ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
oberyn martell
-
mızrak dile geldi, çığırdı babam diye,
koca dağı devirdin, boşa tepinmen niye,
tyrion'a da edemedin, özgürlüğü hediye,
geldin gidiyorsun oberyn gardaş, arkandan yiğit desinler.
bilmez misin hiç clegane dedikleri belayı,
tazı olacak yarmayı, dağ dedikleri danayı,
o bu değil de, yalan oldu yengeyle sizin balayı,
geldin gidiyorsun oberyn gardaş, arkandan yiğit desinler.
anladık tamam, delikanlı adamsın,
döğüşte bir harika, intikamda yamansın,
şarabın iyisinden anlayan elemansın,
geldin gidiyorsun oberyn gardaş, arkandan yiğit desinler.
bacının başına gelen, korkunç bir tufan,
sen de aldın payını bak, yarıldı gitti kafan,
hasmın can vermeden, korkunç bitti cafan,
geldin gidiyorsun oberyn gardaş, arkandan yiğit desinler.
yedi rab'den dileğim, alınır topunuzun öcü,
gün gelir düşmana, yetmez lannister'ın gücü,
elinde sonunda tüm diyarda, adalet borusu ötücü,
geldin gidiyorsun oberyn gardaş, arkandan yiğit desinler.
nice yiğitleri yedi, kral'ın şehri denen batak,
ne kahramanlar yitti, kimisi senden de atak,
bunların hepsi de, gülsün diye bir kaltak,
geldin gidiyorsun oberyn gardaş, arkandan yiğit desinler,
mızrağına, gülüşüne, çalımına doyamadık desinler.
en son alınan iltifat
-
"o çocuk senin neyin oluyor?"
bu sabah kızımla metroya bindik. birkaç durak sonra ben indim, o yoluna devam etti.
kızım daha sonra arayıp gülerek anlattı bana: senin arkandaki kırmızılı genç hanım sen indikten sonra yanıma gelip "o çocuk senin neyin oluyor" diye sordu, babam oluyor dedim, dedi.
kızımın yanağını okşayıp öperek inmiştim. belli ki arkamdaki kırmızılı hanım yabancı bir askıntı adam olacağımı düşünüp koruma içgüdüsüyle kızıma yaklaşmış.
teşekkürler kırmızılı hanım, her nerede yaşanıyor ve yaşatılıyorsan... hem kızımı kollamış hem de bu yaşımda beni 'çocuk' yaparak onurlandırmış oldun!
darbeye karşı milletin silahlanması sağlanacak
-
az evvel cumhurbaşkanı başdanışmanı şeref malkoç tarafından trt 1'de söylenen söz. kulaklarıma inanamadım, aynen bunu dedi:
"şu anda insanların ruhsatlı silah almasının önünde yasal engeller var. içişleri bakanımız gerekli düzenlemelerin yapılması için harekete geçecek ve milletin ruhsatlı silah almasının önü açılacak. milletin bir daha böyle olaylara karşı kendini savunabilmesi için bu şart."
iç savaş sesleri gümbür gümbür geliyor. link bulduğumda ekleyeceğim.
edit: kaynak diyenler eğer 15:55-16:02 arası trt 1 yayınını izlerlerse kendileri de duyar. birileri elbette o dakikalardaki yayına ulaşacak ve videosunu koyacaktır. tvarşivi'ne baktım trt yok. ama illa ki çıkacak. o zaman doğru mu değil mi görürsünüz. siz daha uyuyun.
edit-2: henüz video linki yok ama twitter'da başka insanlar da yazmış. şuradan bakabilirsiniz. https://twitter.com/search?q=şeref malkoç&src=typd
edit-3: linkler geldi. buyrun kaynak.
https://www.youtube.com/…qpio1gd6k&feature=youtu.be
https://twitter.com/…olei/status/754682981156093953 - bu daha kaliteli ama silinirse diye üstteki de dursun. ayrıca bu videoyu da yedekleyen olursa süper olur. herkese teşekkürler.
yedek de geldi: https://www.youtube.com/…vm2yikvoy&feature=youtu.be
edit-4: olay basına da taşınıyor yavaş yavaş.
http://www.birgun.net/…nin-onu-acilacak-120331.html
hakan çalhanoğlu
-
"milli takıma alınmadığım için üzgünüm" demek kendi açısından masum ifade olduğu için kullanmaması gerekirdi. bunun yerine, "benim yerime haksız olarak tercih edilen bütün adamların yedi sülalesini *******, hakkımı da helal etmiyorum" dese daha iyi olurdu. herkesin anladığı dilden konuşulması gerekir.
debe editi: selam. öncelikle böyle sığ bir entrynin debe'ye girmesinden dolayı özür dilerim. ama bana değil sedet'e kızın bununla alakalı. sizlerin bu entry'e oy verip, debe gibi ortalama entrylerin yer aldığı bir listeye sokmasını sedet sağladı. neyse şimdilik geçelim bunu, zaten bu konuda bir yere varamıyoruz ne kadar konuşsak da. kaldı ki yakında kanzuk sözlüğü dürüm yapıp yer.
bu entry futbol tabanlı olmakla beraber, aslında bu ülkede adam kayırmanın, cehaletin, mayfacılığın, züppeliğin, karaktersizliğin, hırsızlığın her yere işlemesinden dolayı yazılmıştı.
şimdi bu entry'de konuyu futboldan çıkarın. bir işe başvurduğunuzu ve o iş için yeterince de donanımlı olduğunuzu düşünün. ancak sizin yerinize, o şirkette çalışan bir müdürün çok sevdiği ve beş para etmez bir adamın alındığını düşünün. neler hissederdiniz acaba?
ve daha bir çok alana çekebilirsiniz bu entry.
şimdilik saygılarımla
palamut
-
palamut çok kanlı bir balıktır. palamutun içindeki kan düzgün bir şekilde akıtılmaz ise, balık lezzetsiz olur. içinde kalan kan ete geçerek balığın tadını acılaştırır. balığın omurgasının altında kalan kanı diş fırçası veya bıçakla temizlemek yeterli değildir.
balığın kanını akıtmak için, balığı temizlemeden önce yapılması gereken şudur:
- önce kuyruğun omurga ile birleştiği noktanın bir iki parmak üstünden, kuyruğu bıçakla kesip atın. ardından kuyruk kısmı yere bakacak şekilde iple, misinayla veya çengel gibi bir şeyle bir yerlere asın. kısa bir süre sonra kestiğiniz yerden kanın damladığını göreceksiniz. kan akışı durduktan sonra, artık balığınızı temizleme aşamasına geçebilirsiniz.
bu işlem zaman aldığı için balığı satın aldığınız balıkçı bu işlemle uğraşmaz. balığı temizleyip, elinize tutuşturur. üşenmeyip, anlattığım şekilde balığı kendiniz temizleyin.
bir de yazılı orkinos ya da tombik denilen balığı, palamut diye müşterilere kaktırmaya çalışan balıkçı abiler var. palamut ile yazılıyı ayırmanın en kolay yolu; yazılının karın kısmında benekleri vardır, palamutta ise benek yoktur. palamutun sırtındaki çizgiler düzgün ve birbirlerine paralel iken; diğerlerinin sırtındaki çizgiler dalgalı gibidir.
edit: bahsettiğim temizleme işlemi yeni tutulmuş taze palamut için geçerlidir.
yunanistan'a 40 adet f-35 satılması
-
odemesini turkiye'nin yaptigi satilmadir.
bir nevi akepe hediyesidir
trt müzik game of thrones cover'ı
-
(bkz: yeni westeros)
mühendise 25 bin işçiye 35 bin veriyoruz
-
(bkz: 12 yıllık kesintisiz eğitim) ve (bkz: her köye üniversite) sebebiyledir. sen herkesi üniversite mezunu yaparsan abuk sabuk üniversiteler sayende durum (bkz: sen aga ben aga bu ineği kim sağa) noktasında patlar.
behzat ç.
-
akbabuş'la nazlı arasında geçen
-yanıma gel.
-orası tek kişilik.
-o zaman üstüme gel. ağırlığını hissetmek istiyorum.
diyaloğunun neresi komik anlamadım. bence acayip ince ve duygusal bir sahne o. genç yaşta tecavüze uğramış, sonra sevdiğinden koparılıp yıllarca başka tecavüzlere uğraması için başka yerlere sürüklenmiş bir kadının sevdiği adama yıllar sonra kavuştuğunda birbirlerine hala dokunamadıklarını ama kadının onca travmasına rağmen sevdiği adamı fiziksel olarak hissetmek istemesi bence çok iç parçalayıcı bir şey. birinin yanında uzanması; onun kokusunu, tenini, ağırlığı hissetmek; bunun neresi komik bre gafiller?
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
sofore "musait bi yer" demeye 50-100 metre kalmisken baska bir yolcunun inmek istemesi uzerine "kalmis surada 5-6 bina, tekrar durdurmayayim simdi" diye dunuserek inip yurumeye basladiginda, o dolmustaki baska birinin tam da senin inmek istedigin yerde araci durdurdugunu gormek...
gurme kılıklı yiyicilerden gına gelmesi
-
debe editi : bazı entrylerde görünce aklıma geldi, atladığım bir şey olmuş. bu yemekler için şehir ve hatta ülke dışından dahi geliyorlarmış. (!) bırak ülke, şehir ve ilçeyi, bir öte mahalleden bile gelinmez.
peşin edit : şimdi bazı arkadaşlar "bu insanlar zaten kendilerine gurme demiyor ya da gurme olmak gibi bir iddiaları yok." diyebilir ama videolarının başından sonuna kadar olan her anına bakarsanız "gurme gibi davranmaya çalıştıklarını" görebilirsiniz.
margarin, eritme tost peyniri ve tavuk sucuğundan yapılan tosta şifa(!), salça ve ayçiçeği yağından yapılan karışıma özel sos, tavuk döner, akciğer kavurma ya da şişe takılan her kıymaya* olağan üstü methiyeler dizip her seferinde "böylesi yok!" diyen bu insanlardan size de gına gelmedi mi? (liste uzadıkça uzayabilir, uzatmıyorum.) gurmesi (!) bir dert; yapanı&satıcısı bir dert. şaklabanlık ve soytarılıkların havada uçtuğu, zerre gerçeklik, samimiyet ve farkındalık içermeyen bu insanlar ve videolarından size de bıkkınlık gelmedi mi? adamlar her an ve her platformda karşınıza çıkıyor, her yeri öyle bir sarıp sarmalamışlar ki, hiçbir şekilde kaçışınız yok.
şimdi dikkat ederseniz bu videoların genelinde iki tema işleniyor. salaş mekan ve acımamız ve acındırmamız istenilen insanlar. salaş demek, "kirli, isli&paslı, hurda, leş, derme çatma, el arabası " vs. demek değil, şatafat ve gösterişten uzak demektir. ayrıca emek sömürüsü altında acımamız istenilen bazı insanların vergi vermedikleri ve sağlığımızla oynadıkları gerçeğini hiç dile getirmiyorum. bu insanlar ve mekanlar konusunda gerekli tedbirleri almayan bakanlıklar ve belediyeleri zaten allah'a havale ettik.
şimdi gelelim bu insanların yaptığı en büyük tahribata. ne mi? elbette, çok çok uzun dönemler dünyanın sayılı mutfaklarından olan türk mutfağını getirdikleri nokta ve küresel olarak kaybettiğimiz imaj kaybı. artık dünya insanı türk mutfağı deyince bu insanları ve videolarını görüyor. sonra da "şurada burada böyle araştırmalar yapılmış, türk mutfağı bilmem kaçıncı sırada çıkmış, bu nasıl olur!" vs. gibi cümlelerle kendimizi aldatmaya çalışıyoruz. aslında her şeyin apaçık bir şekilde ne olduğunu hepimiz biliyoruz ama kendimize konduramıyoruz.
velhasıl, durum böyle. son olarak malum şeytan üçgenimizi de buraya koymadan olmaz değil mi?
(bkz: fahiş zam + gramaj düşürme + kalite bozma)
son söz : ulan bir şeyi de beğenmeyin be! birine de çıkıp kötü deyin. derler mi? demezler. *