ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
08.30'dan 03.00'a kadar çalışmak
-
bugün, iş başvurusu için çağrıldığım şirketteki ablanın bana dediği eylem.
pazartesiden perşembeye kadar: sabah 8.30 akşam 7-8
cuma: sabah 8.30 gece 12-1
cumartesi: sabah 8.30 gece 3
pazar: tatilden hallice (yersen)
ücret: asgari
mekan: halkalı gümrük(gidenler bilir). tuğlalardan örülü bir odacık ve bir adet kondisyonu iyi konteyner.
not: üniversite mezunuyuz, tecrübesiziz ama bu kadar da ölmedik mk.
edit: söylemeyi unuttum. şirketin operasyon işlerinin yapıldığı, tuğla ile örülmüş olan 15 metrekarelik yere bir sıva çekmeyi bile uygun görmemişler. o tuğlalara üzüldüm aslında ben.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
2005 ağustosun son haftası.
2 ay önce eşimle ailelerimizin redlerine rağmen hepsini karşımıza alıp 2 arkadaşımızı şahit yapıp evlenmişiz. yeni mezunuz ve işe başlayalı sadece 10 ay olmuş. yani eşim ve benim maaş toplamımız kuş, evlendikten sonra karşımıza çıkan kira, fatura, mutfak, beyaz eşya taksiti, koltuk taksiti vs. gibi giderler ise dev kadar. iş yeri küçükyalı'da kiralık evimiz çengelköy'de. şirketten erken maaş istemişim ancak muhasebe departmanından yeni mezun çömeze cevap yazmaya bile tenezzül edilmemiş. cebimde kalan para sadece iş yerinden gebze harem minibüsüyle hareme gidecek kadar. ayağımda tabanı artık yırtılmış ancak üstten bu yırtığı görünmeyen, yürüdükçe yoldaki tozları içine dolduran bir ayakkabı.
harem'de indim. çengelköy'e yürüyorum. 15 dakikada bir eşim arıyor. her defasında sözler veriyoruz birbirimize hiç kimseye muhtaç olmadan ayakta kalacağız diye. yaklaşık 1,5 saat sonra ayakkabımın içi toz toprak dolu varıyorum evime. sarılıyoruz eşimle. yine sözler veriyoruz birbirimize.
maaşa daha 1 hafta var. bir hafta boyunca evde tek yemek makarna. 1 haftalık süre içinde kozyatağı'nda çalışan üst komşumuzdan rica minnet beni de en azından kozyatağı'na bırakmasını istiyorum çünkü işe gidecek param yok. her gün sabah akşam aynı ayakkabılarla kozyatağı'ndan küçükyalı'ya yürümeye devam.
çaresizlik...
şu an 32 yaşındayım. ev, araba gibi istanbul'un temel ihtiyaçlarının hepsine sahip olduk. borcumuz harcımız da kalmadı. 2 tane dünya tatlısı çocuğumuz var. artık tüm yatırımımız onların üstüne. daha özgür bireyler yetiştirmeye çalışıyoruz. onları dinlemeye ve anlamaya çalışıyoruz.
sözlerimizi tuttuk, mutluyuz. o ayakkabıları hala saklarım...
en uzun pi sayısı
-
bir arkadaşım bu sayının virgülden sonra 7 basamaklı olduğunu iddia edip, kanıt olarak da 8 basamaklı olan kendi hesap makinesini göstermişti.
(bkz: sözlükte anı anlatmak)
3 yaşında tablet pc kullanabilen efsanevi nesil
-
ne sizden üstün ne de efsane olan nesildir. sadece sizin sahip olmadığınız bazı şeylere sahipler. bütün akranları da aynı durumda. muhteşem, olağanüstü ötesi filan olmayacaklar, muhtemelen sadece belli kalıplar içinde düşünebilen bütün gün internette oyun oynayan zavallılar olacaklar. bizim nesil de bilgisayarla büyüdü ne oldu? herkes facebook'ta koyun yetiştiriyordu bir ara.
tinerciler tarafından boğazı kesilen polis
-
polisimiz metro çıkışında gbt yapsın ancak, bu şekilde güvenliğimiz çok iyi derecede sağlanıyor sayelerinde. ama 200 metre ileride sözde cam silerek para kazanan gaspçılara hiç müdahale etmesin. şikayet ettiğinizde de orası bizim bölgemiz değil diye cevap vermeye devam etsinler.
türklerin düşük hızlı interneti tercih etmesi
-
türk telekom teknoloji genel müdür yardımcısı yusuf kıraç beyefendi hazretlerine ait bir söylem. dünyada hız sıralamasında 102'nci sırada yer alan ülkede hizmet veren bir ıss'nın genel müdürü böyle bir açıklama yapıyor.
yusuf bey'e göre internet yavaş değilmiş, kullanıcılar yavaş interneti tercih ediyormuş. hepimiz saykoyuz, eziyet çekmeyi seviyoruz, o yüzden hızlısı varken yavaşını tercih ediyoruz. aslında bu yaptığı tam bir laf ebeliği. gerçek ortada kabak gibi dururken adam çok güzel olayı kullanıcı tercihi olarak bize yıkmış.
o zaman bundan sonra şöyle diyelim; türkiye'de internet çok pahalı. ona da bir laf bulursunuz siz.
haberin linki burada
hayatında hiç karı görmeyenleri şaşırtan fotoğraf
-
yine beyin yakan, muhteşem bir onedio içeriği. anlamadığım şey bu saçmalığa procter & gamble projesi olan kadinlarbilir.com'un sponsor olması. adamlar "karı" kelimesi üzerinden clickbait kafasında içerik hazırlıyorlar, içerik leş, espri ilkokul seviyesinde, hedef ve yorum yapanlar leş erkek kitle, hatta onedio "komik" ve "erkek" tagleriyle tanımlamış içeriği, sponsoru kadınlar bilir markası altında procter & gamble. dünya devi marka türkiye'de nasıl temsil edildiğinden haberdar mıdır acaba?
jaap stam
-
türkiye'ye gelmesi halinde şahsıma cine 5 decoderi aldırtacak dünyanın en iyi savunmacısı.
en karizmatik ad soyad kombinasyonları
-
turkiyede de vardir
(bkz: mustafa kemal ataturk)
wolfgang amadeus mozart
-
mozart:pırıltılı,huzur,ayrıntıya özen,dikkat
35 yıl ve 600 den fazla yapıt.
6 yaşında keman ve piyano calabilme ve 6 yaşında ilk konser seyahetleri
12 yaşında imparator 2.joseph için ilk operasını yazıyor"la finta semplice"
13 yaşında straspurg kilisesi orkestra şefliği ve papa tarafında altın madalyayla ödüllendirilme
karısının adı constanze ah constanze ah ahh onu sen öldürdün
aklımdaki dagınık bilgiler