hesabın var mı? giriş yap

  • bu adamlar o kadar teknolojik uzay gemisi yapmislar hala bi otobus gibi tutma yeri koymamislar, bi torpil yiyince cikan sarsilmada hoop diye cihazlara tutunuyolar, bigun biri kiracak navigasyon kolunu, kalacaklar uzayin ortasinda dimdizlak

  • "ama kullanabileceği vicdansızlığın %100'ünü kullandı" şeklinde devam etmesi gereken cümle.

  • en sağlıklı, en zeki kedi 7 sülalesi sokakta doğmuş büyümüş, insan eliyle üretilmemiş olan kedidir.
    ama ille seceresi belli kedi isterim derdi varsa, chartreux. türkiye de zor bulunur, yetiştiricisi yok, ithal edilmiyor (scottish ve britishlerin uğradığı zulme uğramasınlar zaten. türkiyede yetiştirilmesini ve ithal edilmesini istemem). belki evinde çifti olup yavrusunu veren vardır.
    12 yıl önce evde doğmuş ve satılmak üzere kuş kafesine kapatılmış hasta bir chartreux yavruya, kavga dövüş ve biraz da para vererek el koydum. türün özellikleri ve alışkanlıkları hakkında internette ne okuduysam aynen öyle benimki.
    birşey istemediği sürece hiç sesi çıkmaz. tuvaletini yapmadan önce ve yaptıktan sonra haber verir. karnı acıkırsa mama ister. sevmek isteyene izin verir ama bir kaç saniyeliğine. ne zaman insan teması istediğine kendisi karar verir, gelir yüzüme patisiyle dokunur, canı isterse omzumu, kolumu patileriyle yoğurur sonra da sarılıp uyur. yavruyken gölge gibi takip ederdi beni. artık yaşlandı eskisi kadar çok oynamıyor ama, düğümlenmiş torba, çorap topu, peluş oyuncak gibi şeyleri önüme getirir atmamı bekler. atınca tekrar geri getirir. evdeki diğer kedimi her akşam önüne yatırır döve döve kulaklarının içine kadar temizler. umarım cinsindeki bir çok kedi gibi 18-20 yaşını görür ve onunla biraz daha zaman geçirebilirim.

  • ön edit: arkadaşlar destekleriniz ve iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederiz. elif'in annesi olayın açıklamasını şu şekilde iletmemi istedi:
    “olay, kadıköy kızıltoprak'taki florence nightingale hastanesi'nde 11.06.2021 tarihinde gerçekleşti. kızımın ayağındaki aşil tendonu gerginliğinden dolayı bel mr'ı istendi. önce, mr çekimi için kızımla birlikte mr odasına girdik fakat uyanık halde mr çekilemediği için anestezili çekim istendi. bir hafta sonra tekrar abimle birlikte hastaneye gittik. elif'i bayıltıp içeri aldılar. ben de içeri girmek istedim fakat anestezili çekime alamayacaklarını söylediler. süreç beklenenin 2 katı sürdü. mr kapısının önünde bilgi almaya çalıştık fakat bizi kapıda beklettiler. kızım bize haber dahi verilmeden müşahede odasına alınmış, eli ve kolu sargılı haldeydi. kızımı o halde görünce tansiyonum düştü ve baygınlık geçirdim. bize sadece ufak tefek yanıklar olduğunu söylediler. sargılar açıldığında elif'in başparmağı kemiği gözükene kadar yanmış, orta parmağı ve kolunda da yanıklar vardı. bir anne olarak o an yaşadığım acının tarifi yoktur. bu olayın neden gerçekleştiğine dair bize hiçbir şekilde açıklama yapılmadı. bizi bir odaya çıkardılar ve saatlerce orada beklettiler. ısrarlı taleplerimiz sonucunda odaya gelen doktor “biz de ne olduğunu anlamadık, allah beterinden korusun” deyip gitti. epikriz raporunu istedik, vermediler. mr ödemesini yapmak için gittiğimizde ücret almadılar. hastaneden çıkarken vale parası bile almadılar. amaçları bizi apar topar hastaneden göndermekti.

    bunun üzerine aynı gün karakola gidip şikayette bulunduk. polis eşliğinde haydarpaşa numune hastanesi'ne gittik ve orada 2. ve 3. derece yanık olduğunu öğrendik. ardından kartal lütfi kırdar yanık hastanesi'ne gittik ve kızıma müdahale yapıldı.

    kızım iki ameliyata girdi, ikisinde de doku nakli yapıldı. parmaktaki hasarın ciddiyetini ilk anda hiç anlayamamıştık. ameliyatlardan sonra anladık ki baş parmağın tendonları yandığı için işlevini tamamen kaybetmiş.

    hastane bu olayla ilgili hiçbir sorumluluk kabul etmediği gibi bize bugüne kadar bir açıklama da yapmadı. biz ne öğrendiysek savcılık bilirkişi raporundan öğrendik. raporda bahsedilen sorun, mr makinesine uyumlu olmayan bir materyal kullanımı olduğu yönünde.

    yaklaşık bir senedir ameliyatlar, psikolojik problemler ve hukuki süreçle uğraşıyoruz. eminim herkes hemfikirdir ki, evlat acısının hiçbir maddi karşılığı yok. haberlerdeki fotoğrafları görünce olayın ne kadar ciddi ve acı olduğu anlaşılıyordur zaten. bizim tek istediğimiz sürecin adil bir şekilde sonuçlanması, gerçek sorumluların cezalandırılması ve hepsinden önemlisi elif'imin bu süreci en az hasarla atlatabilmesi, bedenen ve ruhen sağlığına kavuşabilmesi. bizim canımız çok yandı başka canlar yanmasın”

    ön edit 2: mr makinesine uyumlu olmayan metaryel diye bahsedilen şey mr cihazına uygun olmayan oksimetre kablosuymuş.
    ek olarak, birçok arkadaş çocuğun üstünde metalik bir nesne olabileceğinden bahsetmiş ancak çocuğun üstünde hiçbir metal nesne yokmuş. sadece tshirt ve tayt varmış. saç tokasına kadar herşey kontrol edilmiş. hatta anne ve dayısı da kızı teslim ederken üstündeki metal eşyaları ve cep telefonlarını kabindeki odada bırakmışlar.

    ——

    komşumun dünyalar tatlısı kızı elif'i florence nightingale hastanesinde mr çekimi sırasında cihazın içinde unutup yaktılar arkadaşlar. bu rezaletin duyurulmasını istiyorum çünkü çocuğun baş parmağı ne yazık ki hayatı boyunca engelli kalacak. hastane yönetimi ise olayı örtbas edip aileye ne maddi ne manevi hiçbir şekilde destek olmadı.

    detaylar için:

    https://www.cumhuriyet.com.tr/…rda-yaktilar-1941309

    https://www.ntv.com.tr/…iasi,mg0bmi8qm0mrolw7k-r4ya

  • ben bunun yapılabilecek en psikopatça olanını denedim. şanssızlığın da peşimi bırakamasıyla daha acı bi şekilde devam etti.

    benim doğum günüm yaz mevsiminde. bu yüzden ben çalışmak için istanbul'da kalırken, tüm arkadaşlarım memleketlerinde olurlar. ben de doğum gününü mal mal evde geçirmeyeyim de, sinemaya falan bi aktiviteye katılayım diye gittim bi bilet aldım. en yakın seans hangi filmeyse gittim aldım, girdim salona.

    "ahhh ne acıı tek başıma sinemaya geldim, şimdi çiftler gelecek, gözümün içine baka baka beraber film izlicekler" diye üzmeye hazırlıyordum kendimi.

    lan kimse gelmedi. 1 kişi bile. koca salonda, doğum günümde tek başıma film izledim amk.