hesabın var mı? giriş yap

  • "şırnaktan arkadaşım geldi "ee o kadar yol geldik bi meyveli lahmacun ısmarlarsın" dedi meğersem waffle istiyormuş amk..."

  • millet trafikte beklerken sıranın başına kaynak yapıp şeride girerek milletin hakkını yiyen birinin yakarması.

    edit: şu son anda kaynak yapanlar böyle cezalar yedikçe içimin yağları eriyor. biz mal gibi bekleyelim, beyefendi sıranın en önüne kaynak yapsın, sonra da şikayet etsin.

  • klasik türk düşünce şeklini gösteren cümle. neden sigara içmeyenlere daha fazla maaş verilmesi önerilmez de sigara içene daha az ödeme yapılması önerilir. büyük ihtimalle bunu öneren zengin bir patron değil 3 kuruş maaş alan bir çalışandır. kraldan çok kralcı olmak böyle bir şey.

  • sözcük anlamı, yunanca kuyruğu salınan. kedi korkusu olarak dile yerleşmiştir.

    sanılanın aksine kedilerden nefret emek ya da tiksinmek değil bildiğin korkmaktır bahsedilen. bazı insanlar hayatlarında hiç yılan görmedikleri halde yılandan korkmalarına eş değer bir korkudur.

    bir görüşe göre bazı hayvanlardan korkup korkmayacağımız belirleyen şey, hayvanın dış görüntüsü değil insan davranışlarına ne kadar benzediğidir. tabi geçmişte yaşanan tatsız bir olay en başta gelen korku sebebidir. ha bu arada korkma ve hoşlanmamayı aslanla kartal gibi birbirinden ayırmak gerekir.

  • sanirim cok fazla trajediyi cok yakin aralıklarla yasadigi icin yeni bir trajedi yasayinca cok cabuk organize olabiliyor artik.
    olayin şokunu hizlica kenara koyup birbirine el uzatiyor.
    tabii yasadiklarindan ders almadığı icin, bu trajedileri tekrar tekrar yasiyor olmasi ayrica uzun bir konu tabi ama demek istediğim sey, bu hizlica organize olabilme becerisi, ecnebi memleketlerde yok.
    haliyle bize gore daha seyrek yasadiklarindan dolayi belki de ya da baska bir sey, bilemiyorum.
    ama bizdeki ahenk onlarda yok, bunu cok olayda gözlemledim.
    onlar trajedilerinden cok ders alip, yasananlari anmayı asla unutmuyor.
    biz hizli unutsak ta her seferinde ayni dayanismayi sergiliyoruz.

    malum cok buyuk bir nufus ve alan bu depremden korkunc zarar gordu.
    henuz 24 saat oldu ve her yer muazzam organize olarak, tum gucuyle deprem bölgesine destek olmaya calisiyor.
    istanbul-ankara otoyolu yuzlerce cekici low bed'ler uzerinde bekolu kepce tasiniyor.
    onlarca ambulans tek sira olmus gidiyor.
    farkli sehirlerin plakalarindan grup grup kamyonlar "deprem yardımı" afisleriyle yollarda.
    bircok sehirdeki lojistik merkezi yapilmis alanlarda yuzlerce insan kolileri elden ele uzatip tir yukluyor.

    muazzam sahneler.
    suan niğde otoyolundayiz, adana'ya gorev yerimize gidiyoruz ve bir suru farkli plaka minibus minivan, logolu sirket araci, ici insanla, malzemeyle dolu bolge yolundalar belli.
    benzinliklerde selamlaşma var,
    allah hepimizin yardımcısı olsun,
    yolunuz acik olsun,
    gibi dileklerle yeniden yola cikiyorsunuz.

    sanirim turk halki bu ozverili dayanismayi seviyor, bu konuda cephede en onde, süngü takmis zafere kosan dedeleri gibi olmaktan gurur duyuyor.
    henuz sifir noktasina varmamisken bu birlik hissini yasamak cok acayip, tarifi zor.

    hepimiz sanirim uzun zamandir tek yürek olabilmenin gücünü özlemişiz.

    tum kirli siyasilere, art niyetlilere ragmen...

    fdes yoldan bildirdi.

  • flaying (deri yüzme) en acımasız işkence ve infazların başında gelir. 13. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar çin ve ingiltere'deki en popüler işkence türlerinden biridir. tarihi ise çok daha eskiye dayanır ve halen uygulandığı düşünülmektedir. görsel

    bu işkence türünün tarihi mö. 900'e kadar uzanmaktadır. asur hükümdarları esirlerinin derilerinin yüzdürülmesini emrederdi. antik çin'in yanısıra, mezoamerika'daki aztekler'de ve ortaçağ avrupası'nda esirlerin canlı canlı derilerinin yüzüldüğüne dair kanıtlar bulunur.

    bu tür bir infazın amacı kurbana mümkün olduğunca çok acı çektirmektir. kurbanların bedenlerinde birkaç uzun kesik atılır ve derileri o kesiklerden başlanarak adeta yırtılarak soyulur. en kötü yanı kurbanın işkencenin ve sonunda infaza ulaşacak işlemin çoğunda bilincinin açık olması ve bir kasap edası ile derileri yüzülürken tüm olan biteni doğrudan hissetmeridir. ölüm ne kadar geç gelir ise işkence o kadar acı verici olur.

    kurbanların bazıları bu işkence öncesinde hazırlık aşamasından geçirilirdi. deri serttir ve öncesinde yumuşatılması gerekir. bunun için birkaç yöntem kullanılırdı. bu yöntemlerden en yaygını, kurbanın tamamen kavrulana kadar güneş altında bırakılmasıydı. bazen kurbanı kaynar suda bekletme yöntemi de kullanılırdı. bu iki yöntemde de kurban henüz deri yüzme işkencesi başlamadan önce bile büyük acılar içerisinde olurdu.

    bu işkencenin tamamlanması saatlerce sürer. en kötü yanı ise diri diri yüzülen kurbanın günlerce hayatta kalmasıdır. kurban önce böceklere meze olur, müthiş bir ateş içerisinde kan kaybından ölür. yaşanabilecek en kötü ölüm şekillerinden biridir.

    kaynak: 1,2