hesabın var mı? giriş yap

  • ayrılan insanların yitirdiği en önemli değer, saygı oluyor. artık saygı duymadığım, önemsemediğim bir insanla yeniden yakınlaşmayı anlamsız buluyorum.

    eğer eski sevgilisiyle yeniden başlayacaksa insan, birbirlerine hala saygı duyup duymadıklarını iyi tartmalı. bunu açıkça konuşmalı. birbirlerini artık ne kadar önemsediklerini sorabilmeli.

    saygının olmadığı ilişkilerde laçkalık başlıyor. 7 kere ayrılıp 8 kere barışan insanlara dışarıdan baktığımda saygı duymuyorum, çünkü birey olarak kendilerine saygıları yok.

  • hayatımızdaki en önemli olgulardan.

    yerine göre hem iyi hem kötü. bazen hayatımıza devam edebilmemizi sağlıyor, bazen zamanın hızlı geçmesine neden oluyor, bazen bizi öldürüyor alışkanlıklarımız. davranışlarımızdan daha güçlü, kişiliğimizin önemli bir kısmını şekillendiriyor.

    beynimiz adaptasyona çok yatkın olduğundan zor olmuyor bir şeylerin alışkanlık haline gelmesi. sadece yeteri kadar tekrarlamak yeterli. gün içinde yaptığımız şeyler; sabah aynı saatte uyanıp, kahvaltı edip işe gitmek, aynı saatte kahve içmek, aynı saatte eve gelmek, yemek yemek, uyumak... bunları tekrarladıkça beynimizde sürekli aynı yol kullanıldığından bu yoldaki hücrelerin bağlantıları güçleniyor. dolayısıyla bu hücreler arası iletişim zamanla daha kolay hale geliyor. yani aynı şeyleri yaptığımız her gün beyin bunları kaydetmek için gittikçe daha az enerji harcıyor. hep aynı sinapslar kullanılarak aynı mesajları ilete ilete bağlar iyice kuvvetleniyor, fırt fırt kolayca kaydediyor her gün yaptıklarımız. bunun sonucunda biz rutin geçen dönemlerin farkına varmakta zorlanıyoruz, zaman bize çok hızlı geçmiş gibi geliyor, geriye dönüp baktığımızda her gün birbirinin aynısı olduğundan farkında olamıyoruz günlerin, zamanın. diyoruz ki, zaman bir yaşa kadar yokuş yukarı tırmanır gibi geçerken bir yerden sonra yokuş aşağı hızlıca kayıp gidiyor. işte o zirve aslında rutin hayatın başladığı nokta. beynimize aynı eylemlerin alışkanlıklarını kazandırdığımız yer.

    birlikte olduğumuz insanı artık eskisi kadar sevmesek bile ayrılamıyoruz örneğin. çünkü böylesi daha kolay geliyor. milyonlarca alışkanlık kazanmışız o kişiyle ilgili. günlük rutin konuşmalar, yemekler, haftasonu gezmeleri. bir rutinin kölesi olmuşuz bir yerde. ayrılmıyoruz çünkü rutinin bozulmasından kaynaklanacak yoksunlukları hissetmek istemiyoruz (bu da en duygusuz aşk tanımı olabilir bilemedim). rutin bozulduğunda beynimizde kuvvetlenmiş bağlantılar zayıflayacak. ama hiçbir zaman yok olmayacak. en ufak bir kıvılcımda yeniden tetiklenecek. sigarayı bırakmak gibi. bir sene sigara hiç içme sonra bir kere iç hoop alışkanlık geri gelir.

    diğer taraftan insanlar ölüyor etrafımızda, annemiz, babamız, eşimiz, kardeşimiz. bazen hepsi birden. normalde insan hayatına devam edemez gibi geliyor ama beynimiz bunun üstesinden geliyor bizi oyunda tutmak için. alışıyor. o acıya alışıyor. acı azalmıyor belki ama katlanabilme kabiliyetimiz artıyor. hatta alışmak hoşumuza gitmiyor, insan yediremiyor kendine öyle bir acıya alışmayı, dolayısıyla etkisinin azalmasını. ama bunlar hep hayatımıza devam edebilelim diye. en temel iç güdümüz, yaşama eylemi, gerçeklensin diye.

  • adam alt tarafı "how are you?" demiş. niye herkes sikmiş gibi davranıyor. kezban türk kızlarından haberi olmuş oldu böylece. oğlum sakın bulaşma ben sana söyliyim, yakışıklı adamsın git zeki bir avrupalı bul kendine. 75 iq'lu yürüyen ego değil.

  • merhaba. ben kendi halinde yaşayan bir vatandaşım. sizinle küçük bir konu hakkında konuşmak istiyorum. bu senenin başından beri, benim için her zaman büyük bir hayal olmuş olan gla180 hayalleriyle yanıp tutuşuyorum. arkadaşlarım, dostlarım, sevgili kardeşlerim ben bu arabaya sahip olmak çok istiyorum ama benim o kadar param yok. sabahları iki poğaça bir meyvesuyu üstüne de iki dal sigaradan sonra metrobüsle işe giden gariban bir insanım.

    iki haftadır sahibinden'de gla180 ilanlarına bakıyorum. üç dört tane aracı görmeye gittim ve görüşmeler çok iyi geçti. ama işte bilmedikleri şey, benim o kadar param yoktu ki. 4 sene önce kardeşimin düğününde giydiğim takım elbisemi giyip gittim araçları görmeye. bana karşı ılımlı bir tavırdaydılar. notere gittik hatta bir araç için. kimliğim evde kalmış diyerek usulca farkettirmeden çıktım noterden ve hüngür hüngür ağlamaya başladım kapıda. çok gücüme gitti dostlarım.

    bakın dostlarım ben sıfır bile bakmıyorum. 2016 model falan bakıyorum. ailemle bu arabanın fiyatı olan 178.000 tl'nin 3'te 1'ini bile karşılayamıyoruz. :( o yüzden sizden tek isteğim gönlünüzden herhangi bir şey kopuyorsa o bile yeterli benim için ama herhangi bir destek herhangi küçük bir düşünce bile benim için yeterli.

    sizleri seviyorum dostlarım. gla180 almama yardımcı olun, dm yoluyla ulaşanlara ibanımı vereceğim. size söz arabayla her hafta foto falan atarım instagrama. isimlerinizi falan yazdırırım üstüne, lan yeter ki gla'm olsun be. :(

    edit: 50’den fazla mesaj geldi iban isteyen. burada bir aileyiz dostlarım, şimdiden 60.000 tl’yi topladık, bu paraylacksndksjxjsjs oğlum ironi lan ironi. kimsenin emeğini dilenmeyiz biz, ciddiye alıp yazanlardan allah razı olsun, umarım kalbinizin ekmeğini yersiniz :) allah herkesin gönlüne göre versin, hepiniz sağolun varolun dostlarım :)

    edit2: ironi’den anlamayip dilenci diye çıldıranlar da sakin olsun. kimseden para toplamadık oğlum, kacirdiginiz bir sey yok :)) sizi asude defne özkan başlığına alalım, ibani da acik, topladigi para da :)

  • bu adam canlı yayında "ne demek kardeşim prime time'a başörtülü koyamassın, günümüz gerçeğiyse koyacağım, istemiyosan sen kırp dizinin o bölümlerini" demiş adam.

    dindar insanların hakkını da savunmasını bilir yani. akepeli arkadaşlar söylenmeden önce düşünsün kendileri 10 yıldır kaç kere başörtüsü hakkını bu şekilde savunmuşlar?

    pis tırsaklar.

  • yaşım 40'a dayandı benim. hayatımda izlediğim en sansasyonel derbi galibiyetlerinden birini izledim az önce. haksız yere penaltı gölü ye, aleyhine ikinci penaltı çalınsın ve kırmızı kart gör. sonra git deplasmanda fenere 4 gol at. nerden baksan tebrik edilesi. beşiktaş gövde üstünde baş, baş üstünde akıl bırakmadı, esti geçti. tebrik ederim.

    not: gs.