hesabın var mı? giriş yap

  • şöyle bir empati kurdum kendisine hak verdim.

    bir haberde okumuştum, "rıza bey" ibrahim tatlıses'in ailesiyle tatile çıkmış, yatta 2 tane uzman dalgıç varmış. bunlara her gün taze balık yedirmek için dalıp zıpkınla balık avlıyorlarmış. nerden nereye rızacım. bende olsam girerim depresyona.

    kendisine tavsiyem duşta zencilere dikkat etmesidir. daha çok depresyona girebilir.

  • kuralın, takımlar en iyi kadrosuyla sahaya çıkar kısmını anlamadım .

    neye göre kime göre, teknik direktör en iyi kadrom bu amk derse kim itiraz edecek, teknik direktörler niye var.
    kadroyu uefa yapsın o zaman,.

    uefa, ceza verip hükmen mağlup mu ilan edecek. adamlar zaten yenildi, iyice mi yenilecekler.

    kural saçma cezası daha saçma, iyice yenilmek.

  • şimdi bu olay farklı kademelerden oluşur.

    birinci kademedekiler benim gibi evlendiğinde eşiyle gidebildiği her yere gidip evliliğin tadını çıkarmak için (o da ne demekse) hatta çocuk yapıp yapmamakta kararsız olduğu için uzun bir süre (bizimki 8 yıl) bekleyen tipler. e sonucunda da ortaya fazla tatlı, sevimli birşey çıkınca sosyal medyada 'ya bakin biz bile yaptık ama ne kadar da tontis değil mi?' falan diyerek fotoğraf paylaştığımız oluyor. ama kesinlikle ilk boku bu renk oldu, aman da prensesimiz 1 yaşına girdi, oglusumun pipisi uf oldu gibi paylaşımlar bana lüzumsuz ve saçma gelse de yapanı yargılayamam.

    ikinci kademedekiler yaşça ( işte o yaş nedir ben de bilmiyorum) geç evlenip hemen bir tane yapıştıranlar.
    herkesin çocuğu kıymetli tabii ki ama haliyle böyle anneler de istediği fotoyu paylaşmakta özgür. tabii o çocuk fazla kıymetli olduğundan nazar değmesin diye genelde ayak fotosu koyarlar, e onlarla yetinecez artık napalım..

    üçüncü kademedekiler daha bebek ana rahmine düştüğü an ultrason görüntüsüyle başlarlar, sonra gelsin baby showerlar, odamız da hazır ahan da bu da kapı süsümüz, bu da anı defterimizler, ( yeni doğmuş bebeye ne yazacaksam artık) hastane odamızı şöyle süsledikler, mevludumuzdeki cookieler ve dizayn için falanca tasarıma teşekkürler, odamız bilmemne home'danlar, bu da bizim ilk dişimizler, buğra berk birinci yaşına girdiler, yok oğlumun bullugu, kızımın beziyle imtihanı derken o aile de kaybolur gider bu çılgınlığın içinde.

    dördüncü kademedekiler üçüncü kademedekilere ilaveten maddi durumu çok daha iyi olup iyice bokunu çıkaranlardir. gender reveal partyler, kesinlikle falanca doktorla suda doğurunuzlar, şunu şurdan, bunu burdan aldık paylaşımları, olay arabada güvenlikse eğer kesinlikle falanca markayı tercih edinizler, ay eğer bebisinizle tatil yapacaksanız kesinlikle göcek'te bilmemne otelini tercih edinizler, bebek menüsü ve bebisiniz için aktiviteleri var, bebisiniz babysitter ile eğlenirken siz de denizin keyfini çıkarabilirsinizler, (ben de çok geziyorum ancak çoğu zaman temiz bir mama sandalyesi bulabildiğime şükrediyorum hatun babysitter diyo), ilk adım ayakkabımız burdanlar, böyle gider bu liste. bu dördüncü kademenin içindekilerin bazıları bebek bakımı gibi grupların kurucu üyeleridir (bunların bazıları nispeten faydalı olup bazıları çok tehlikelidir) ve bebek bakımı konusunda doktormus gibi ahkam keserler, hatta çoğu başka annelerle dalga geçecek ya da onları yargılayacak kadar ileri giderler, küstahlasirlar.. (aaaa sen emzirirken sigara mı iciyoosoon!?? mama mı veriyosooon?! biz mamaya karşıyız ) la siz kimsiniz acaba ve belki kadının sütü yok gelmiyor.

    beşinci kademedekiler yavrum kıt kanaat geçinip, anne bebek ürünlerinin fiyatları ve üzerinden alınan vergiler de düşünüldüğünde malum, güvenliği, plastigini, organigini bi tarafa koyup gidip en hesaplı olanını alabilenler. e foto paylaşmak onların da hakkı değil mi? tabii ki hakkı.

    ay içim şişti daha yazamiciim. velhasıl kelam ben de yapıyorum ama insanları bayiltmamaya çalışarak. gereksiz aslında niye yapıyorsak? şımarıklık mı, görgüsüzlük mü, abartmak mı, fazla mucizevi bulmak mı, şeyimin keyfi mi artık neyse sebebi?

    şunu da eklemek isterim. bu gibi paylaşımlarda bulunan annelerden (ki bunların çoğu da blog yazarı) öğrendiğim pek çok şey de oldu. yabancısı olduğunuz bir durum yaşadığınızdan, bilmediğiniz bir sektöre bulastiginizdan, başka insanların tecrübeleri, tavsiyeleri çok çok faydalı olabiliyor sizin için. bunu da yazalım şurda dursun.

  • -aloo
    +acildeyim gel beni al
    -noldu
    +ciğerlerime su kaçtı
    -nasıl yaa
    +yüzme kursunda ayaklarımı yukarda tutamıyorum diye kollukları ayağıma bağladım

  • plazada çalışırken benim de böyle dertlerim vardı. ayda bir değil, ayda en az iki üç kez cicişlerden biri yaklaşıp "falanın doğumgünü ehehe" derdi, ben de para verirdim. para vermemin tek amacı da doğumgünü dolayısıyla oluşan kaos ortamından faydalanıp dışarı kaçmaktı. eski iş arkadaşlarım beni pek sevmezdi, allahı var ben de onları sevmiyordum, bazen iş yerinde insanlarla konuşmamak için köpekbalığı maskesi takıyordum ve bunun ölçüsüz avlanma protestosu olduğunu söylüyordum(insanlardan uzak durmak için yaptığım buluşlara inanamazsınız). hatta bir tanesi bana aşırı derecede uyuz olduğu halde alter egom olan isolde'yi çok seviyor ve yıllardır yazılarını paylaşıp övgüler yağdırıyor asdfdsas. neyse, sonra baktım ki bunlar benim doğumgünümü hiç kutlamıyorlar, pasta masta almıyorlar, ben de "ayşesu'nun doğumgünü için para topluyoruz :))" diyen tiplere 25 kuruş ya da 50 kuruş vermeye başladım. nötr olduğum kişiler içinse 1 tl veriyordum, ve inanın bunu yaparken çok eğleniyordum. şrfszler bi kez arkadaşımın doğumgünümde ofise gönderdiği pastamı daha ben yokken kesip yemeye başlamışlardı bile. mesela çok taş bir kız işe başlamıştı, tüm kan çükünde toplandığı için nasıl üniversite bitirip çalıştığına hayret ettiğim bir tip de bu kız işe başlayalı henüz 2 gün 3 saat olmasına rağmen canhıraş bir çabayla herkesten para toplayıp, üstüne de kendisi para koyup kıza 2 farklı pasta ve hediye almıştı. 2 ay sonra kızı maille taciz ettiği için işten kovuldu. böyle sikimsonik ortamlarda çalışıp her ay 50 tl doğumgünü parası toplama masrafına katlanan herkese sabır diliyorum.

  • babamı izleyin, sonra ne yapıyorsa tam tersini yapın. çocuk yetiştiriyorum diye acur yetiştirmiş adam yanlışlıkla, halime bak amk.

  • çocuk sahibi olmak zor bir iş arkadaşlar. zaman zaman seni mecburi olarak meşgul edebilecek bir meseledir çocuk. çocuğun birini tekmeliyorsa o noktada annelik görevini yapıp çocukla iletişim kurman gerekiyor. gerekirse meşgul edecek bir şeyler bulacaksın, bacaklarını tutacaksın. kimse senin çocuğundan tekme yemek zorunda değil.

    bunu umursamayan kadın, yarın öbür gün okulda bu çocuk arkadaşlarını dövse aynı şekilde sorumluluğu üstlenmeden davranacaktır. eeeh çocuk canım bunlar nolacak arkadaşının kafasını kırdıysa... siz hiç çocuk büyüttünüz mü???? evet bir tek senin çocuğun var...