hesabın var mı? giriş yap

  • moda'da kaybolmak.

    otuz küsur yıldır istanbul'da yaşıyorum, 2005'ten beri de adresim kadıköy istanbul. gel gör ki halen bir barlar sokağını bile sorarak buluyorum. utandığımdan bir de başka şehirden gelmiş ayağına yatıyorum. "pardon buralarda bi reks sineması mı, feks sineması mı ne varmış?..." tipim elverse hepten bristol aksanıyla excuse me diye gireceğim oysa.

    işte bu kafada biriyken hepsi birbirine benzeyen dar moda sokaklarına girince zaten güdük olan oryantasyonum hepten kayboluyor, tekerlekteki hamster gibi anlamsızca dönüp duruyorum. al bak 6 yıl olmuş, daha kadıköy'e arabayla girip, bir şekil moda'da kaybolmadan insan gibi e5 çıkışını bulup eve dönebilmişliğim yok.
    - oo saat 11 olmuş ben kalkıyım
    - acelen ne erken saat
    - daha moda'da kaybolcam çok geçe kalınca etrafta yol sorcak adam kalmıyo...

  • fermente sucuk;

    gerekli ph değeri ve nem oranı sağlanana kadar, özel şartlarda bekletilir ve doğal olarak yenmeye hazır hale gelir.

    ısıl işlem görmüş sucuk;

    yenme aşamasına bir an önce gelmesi için ve nem kaybının sağlanması adına ısıl işlem uygulanır, bu ısı müdahalesinden dolayı çok daha çabuk yenmeye hazır hale getirilir

    bir sucukkolik olarak tavsiye: kesinlikle kaliteli markaların fermente sucuklarını tüketiniz. buzdolaplarında vakumlanmış, rengi, tadı, içeriği belli olmayan sucukları tüketmeyiniz. kaliteli sucuklar buzdolaplarının süt ürünleri kısmında olmaz, orta veya büyük ölçekli marketlerin kasap reyonunda bulunur ve oradaki kasap size mutlaka yardımcı olur. ( bazen özel dolaplarda da olabiliyor )

    denediğim markalar:
    1-cumhuriyet
    2-başyazıcı
    3-torku
    4-apikoğlu
    5-azizoğlu
    6-şahin
    7-pınar
    8-polonez
    9-namet
    10-ahmet ipek
    11-egetürk
    12-ikbal
    13-beşler
    14-coşkun
    15-sultan

    deneyimlerim sonucu tavsiye edeceğim ilk üç marka:
    1-apikoğlu
    2-coşkun
    3-cumhuriyet

    afiyet olsun.

  • arkadaşın biri erasmus programıyla modena'ya gidip, ilk dönemi orada geçirip ikinci dönem tekrar aramıza dönmüştür. hep beraber politics dersine girmişizdir. hoca derse başlamadan önce kıza hoşgeldin der ve "evet x'cim, şimdi seni şöyle ortaya alalım. bize modena maceralarını anlat." der. kız da hiç itiraz etmeden çıkar orta meydana başlar heyecanlı heyecanlı anlatmaya..

    -ay işte hocam ilk önce roma'da indim uçaktan. ellerim kollarım her tarafım bavul dolu. benim kilo 45, bavullar en azından 150.
    -hahahahaha
    -neyse, alanda bi taksi bulabildim güç bela. atladım içine; amacım metroya gitmek..
    -eeee
    -zar zor bindim taksiye. allahın italyan'ı, bi yardım bile etmedi bavulları arabaya taşımama.
    -cık cık cıkk
    -yerleştim taksiye. git git yol bitmiyor! saat de zaten epey geç olmuş, her yer zifiri karanlık. birkaç saat sonra metronun önüne gelebildik nihayet. ben tam uzandım çantama, para çıkarmak için. bir de ne göreyim; yanıma hiç nakit almamışım!
    -eeee?
    -taksiciye sordum. ya işte nakit yok bende, kredi kartı geçer mi diye. italyancam da çat pat işte.. ne dese beğenirsiniz hocam??
    -valla bilmem?
    -"sorun değil. yatakta da ödeşebiliriz dedi banaaa!!!
    -oo çok güzel!! verdiniz mi?

    akabinde ders iptal olmuştu zaten...