "en çok ama en çok türban karşıtlarının 'iran'a girerken başlarını örtüyorlar, burada açmaya niye karşı çıkıyorlar' argümanına bayılıyorum. yani çağdaşlık, medeniyet, vesaire vesaire adına kafa aynı kafa. 'zorla' kadın örten zihniyet ile 'zorla' kadınların başını açmaya çalışan zihniyet arasında zerre kadar fark var mı?" kısmı ile turbanli saniga durusma yasagi başlığındaki #3557620 numaralı entryimin bazı temaları arasında büyük benzerlikler gördüğüm kişi. sözkonusu entryim "baştan da ifade ettiğim gibi herkesin kafasına türban geçirmek isteyen zihniyet ile türbanlı sanığın savunma hakkını engelleyen zihniyet özünde aynı baskıcı antidemokrat anlayışın yansımalarıdır." cümlesi ile bitmektedir zira. hatta "ha iranlı molla ha gerçek laiklikten bihaber türk tipi laik molla. mantalite aynı" cümlemi de örnek vermeden geçemeyeceğim burada.
  • entryim ile yazısındaki benzerlikleri aklın yolunun bir olması ile açıkladığım kişi.
  • (bkz: aşırı isim benzerliği)
    zaten iki tane müzisyen murat çelik varken, yazar arkadaşımız heralde biraz zorlanmaktadır.
  • helsinki yurttaslar dernegi kurucu uyesidir ayni zamanda
  • son söyleşisinde köşe yazarliğini şu sözlerle anlatmiş güzide kişi:

    "bir kere çok fazla köşe yazarı var. anladığım kadarıyla türkiye’de de böyle bir ihtiyaç var. aslında bakılırsa köşe yazarlığı bir uzmanlık meselesi. dünyadaki belli gelişmeleri anlatmak adına bu tür yorumlara her yerde ihtiyaç var. bizde hem makale, hem fıkra diyebileceğim türde yazan çok köşe yazarı var. ben başladığım vakit, onlardan bir tane daha olmak istemedim. nedeni de; haberin çok önemli olduğuna inanmam ve haberin biraz geri plana itildiğini düşünmem. habercilik artık olmaması gerektiği kadar yoruma tabi tutuluyor. gazetelerin haber tercihleri çok kent merkezli. bir mekan, kültür etkinliği tanıtılacaksa bu, istanbul ve ankara ile sınırlı bırakılıyor mesela. neredeyse izmir ve adana’yı bile görmüyoruz. dolayısıyla gazetecilikte önünüze onlarca haber geliyor, bunların çok az bir kısmı tercih ediliyor. ben de bu haberlerin geri kalanı üzerine bir şey yapmak üzere yola çıktım. bu geri kalanın içinde de benim de önem verdiğim, merkezden uzak yerlerdeki gelişmeler, türkiye’nin belli tabu konuları; ordu, kürt sorunu, ermeni meselesi gibi… dezavantajlı gruplara ilişkin haberler yer alıyordu. dezavantajlı gruplardan kastım da, daha çok ihlallerde mağdur durumda kalan kesimler. sakatlar, çocuklar, kadınlar, gayler, lezbiyenler, azınlıklar gibi."
hesabın var mı? giriş yap