hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • vay be, birkaç sene öncesine kadar hürriyet takip ettiğim başlıca haber siteleri arasında geliyordu. şu an bakınca bu köklü gazetenin bile aciz bir hale geldiğini üzüntüyle görüp kapattım haberi.

    yazık.

  • olay beyoglu'nda bir kafede yasanmistir.
    olayin kahramanlari ayni masada oturan 3 arkadas ve yan masalarinda oturan bir zencidir.

    3 arkadas kendi aralarinda zenci arkadasi gostererek konusmaktadirlar,

    - ark1- oglum bu herifte bu kadar alet vardir simdi.(sag el sol dirsekten tutulmus halde diger arkadaslara gosteriliyor)

    - ark2- kesin bu kadar kalindir...(sag el sol bilegi tutmaktadir ve kalinligi isaret etmektedir)

    - ark3- oglum bu herif seni bisikse ne olur?

    -zenci-(yan masadan hafifce kafasini cevirerek cevaplar)

    --yipranir...

  • aslında ürettiği şeyin, sanat olarak değerlendirilme durumuna göre bir insan için sanatçıdır ya da değildir denebilir.

    öncelikli şart, bir şey üretmesidir. çünkü sanatçı, öncelikle üretmelidir. sanatçılık, aydın olmayı gerektirir. yenilik düşkünü olmayı gerektirir. dolayısıyla, bir insan için sanatçı deme ihtiyacı hissediliyorsa, öncelikle üretip üretmediğine bakılmalıdır. üretiyorsa, ürettiği şeyin özgünlüğüne bakmak gerekir. son olarak, ürettiği özgün eserin, bir sanatsal değeri, estetiği, önemi, nadirliği gibi kriterlere göre kişiye sanatçı denebilir.

    zira herkesin yaptığı/yapabildiği, konuşabildiği, söyleyebildiği gibi şeyler yapmakla, sanatçı olunmaz. konuşarak, yürüyerek, ezberleyerek sanat yapılamaz. üretim şarttır.

    yine, müzik ve müzik üretmek, şarkı üretmek konularında sanatçı tartışmaları vardır. ben, bu konuya da şöyle yaklaşıyorum; müzik bir sanattır evet ama her şarkı söyleyen sanatçı olmaz. bunda da yine bir özgünlük ve üretim şartı olmalıdır. şarkı üretmek ve onu özgün şekilde yorumlayabilmektir bunun ön şartı. başkalarının yazdığı şarkı sözlerini, başkalarının besteleri aracılığıyla, başkalarının icra ettiği müzikle çıkıp söylemenin, sanatçılıkla bir ilgisi yoktur. sanatçının üretme şartı vardır. üretmeden, sanatçı olunamaz.

  • 5. kez aldığım iletişim araştırmaları dersinin finalinde artık isyan ederek, mine şen hocaya hitaben "hocam şu sınavı geçeyim, kızım olursa adınızı vereceğim" notu düşmüştüm. hiç unutmam sınavı geçip mezun olunca; hocam, "geçtin ve kızına daha güzel bir isim koyabilirsin" diye mail atmıştı. dünya döndükçe unutmam...

  • yaaa musa kardeş, gel bakalım buraya. gıda hakkında, proses hakkında hiç bir şey bilmediğin halde övdüğün bir ürün buldum. hem de çocuk ürünü.

    https://gidadedektifi.com/…-zencefilli-kurabiye-772

    bu ürün şeker ilavesiz diye satılıyor, uyanıklığa bak. musa da reklamında bunu belirtmiş. "ürün ilave şeker içermiyor " yazmış.

    benim 3 yaşında elinizden öper bir oğlum var, geçenlerde bu tanıtılan ürünü aldım, şeker ilavesiz diyor ama ürüne organoleptik muayene yaptığımızda görüyoruz ki ürün tatlı. ürün etiketini inceledim, içindekiler kısmında %30 elma suyu olduğu yazıyor. zencefilli kurabiye yapımında elma suyu kullanılmaz, normal reçetede elma suyu kullanılmaz. elma suyu şeker ilavesi olması için kullanılmaktadır ve bu ürün açıkça şeker ilavelidir, etiketinde şeker ilavesiz yazılamaz ve reklamı bu şekilde yapılamaz.

    sağolsun, tarım bakanlığı da itirazları göz önünde bulundurarak bunun gibi şeker ve tatlandırıcı olarak elma suyu, hurma vs kullanılan ürünlerin şeker ilavesiz olarak satılmayacağı hakkında bir görüş bildirdi.

    sözün özü kılavuzu musa olanın sonu şeker ilavesiz diye fruktozlu kurabiyeye kilosu 1400 lira vermektir.

  • maalesef ama maalesef z kuşağı 'dır.

    empati sempati hiçbir şey yok bunlarda. robot gibi yetisiyorlar, çok üzücü.

    edit: sabah sabah mesaj kutum dolmuş, geneli de sistemi biz değiştireceğiz oy kullanacağız bla bla bla.

    tamam kardesim umarım öyle olur da bu sacma dönemden bizi siz kurtarirsiniz. lakin şunu da adım gibi biliyorum; bir ps5 e, bir iphone'a, bir starbucksa ruhunu satacak tipler, dolar kurunun 1.35 olduğu zamanlara denk gelseler çok rahat manipüle edileceklerini de kabul etsinler bari. ben o dönemlere ragmen oy vermedim sorguladım mesela. tanıdığım çoğu insanlarla küs oldum.

    ulan sizlerin de ciğerini biliyoruz sosyal medya ile en kolay yönlendirilen kusaksiniz işte. gidin aynanın karşısında gizli gizli tiktok dansı çalışın, yarın okulda kızlara şekil yaparsınız...

  • 99 yazindan beri almanya'da yasiyorum. oglum burda dogdu. önümüzdeki ay ilkokula baslayacak. evet, okul agustosta basliyor.
    dün kreste son günüydü. özel falan degil, standart, devlete bagli bir kurum.
    iki koca klasörle eve geldi cocuk. 4 sene boyunca yaptigi bütün resim, karalama, yazi vs ne varsa güzelce dosyalayip vermisler.
    bir de 54 sayfalik rapor. cocugun fiziksel gelisiminden tut, dilbilgisi, kelime hazinesi, diger insanlarla iliskiskisi, matematiksel zekasi, müzige, spora, dansa ilgisi ve yetenegi, rasyonel düsünebilme yetenegi vs vs, daha aklima gelmeyen bir ton sey. bunlari 4 yil boyunca incelemis, raporlamis, yildan yila degisimi gözlemlemis, gereken yönlendirmeleri yapmislar.
    yuh dedim. kres falan yoktu bizim cocuklugumuzda, olsa bile lükstü, evin karsisindaki arsada büyüdük. ama ilkokul ögretmenime sorsalardi, herhalde 54 sayfayi birak, hakkimizda anlatacak 54 kelime bulamazdi.
    nasil bulsun anasini satiyim, 60 kisilik, bir sirada 4 kisinin oturdugu sinifta kadincagiz neyin gözlemini yapacak.
    seviyorum seni iftinur hocam:)